"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/260 E., 2024/600 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Hekimhan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/202 E., 2023/382 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; Malatya ili, Hekimhan ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 119 ada 24 parsel ve 120 ada 43 parsel sayılı taşınmazların kadimden beri eklemeli zilyetlikle üstsoyu ve kendisi tarafından kullanıldığını, ancak kadastro çalışmaları sırasında hatalı olarak 120 ada 43 parselin davalı ... adına, 119 ada 24 parselin ise mera vasfıyla Hazine adına tespit edildiğini, taşınmazın doğal sınırlarının kadimden beri korunduğunu ileri sürerek çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; çekişmeli taşınmazların kadastrodan önce de mera olarak kullanıldığını, davanın hak düşürücü süreden sonra açıldığını, davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını, 3402 sayılı Kanun’un 22/a maddesi uyarınca yapılan çalışmalara yönelik itirazların mülkiyet iddiasına ilişkin olmadığını, taşınmazın davacı adına tescilinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Malatya Kadastro Mahkemesince öncelikle 120 ada 43 parsel sayılı taşınmaz hakkında açılan davanın eldeki davadan tefrikine karar verilmiş, yargılamaya devam olunarak 10.01.2023 tarihli ve 2021/93 Esas, 2023/7 Karar sayılı kararla davacı her ne kadar uygulama kadastrosuna ilişkin askı ilan süresinde dava açmış ise de dava dilekçesinden açıkça anlaşıldığı üzere eldeki davanın kadastral mülkiyet ihtilafından kaynaklandığı, 119 ada 24 parsel sayılı taşınmazın tesis kadastro tutanağının dava tarihinden önce kesinleşmiş olduğu gerekçesiyle davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine, Hekimhan Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna, karar kesinleştiğinde 119 ada 24 parsele ait 3402 sayılı Kanun’un 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastro tutanaklarının olağan usullerle kesinleştirilmek üzere Kadastro Müdürlüğüne iadesine karar verilmiş, kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi üzerine dosya davacının talebiyle Hekimhan Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının beyanları dikkate alındığında davanın 3402 sayılı Kanun’un 12/3. maddesinde düzenlenen hak düşürücü süreye tabi olduğu ve bu süreden sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; uyuşmazlığın kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, çekişmeli 119 ada 24 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının 10.07.1990 tarihinde kesinleştiği, davanın 29.12.2021 tarihinde hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı temyiz dilekçesinde; davaya konu taşınmazların kadimden beri eklemeli zilyetlikle kullanıldığını, itirazının 3 yıl önce 3402 sayılı Kanun’un 22/a maddesi uyarınca yapılan çalışmaya yönelik olduğunu, bu nedenle hak düşürücü sürenin söz konusu olmadığını, yapılan çalışmanın zemindeki fiili duruma uymadığını ve iddialarının tanık beyanlarıyla doğrulandığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastrodan önceki hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun/HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dosyanın incelenmesinden; temyize konu 119 ada 24 parsel sayılı 73.850 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın 1988 yılında yapılan kadastro çalışması sırasında köy halkı tarafından mera olarak kullanıldığı gerekçesiyle mera olarak sınırlandırılmasına karar verildiği, tespitin 10.07.1990 tarihinde kesinleştiği ve taşınmazın aynı tarihte 10.07.1990 tarihinde mera kütüğüne tescil edildiği, 2021 yılında 3402 sayılı Kanun'un 22. maddesine göre güncelleme çalışması yapıldığı, eldeki davanın uygulama kadastrosuna ilişkin askı ilan süresinde ancak mülkiyet iddiasına dayalı olarak açıldığı ve bu hususta Kadastro Mahkemesi tarafından verilen kararın istinaf edilmeksizin kesinleştiği, dava tarihi olan 29.12.2021 tarihinde 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu anlaşılmıştır.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.