Logo

1. Hukuk Dairesi2024/4354 E. 2024/6041 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve davacı adına tesciline ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, taraf teşkili, delillerin toplanması ve değerlendirilmesi, taşınmazın mülkiyet durumunun tespiti ve zilyetliğin niteliği gibi konularda eksik araştırma yapıldığı, hava fotoğrafları ve bilirkişi raporlarından usulünce yararlanılmadığı ve uyuşmazlığın tam olarak aydınlatılmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 1994/300 E., 2012/56 K.

HÜKÜM : Kısmen Kabul

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı asıl davada davacılar vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Birleştirilen 1990/279 Esas sayılı dava dosyasına konu davada davacı ... vekili dava dilekçesinde; Kahyalar köyünde bulunan 87 parsel sayılı taşınmazın 1.000 metrekarelik bölümünün en az 30 yıldır davacının zilyetliğinde olmasına rağmen davalı Hazine adına tespit edildiğini belirterek bu bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.

Birleştirilen 1991/81 Esas sayılı dava dosyasına konu davada davacı ... ve... vekili dava dilekçesinde; çekişmeli 87 parsel sayılı taşınmazın 35 yıldan beri davacıların zilyetliğinde bulunmasına rağmen Hazine adına tespit edildiğini, taşınmazın Hazine ile bir ilgisinin olmadığını ve Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden bulunmadığını belirterek tapu kaydının iptali ile davacılar adına tescilini talep etmiştir.

Birleştirilen 1990/254 Esas sayılı dava dosyasında davacı asıllar ... ve müşterekleri; çekişmeli 87 parselin bir bölümünün murisleri ... ...'in zilyetliğinde iken kendilerine intikal ettiğini, taşınmazın 60 - 70 yıldır zilyetliklerinde bulunduğunu belirterek tapu kaydının kısmen iptali ile iptal edilen bölümün adlarına tescilini talep etmişler, yargılama sırasında ... .e ve müşterekleri, çekişmeli taşınmazın kendilerine ... ...'den intikal ettiği ve taşınmaz üzerinde 60 yıldır zilyetlikleri bulunduğu iddiası ile davaya katılmışlardır.

Asıl dava dosyasında davacılar ... ve müşterekleri vekili; çekişmeli 87 parsel sayılı taşınmazın davacıların tapulu taşınmazları olmasına rağmen Hazine adına tescil edildiğini belirterek tapu kaydının iptali ile hisseleri oranında davacılar adına tescilini talep etmiş; yargılama sırasında ... vekili çekişmeli taşınmazın yaklaşık 1.000 metrekarelik bölümünde ...'in zilyet olduğunu belirterek davaya katılmıştır.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Birleştirilen 1990/279 Esas sayılı dava dosyasında Mahkemenin 13.10.1992 tarihli ve 1990/279 Esas, 1992/177 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmaz üzerinde davacı lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

Asıl dosyada Mahkemenin 14.10.1993 tarihli ve 1989/127 Esas, 1993/262 Karar sayılı kararı ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birleştirilen 1990/279 Esas, 1992/177 Karar sayılı Dosyaya Konu Davada Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 08.03.1994 tarihli ve 1993/64 Esas, 1994/3290 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece yapılan araştırmanın eksik olduğu belirtilerek önceki malik açısından senetsiz araştırması yapılması ve Hazineden tanıklarının sorulması, bildirdiği takdirde taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile ilgili bilgilerine başvurulması gereğine değinilerek hüküm bozulmuştur.

B. 1989/127 Esas, 1993/262 Karar sayılı Dosyaya Konu Davada Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 22.06.1994 tarihli ve 1994/7091 Esas, 1994/8616 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece davacılar vekilinin ölümü nedeniyle davacı asıllara tebligat yapılmaya çalışıldığı ancak davacı asılların adreslerinin tespit edilememesi nedeniyle kendilerine tebligat yapılamadığı, anılan durum karşısında Mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu belirtilerek hüküm bozulmuştur.

3. Bozma kararları sonrasında, Mahkemenin 1990/279, 1991/81,1990/254 Esas sayılı dosyalarına konu davaların bozma sonrası 1994/300 Esas numarasını alan (bozma öncesi 1989/127 Esas) dosyaya konu dava ile birleştirilmelerine karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozma İlamlarına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu .... beldesi 87 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti sırasında davalı Hazine adına tescil edildiği, davacılar tarafından kadastro tespitinden önceki hukuki nedene dayalı olarak tapu iptal-tescil davası açıldığı, birleştirilen 1991/81 Esas, 1995/16 Karar sayılı dosya davacılarının 1999 tarihinde yapılan keşifte düzenlenen krokiye göre (A) harfi ile gösterilen kısmın, birleştirilen 1990/254 Esas, 1995/15 Karar sayılı dosya davacılarının aynı tarihli krokide (D) harfi ile gösterilen kısmın, aynı dosya müdahillerininde (C) harfi ile gösterilen kısmın atalarından kendilerine intikal ettiği iddiasında bulundukları, yapılan keşifler neticesinde adı geçen yerlerin Hazine ile bir ilgisi olmadığı, çaydan veya kıyıdan kazanılmadığı, orman, mera, yaylak vasfında olmadığı, kadastro tespitinden önce uzun yıllar boyunca tarım arazisi olarak kullanıldığı, krokide (C) harfi ile gösterilen kısmın müdahil davacıların kök murisi ... ...'e ait olduğu, ölümü ile oğlu ... ile Hatice'ye kaldığı, Hatice'nin 1977/2774 nolu vasiyetname ile hissesini davacılar ..., ..., ...'e bıraktığı, krokide (D) harfi ile gösterilen kısmın murisi ... ...'e ait olduğu, onun ölümü ile mirasçılarına kaldığı, eşi Tenzile'nin Gazipaşa Noterliğinin 17.01.1967 tarih 76 yevmiye nolu sözleşmesi ile tüm malvarlığını davacı ... ...'ye bıraktığı, böylece bu kısımda ... ..., ..., ... ve...'nin hak sahibi oldukları, davacılar ... ve...'nin yokluklarında devam eden yargılamaya muvafakat ettiklerini bildirdikleri, krokide (A) harfi ile gösterilen kısmın...'a ait olduğu, onun tarafından 1/2'sinin oğlu ...'e verildiği, ...'in de ölümü ile mirasçılarına kaldığı, adı geçen davacıların davalarında haklı oldukları, bazı davacıların davasını takip etmedikleri gerekçesi ile asıl dosya davacılarının, dahili davacılarının, müdahil davacı ...'in ve birleştirilen 1994/134 Esas,1995/22 Karar sayılı dosyanın davacısı ...'in davalarının HMK'nın 150. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına, birleştirilen 1991/81 Esas 1995/16 Karar sayılı dosya davacılarının, birleştirilen 1990/254 Esas, 1995/15 Karar sayılı dosyanın davacılarının, birleştirilen 1990/254 Esas, 1995/15 Karar sayılı dosyada müdahil davacıların davalarının kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... ve asıl dava davacılarının mirasçıları ile davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı ... temyiz dilekçesinde; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, kendisine herhangi bir tebligat yapılmadan davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğunu belirterek ve re'sen tespit edilecek nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

Davacılar ... ve müşterekleri vekili temyiz dilekçelerinde; davacıların kendilerini Tunceli Barosuna bağlı Av. .... ile temsil ettirmelerine rağmen, Mahkemece Antalya Barosuna bağlı Av. ....'in UYAP sistemine eklendiğini, bu nedenle asıl vekilin davasını UYAP'tan takip edemediğini, tebligatların asıl vekile yapılmadığını, ... ve müşterekleri tarafından açılan davanın da kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek ve re'sen belirlenecek nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

Davacı ... vekili ek temyiz dilekçesinde; davacıya yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, davacının kendisini vekille temsil ettirdiğini ancak tebligatların farklı vekile yapıldığını, davacı ... açısından da davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini bildirerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

Davacı ... vekili temyiz dilekçesinde; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı açısından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğunu belirterek hükmün bozulmasını talep etmiştir.

Davacı ... temyiz dilekçesinde; kendisine yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, kendisinin asıl dosya davacısı ...'ın oğlu olduğunu, davacı annesi açısından davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini ancak bu kararın gerekçelendirilmediğini, çevreden duyduğu kadarıyla süreç içerisinde vefat eden avukat bulunduğunu, bu nedenle asıla tebligat yapılıp yapılmadığının sorgulanması gerektiğini, gerekçeli kararda bu hususun tartışılmadığını, mirasçı olarak dosyaya eklenmediğini, adil yargılanma, etkili başvuru, savunma ve mülkiyet haklarının ihlal edildiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek ve re'sen tespit edilecek nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 20. maddeleri,

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713. maddesi,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 150. maddesi.

3. Değerlendirme

1. Kadastro sonucu, Antalya ili, .... ilçesi, .... köyü çalışma alanında bulunan 87 parsel sayılı 20.800,00 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, kimsenin özel mülkiyetinde olmayıp tarla olmaya elverişli olması nedeniyle ham toprak vasfıyla 13.02.1981 tarihinde Hazine adına tespit edilmiş ve 01.07.1982 tarihinde Hazine adına kayıtlanmıştır.

2. Asıl davada davacılar ... ve müşterekleri tapu kaydına, birleştirilen davalarda davacılar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmış, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile adlarına tescilini istemişlerdir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; asıl davada davacılar ile bu davaya müdahil olan ...'in ve birleştirilen 1994/134 Esas sayılı dava dosyasında davacı olan ...'in davalarının açılmamış sayılmasına karar verilmiş, birleştirilen 1991/81 ve 1990/254 Esas sayılı dava dosyalarında davacı olanlar lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile edinim koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davalarının kabulüne karar verilmiştir.

3. Mahkemece yazılı şekilde karar verilmiş ise de asıl davada davacılar ... ve müşterekleri kendilerini vekil ile temsil ettirmelerine rağmen dosyada vekaleti bulunan Av. ...'e mi yoksa Antalya Barosu'na kayıtlı olan ve dosya ile ilgisi bulunmadığını beyan eden Av. .....'e mi tebligatların yapıldığı tartışılmamış ve davalarının açılmamış sayılmasına karar verilen davacılar açısından yapılan tebligatların usulüne uygun olup olmadığı değerlendirilmemiş, çekişmeli taşınmazın vasfı ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin süre ve niteliği kesin olarak belirlenmemiş, uyuşmazlığın çözümünde hava fotoğraflarından usulünce yararlanılmamış, eksik ve yetersiz bilirkişi raporları ile yetinilmiş, asıl dava davacılarının tutunduğu tapu kaydı tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile getirtilip revizyon durumu sorulmamış, mahallinde usulünce uygulanmamış, dayanak tapu kaydının paylı olduğu ve davacıların payları oranında tapu iptali ve tescil talebinde bulundukları düşünülmemiş, birleştirilen 1991/81 Esas sayılı dava dosyasında davacı.... mirasçısı .... tarafından Av. ....'a verilen bir vekaletname olup olmadığı ve davada taraf koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmamış, birleştirilen 1990/254 Esas sayılı davada davacıların çekişmeli taşınmazın ... ...'den intikal ettiği iddiasıyla dava açarak taşınmazların adlarına tescilini istemelerine ve dava tarihinde ...'in ikinci eşi Teslime'nin hayatta olmasına ve taşınmaz Hazine adına kayıtlı olmasına rağmen davacıların hangi nedenle adlarına tescil isteminde bulundukları ve davada taraf koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılmamıştır.

Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.

4. Doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle asıl davada davacıların vekillerinin kim olduğu, tebligatların kime yapıldığı, yapılan tebligatların usulüne uygun olup olmadığı, davada taraf koşulunun sağlanıp sağlanmadığı, davacılar açısından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilmelidir.

Asıl davada davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini gerektiren koşulların oluşmadığının anlaşılması halinde, Mahkemece davacıların dayandığı tapu kaydı ile bu kaydın tüm geldi ve gittileri ile revizyon durumu mahalli Tapu Müdürlüğü ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Dairesi Başkanlığından ayrı ayrı sorulup getirtilerek dosya arasına alınmalıdır.

Mahkemece, dava konusu taşınmazla ilgili Kadastro Kanunu ve diğer kanunlar uyarınca yapılan işlemlere ilişkin tüm evrak eksiksiz olarak getirtilmeli, taşınmazın sit alanında olup olmadığı sorulmalı, komşu parsel kayıtları ve var ise dayanak kayıtları tedavülleri ile birlikte dosya arasına alınmalı, Harita Genel Müdürlüğü WEB sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya arasına alınmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre çekişmeli taşınmazın tespit edildiği 1981 yılından 15-20-25 yıl öncesine ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden bu fotoğraflardan yararlanılarak üretilmiş memleket haritaları ile en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları ise ilgili kurumlardan getirtilmelidir.

Bundan sonra mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik mahalli bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, daha önce dosyada görev almamış 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri mühendisi, jeolog ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, yapılacak olan keşifte davacı yanın dayandığı tapu kaydı ile yapılacak araştırmaya göre varsa haritası/krokisi uygulanıp kapsamı 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20/A maddesi uyarınca belirlenmelidir. Ancak tapu kayıtlarının haritası/krokisi yoksa, zemine uygun değilse veya uygulama kabiliyeti yok ise bu durumda tapu kaydının sınırlarına itibar edilmeli, bu amaçla dayanak tapu kaydı tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle okunup kayıtta yazılı hudutların yerel bilirkişilerce zeminde gösterilmesi istenilmeli, yerel bilirkişilerin zeminde gösterdiği hudutlar teknik bilirkişiye harita üzerinde işaretlettirilmelidir. Kayıtta yazılı olup yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı ve bu suretle kayıtların kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmelidir. Keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmaz bölümlerinin öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla ve hangi hukuki nedene dayalı olarak zilyet edildiği, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadıkları, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmedikleri ve edilmiş ise imar-ihyalarının hangi tarihte tamamlandığı, hususlarında özellikle somut olaylara dayalı olarak bilgi alınmalı, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle oluşan çelişkilerin giderilmesine çalışılmalıdır. Yerel bilirkişi ve tanıkların kayıt uygulanması ve taşınmazın tasarrufu hususundaki beyanlarının zemine uygunluğu komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmelidir.

Ziraat mühendisi bilirkişi kuruluna çekişmeli taşınmaz üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunup bulunmadığını, ekonomik amaca uygun zilyetlik varsa hangi tarihten beri ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğünü, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin toprak yapısı ve niteliğini, zirai durumunu, kullanım durumunu ve zilyetlik şekli ve süresini kesin olarak belirleyen, taşınmaz bölümleri üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmaz bölümlerinin imar-ihyaya konu olabilecek yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihleri bildiren, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş asıl ve birleştirilen davalardan hangisine konu olduğunu gösteren fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalıdır.

Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye hava fotoğrafları ve uydu fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme yaptırılarak çekişme konusu taşınmaz bölümlerinin sınırlarını ve önceki ile şimdiki niteliklerini açıklayan, arazilerin ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren olduğu, imar-ihya gerektiren yerlerden ise imar-ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığı, kullanıma ara verilip verilmediği, sınırlarda zamanla genişleme olup olmadığı hususlarında rapor hazırlattırılmalıdır.

Jeolog bilirkişiden zemin incelemesi yaptırılarak dava konusu taşınmazın dere yatağı vasfında olup olmadığı, halen aktif ya da pasif dere yatağında kalıp kalmadığı, dere yatağından kazanılıp kazanılmadığı ve derenin taşkın sahası kapsamında bulunup bulunmadığı hususlarında kot farkını da gösterir mahiyette rapor alınmalıdır.

Fen bilirkişisinden ise tapu uygulamasını ve keşfi izlemeye, bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye elverişli krokili rapor alınmalıdır.

Bundan sonra, Mahkemece davada taraf koşulunun oluşup oluşmadığı tartışılarak toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir.

Yukarıda değinilen hususlar göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmiş olması isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı ..., davacılar ....in ve müşterekleri vekili, davacı ... vekili, davacı ... ve davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,

Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz harçlarının talep halinde temyiz eden davacılara iadesine,

Dosyanın Gazipaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

07.11.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.