"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/518 E., 2023/1503 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/186 E., 2017/348 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı ... ve arkadaşları; Bolu ili, Merkez ilçe, ... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın kök murisleri ... oğlu ...’in iken murisin sağlığında ilk eşi ...’den olma davacı ... ve ...’in babası ..., ...’in ikinci eşi ...’den olma davacı ... ve ...’nin babası ... ile diğer davacı ...’nın babası ...’ya bıraktığını, uzun yıllar babalarının çekişmeli bölümü ekip biçtiklerini, kendilerinin de murislerinin vefatından sonra eklemeli zilyet olarak tasarruf ettiklerini ileri sürerek olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil harici bırakılan bu bölümün miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı Hazine; dava konusu yerin Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, aynı zamanda dava konusu edilen yerin Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...; somut uyuşmazlıkta davacılar lehine olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı zilyetlik koşullarının gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karar Ankara Bölge Adliye Mahkemesince “davacıların aktif dava ehliyetine sahip olup olmadığı belirlenmeden işin esasına girilmiş olmasının doğru olmadığı belirtilerek" Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkemece gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonucunda Bolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.10.2017 tarihli 2017/186 Esas, 2017/348 Karar sayılı kararıyla; zilyetlikle iktisap şartlarının davacı taraf lehine oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 05.04.2016 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 733,45, (B) harfi ile gösterilen 55,79, (C) harfi ile gösterilen 260,62, (D) harfi ile gösterilen 39,40, (E) harfi ile gösterilen 74,97 metrekare olmak üzere toplam 1.164,27 metrekarelik alanın davacılar adlarına miras payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 18.10.2018 tarihli 2018/612 Esas, 2018/1294 Karar sayılı kararıyla; dava konusu edilen taşınmaz bölümünün tesis kadastrosu sırasında iki mahalle arasında sehven boşluk olarak bırakıldığı bu nedenle kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile kazanılmasının mümkün oluğu, dava konusu taşınmazın batısında bulunan komşu 428 parsel sayılı taşınmaza kadastro sırasında uygulanan tapu kaydının taşınmaz yönünü " ..." olarak okuduğu, ... oğlu ...’in davacı tarafın kök murisi ... oğlu ... olduğu, dava konusu taşınmazın kök muris ...’e ait olduğu, sağlığında davacı tarafın murislerine bağışlandığı, sonrasında davacı tarafça kullanılageldiği, davacı taraf yararına TMK’nın 713. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen olağanüstü zamanaşımı ile iktisap şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle istinaf talebinin kısmen kabulüne, Bolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının kaldırılmasına, 05.04.2016 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 733,45, (C) harfi ile gösterilen 260,62, (D) harfi ile gösterilen 39,40, (E) harfi ile gösterilen 74,97 metrekare olmak üzere toplam 1.108,44 metrekarelik alanın davacılar adlarına miras payları oranında tapuya kayıt ve tesciline, (B) harfi ile gösterilen 55,79 metrekarelik kısmın mülkiyetinin davacılara ait olduğunun tespitine karar verilmiş, karara karşı davalı Hazine vekili tarafından temyiz yoluna başvurulması üzerine Dairenin 19.01.2022 tarih ve 2021/3466 Esas, 2022/396 Karar sayılı ilamıyla; Mahkemece yapılan araştırmanın eksik olduğu belirtilerek hava fotoğraflarından yararlanılmak ve 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulundan rapor alınmak suretiyle imar tarihi olan 1986 yılı itibariyle dava konusu taşınmaz üzerinde davacılar lehine zilyeltikle edinim koşullarının oluşup oluşmadığının araştırılması gereğine değinilerek karar bozulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararıyla; dava konusu edilen taşınmaz bölümünün tesis kadastrosu sırasında iki mahalle arasında sehven boşluk olarak tespit dışı bırakıldığı, dava konusu edilen ve krokisinde (A), (B), (C), (D) ve (E) harfleri ile gösterilen bölümlerin öncesinin kök muris ...’e ait olduğu, sağlığında davacı tarafın murislerine bağışlandığı, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin imar planı kapsamına alındığı 1986 yılından geriye 20 yılı aşkın süredir malik sıfatıyla öncesinde davacı tarafın murisleri tarafından, sonrasında davacı tarafça tarım arazisi olarak kullanıldığı, böylece davacı taraf yararına TMK'nın 713/1. maddesinde ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerinde öngörülen koşulların gerçekleştiği, ancak, krokide (B) harfi ile gösterilen dava konusu edilen bölümün yapılan imar planında yol olarak bırakıldığı ve bu bölümün aynı zamanda fiilen de genel yol olarak kullanıldığı, bu durumda, kamu hizmetine tahsis edilen yerler hakkında şartların gerçekleşmesi halinde tescil kararı verilemeyeceğinden kazanım koşullarının oluştuğu bilirkişi rapor eki krokide (B) harfi ile gösterilen 49,00 m² bölümü yönünden davacıların mülkiyetinde olduğunun tespitine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulü ile harita mühendisi ... ve kadastro teknisyeni ... tarafından düzenlenen 19.06.2023 tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 713,13 m², (C) harfi ile gösterilen 266,32 m², (D) harfi ile gösterilen 31,38 m², (E) harfi ile gösterilen 64,80 m² yüz ölçümündeki taşınmaz bölümleri dahil olmak üzere toplam 1.075,63 m2 yüz ölçümlü taşınmazın tarla vasfıyla adanın son parsel numarası verilmek suretiyle payları oranında davacı ... ve müşterekleri adına tesciline, (B) harfi ile gösterilen 49,00 m²'lik bölümünün mülkiyetinin payları oranında davacı ... ve müştereklerinde olduğunun tespitine, (F) harfi ile gösterilen 199,27 m² bölümün ... Mahallesi 225 ve 226 sayılı parsellerde kaldığı, davacılar tarafından bu parsellere karşı usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından bu bölüm yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, tapusuz taşınmazın tescil istemine ilişkindir.
Kadastro sonucunda; Bolu ili, Merkez ilçe, ... Mahallesinde bulunan çekişmeli taşınmaz bölümü tespit harici bırakılmıştır.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin “j” bendi gereğince temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Bolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
20.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.