"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/470 E., 2024/607 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret-Temyiz Talebi Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 16. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/124 E., 2020/298 K.
Taraflar arasındaki yargılamanın yenilenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince 21.03.2024 tarihli ek kararı ile, kararın kesin olduğu gerekçesiyle davacının ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Ek karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Yargılamanın yenilenmesini talep eden davacı vekili; davalı ...'nin davacı ...'e verdiği vekaletname ile azilnamenin dosyaya kazandırılmadığını, davaya konu dairelerin davalı ...'ye satılmış görünmesinin sebebinin faiz oranları düşük olması nedeniyle konut kredisi kullanmak niyetinden ibaret olduğunu, aralarında inanç sözleşmesinin söz konusu olduğunu, konut kredisi taksitlerini davacının ödemiş olduğunu, davalı ...'nin davacı futbolcu arkadaşının güvenini kazanmak için önce kendisine teminat olarak verdiği geniş yetkili vekaletnameyi azilname ile ortadan kaldırdığını, İstanbul 3. Aile Mahkemesinin 2016/410 Esas sayılı davasının eş muvafakati olmadan dairelerin satılmasıyla ilgili olduğunu, derdest olan bu davanın dava sonucunu etkileyeceğini, bunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 375/1-ı bendine aykırılık teşkil etmekte olduğunu, dosyada yer alan bilirkişi raporunda davacı ...'in yaptığı ödemelerini davalı ... yapmış gibi raporladığını, bu hususun da HMK 375/1-f bendine aykırı olduğunu ileri sürerek yargılamanın yenilenmesine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili duruşmada yer alan beyanında; yargılamanın yenilenmesi koşullarının oluşmadığını, Aile Mahkemesince verilecek herhangi bir kararın müvekkilini etkilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı-karşı davacı ... vekili duruşmada yer alan beyanında; yargılamanın yenilenmesi koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya konu yargılamanın iadesi sebeplerinin hiçbirinin mevcut olmadığı belirtilerek talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/262 Esas sayılı tahliye davasının bu dava ile bağlantılı olduğu ve bekletici mesele yapılması gerektiğini, davalı eşin dava konusu aile konutu üzerinde diğer davalı Banka lehine ipotek tesis ettiğini, bu işlem sırasında davalı Banka tarafından davacı eşin açık rızasının alınmadığını, Türk Medeni Kanunu’nun 194/1. maddesinin eşin açık rızasını aradığından yapılan işlemin geçerli olmadığını, aile konutunun muvazaalı satıldığını, noter vekaletinin istenmemesinin, dinlenmeyen davacı tanıklarının beyanlarının alınmamasının, davaya konu taşınmazları muvaazalı alıp satan ...'in dinlenilmemesinin sonuca etkili olduğunu, taşınmaz satılmadan önce kimin zilyetliğinde olduğunun belirlenmesi ve taşınmazın ne suretle edinildiği hususlarının tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlendikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerektiğini, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile davanın reddedilmesinin doğru olmadığını bu nedenle yargılamanın iadesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; yargılamanın yenilenmesini talep eden davacı vekilinin ilk yargılamada yapılmayan işler ve toplanmayan deliller olduğunu ileri sürerek talepte bulunduğunu, talebe dayanak delillerin ilk yargılama sırasında var olup sonradan ele geçirilen nitelikte olmadığını yasada sınırlı olarak sayılan yenileme sebeplerinin hiç birinin talep içinde var olmadığını, istemin yasal koşullara uygun bulunmadığını, İlk Derece Mahkemesi tarafından tüm delillerin toplandığı, verilen kararda usule, yasaya ve kamu düzenine aykırı bir yön bulunmadığı belirlenerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olmak üzere karar verilmiş; bu karara karşı davacı ve davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
D. Ek Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin 21.03.2024 tarihli ek kararıyla; 2024 yılında belirlenen temyiz sınırının 378.290,00 TL olduğu, yargılamanın iadesine konu dava konusu taşınmazın harçlandırılan değerinin 125.000,00TL olduğu, Dairece verilen 28.02.2024 tarih ve 2024/470 Esas, 2024/607 sayılı kararın kesin olarak verilmiş olduğu belirlenerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/1-a maddelerine göre davacının ve davacı vekilinin temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek ek karar ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, yargılamanın iadesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. ve 30.maddesi,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362.maddesi
3. Değerlendirme
1. Dosyanın incelenmesinden; inançlı işlem ve davalılar arasında muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali tescil davasının, dava dilekçesinde gösterilen 125.000,00 TL değer üzerinden açıldığı, yargılama sırasında davaya konu taşınmazın dava tarihindeki değerinin keşfen belirlenmediği anlaşılmıştır.
2. Hemen belirtilmelidir ki; 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca, gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda dava değerinin gayrimenkulün değerine göre belirleneceği öngörülmüştür. Dava değerinin belirlenmesinde taşınmazın dava tarihindeki keşfen saptanacak gerçek değerinin esas alınacağı kuşkusuzdur. Anayasa Mahkemesinin 2018/36896 Başvuru nolu kararı da bu yöndedir.
3. Bunun yanında; Harçlar Kanunu’nun 30. maddesi “Muhakeme sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılıyorsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 409. maddesinde (HMK 150) gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır.” şeklinde, 32. maddesi ise “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
4. Harçlar Kanunu'nun uygulanması ( kamu düzenini ilgilendirmesi nedeniyle ) hakim tarafından re’sen gözetilmesi gereken bir husustur.
5. Öte yandan, miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
6. Hal böyle olunca; eldeki davada temyiz sınırının ve kanun yolunun açık olup olmadığının denetlenmesi bakımından Mahkemece taşınmazın değerinin keşfen belirlenmesi, bundan sonra dava değerinin hesaplanması, bu değer üzerinden kanun yolu denetiminin mümkün olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının değinilen yönden kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesinin ek kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.