Logo

1. Hukuk Dairesi2024/4438 E. 2025/1829 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın ehliyetsizliği ve muris muvazaası iddialarına dayalı olarak taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ve tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından sunulan ehliyetsizlik iddiasını destekleyen raporlara rağmen, Adli Tıp Kurumu raporu başta olmak üzere mirasbırakanın ehliyetli olduğunu gösteren raporlar ve mirasbırakanın mal paylaşımı iradesini gösteren yazılı belge ile tüm deliller birlikte değerlendirilerek mirasbırakanın ehliyetli olduğuna ve muris muvazaası bulunmadığına kanaat getirilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/1743 E., 2024/1990 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/6 E., 2024/188 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 08.04.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı vekili Avukat ... geldiler, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; mirasbırakan babası ...'in 2013 yılından beri damans ve alzhemier hastası olduğunu, davalı tarafından mirasbırakanın, çalışanı olan dava dışı ...'e vekaletname vermesi sağlanarak mirasbırakana ait dava konusu taşınmazların vekil eliyle mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla davalıya devredildiğini, davalının taşınmazların kira gelirlerine de el koyduğunu, mirasbırakanın işlem tarihinde ehliyetli olmadığını, dava konusu 1891 ada 40 parsel sayılı taşınmazın satış suretiyle, diğer dava konusu 2031 ada 79 parseldeki 1 nolu bağımsız bölüm, 1891 ada 48 parseldeki bağımsız bölümler, yine 292 ada 142 ve 141 parsel sayılı taşınmazların bağış suretiyle davalıya devredildiğini, mirasbırakanın taşınmazları bağışlaması ya da satış yapmasının haklı ve makul bir gerekçesinin olmadığını ileri sürerek kira gelirleri için tevdi mahalli tayin edilmesini, taşınmazların tapu kayıtlarının miras payı oranında iptali ile adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı; iddiaların doğru olmadığını, 65 yıl ticaret ile uğraşan mirasbırakanın ölümüne kadar çalıştığını ve ehliyetli olduğunu, mirasbırakanın sağlığında mallarını paylaştırmak istediğini ancak davacının istemediğini, mirasbırakanın 02.07.2016 tarihinde mal paylaşımına ilişkin belgeyi imzaladığını, davacının ise bu paylaşımı kabul etmediğini, mirasbırakanın mal paylaşımında davalıya ait olan kısmının yerine getirilmesi için vekaletname verdiğini, çocukluğundan beri mirasbırakanla çalışıp ona yardım ettiğini, daha sonra Çin’de ticaret hayatına atıldığını ve her zaman babasına maddi ve manevi olarak destek olduğunu, temliklerin muvazaalı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Adli Tıp Kurumu 4. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 17.12.2018 tarihli, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Adli Tıp ve Adli Bilimler Enstitüsünün 08.08.2020 tarihli ve Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulundan alınan 25.09.2020 tarihli raporlarında mirasbırakanın işlem tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğunun bildirildiği, yine Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından hazırlanan 07.04.2021 tarihli raporda da mirasbırakanın akit tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğunun belirtildiği, her ne kadar Doç. Dr. ..., Prof. Dr. ... ve Prof. Dr. ... tarafından hazırlanan 07.07.2022 tarihli heyet raporunda mirasbırakanın işlem tarihi itibari ile hukuki ehliyetinin varlığını kanıtlar nitelikte tıbbi belge bulunmadığı şeklinde görüş bildirilmiş ise de anılan raporda mirasbırakanın işlem tarihinde ehliyetsiz olduğuna dair bir görüş bildirilmediği, yine dosyaya davacı vekilince sunulan 02.11.2020 tarihli uzman mütalaasında da mirasbırakanın işlem tarihinde ehliyetsiz olduğu şeklinde bir görüş bildirilmediği, ayrıca taraflarca sunulan uzman raporlarının takdiri delil niteliğinde olduğu, ehliyetsizlik iddiasının tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporlarıyla ispatlanamadığı gerekçesiyle ehliyetsizlik iddiasına dayalı iptal-tescil isteğinin reddine karar verildiği; muris muvazaasına dayalı dava yönünden ise dinlenen tanık beyanlarından mirasbırakan ile davacı arasında mal kaçırmayı gerektirir bir husumet bulunmadığı, davacı ile mirasbırakanın arasının iyi olduğu, mirasbırakanın davacıya da malvarlığının bir kısmını devretmek istediğinin anlaşıldığı, mirasbırakanın mal kaçırma kastıyla hareket ettiği iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkemece vekaletnamenin verildiği ve akit tarihi itibarıyla mirasbırakanın ehliyetli olup olmadığına ilişkin çeşitli hastane ve sağlık kurullarından, Adli Tıp Kurumundan, oluşturulan heyetlerden rapor alındığı, tarafların uzman görüşü dosyaya sundukları, raporların birbirinden farklı sonuçlar içermesine karşın mirasbırakanın açıkça ehliyetli olmadığına dair rapor bulunmadığı, bazı raporlarda ve uzman görüşlerinde mevcut tıbbi belge, tedavi ve kayıtlara göre mirasbırakanın ehliyetli olduğu kanaatine varılamayacağının belirtildiği, Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulundan alınan raporda ise mirasbırakanın vekaletname ve akit tarihlerinde ehliyetli olduğunun saptandığı, bunu doğrulayan başkaca raporların da bulunduğu, dosya kapsamına göre mirasbırakanın ehliyetli olduğu, Mahkemece farklı raporlara karşın hangisine neden itibar edildiğinin gerekçesinde belirtildiği, ehliyetsizlik yönünden davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı; muris muvazaası iddiası yönünden ise mirasbırakanın yazılı belge ile çocukları arasında malları paylaştırmak istediği, belge düzenleyerek bu iradesini ortaya koyduğu, davacının bu paylaşımı kabul etmediği, mirasbırakanın da davalıya verdiği vekaletname ile dava konusu taşınmazların bir kısmının bağış, bir kısmının satış göstermek sureti ile davalıya devrettiği, halen mirasbırakan adına gerek İstanbul'da gerekse Düzce'de çok sayıda taşınmaz bulunduğu, tüm taşınmazlar yönünden işlem yapılması mümkün iken yapılmadığı, mal kaçırma kastının kanıtlanmadığı, bağışlanan taşınmazlar yönünden muris muvazaasının söz konusu olamayacağı ancak koşulların oluşması halinde tenkisin söz konusu olabileceği, ancak davacının tenkis talebinin de bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosyaya sunulan 07.07.2022 tarihli kurul raporunun hiçbir tereddüte yer bırakmayacak şekilde ayrıntılı ve bilimsel olduğu, yine İ.Ü. Cerrahpaşa Adli Tıp Enstitüsünün 08.01.2020 tarihli ve İstanbul Tıp Fakültesinin 02.11.2020 tarihli uzmanlar kurulunun aynı yöndeki raporlarıyla mirasbırakanın ehliyetli olmadığının belirlendiği, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemesince anılan raporlar tartışılmadan karar verildiğini, bu raporlar haricinde işlem tarihinden üç yıl önce alzheimer tanısı alan, dört çeşit demans ilacıyla yaşamına devam eden 86 yaşındaki mirasbırakanın hukuki ehliyetinin olamayacağı, en azından akıl zayıflığı olacağı, telkin ve etkilenmelere açık olacağının tereddütsüz olduğunu, ailenin doğrudan içindeki bilgi sahibi tanıkların beyanlarından mirasbırakanın hiç sevmediği davalı oğluna taşınmazlarının çoğunu bağışlamasının ya da satmasının inandırıcı olmadığını, mirasbırakanın akıl sağlığı yerinde olduğu şeklinde yorum yapılsa dahi muris muvazaası nedeniyle davanın kabul edilmesi gerektiğini, akıl sağlığı yerinde olmayan mirasbırakanın mallarını paylaştırdığına dair düzenlediği belgenin geçerli olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 1931 doğumlu mirasbırakan ...'in 27.12.2016 tarihinde ölümü ile geride davacı kızı ... ve davalı oğlu ...'ın mirasçı olarak kaldıkları, mirasbırakanın 14.07.2016 tarihli vekaletname ile İstanbul ili Zeytinburnu ve Bakırköy ilçesinde bulunan taşınmazlarının bağışı ve satışı konusunda dava dışı ...'i vekil tayin ettiği, vekilin dava konusu 1891 ada 48 parseldeki 1, 2, 3, 5 ve 8 nolu bağımsız bölümler ve 2031 ada 79 parseldeki 1 nolu bağımsız bölümün mirasbırakana ait payları 19.07.2016 tarihli akitle bağış suretiyle, 1891 ada 40 parseldeki mirasbırakana ait 1/2 payı 16.08.2016 tarihinde satış suretiyle, 292 ada 142 ve 141 parsel sayılı taşınmazlardaki mirasbırakanın 1/4 payını ise 04.10.2016 tarihli akitle bağış suretiyle davalı ...'a devrettiği anlaşılmaktadır.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz edilen davalı vekili için 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.