Logo

1. Hukuk Dairesi2024/5230 E. 2024/6761 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın, davacı tarafından satın alındığı ve zilyetliğinin bulunduğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, taşınmazın arkeolojik sit alanı içerisinde bulunmasının zilyetlikle iktisaba engel teşkil edip etmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın kadastro tespiti tarihinde 1. derece arkeolojik sit alanı içerisinde bulunması nedeniyle zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığı, sonradan sit derecesinin değiştirilmesinin geçmişe etkili sonuç doğurmayacağı gözetilerek, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2057 E., 2024/1214 K.

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Akseki Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/147 E., 2022/40 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; .... ilçesi, Ormana beldesinde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 482 ada 9 parsel sayılı taşınmazın bağ vasfı ile Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, oysa taşınmazı davacının davalılardan satın aldığını, imar-ihya edildiğini ve eklemeli olarak zilyet olduğunu ileri sürerek taşınmazdaki kullanıcı şerhinin iptali ile davacının zilyet olduğunun tespiti ve tapuya şerh verilmesini, tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili yargılama sırasında, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Akseki Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.03.2022 tarihli ve 2017/147 Esas, 2022/40 Karar sayılı kararı ile; taşınmazda davalılar zilyet iken devir sözleşmesi ile zilyetlik haklarının davacıya devir ve teslim edildiği, bu tarihten bu yana taşınmaza davacının zilyet ve tasarruf ettiği, dava konusu 482 ada 9 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti çalışmaları sırasında 1.derecede arkeolojik sit alanı içinde kaldığı ve 2863 sayılı Yasa'nın 11. maddesi gereğince zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne; zilyetliğin tespiti yönündeki talebin kabulüne, çekişmeli taşınmazdaki “ ....evlatları ..., ... mirasçılarının zilyedindedir” şerhinin “...’in zilyetliğindedir.” şeklinde düzeltilmesine, tapu iptali ve tescil talebi yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 28.06.2019 tarih ve 9545 sayılı kararı ile dava konusu yerin 3. derece arkeolojik sit alanı içerisine dahil edildiğinin belirtildiğini, dosyaya sunulan bilirkişi raporlarında dava konusu parselin 3. derece sit alanı içerisinde kaldığını, dolayısıyla koşulları oluştuğundan zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğunun tespit edildiğini, ancak Mahkeme tarafından taşınmazın zilyetlikle iktisabının 2863 sayılı Kanun'un 11. maddesine göre mümkün olmadığı gerekçesi ile tapu iptal ve tescil talebi yönünden davanın reddine karar verilerek tamamen usul ve yasaya aykırı bir sonuca varılmış olmasının davacının mağduriyetine ve hak kaybına neden olduğunu, hükme esas alınan 2863 sayılı Kanun'un hak ve sorumluluk başlığı altında düzenlenen 11. madde hükmünden anlaşılacağı üzere 3. derece sit alanı içerisinde kalan taşınmazların zilyetlik yoluyla iktisap edilmesinde bir engel bulunmadığını, gerek Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 28.06.2019 tarihli 9545 sayılı kararı gerekse dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları ile dava konusu taşınmazın 3. derece arkeolojik sit alanı içerisine dahil edildiği hususunda bir tereddüt bulunmamakla birlikte zilyetlikle taşınmaz kazanma koşulları gerçekleştiğini, Mahkemenin kabul edilen kısım yönünden lehe yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmetmemiş olmasının kanuna aykırı olduğunu, Mahkeme tarafından kanun metni ile bağdaşmayan hukuka aykırı hüküm tesis edildiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çekişmeli 482 ada 9 parsel sayılı taşınmazın 2007 yılında yapılan kadastro tespitinde, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğünün 23.03.2005 tarih ve 321 sayılı kararı ile 1. derece arkeolojik sit alanında kaldığı gerekçesiyle Hazine adına tespit ve tescil edildiği, her ne kadar davacı vekili tarafından karar tarihinden önce Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğünün 28.06.2019 tarih ve 9545 sayılı kararı ile sit derecesinin değiştirilerek dava konusu taşınmazın 3. derece arkeolojik sit alanına alınmış olduğunun bildirildiği ve dosya arasında bulunan tapu kaydında da 29.07.2019 tarihinde taşınmazın beyanlar hanesindeki 1. derece arkeolojik sit şerhinin 3. derece arkeolojik site dönüştürüldüğü görülmüş ise de uyuşmazlığın tespit tarihi itibariyle mevcut olan hukuki duruma göre çözümlenmesi gerektiği, tespit tarihi itibariyle çekişmeli taşınmazların 1. derece arkeolojik sit alanı içerisinde kaldığı, çekişmeli taşınmazın sonradan alınan idari kararla sit derecesinin değiştirilmiş olmasının idari kararların geçmişe dönük hukuki sonuç doğurmasının mümkün olmaması nedeniyle hüküm ifade etmeyeceği değerlendirilerek Mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını tekrarlayarak kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi,

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1. maddesi,

2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 11. maddesi (Değişik ikinci cümle: 22/5/2007-5663/1 md.)

3. Değerlendirme

Antalya ili, .... ilçesi, Ormana Mahallesinde yapılan kadastro çalışmalarında 482 ada 9 parsel sayılı taşınmaz 1.486,88 m2 yüz ölçümlü bağ vasfı ve beyanlar hanesine "1. Derecede arkeolojik sit alanı sınırları içerisinde kaldığı ve... evlatları ..., ... mirasçılarının kullanımında olduğu" belirtmesi ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Akseki Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

11.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.