"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2282 E., 2024/1408 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Alanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/225 E., 2022/107 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde; ... ilçesi, ... Mahallesinde bulunan ... ada 22 ve 23 parsel sayılı taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, Alanya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/641 Esas, 2014/545 Karar sayılı dosyasında da dava konusu taşınmazların dere yatağı olduğunun tespit edildiğini belirterek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile Hazine adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazların 20 yıldan fazla süredir davalının zilyetliğinde olduğunu, 202 ada 22 parseli davalının satın aldığını, dava konusu taşınmazın çevresinde dere olmadığını, kışın yağan fazla yağmur nedeniyle mevcut dereden taşan suların yol bulduğu yer olduğunu, taşınmazın tarla vasfında olduğunu, kullanımı engelleyen bir durum bulunmadığını ve yıllardır ortada kuru dere olmadığını, derenin sadece davalının taşınmazında bulunduğunun düşünülemeyeceğini, yukarıdan aşağıya inen bütün taşınmazlara karşı dava açılması gerektiğini, önceki dava reddedildiğinden Hazine tarafından açılan davanın da reddedilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararıyla; bilirkişi raporuna göre dava konusu 202 ada 22 parsel sayılı taşınmazın 25.11.2021 tarihli raporuna ekli krokisinde (B) harfi ile gösterilen 80,71 m² ile 202 ada 23 parsel sayılı taşınmazın içerisindeki aynı tarihli rapora ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 44,98 m²'lik kısımlarının kültür arazisi olmadığı, dere yatağı niteliğinde olduğu, kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülkiyet kazanma koşulları oluşmadığı halde kadastro çalışmaları sırasında davalı adına tespit gördüğü gerekçesi ile davanın kabulüne 202 ada 22 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi kurulunun 25.11.2021 tarihli raporuna ekli krokisinde (B) harfi ile gösterilen 80,71 m² ile 202 ada 23 parsel sayılı taşınmazın içerisindeki aynı tarihli rapora ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 44,98 m²'lik kısımlarının tapu kayıtlarının iptali ile, iptal edilen bu kısımların dere yatağı olarak tescil harici bırakılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu edilen alanların 202 ada 22 parsel sayılı taşınmazın (B) harfli 80,71 m²'lik ve 202 ada 23 parsel sayılı taşınmazın (A) harfli 44,98 m²'lik kısımları olup keşfen yapılan uygulama sonucunda sunulan uzman teknik bilirkişi raporlarına göre her iki bölümün de öncesinde üst kotlardan alt kota su taşımını sağlayan, sürekli aktif olmayan fakat kar ve yağmur sularının bahar ayında üst kotlardan alt kotta yer alan Gevne Çayının taşınımını sağlayan ark yatağı olduğu ve bu yatağın korunması gerektiğinin belirlendiği; dosya arasına alınan Alanya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.10.2014 karar tarihli 2012/641 Esas, 2014/545 Karar sayılı dosyasının incelenmesi sonucunda, davacısı ... tarafından davalılar ..., ... ve ...'e karşı açılan tapu iptali ve tescil davasında davacı ... tarafından, adına ölçülen 202 ada 25 parselin bir kısmının davalılara ait 202 ada 59, 22 ve 23 parsellere geçtiği iddiasıyla davalı Fatma'nın 202 ada 59 parselinin 150 m²'lik ve davalı ... 'ya ait 202 ada 22 ve 23 parsellerin 8,9 m²'lik kısmının iptaliyle adına tescilinin istenildiği; yargılama sırasında dosyaya sunulan 11.09.2014 tarihli fen bilirkişisi raporunda, dere yatağı olduğu belirlenen dava konusu (B) ve (C) kısımlarının büyük oranda eldeki dava konusu kısımlar ile aynı yer olduklarının belirlendiği; yine anılan dosyada bulunan 15.09.2014 tarihli jeoloji mühendisi raporunda da dava konusu bu kısımların, yazları kuruyan ancak olağanüstü yağışlarda meydana gelecek akışlar neticesinde suyun akacağı bir dere olduğunun belirtildiği; yargılama sonucunda davanın reddine karar verildiği ve kararın Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin incelemesinden geçerek 13.05.2016 tarihinde kesinleştiği; dolayısıyla eldeki davaya konu olan taşınmaz bölümlerinin, anılan kesinleşmiş kararla da dere yatağı olduklarının ve zilyetlikle kazanma koşullarının oluşmadığının belirlendiği; bu nedenle İlk Derece Mahkemesince davanın, dava konusu taşınmaz bölümlerinin kültür arazisi olmadığı, dere yatağı niteliğinde olduğu, kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülkiyet kazanma koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı temyiz dilekçesinde; eksik inceleme ile karar verildiğini, 202 ada 22 parseli satın alma yoluyla edindiğini ve tapuya güven ilkesi gereği davanın reddedilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazların dere vasfında olmadığını, çekişmeli taşınmazların ark yatağı olarak kabul edilebilmeleri için taşınmazlardan önce ve sonra gelen taşınmazlarda da ark yatağı olması gerektiğini, toprak testi yapılması gerekirken yapılmadığını, ... ve ... ile aralarında husumet bulunması nedeniyle beyanlarının yanlı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastrodan önceki hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Kadastro sonucunda, Antalya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ... ada 23 parsel kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve tescil edilmiş, 202 ada 22 parsel sayılı taşınmaz aynı nedenle ....adına tespit ve tescil edildikten sonra satış nedeniyle 24.02.2012 tarihinde ..., 24.07.2017 tarihinde de ... adına kayıtlanmıştır.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalının temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın Alanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
29.05.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.