"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/941 E., 2024/1135 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Aybastı Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/183 E., 2024/63 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar; kendilerinin kök muris ...’in kızı olan ...’ün mirasçıları olduklarını, kök muris ...’in kendilerinden mal kaçırma amacıyla kadastro çalışmaları yapılırken muvazaalı olarak taşınmazlarını davalılar adına tespit ve tescil ettirdiğini, Ordu ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 162 ada 1, 38 (ifrazla sonradan 200 parsel) ve 200 parsel sayılı taşınmazların murisin oğlu davalı ... adına, aynı yer 162 ada 194, 35 ve 195 parsel sayılı taşınmazların murisin oğlu davalı ... adına, aynı yer 162 ada 196 ve 197 parsel sayılı taşınmazların da murisin torunu davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini, 201, 195 ve 197 parsel sayılı taşınmazlarda kamulaştırma yapıldığını ve bedellerin tespit malikleri adına yatırıldığını, taşınmazların hepsinin kök muris ... adına olması gerektiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, kamulaştırma yapılan taşınmazlar yönünden kamulaştırma bedelinden miras paylarına isabet eden bedelin faizi ile tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar; 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, dava konusu bu taşınmazların kadastro öncesi tapusuz yerlerden olduğunu ve taşınırların satış veya bağış rejimine tabi olduklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 29.11.2022 tarihli ve 2019/186 Esas, 2022/304 Karar sayılı kararı ile; tarafların murisinden kaldığı anlaşılan dava konu taşınmazların tapusuz olduğu, murisin kadastro tespiti öncesi taşınmazları davalılara sattığı, akabinde yapılan kadastro tespitinde taşınmazların davalılar adına tespit edildiği, tespitin kesinleştiği, kadastro tespitinin murisin yokluğunda yapıldığı, 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı kapsamında kalmadığı için davacıların muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil talebinin dinlenmeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacılar vekilinin istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 18.05.2023 tarihli ve 2023/172 Esas, 2023/565 Karar sayılı kararı ile; davanın kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil ile kamulaştırma bedelinin miras payı oranında ödenmesi istemine ilişkin olduğu, davacıların iki ayrı talebi bulunduğu, davanın muris muvazaası nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemi olduğuna dair hukuki nitelendirmenin yerinde olmadığı, davacıların kamulaştırma bedellerinin iadesine ilişkin talebi yönünden değerlendirme yapılmadığı, tapu iptali ve tescil talepleri yönünden hak düşürücü sürenin dolup dolmadığının değerlendirilmediği, davalı ... 'nın kök muris ... mirasçısı olup olmadığı araştırılarak anılan davalı yönü ile miras payı talebi ile tapu iptali ve tescil istemine dair aktif dava ehliyetinin var olup olmadığının araştırılmadığı, tapu iptali ve tescil istemleri ile kamulaştırma bedelinin iadesine ilişkin istemlerin farklı hukuki rejimlere tabi olmasına rağmen anılan taleplerin tefrik edilmediği gerekçeleriyle istinaf başvurularının kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve yeniden yargımla yapılması için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı sonrası İlk Derece Mahkemesinin 26.10.2023 tarihli celsede eldeki davaya konu olan 162 ada 201, 195 ve 197 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın tefrikine karar verilmiş, tefrik edilen davada İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile; 162 ada 195, 197 ve 201 parsel sayılı taşınmazların ifraz edilerek geldiği ve bu parsellere dayanak teşkil eden 162 ada 35, 36 ve 38 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitlerinin 28.01.2005 tarihinde kesinleştiği ve tapu kaydının oluştuğu, 3402 sayılı Kanun’un 12/3 hükmü uyarınca davanın 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 3402 sayılı Kanun’un 12/3 hükmünde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süreden sonra kadastro öncesi nedene dayalı olarak dava açıldığı, çekişmeli taşınmazların kadastro sırasında senetsizden tespit görmesi nedeniyle tespitten önce taşınmazlar tapuda kayıtlı olmadığından muvazaa iddiasının dinlenemeyeceği, hak düşürücü sürenin dolduğu hallerde taşınmazın aynını talep etme olanağı kalmadığı gibi bedelini de talep edemeyeceği gerekçeleriyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle:
Davanın muris muvazaası hukuki nedenine dayalı olduğunu, kadastro davası gibi nitelendirilerek hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, taşınmazların mal kaçırma kastı ile davalılar adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile bedel istemine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dosya içeriğinden; kadastro çalışmalarında Ordu ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde yer alan 162 ada 35 parsel sayılı taşınmazın senetsizden davalı ... adına, 162 ada 36 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına ve 162 ada 38 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına tespit ve tescil edildiği, tutanakların 28.12.2004-27.01.2005 tarihleri arasında askı ilanlarının yapıldığı ve tespitin 28.01.2005 tarihinde kesinleştiği, 2012 yılında 35 parsel sayılı taşınmazın ifrazen 194 ve 195 parsel sayılı taşınmazlara, 36 parsel sayılı taşınmazın ifrazen 196 ve 197 parsel sayılı taşınmazlara, 38 parsel sayılı taşınmazın ifrazen 200 ve 201 parsel sayılı taşınmazlara gittiği, dava konusu olan 195, 197 ve 201 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırıldığı; tarafların ortak mirasbırakanı olan ...’in 28.01.2012 tarihinde öldüğü geriye mirasçı olarak çocukları ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., muristen önce ölen oğlu ...’in çocukları ... ve ..., muristen sonra ölen kızının eşi ... ile müşterek çocukları ..., ..., ..., ..., ... ve ...’in kaldığı, davalı ...’un da 14.07.2024 tarihinde öldüğü geriye mirasçı olarak eşi ... ile müşterek çocukları ..., ..., ..., ..., ... ve ...’ın kaldıkları görülmüştür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup özellikle tapuya kayıtlı olmayan taşınmazlar yönünden 01.04.1974 tarihli ve ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanamayacağı ve davacıların tenkis istemlerinin de bulunmadığı gözetilerek davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.