"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/30 E., 2021/58 K.
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; Ordu ili, .... ilçesi, .... Mahallesi 242 ada 39, 245 ada 91, 257 ada 6 ve 8, 261 ada 2, 269 ada 78 ve 283 ada 52 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakan eşi...'ye ait iken kadastro çalışmaları sırasında eşinin ilk evliliğinden olan davalı oğlu ...'in taşınmazları kendi adına tespit ettirdiğini, oysa çekişme konusu taşınmazlarda kendisinin (davacının) de miras hakkının bulunduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ...; çekişmeli taşınmazların mirasbırakan...’den intikal ettiğini, ancak kadastro tespiti sırasında davacı ile yaptıkları anlaşmaya göre kendisinin, annesinden kalan üç taşınmazı davacıya vereceğini, karşılığında da mirasbırakandan ...’tan davacıya intikal eden hisselerin kendi adına tescil edileceğinin kararlaştırıldığını belirterek davanın reddini savunmuş, yargılama sırasında kendisi tarafından davacıya verilen taşınmazların 264 ada 80 parsel, 269 ada 81 parsel ve 174 adada bulunan taşınmaz olduğunu belirtmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 09.06.2015 tarihli ve 2014/73 Esas - 2015/243 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakan...’den intikal eden taşınmazlarda rızai taksim yapılmadığı, davacıya miras payı oranında taşınmaz intikali sağlanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 14.12.2017 tarih ve 2015/20505 Esas - 2017/8948 Karar sayılı kararıyla; "...Mahkemece, muris...’den intikal eden taşınmazlarda rızai taksim yapılmadığı, davacıya miras payı oranında taşınmaz intikali sağlanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli değildir. Davalı taraf, taksime değil davacının miras payı ile kendine annesinden gelen bir kısım taşınmazların takas edildiği iddiasına dayanmıştır. Taraflar müşterek muris...’nin mirasçıları olup, mirasçılar arasında pay devri mümkündür. Mahkemece davalı tarafından davacıya verildiği iddia edilen taşınmazların kadastro tespit tutanakları ve tapu kayıtları getirtilmemiş, mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından davalı tarafından iddia edilen hususların doğru olup olmadığı sorulmamıştır. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için; öncelikle davalının, davacıya verdiğini iddia ettiği üç taşınmazın kadastro tespit tutanakları ve dayanakları getirtilmeli, sonrasında, dava konusu taşınmazla davalı tarafından davacıya verildiği belirtilen taşınmazlar başında yaşlı, tarafsız, taşınmazları iyi bilen, davada yararı bulunmayan mahalli bilirkişiler ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 30. maddesi nazara alınarak tespit bilirkişilerinin tümü ve taraf tanıkları ile keşif yapılarak, müşterek muris...’den intikal ettiği anlaşılan dava konusu taşınmazlarla ilgili olarak davacı ve davalı arasında davalı tarafından belirtildiği gibi bir anlaşma yapılıp yapılmadığı, davacının kendisine verildiği belirtilen taşınmazlar karşılığında miras payını davalıya devredip devretmediği, bu taşınmazların ne zamandan beri kim tarafından ne şekilde kullanıldığı hususları detaylı şekilde sorulup saptanmalı, beyanlar arasında çelişki bulunduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmesine çalışılmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna hüküm kurulmalıdır. Mahkemece belirtilen hususlar yerine getirilmeden eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulmuş olması isabetsizdir" gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 18.03.2021 tarihli ve 2018/30 Esas - 2021/58 Karar sayılı kararı ile; bozma ilamı doğrultusunda mahallinde icra edilen keşif esnasında dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından davalı tarafın, davacının miras hissesi ile takas edildiğini iddia ettiği 264 ada 80 parsel, 269 ada 81 parsel ve 174 sayılı taşınmazların davalının annesinden gelen taşınmazlar olduğu, bu taşınmazların davalı tarafından mirasbırakan...'ye satıldığı, fen bilirkişisi ...'ın 17.09.2019 havale tarihli bilirkişi raporunda; davacı tarafından keşif esnasında dosyaya sunulan 15.10.1978 tarihli ve satıcısı ... oğlu ... ve alıcısı... olan satış senedinin mevkii ve hudutları itibari ile davacının takas iddiasında bulunduğu 269 ada 81 parsel, 269 ada 174 parsel ve 264 ada 80 parsel sayılı taşınmazlara uyduğunun tespit edildiği, dolayısıyla davalının iddia ettiği şekilde bir takas işleminin olmadığı, dava konusu taşınmazların mirasbırakan...'den kaldığı, mirasbırakanın sağlığında taşınmazları taksim etmediği, davalının, üzerine kalan bir kısım taşınmazı sattığı, dava konusu 261 ada 2 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki evin davacı ... tarafından kullanıldığı, dava konusu diğer taşınmazların vefatına kadar mirasbırakan tarafından, vefatından sonra davacı tarafından fındık bahçesi olarak kullanıldığı anlaşılmakla, mirasçılık sıfatı sebebiyle davacının da dava konusu taşınmazlarda miras payı oranında hakkının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı temyiz dilekçesinde özetle; dava dışı 269 ada 174 ve 81 ile 264 ada 80 parsel sayılı, annesinden intikal eden ve daha sonra davacı tarafından kızı ...ye satılan taşınmazların kadastro tespit tutanakları ve tapu kayıtları celp edildikten sonra taşınmazlarda miras payını takas ettiğine dair keşifte yaşlı, tarafsız ve taşınmazı iyi bilen, davada yararı bulunmayan mahalli bilirkişiler ve tanıkların dinlenmesi gerekirken Mahkemece mahalli bilirkişi olarak Yusuf ve Mehmet İnce'nin dinlendiğini, davacının bu kişilerle akrabalık bağı bulunduğundan davacı yararına beyanda bulunduklarını, Kadastro Kanunu'nun 30. maddesi nazara alınarak tespit bilirkişilerinin tümü ve taraf tanıkları ile keşif yapılmadığını, davacı tanıkları ve mahalli bilirkişi beyanları arasında çelişki bulunduğunu, mahalli bilirkişi ve tanıkların kasıtlı olarak sözleşme yapılıp yapılmadığını bilmediklerini söylediklerini, 15.10.1978 tarihli sözleşmenin bozma sonrası dosyaya ibraz edildiğini, davanın genişletilmesi yasağı kapsamında olan bu hususa muvafakat etmediğini, bilirkişi raporuna karşı yaptığı itirazların dikkate alınmadığını, inşaat bilirkişi raporunda belirlenen değerin çok yüksek olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14, 15 ve 20. maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Kadastro sonucunda, Ordu ili, .... ilçesi, .... Mahallesi çalışma alanında bulunan 242 ada 39, 245 ada 91, 257 ada 6 ve 8, 269 ada 78 ve 283 ada 52 parsel sayılı, sırasıyla 1.279,59, 965,88, 587,40, 1.103,12, 871,88, 430,64 ve 1.069,69 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazlar irsen, intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
2. Davacı ..., çekişmeli taşınmazların müşterek muris...'den intikal ettiğini belirterek tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tescili istemiyle dava açmış, davalı ... savunmasında, çekişmeli taşınmazların müşterek muris...'den intikal ettiğini, ancak kadastro tespiti sırasında davacı ile yaptıkları anlaşma neticesinde kendisinin, annesinden kalan üç taşınmazı davacıya vereceğinin, buna karşılık muris ...'tan davacıya intikal edecek hisselerin kendi adına tescil edileceğinin kararlaştırıldığını belirtmiştir.
3. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından davalı tarafın, davacının miras hissesi ile takas edildiğini iddia ettiği 264 ada 80 parsel, 269 ada 81 parsel ve 174 sayılı taşınmazların davalının annesinden gelen taşınmazlar olduğu, bu taşınmazların davalı tarafından mirasbırakan...'ye satıldığı, fen bilirkişisi ...'ın 17.09.2019 havale tarihli bilirkişi raporunda davacı tarafından keşif esnasında dosyaya sunulan 15.10.1978 tarihli ve satıcısı ... oğlu ... ve alıcısı... olan satış senedinin mevkii ve hudutları itibari ile davacının takas iddiasında bulunduğu 269 ada 81 parsel, 269 ada 174 parsel ve 264 ada 80 parsel sayılı taşınmazlara uyduğunun tespit edildiği, dolayısıyla davalının iddia ettiği şekilde bir takas işleminin olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki; davalının savunmasında belirttiği üç parça taşınmaz olan 264 ada 80 parsel sayılı 372,57 metrekare miktarlı bahçe vasıflı taşınmazın, 269 ada 81 parsel sayılı 334,37 metrekare miktarlı fındık bahçesi vasıflı taşınmazın ve 269 ada 174 parsel sayılı 1.413,95 metrekare miktarlı fındık bahçesi vasıflı taşınmazın 2008 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında senetsizden davacı ... adına tespit ve tescil edildiği, daha sonra davacı tarafından 06.09.2019 tarihli satış işlemi ile kızı ...ye temlik edildiği, Mahkemece mahallinde icra edilen keşif sırasında beyanları alınan mahalli bilirkişi ve tanıkların da söz konusu taşınmazların davalının annesinden gelen taşınmazlar olduğunu bildirdikleri ve davalının savunmasını doğruladıkları anlaşılmaktadır.
4. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalının temyiz itirazlarının kabulüyle 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA,
Peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
09.10.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.