Logo

1. Hukuk Dairesi2024/5497 E. 2025/361 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, tapulama sırasında kadastroya dahil edilmeyen ve daha sonra Hazine adına tescil edilen bir taşınmaz bölümünün kendi parseline eklenmesi suretiyle tapuya tescilini talep etmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının murisi taşınmazı çapa dayalı olarak kayden satın almış ve davacıya intikal ve pay temliki suretiyle geçmiş olup, 1324 parsele revizyon gören tapu kayıtlarının toplam miktarı kadar yer zaten davacı adına kayıtlı olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiği, ancak mahkemelerin hak düşürücü süre gerekçesiyle davanın reddine karar vermeleri hatalı ise de sonucu itibariyle karar isabetli olduğundan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinin düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/569 E., 2019/2680 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Tekirdağ 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/148 E., 2018/219 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; dava konusu Tekirdağ ili, Süleymanpaşa ilçesi, ... köyü sınırlarında yer alan ve adına tapuda kayıtlı olan 1324 parsel sayılı taşınmazın 1975 yılında 4753 sayılı Yasa kapsamında dağıtılan ve tapu kaydına bağlanan arazilerden olduğunu, taşınmazın tapu kaydında yazılı miktarının Tekirdağ Bölge Tapulama Müdürlüğünün 02.03.1981 tarihli ve 1981/175 sayılı kararı ile yükseltildiğini, parsel üzerinden kadastral yol geçtiğini, bu nedenle parselin ikiye bölündüğünü; ne var ki kadastro sırasında aslında 1324 parsele dahil taşınmazın yol nedeniyle parsele dahil edilmediğini iddia ederek 1324 parselin kuzeyinde yer alan taşınmaz bölümünün adına kayıtlı taşınmaza eklenmesi suretiyle tapuya tescilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; idari başvuru yolu tüketilmeden dava açıldığını, davada Mahkemenin görevli olmadığı, husumet itirazında bulunduklarını, dava süresinde açılmadığından zamanaşımı itirazlarının olduğunu, davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfiyle gösterilen yere ilişkin davanın tespitten önceki nedene dayalı olması nedeniyle 3402 sayılı Yasa'nın 12. maddesine göre tespitin kesinleştiği 21.10.1981 tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre geçirildikten sonra açıldığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı bir davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya içerisinde bulunan renkli orjinal pafta fotokopisi, kadastro tespitine dayanak tapu kayıtlarındaki sınırlar incelendiğinde 21.10.1981 tarihinde kesinleşen kadastro tespitine dayanak alınan tapu kayıtlarının sınırlarında yoldan bahsedilmemesi nedeniyle Kadastro Komisyonu kararının uygulanması gerektiği, kadastro tespitine konu olmuş, ölçümü yapılmış yere ilişkin olarak kadastro öncesi nedenlerle dayalı olarak açılan eldeki tescil davasının 10 yıllık hak düşürücü süre geçirildikten sonra açıldığı, orjinal pafta dikkate alınarak kesinleşmiş Kadastro Komisyonu kararının Kadastro Müdürlüğünce dikkate alınması gerektiği, İlk Derece Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davanın yanlış nitelendirildiğini, taleplerinin teknik hata sonucunda davacıya ait parsele dahil olması gerekirken tescil harici kalan taşınmaz bölümüne yönelik olduğunu, 19.01.2018 tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi gösterilen çekişmeli taşınmaz bölümüne yeni parsel numarası verilerek tapuya tescil edilmesi kanaati sunulduğundan, bu rapor çerçevesinde davalarını ıslah ettiklerini, ekte sunulu çaplı tasarruf vesikasına göre tesis yüz ölçümü 6.400 metrekare iken bilahare 9.700 metrekare olarak tapuya tescil edilen bir taşınmazın yüz ölçümü arasında oluşan farkın çekişmeli taşınmaz bölümünden kaynaklandığını, dosya kapsamında yer alan mevcut bilirkişi raporları çerçevesinde davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddinin doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

1. Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. Davaya konu 1324 parsel sayılı taşınmaz tapuda, Tekirdağ ili, Süleymanpaşa ilçesi, ... Mahallesi, Eski köyyeri (Çaylı geçit) mevkiinde, 9.700 metrekare yüz ölçümü ve tarla vasfı ile davacı ... ... adına kayıtlıdır. Dava konusu taşınmazın tapulama tutanağının incelenmesinde, tahdidi yapılan 1324 numaralı parselin 4753 sayılı Kanun'a göre dağıtılan yer olduğu ve bu Kanun'a göre tespit maliki ... ...'ya ait Haziran 1956 tarih, 290 ve 291 sıra numaralı tapu kayıtlarının uygulandığı, tespit maliki ... ... tarafından taşınmazın yüz ölçümüne yönelik itiraz edildiği, itiraz üzerine Tapulama Komisyonunun 02.03.1981 tarihli kararıyla 1324 parselde hesaplama hatası bulunduğundan esas miktarının 9.700 metrekare olarak düzeltilmesine karar verildiği, ardından ... ... tarafından 15.10.1987 tarihinde satış suretiyle ... ... adına kayden tescil edildiği, bilahare intikal ve pay temliki suretiyle dosya davacısı adına kayıtlandığı anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, davacının iddiasına konu taşınmaz bölümünün ise tapulama sırasında tescil harici bırakıldığı, bilahare 12.07.2024 tarihinde ihdasen Hazine adına tescil edildiği görülmektedir.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıda belirtilen sebepler dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ne var ki, eldeki davanın paftasında tescil harici bırakılan taşınmaza yönelik tescil istemiyle açıldığı, hakkında tutanak düzenlenmeyen bu nitelikte yerler hakkında açılan davanın 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde belirlenen hak düşürücü süreye tabi olmadığı halde gerek İlk Derece Mahkemesi gerekse Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davanın bu gerekçeyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Öte yandan, 1324 parsel sayılı taşınmazın davacıya murisinden intikal ettiği ve pay temliki suretiyle davacıya kayden geçtiği; davacının murisinin ise taşınmazı çapa dayalı olarak kayden satın aldığı, 1324 parsele revizyon gören Haziran 1956 tarih, 290 ve 291 sıra numaralı tapu kayıtlarının toplam miktarı kadar yerin zaten davacı adına tescil edildiği anlaşılmakla davanın bu gerekçelerle reddine karar verilmesi gerekirken yukarıda yazılı gerekçelerle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ise de sonucu itibariyle verilen karar isabetli olduğundan kararın gerekçesinin yazılı şekilde düzeltilmesi suretiyle onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının yazılı biçimde kısmen kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinin yukarıda yazılı olduğu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.