Logo

1. Hukuk Dairesi2024/4983 E. 2024/6417 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın davacılar tarafından zilyetlikle kazanıldığı iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davacılar lehine zilyetlik koşullarının oluşup oluşmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın genel harman yeri niteliğinde olması ve davacıların taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin mülkiyetin kazanılmasını sağlayacak ekonomik amaca uygun bulunmaması gözetilerek, davacıların zilyetlikle kazanım iddiasının reddi yönündeki yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2024/122 E., 2024/101 K.

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; dava konusu ..... Mahallesi 263 ada 4 parselde kayıtlı taşınmazın 2007 yılında Maliye Hazinesi adına kayıt edildiğini, oysa bu yerin davacılara ait olduğunu, aynı yer 263 ada 5 parsel'in ..., 263 ada 3 parsel'in ... ve 207 ada 4 parselin de ... adlarına kayıtlandığını, davacıların dava konusu taşınmazın tamamı üzerinde ancak her biri için ayrı bir parça olarak hak talep ettiğini, bu anlamda taşınmazın Maliye Hazinesi'ne ait tapu kaydının iptali ile bilirkişi tarafından belirlenecek her bir parçanın ayrı ayrı davacılar adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; taşınmazın Hazine adına tescil dayanağının Dursunbey Kadastro Mahkemesinin 11.12.2007 tarihli 2007/451 Esas, 2007/178 Karar sayılı kararı olduğunu, taşınmaz üzerinde yapılan keşif sonucu düzenlenen ziraat bilirkişi raporunda "taşınmazın tarım dışı arazi" olduğunun tespit edildiğini, zilyetlik ve kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisabın mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 03.02.2016 tarih ve 2015/135 Esas, 2016/34 Karar sayılı kararıyla, çekişmeli taşınmazı davacıların özel harman yeri olarak kullandıkları ve davacılar lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 22.11.2019 tarihli ve 2016/15332- Esas, 2019/7631 Karar sayılı kararıyla; taşınmazın hükmen tesciline esas dosyada beyanlarına başvurulan yerel bilirkişi Hasan Altıntaş ve tanıkların çekişmeli taşınmazın kimse tarafından kullanılmadığını beyan ettikleri, eldeki dosyada ise aynı yerel bilirkişi taşınmazın davacılar tarafından özel harman yeri olarak kullanıldığını belirttiği, Mahkemece çelişki üzerinde durulmadığı, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm verilemeyeceği ve doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ile daha önce keşfe katılan yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, ziraatçi bilirkişi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılması gerektiği belirtilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemenin 22.12.2021 tarih ve 2020/38 E. 2021/307 K. sayılı kararıyla; davacılar lehine zilyetlik koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 22.01.2024 tarih ve 2022/4121 E. 2024/524 K. sayılı kararıyla; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 18/2 nci maddesine göre kamu orta malı niteliğinde bulunan genel harman yerlerinin zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığı, öte yandan dava konusu taşınmazın zemindeki hali hazır durumu, bilirkişi raporunda yapılan tespitler ve mahalli bilirkişi beyanları birlikte değerlendirildiğinde davacıların çekişmeli taşınmazda mülkiyetin kazanılmasını sağlayacak ekonomik amaca uygun bir zilyetliğinin bulunmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamında mevcut bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazda toprak sığlığı ve taşınmazın boyutu nazara alındığında imar-ihya faaliyeti yapılmak istense dahi bunun ekonomik olmayacağının, taşınmaz üzerindeki fidanların genç yaşta olması ve taşınmazda tek yıllık sebze yetiştirilmesi nedeniyle tarımsal faaliyetin hangi tarihte başlandığının belirlenemeyeceğinin tespit edildiği, öte yandan dava konusu taşınmazın genel harman yeri niteliği nazara alındığında zilyetlikle kazanılmasının da mümkün olmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili; dava konusu taşınmazın davacıların evlerinin bitişiğinde olup davacıların bahçe olarak kullandığını, taşınmaz üzerinde davacılara ait eşyaların bulunduğunu, hiçbir zaman üçüncü kişilerin hak iddia etmediğini, tanık beyanlarının iddialarını doğruladığını, davacıların taşınmaz üzerindeki zilyetliklerinin çok uzun zamandır devam ettiğini ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi.

2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü maddesi.

3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 18/2 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Dava konusu; Balıkesir ili, .... ilçesi, .... Mahallesi 263 ada 4 parsel 494.25 metrekare miktarında taşınmaz kadastro tespiti sırasında .... Köyü Tüzel Kişiliği adına tespit edilmiş, Hazine tarafından tespite itiraz edilmesi üzerine .... Kadastro Mahkemesinin 11.12.2007 tarihli ve 2007/451 Esas, 2007/178 Karar sayılı kararıyla Hazine adına hükmen tesciline karar verilerek tapuya tescil edilmiştir. Davacılar ..., ... ve ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır.

2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması HMK'nın geçici 3/2 inci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

28.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.