Logo

1. Hukuk Dairesi2024/532 E. 2025/1739 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu yola dahil edilen taşınmaz bölümlerinin davacıya ait olduğu ve tapuya tescilinin yapılması gerektiği iddiasıyla açılan davada, davacının zilyetlikle iktisap şartlarını sağlayıp sağlamadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından taşınmazlarda ekonomik amaca uygun kullanımın bulunmadığı ve zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşmediği değerlendirilerek yerel mahkemenin ret kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/105 E., 2023/209 K.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili dava dilekçesinde; 184 ada 4 parsel sayılı taşınmazın müvekkiline murisi olan babasından kaldığını, kadastro çalışmaları sırasında taşınmazın bir bölümünün güneyinde bulunan yola dahil edildiğini, bu bölümün yol vasfında olmadığını, yolun genişliği 4 metre olmasına rağmen kadastro sırasında hatalı şekilde yer yer 8 metre olarak tespit edildiğini, yine 134 ada 2 parsel sayılı taşınmazın müvekkiline ait olduğunu, bu taşınmazın da bir bölümünün güneyinde ve batısında bulunan patika yola dahil edildiğini, yolun genişliği 1,5 metre olmasına rağmen kadastro sırasında hatalı şekilde yer yer 5 metreye varacak şekilde tespit edildiğini ileri sürerek 134 ada 2 ve 184 ada 4 parsel sayılı taşınmazların sınırlarının yeniden doğru şekilde tespit edilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine tarafından davaya cevap verilmemiştir.

2. Davalı ... Kişiliğini temsilen muhtar ... cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmaz bölümlerinin yol vasfında olduğunu ve kadimden beri aynı şekilde kullanıldığını, daraltılması için haklı bir neden bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

3. ... müdahale dilekçesinde; dava konusu taşınmaz bölümlerinin kadim yol vasfında olduğunu, yolun iptal edilmesi halinde kendisinin de zarar göreceğini belirterek davalı taraf yanında davaya katılmak istediğini ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 06.02.2015 tarihli ve 2013/563 Esas, 2015/40 Karar sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, nizalı taşınmaz bölümlerinde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu, taşınmazların nizasız ve fasılasız şekilde çay bahçesi olarak zilyet edildiği, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (D) harfi ile gösterilen bölüm yönüyle ise davanın ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulüne, 30.06.2014 tarihli teknik bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 39,22 metrekarelik bölümün 184 ada 4 nolu parsele eklenerek davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, 19.08.2014 tarihli teknik bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 10,90 metrekare ve (C) harfi ile gösterilen 13,92 metrekarelik bölümlerin ise 134 ada 2 nolu parsele eklenerek davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

1. Kararın süresi içerisinde davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 17.10.2017 tarihli ve 2017/4917 Esas, 2017/6647 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece, nizalı taşınmaz bölümlerinin evveliyatı, kullanım süreleri ile niteliklerini ve üzerilerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihleri en iyi belirleme yöntemi olan hava fotoğrafları getirtilerek bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmadığı, keşfe ziraat mühendisi bilirkişi götürülmeyerek taşınmazların önceki ve şimdiki nitelikleri, bitki örtüleri, toprak yapıları, imar-ihya işlemlerinin başlangıç ve tamamlanma tarihleri ile varsa ekonomik amaca uygun zilyetlik sürelerinin belirlenmediği ve 4721 sayılı TMK'nın 713/4. ve 5. maddeleri gereğince yerel ve gazete ilanlarının yaptırılmadığı gerekçesiyle karar bozulmuştur.

2. Bozma üzerine Mahkemenin 14.04.2023 tarihli ve 2018/105 Esas, 2023/209 Karar sayılı kararıyla; davacı tarafından, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerinin dava konusu edildiği, (A) harfi ile gösterilen bölüm yönüyle taşınmaz üzerinde ekonomik amaca uygun herhangi bir kullanımın bulunmadığı, alanın bakımsız ve yer yer taşlık olduğu, bazen ot biçmek ve hayvan otlatmak şeklindeki kullanımın ekonomik amaca uygun bir kullanım olarak kabul edilemeyeceği, (B) harfi ile gösterilen bölüm yönüyle ise taşınmaz üzerindeki çayların imar ve ihyasının yeni yapılmış olduğu, çaylık öncesinde ağaçlık, çalılık ve orman emvali olan alanın üzerinde sürdürülen hayvan otlatmak, ağaç yapraklarını toplayıp hayvanların altına sermek ya da ağaçları yakacak olarak kullanmak şeklindeki kullanımın ekonomik amaca uygun bir kullanım olmadığı, bunun dışında davacı tarafından taşınmazda sürdürülen herhangi gelir getirici ve ekonomik amaca uygun tarımsal faaliyet bulunmadığı, neticeten nizalı taşınmaz bölümlerinde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosya kapsamı itibariyle iddialarını ispatladıklarını, taşınmazlarda müvekkili lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunu, müvekkilinin yüzyılları aşkın süredir taşınmazları ekonomik olarak kullandığını, bilirkişi raporunda geçen 15 yıllık imar-ihya değerlendirmesine katılmadıklarını, imar-ihyanın yalnızca çay tarımı ile ilgili bir faaliyet olmayıp bütün ekonomik ve sosyal ihtiyaçları ihtiva eden bir kavram olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

1. 2010 yılında Rize ili, Ardeşen ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucunda nizalı taşınmaz bölümlerinin bulunduğu yer yol olarak haritasında gösterilmiştir.

2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK’nın 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI.KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 345,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın Pazar (Rize) 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

27.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.