"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2024/65 E., 2024/288 K.
HÜKÜM : Kabul - Ret
Taraflar arasında görülen ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün değilse tenkis davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece önceki kararda direnilmesi üzerine, Hukuk Genel Kurulunca direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunun bozma kararı üzerine Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacıların muris ...'nın oğlu...'ın çocukları, davalıların ise murisin kızları olduğunu, davacıların murisi ...'nın 9 ve 630 parsel sayılı taşınmazlarını davalı kızı ...’e, 678 parsel sayılı taşınmazını ise diğer davalı kızı ...’ye ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle, 617 parsel sayılı taşınmazını ise bağış sözleşmesiyle davalı kızlarına devrettiğini, temliklerin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu, ayrıca murisin işlem tarihinde fiil ehliyetini haiz olmadığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında davacıların adına tescilini, bunun mümkün olmaması halinde tenkis talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, ölünceye kadar bakım sözleşmesinin yükümlülüklerini yerine getirdiklerini, temlikin muvazaalı olmadığını, bağış yoluyla yapılan temliklerde ise muvazaa iddiasının dinlenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Bolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.03.2016 tarihli ve 2012/41 Esas, 2016/72 Karar sayılı kararı ile; Adli Tıp Kurumu Başkanlığından alınan bilirkişi raporunda murisin işlem tarihlerinde fiil ehliyetini haiz olduğunun mütalaa edildiği, ölünceye kadar bakma akdinin 28.08.2001 tarihinde, bağış akdinin 23.10.2009 tarihinde yapıldığı, murisin, ölünceye kadar bakma akdinin yapılması üzerinden uzunca bir süre geçtikten sonra 31.01.2010 tarihinde öldüğü, sağlığında bakım ediminin yerine getirilmediği iddiasıyla dava açmadığı, davalıların murise baktıkları ve bakım edimini yerine getirdiklerinin dosya kapsamıyla sabit olduğu, dolayısıyla 678, 9, 630 parsel sayılı taşınmazların temlikinin bakılmak amacıyla gerçekleştirildiği, 617 parsel sayılı taşınmazın ise murisin ölümünden önceki bir yıl içinde bağışlandığı, dolayısıyla tenkise tabi olduğu, davalıların tercih haklarını tazminat ödemekten yana kullanıp taşınmazın kendilerinde kalmasını istedikleri gerekçesiyle 678, 9, 630 parsel sayılı taşınmazlar yönünden tapu iptali ve tescil ile tenkis davasının reddine, 617 parsel sayılı taşınmaz yönünden tenkis isteminin kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 08.07.2020 tarihli ve 2016/8233 Esas, 2020/3626 Karar sayılı kararıyla; murisin maliki olduğu üç parça taşınmazdaki payların ölünceye kadar bakma akdi ile, bir parça taşınmazdaki payın ise bağış akdi ile davalı kızlarına devredildiği, murisin geride paydaşı olduğu bir parça taşınmazının kaldığı, murisin bakım ihtiyacını daha az sayıda taşınmazlardaki paylarını vererek karşılaması mümkün iken makul nispetten fazla taşınmazını temlik ettiği, murisin ölümünden kısa bir süre önce verdiği vekaletname ile bir taşınmazının da aynı davalılara bağış yoluyla devredildiği, devredilen taşınmazların toplam değerlerinin, geride kalan taşınmazının değerine olan oranı gözetildiğinde makul sınırın aşıldığı, öte yandan, tanık beyanlarından murisin, kendisinden önce ölen oğlu...’ın eşi, davacıların annesi olan Nezaket ile beşeri ilişkilerinin iyi olmadığı, davacıların annnelerinin yanında kaldıkları ve onunla birlikte hareket ettikleri hususlarının tespit edildiği böylece murisin yapmış olduğu temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu kabul edilerek dava konusu 9, 630 ve 678 parsel sayılı taşınmazlar yönünden muvazaa iddiasının ispatlandığı gerekçesiyle tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Davalılar vekilinin karar düzeltme talebi Dairece 18.01.2021 tarihinde reddedilmiştir.
B. Direnme Kararı
Bolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.04.2021 tarihli ve 2021/40 Esas, 2021/76 Karar sayılı kararı ile; önceki gerekçe genişletilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
C. Hukuk Genel Kuruluna Gönderme Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 16.02.2022 tarihli ve 2021/6570 Esas, 2022/1229 Karar sayılı kararıyla; direnme kararının incelenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.
D. Hukuk Genel Kurulu Kararı
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.02.2024 tarihli ve 2022/1-388 Esas, 2024/97 Karar sayılı kararıyla, dosya kapsamı ve dinlenen tanık beyanlarından murisin 1999 depreminde evinin yıkılması üzerine kendisinden önce ölen oğlu...’ın eşinin yanında bir süre kalmak istediği ancak davacıların annesi Nezaket'in kabul etmediği, onu kovduğu, dolayısıyla Nezaket ile beşeri ilişkilerinin iyi olmadığı, davacıların da annnelerinin yanında kaldıkları ve onunla birlikte hareket ettikleri hususlarının belirtildiği, murisin 2001 yılında maliki olduğu üç parça taşınmazdaki payların ölünceye kadar bakma akdi ile, 2009 yılında ise bir parça taşınmazdaki payının ise bağış akdi ile davalı kızlarına devredildiği, murisin geride paydaşı olduğu bir parça taşınmazının kaldığı anlaşılmakta olup murisin bakım ihtiyacını daha az sayıda taşınmaz paylarını vererek karşılaması mümkün iken makul sayılabilecek nispetten çok daha fazla taşınmazını temlik ettiği, ölümünden kısa bir süre önce verdiği vekâletname ile bir taşınmazının da aynı davalılara bağış yoluyla devredildiği, devredilen taşınmazların toplam değerlerinin, geride kalan taşınmazının değerine olan oranı gözetildiğinde makul sınırın aşıldığı, tüm bu olgular karşısında murisin temliklerdeki irade ve amacının mirasçılarından mal kaçırmak olduğunun davacı tarafça ispat edildiği, böylece muvazaa iddiası ispatlandığından Mahkemece, dava konusu 9, 630 ve 678 parsel sayılı taşınmazlar yönünden tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
E. Hukuk Genel Kurulunun Bozma Kararı Üzerine Mahkeme Kararı
1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Dairenin ve Hukuk Genel Kurulunun bozma kararında belirtilen gerekçeler benimsenmek suretiyle davanın kabulü ile dava konusu 9, 630 ve 678 parsel sayılı taşınmazların davacıların miras payı oranında tapu kaydının iptali ile davacılar adına tesciline kalan kısmın davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
2. Davacılar vekilinin HMK'nın 305/A maddesi uyarınca vekalet ücreti yönünden tashih talebi Mahkemece 04.09.2024 tarihli ek kararla reddedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili ve davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dinlenen tanık beyanlarıyla davalıların murise bakım borcunu yerine getirdiklerinin anlaşıldığını, dava konusu taşınmazların paylı ve değerlerinin düşük olduğunu bu nedenle yapılan devirlerde makul sınırın aşılmadığını belirterek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
2. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; her bir davacı yönünden ayrı ayrı 17.900,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken eksik vekalet ücretine hükmedildiğini ileri sürerek vekalet ücreti yönünden hükmün düzeltilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün değilse tenkis istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13/2. maddesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve bozma kararının gerekçelerine göre davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince; davacılar vekili her bir davacı yönünden maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek hükmün düzeltilmesini talep etmiştir.
3. Hemen belirtilmelidir ki, pay oranında açılan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur.
4. Diğer taraftan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13. maddesinin 1. fıkrası “Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7. maddenin ikinci fıkrası, 10. maddenin üçüncü fıkrası ile 12. maddenin birinci fıkrası, 16. maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.” hükmünü, 2. fıkrası ise “Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.” hükmünü düzenlemektedir.
5. Eldeki davada, davalı ...'ye muris tarafından devredilen 678 parsel sayılı taşınmazda davalının payının keşfen belirlenen dava tarihindeki değerinin 74.296,00 TL olduğu, davacıların murisin terekesindeki miras paylarının toplam 6/90 olduğu, bu halde dava değerinin 4.953,06 TL olduğu, Mahkemece AAÜT'nin 13/2. maddesine uygun olarak her bir davacı yönünden davalı taraf aleyhine 1.651,02 TL üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi hukuka uygun olduğundan davacılar vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazının reddine karar verilmiştir.
6. Ancak davalı ...'e muris tarafından devredilen dava konusu 9 ve 630 parsel sayılı taşınmazların keşfen belirlenen değerinin 86.299,00 TL olduğu, davacıların murisin terekesindeki miras paylarının toplam 6/90 olduğu, bu halde dava değerinin 5.753,26 TL olduğu anlaşılmakla, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13/2. maddesi gereğince nispi vekalet ücretine hükmedilecek hallerde, vekalet ücretinin Mahkemece kabul edilen veya reddedilen miktarı geçemeyeceği düzenlendiğinden, vekalet ücretinin 5.753,26 TL, her bir davacı yönünden ise 1.917,75 TL olması gerekirken Mahkemece her bir davacı yönünden 816,31 TL üzerinden karar verilmiş olması doğru değildir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla, 1086 sayılı HUMK'un 438. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca, Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacılar vekilinin davalı ... aleyhine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazının reddine,
3. Davacılar vekilinin davalı ... aleyhine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (5) numaralı bendinde yer alan “c-)Davacı ... Kesen kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 816,31 TL vekalet ücretinin davalı ...'den alınarak adı geçen davacıya verilmesine, d-) Davacı ... kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 816,31 TL vekalet ücretinin davalı ...'den alınarak adı geçen davacıya verilmesine, e-)Davacı ... kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 816,31 TL vekalet ücretinin davalı ...'den alınarak adı geçen davacıya verilmesine,” cümlesinin çıkartılarak yerine “Davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 5.753,26 TL vekalet ücretinin davalı ...'den alınarak davacılara verilmesine” cümlesinin yazılmasına,
Hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın Bolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
03.12.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.