Logo

1. Hukuk Dairesi2024/5039 E. 2025/2548 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışması sonucu davalı adına tescil edilen taşınmazın, daha önceki toprak tevzii ile Hazine adına sınırlandırılan taşınmaz içinde kaldığı iddiasıyla tapu kaydının iptali ve Hazine adına tescili istenmesi üzerine, davalının 20 yıllık zilyetlikle kazanma iddiasının değerlendirilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının, taşınmaz üzerinde tapu kaydından önce 20 yıl boyunca davasız ve aralıksız malik sıfatıyla zilyetliğini koruduğunun anlaşılması ve bozmaya uygun olarak verilen kararda bir isabetsizlik bulunmaması gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/632 E., 2023/1197 K.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine; Hakkari ili, .... ilçesi, ... köyü çalışma alanında yapılan kadastro çalışması sonucu davalı ... adına tespit ve tescil edilen ... ada 21 parsel sayılı taşınmazın 1963 yılında yapılan toprak tevzii ile Hazine adına sınırlandırılan 15 parsel sayılı taşınmazın içinde kaldığını, kadastro tespitinin hatalı olduğunu ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, aşamalarda davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince; davaya konu taşınmaz üzerinde 1963 tarihinde tesis edilen tapu kaydı öncesinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 46. maddeleri ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 713. maddelerinde belirlenen 20 yıl süreyle davasız ve aralıksız olarak malik sıfatıyla zilyetlikle kazanma koşullarının davalı yararına oluştuğu, dava konusu taşınmazın evveliyatından itibaren kültür arazisi olarak kullanıldığı, mera veya kamuya tahsisli yerlerden olmadığı, davacı Hazinenin dava konusu taşınmazın zilyetliğinde olduğunu ispatlar nitelikte 53 nolu Toprak Tevzii Komisyonu çalışmalarına dayanak belirtmelik tutanakları haricinde bir delil sunamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 21.10.2020 tarih, 2020/353 Esas, 2020/411 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın toprak tevzi çalışmasının yapıldığı tarihten önce dahi davalının satın aldığı kişiler tarafından tarımsal maksatlı olarak kullanıldığı, ardından davalıya satış suretiyle intikal ettiği, davalının tarımsal maksatlı zilyetliğe devam ettiği, böylelikle davalı yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46/1 ve 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle taşınmaz edinme şartlarının gerçekleştiği gerekçesi ile davacının istinaf isteğinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulması üzerine Dairenin 22.02.2023 tarih, 2021/5793 Esas, 2023/1030 Karar sayılı kararıyla: ''Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu, doğru sonuca varılabilmesi için üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan dava konusu taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve özellikle zilyetliğin süresini, bitki örtüsünü, taşınmazdan şantiye için kum çıkarıldığı tespiti gözetilerek taşınmazın kumluk, çakıllık olup olmadığı, eğimi ve toprak yapısı ile hali hazırdaki durumunu inceleyip mevcut haliyle tarım arazisi niteliğinde kabul edilip edilmeyeceğini, ayrıca keşif fotoğraflarındaki göletin ne şekilde oluştuğunu değerlendirecek biçimde komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir, önceki ziraat bilirkişi raporunu irdeler ve çelişkileri giderir mahiyette ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi'' hususuna değinilmek suretiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına hükmedilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davaya konu taşınmaz üzerinde 1963 tarihinde tesis edilen tapu kaydı öncesinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 46. maddeleri ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 713. maddelerinde belirlenen 20 yıl süreyle davasız ve aralıksız olarak malik sıfatıyla zilyetlikle kazanma koşullarının davalı yararına oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalının çekişmeli taşınmazla ilgili zilyetliğine delalet teşkil edecek şekilde vergi kaydı ibraz etmesi, eklemeli zilyetliğe dayanmakta ise önceki zilyetlerden kendisine olan geçişleri somut belgelerle ispatlaması gerektiğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, aynı çalışma alanı içerisinde zilyetlikle iktisap edilen taşınmazların araştırılması, sulu ve kuru toprak ayrımının 3083 sayılı Yasa hükümlerine göre belirlenmesi gerektiğini, taşınmazın Hazinenin özel mülkiyetinde olup Hazinenin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğunu, Hazine dışında kimsenin zilyet ve tasarrufunun bulunmadığını, 3402 sayılı Kanun'un 14 ve 46. maddelerine göre belirlenen zilyetlik koşullarının davalı lehine gerçekleştiğinin ispatlanamadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu .... ada 21 parsel sayılı, 6.424,05 m2 yüz ölçümlü, tarla vasıflı taşınmazın Toprak Tevzii Komisyonunun 15 nolu parselini kapsadığı ve kadastro tespiti sırasında da Hazine adına kayıtlı tapu kapsamında kaldığı, ancak 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46/1 ve 14. maddeleri gözetilerek davalı ... adına tespit ve tescil edildiği, söz konusu tespitin 01.11.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.

Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin “j” bendi gereğince temyiz eden davacı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın Yüksekova 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

14.05.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.