Logo

1. Hukuk Dairesi2024/5360 E. 2025/555 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, davalıya borcu olmadığı halde, üzerinde imzası dahi bulunmayan veresiye senedi ile başlatılan icra takibi sonucu taşınmazının haksız yere satıldığı iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine oluşan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı tarafından başlatılan icra takibinin usulüne uygun olduğu, satış ilanına ilişkin tebligat dışında usulsüz bir işlem tespit edilemediği, davalı tarafın ihaleye ilişkin işlemlerde usul ve yasaya aykırı bir katkısının bulunmadığı, yolsuz tescil iddiasının ispatlanamadığı ve temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı gözetilerek, istinaf mahkemesinin davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2127 E., 2022/1859 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Anamur 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/245 E., 2021/100 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 04.06.2024 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden davacı vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalılar gelmediler. Yokluklarında duruşmaya başlandı, gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; davalı ...’ya borcu olmadığı halde üzerinde imzası dahi olmayan veresiye fişi ile başlattığı icra takibinin kesinleşmesine müteakip taşınmazları üzerine haciz konulduğunu ve hatta 7.020,00 TL tutarında sözde borç ile maliki olduğu dava konusu 101 ada 23 parsel sayılı taşınmazın satıldığını, gerek ödeme emri gerekse kıymet takdiri ve satış ilanına ilişkin tebligatların usulüne uygun yapılmadığını, menkul hacizlerinden ve takibin neye ilişkin olduğundan haberi olmadığını, menfi tespit davası ve ihalenin feshi davası açtığını, menfi tespit davasına katılmadığından davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini ileri sürerek taşınmazdan tahliyesine ilişkin işlemlerin durdurulmasını, tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmazsa bedelin tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar; davacının ihale tarihini bildiğini, satışından iki ay önce icra dosyasının fotokopisini aldığını, ihalenin feshi davasının bu nedenle süresinde açılmadığından reddedildiğini, davacı tarafından borca ilişkin PTT havalesi ile 1.500,00 TL ödeme yapıldığını, davacının tüm işlemlerden haberdar olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, % 40 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

Anamur 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.09.2016 tarihli 2016/104 Esas, 2016/290 Karar sayılı kararı ile; satışa ilişkin tebliğin usulüne uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine ilişkin kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Antalya Bölge Adliye Mahkemesince davacı iddiasının icra tebligatlarının usulsüz olması yanında borcun bulunmadığına yönelik olduğundan takibe esas teşkil eden borç ilişkisinin doğru olup olmadığı, buna dayalı takibin usulüne uygun yapılıp yapılmadığı, ihale hazırlığı ve ihale anına kadar ve ihale aşamasındaki tüm işlemlerde davalı tarafın usul ve yasaya aykırı bir katkılarının bulunup bulunmadığının da araştırılması gerektiği gerekçesiyle eksik araştırma nedeniyle Mahkemesine gönderildiği, Mahkemece 12.09.2018 tarih 2017/380 Esas, 2018/359 Karar sayılı kararı ile; satış ilanı tebliğinin komşu adı ve imzası olmadığından usulsüz olduğu, ancak borçlunun dosyadan örnek aldığı 24.06.2014 tarihinde ihaleden haberdar olduğu, takibe konu borcun ise taraflar arasında hafriyat işi yapıldığı, davacının davalı ...’ya 1.500,00 TL ödeme yaptığı, keşfen iş bedelinin 1.700,00 TL tespit edildiği, davalının borç miktarının oldukça üzerinde bedel için takip başlattığı, tescilin yolsuz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği, kararın davalılar tarafından istinaf edilmesi üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesince, icra dosyalarının ve menfi tespit dosyasının fiziki olarak dosya arasına alınması, davalı ... tarafından alacak istemine ilişkin (2018/77) açılan dosyanın kesinleşmesinin beklenmesi için Mahkemesine gönderildiği, Mahkemece 24.03.2021 tarih 2019/245 Esas, 2021/100 Karar sayılı kararı ile, taraflar arasında borç ilişkisi olduğu, ihalenin feshine ilişkin davada Yargıtay tarafından onanan mahkeme kararıyla sonuca etkili olmadığı tespit edilen satış ilanına ilişkin tebliğ işlemi dışında, icra takibinin usulüne uygun yapıldığı, ihale hazırlığından ihale anına kadar ve ihale aşamasındaki işlemlerde davalı tarafın usul ve yasaya aykırı bir etkisinin tespit edilemediği, yolsuz tescil iddiasının sübut bulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 08.12.2022 tarih 2021/2127 Esas, 2022/1856 Karar sayılı kararı ile, ödeme emri ve satış ilanının usulsüz olduğu, tanık beyanları ve kısmen ödeme ile borç ilişkisinin sabit olduğu, ancak davalı kayıt malikinin alacaklı değil ihaleden alan 3. kişi olduğu, usulsüz tebliğ işlemlerinde kusuru ile katkısı bulunduğu ispat edilmediği, Avukatlık Kanunu 47. maddesinin vekil ve müvekkili arasında ilişkiye dair olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 353/(1).b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; icra takibinin haksız yere başlatıldığını, icra takibinden önce borçlu olduğuna inandığı kısmı ödediğini, bilirkişilerce de 1.700,00 TL ödenmesi gerektiğinin belirtildiğini, bunun ödenen miktardan 200,00 TL eksik olduğunu, 7.000,00 TL alacak için takip yapıldığını, 200,00 TL borç için içinde yaşadığı evinin icradan satıldığını, ihaleden alan kişinin alacaklının vekili olduğundan iyiniyetli olmadığını, avukatın yasaklı olduğu işlemi yaptığını, borç ilişkisinin olduğunu ancak borcun varlığı veya takibin usul ve yasaya uygun başlatılıp başlatılmadığının değerlendirilmediğini, imzasız veresiye fişi ile takip yapıldığını, tescilin yolsuz olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel istemine ilişkindir.

Dosya içeriğinden; dava konusu 101 ada 23 parsel sayılı 20.582,66 m2 miktarlı iki katlı kargir ev ve tarla nitelikli taşınmaz davacı adına kayıtlı iken Gazipaşa İcra Müdürlüğünün 2009/279 E. sayılı dosyada davalı ... tarafından davacı aleyhine başlatılan 7.020,00 TL asıl alacak 799,70 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.819,70 TL bedelli ilamsız icra takibi neticesinde 03.09.2014 tarihinde yapılan ihale ile 69.200,00 TL bedelle davalı ...’ya satıldığı anlaşılmaktadır.

Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması HMK'nın 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 435,50 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,

Temyiz edilen davalı vekilleri duruşmaya katılmadığından lehlerine duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.