"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2024/90 E., 2024/318 K.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 142 ada 19 parsel sayılı taşınmazın malikiyken belirli bölümlerini oğulları..., ... ve ...'e vererek kendilerine ev yapmalarını istediğini, ... ve ...’a verilen kısımların adı geçenlere resmi olarak devredildiğini, ancak ...’e verilen ve üzerinde ... tarafından ev inşa edilen 682 m2'lik yerin devri yapılacakken 26.09.2019 tarihinde bu yerin davalı ...'e devredildiğini öğrendiğini, davalı ...'in ise “Evet baba, iskan aboneliği alıyorum şeklinde senden vekalet alıp yeri üzerime yaptım, vermiyorum, ne yaparsanız yapın.'' şeklinde beyanda bulunduğunu, davalı ...'in çocuklarının ''Dede iskan için ve abonelikler için imzan gerekli sen yaşlısın yorulma bize vekalet ver." şeklinde beyanda bulunarak müvekkilini notere götürüp devir yetkisi de içeren vekaletname aldıklarını, davalının hileyle taşınmazı devraldığını ileri sürerek 682 m2 taşınmazın tapu kaydının iptaliyle davacı adına tescilini, bozma sonrası dava konusu taşınmazdan imar yoluyla oluşan 312 ada 1 parselde davalı adına kayıtlı payın 10203/41996 hisseye karşılık 306,09 m2'lik payının, 312 ada 3 parselde davalı adına kayıtlı payın 8769/37514 hisseye karşılık 175,34 m2'lik payın iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, süresinde cevap dilekçesi sunmamış olup 02.03.2020 tarihli beyan dilekçesinde; 25 sene önce babasından önce köye gelerek yerleştiği, kendi imkanlarıyla inşa ettiği daireyi daha sonra hiçbir maddi katkısı olmayan babasına verdiği ve aynı arsaya farklı bir ev yaptığını, 25.09.2020 tarihinde mahallinde yapılan keşifte alınan beyanında, geçen yıl iskan almak için girişimde bulunduğunu, kendisine ait tapu miktarı yeterli olmayınca diğer kardeşlerinin haklarını emanet olarak alacağını söylediğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 17.03.2022 tarihli kararı ile; taşınmazın davacı tarafından davalıya bizzat devredildiği, vekâletname ile satış yapılmadığı, davacının yargılama sırasında taşınmazın davalı tarafından parası ödenmeden uhdesine geçirildiği yönündeki beyanının iddianın genişletilmesi mahiyetinde olduğu, hata, hile, ikrah şartlarının da bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin 23.11.2022 tarihli kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 23.11.2022 tarihli kararı ile; taşınmaz hisse devrinin bizzat davacı tarafından yapıldığı, bu nedenle eldeki davada ileri sürülen vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasının yerinde olmadığı, davacının irade fesadı hallerine ilişkin iddialarının da ispatlanamadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA KARARI VE SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A.Bozma Kararı
Bölge Adliye Mahkemesini 23.11.2022 tarihli kararının süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 02.11.2023 tarihli ve 2022/8373 Esas, 2023/6162 Karar sayılı kararı ile; davacının dava dilekçesinde kendisinden hile ile alınan vekâletname ile işlem yapıldığını, taşınmazın belirli kısımlarını kullandıkları miktara göre oğullarına devrettiğini, davalı oğluna kullandığı yeri 2017 yılında devrettiğini, dava konusu yerin oğlu....'e devri için yaptığı başvuru sırasında dava konusu işlemi öğrendiğini belirttiği, maddi olayı bildirmenin taraflara hukuki nitelendirme yapmanın ise HMK'nın 33. maddesine göre hâkime ait olduğu, uyuşmazlık konusu işlemin bizzat davacı tarafından yapıldığı anlaşıldığına göre davanın hile hukuki sebebine dayandığının açık olduğu, davalının 02.03.2020 tarihli beyan dilekçesinde 25 sene önce babasından önce köye gelip kendi inşa ettiği daireyi katkısı bulunmayan babasına verdiği ve aynı arsaya farklı bir ev yaptığı savunmasına bulunmuş ise de 25.09.2020 tarihli keşifte alınan beyanında iskan almak için girişimde bulunduğunu, kendisine ait tapu miktarı yeterli olmayınca diğer kardeşlerinin haklarını emanet olarak alacağını söylediğini beyan ettiği, davalının aşamalarda öne sürdüğü bu savunmaların çelişkili olduğu, davacı tanıklarının beyanlarına göre davacının işlem yapılırken hileye düşürüldüğünün anlaşıldığı, taşınmazın da davacının iddialarıyla örtüşecek şekilde fiilen paylaşılarak kullanıldığı göz önüne alınarak davanın kabulü gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B.Bozma İlâmına Uyularak İlk Derece Mahkemesince Verilen Hüküm
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmındaki gerekçelerle davacının dava konusu satış işleminde hileye düşürüldüğünün ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu 312 ada 1 parselde davalı adına kayıtlı payın 10203/41996 hissesinin iptali, 312 ada 3 parselde davalı adına kayıtlı payın 8769/37514 hissesinin iptali ile davacı adına tesciline, bakiye kısmın davalı üzerinde ipkasına karar verilmiştir.
VI.TEMYİZ
A.Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuki sebebine dayanarak tapu iptali ve tescil davası açtığını, davalının da savunmalarını bu hukuki sebebe göre yaptığını, ancak dava konusu işlemin vekâleten yapılmayıp bizzat davacı tarafından yapıldığı anlaşıldıktan sonra davacının iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağına aykırı olarak davasını hile hukuki sebebine dayandırmaya çalıştığını, hile sebebine dayanılarak davanın kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalıya hile hukuki sebebine ilişkin savunma imkanı tanınmadığını, tanıklarının dinlenmediğini, davalının dosyadaki beyanlarının hileyi ikrar mahiyetinde olmadığını, keşifteki beyanında davalının kendi adına kayıtlı taşınmazdan değil, davacı adına kayıtlı taşınmazın diğer bölümlerinden söz ettiğini, zaten davalının kardeşlerinin paylarını emaneten de olsa üzerine almadığını belirterek İlk Derece Mahkmesinin yukarıda belirtilen kararının bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 36. maddesinde düzenlenen hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya kapsamına göre, davacının Kocaeli ili, .... ilçesi, .... Mahallesinde kain eski 142 ada 19 parsel sayılı 2.682,30 m2 yüz ölçümlü arsa vasıflı taşınmazı 21.05.1993 tarihinde satın alma yoluyla edindiği, davacının 5000/26823 payını 02.05.2017 tarihinde davalı oğlu ...'e, 1500/26823 payını da 31.07.2018 tarihinde dava dışı oğlu...'ye sattığı, davacının dava konusu bakiye 6823/26823 payını da bizzat 12.03.2019 tarih ve 2770 yevmiye sayılı işlem ile 140.000,00 TL bedelle davalı oğlu ...'e sattığı, eski 142 ada 19 parselden imar uygulaması sonucu arsa vasıflı 312 ada 1 ve 3 parsel sayılı taşınmazların oluştuğu, 312 ada 1 parsel sayılı taşınmazda Kartepe Belediye Başkanlığının 1885/41996, davacının dava dışı oğlu ...'ın 22431/41996, davalının da 4420/10499 paydaş olduğu, 312 ada 3 parsel sayılı taşınmazda Kartepe Belediye Başkanlığının 6082/75028, ...'ın 9639/18757, davalının da 15195/37514 paydaş olduğu, 10.07.2024 havale tarihli fen bilirkişi raporuna göre dava konusu 12.03.2019 tarih ve 2770 yevmiye sayılı satış işlemiyle davacının davalıya devrettiği payın imarla oluşan 312 ada 1 parselde 10203/41996 paya, 312 ada 3 parselde 8769/37514 paya tekabül ettiğinin belirtildiği, İlk Derece Mahkemesince tespit edilen bu paylar üzerinden hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, bozma ilâmına uygun şekilde karar verilmesine göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,
Alınması gereken harç peşin alındığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.