Logo

1. Hukuk Dairesi2024/5646 E. 2025/1390 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davalı adına tescil edilen taşınmazın Hazine adına tesciline ilişkin davada, taşınmazın bir bölümünün zilyetlikle kazanılıp kazanılmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, taşınmazın bir bölümü için davalı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne ve Hazine adına tescile karar vermesi gerekirken, hatalı parsel numarası ile hüküm kurması ve tapu iptaline dair hüküm kurmadan doğrudan Hazine adına tescile karar vermesi nedeniyle, hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/14 E., 2024/18 K.

Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde özetle; Kayseri ili, İncesu ilçesi, ... köyünde kain 239 ada 10 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında davalı adına tespit ve tescil edildiğini, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, taşınmaz mahallinde yapılan tahkikat sonucu düzenlenen raporda taşınmazın hali hazırda boş, meyilli, sınırları belirsiz ve yaklaşık 25-30 yıldır kullanılmayan ve ekonomik tarım yapılması uygun olmayan arazi olduğunun tespit edildiğini, taşınmazın hali arazi, taşlık yapıda olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazı ...'dan satın aldığını, buna dair senedinin de mevcut olduğunu, satın aldığı kişinin taşınmazı 25 senedir ekip sürdüğünü, satın aldıktan sonra da kendisinin taşınmazı ekip biçtiğini, taşınmazın kültür arazisi olduğunu, Hazinenin taşınmazla bir ilgisinin olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

Dosya içerisinde yer alan veraset ilamından davalı ...'nın 06.02.2021 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak eşi ..., çocukları ..., ..., ..., ..., ...'nın kaldığı belirlenmiş ve mirasçılar davaya dahil edilmiştir.

III. MAHKEME KARARI

İncesu Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.11.2015 tarihli ve 2014/361 Esas, 2015/563 Karar sayılı kararıyla; dava konusu yerdeki kadastro çalışmalarının 2004 yılında tamamlandığı, 2004 yılından geriye doğru 20 yıllık süre değerlendirildiğinde taşınmazın malik sıfatıyla davasız aralıksız kullanımının mevcut olduğu, jeodezi ve fotogrametri mühendisinin raporunda dava konusu yerin tarımsal faaliyette kullanıldığının belirlendiği, kadastro tarihi olan 2004 yılından tarımsal faaliyetin yapıldığının anlaşıldığı 1954 yılına kadar 50 yıllık bir sürenin geçtiği, bu süre içinde taşınmazın davasız ve aralıksız kullanıldığının mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından anlaşıldığı, buna göre davacı Hazine tarafından açılan davanın haksız olduğunun anlaşıldığı, zilyetlikle mülk edinmeye ilişkin davalı lehine kanuni şartların mevcut olduğu ve mülkiyetin kazanılmış olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 19.10.2017 tarihli ve 2015/13357 Esas 2017/6687 Karar sayılı kararıyla; taraf koşulu dava şartlarından olup Mahkemece bu şart yerine getirilmedikçe davanın esasına girilerek hüküm kurulamayacağı, Mahkemece çekişmeli taşınmaz üzerinde ipotek hakkı bulunan Ziraat Bankasına dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmeden taraf koşulu sağlanmaksızın karar verildiği, taraf teşkili yöntemince sağlanmadan karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi keşifte hazır bulunan ziraat bilirkişisi raporunda dava konusu taşınmazda (B) harfi ile gösterilen bölümün 6. sınıf arazi olup Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu belirtildiği halde, jeodezi bilirkişisinin 1975 tarihli hava fotoğrafında taşınmazın tümünde tarımsal faaliyet bulunduğunu belirtmiş olması nedeniyle bilirkişi raporları arasında oluşan çelişki giderilmeden karar verilmiş olması nedeniyle yapılan araştırma ve incelemenin de hükme yeterli bulunmadığı, davacı tarafa davasını 239 ada 10 parsel sayılı taşınmazda ipotek hakkı bulunan Ziraat Bankasına da yöneltmesi için süre ve imkan tanınarak taraf koşulunun sağlanması, taşınmazın başında yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi ve taraf tanıkları ile üç kişilik ziraatçı bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri uzmanı ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılması, keşifte yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğü, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, taşınmaz üzerinde ne olduğu, imar-ihya edilip edilmediği, edilmiş ise hangi tarihte tamamlandığı hususlarının etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, keşifte alınan beyanların komşu parsellerin tutanak ve dayanağı kayıtlar ile denetlenmesi; ziraatçı bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazın imar-ihya edilip edilmediğini, edilmiş ise hangi tarihte tamamlandığını, kullanım durumunu ve Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup olmadığını kesin olarak belirtir şekilde, taşınmazı değişik yönlerden gösteren fotoğraflarının da eklendiği, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması; jeodezi ve fotogrametri uzmanı ile fen bilirkişisinden keşfi izlemeye imkan verir harita ve rapor düzenlemelerinin ve çekişmeli taşınmazın hava fotoğrafları üzerindeki konumunu işaretleyerek ziraat bilirkişi kurulu ile birlikte hava fotoğraflarında gözüken niteliğinin belirlemelerinin istenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan İncesu Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.02.2018 tarihli 2017/100 Esas, 2018/27 Karar sayılı kararıyla; bozma ilamı doğrultusunda taraf teşkilinin sağlandığı ve bilirkişilerden rapor temin edildiği, dava konusu yerdeki kadastro çalışmalarının 2004 yılında tamamlandığı, 2004 yılından geriye doğru 20 yıllık süre değerlendirildiğinde taşınmazın malik sıfatıyla davasız aralıksız kullanımının mevcut olduğu, jeodezi ve fotogrametri mühendisinin raporunda dava konusu yerin tarımsal faaliyette kullanıldığının belirlendiği, kadastro tarihi olan 2004 yılından tarımsal faaliyetin yapıldığının anlaşıldığı 1954 yılına kadar 50 yıllık bir sürenin geçtiği, bu süre içinde taşınmazın davasız ve aralıksız kullanıldığının mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından anlaşıldığı, buna göre davacı Hazine tarafından açılan davanın haksız olduğu, zilyetlikle mülk edinmeye ilişkin davalı lehine kanuni şartların mevcut olduğu ve mülkiyetin kazanılmış olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 22.03.2021 tarihli ve 2018/2332 Esas 2021/2491 Karar sayılı kararıyla; davacı Hazine vekilinin çekişmeli taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümüne ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosya içeriğine, Mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre temyiz itirazlarının reddiyle bu bölüm hakkındaki usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına; davacı Hazine vekilinin çekişmeli taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümüne ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece, çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde davalı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de varılan sonucun dosya kapsamına uygun bulunmadığı, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilmesi için 3402 sayılı Kanun'un 14. maddesi gereğince taşınmaz üzerindeki çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla sürdürülen zilyetliğin taşınmazın ekonomik amacına uygun şekilde sürdürülmesinin zorunlu olduğu, somut olayda, dosyaya sunulan ziraat bilirkişi kurulu raporunda çekişmeli taşınmazın uzun yıllardır tarım arazisi olarak kullanılmadığı, halen boş vaziyette olduğu, fazla eğimli ve yer yer kayalık olması nedeniyle toprak işlemeli tarım kültürüne elverişli olmadığının belirtildiği ve rapora taşınmaz bölümüne ait fotoğrafların eklendiği, ayrıca dosyaya sunulan jeodezi ve fotogrametri bilirkişisi raporunda da taşınmaz bölümünün 1992 yılında boş ve doğal görünümde olduğu ve tarımsal faaliyete konu olmadığının bildirildiği, hal böyle olunca; Mahkemece, dava konusu taşınmaz bölümünde davalı lehine zilyetlik yoluyla iktisap koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun olmayan gerekçelerle reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Davacı Hazine vekili ve yargılama sırasında ölen davalı ... mirasçıları ... ve müşterekleri tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuş, Dairenin 21.09.2022 tarih ve 2022/4536 Esas, 2022/5972 Karar sayılı kararıyla karar düzeltme istemlerinin reddine karar verilmiştir.

D. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan İncesu Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.01.2024 tarih ve 2023/14 Esas, 2024/18 Karar sayılı kararıyla; davacının davasının Yargıtay bozma ilamında yer alan ve fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölüm yönüyle kabulü ile dava konusu Kayseri ili, İncesu ilçesi, ... köyü 239 ada 10 parsel sayılı taşınmazın 01.10.2015 hakim havaleli fen bilirkişi raporunda (B) ile gösterilen mavi kalem ile boyanmış 7.301,74 m2 yüz ölçümlü kısmının davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Bir kısım davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ... temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece toplanması gereken delillerin eksik ve hatalı toplandığını, toplanan delillerin de hukuken yanılgılı değerlendirildiğini, dava konusu taşınmazın evveliyatı tarla olup 1954 tarihli hava fotoğrafı ile de tarımsal faaliyete konu olduğu ve sınırlarının sabit olduğunun açıkça gözüktüğünü, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olmadığının bilirkişi raporları ve yerel bilirkişi anlatımları ile ispat edildiğini, ziraat mühendisi bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın özel mülkiyete konu komşu parsellerle aynı özelliklere sahip olduğu belirtilmesine rağmen taşınmazın bir bölümünün tarımsal faaliyete konu edilmediği yönünde düzenlenen raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığını verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Kadastro sonucu; Kayseri ili, İncesu ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 239 ada 10 parsel sayılı taşınmaz 16.526,22 m² yüz ölçümü ve tarla vasfı ile senetsizden 1981 tarihli ve 2 sıra numaralı vergi kaydına istinaden davalı ... adına tespit edilmiştir. Dava konusu taşınmazın sonrasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun ek 1. maddesi uyarınca yapılan 22.03.2018 tarih ve 1164 sayılı yüz ölçümü ve cins değişikliği işlemi sonucu 1526 ada 10 parsel olduğu, yüz ölçümünün ise 16.526,09 m² olarak değiştiği, 27.11.2024 tarihinde de ... mirasçıları davalılara intikal ettiği anlaşılmıştır.

Temyizen incelenen kararın bozma kararına uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde, hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararına uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân olmadığı, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla bir kısım davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ...'nın temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ancak HMK'nın 297/2. maddesi uyarınca, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hâkimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu biçim, yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hâl, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir.

Öte yandan Devletin sicil oluşturmadan kaynaklanan görevi kamu düzeniyle ilgili olduğundan re’sen gözetilmesi gerekmektedir.

Somut olaya gelince; Mahkemece davanın kabulü ile çekişmeli taşınmaz bölümünün tapu kaydının iptal edilerek davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptaline dair hüküm kurulmadan davacı adına tesciline şeklinde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi yargılama aşamasında dava konusu taşınmazın 3402 sayılı Kanun'un ek 1. maddesi uygulamasına tabi tutularak yeni parsel numarası aldığı halde, eski parsel numarası üzerinden hüküm kurulması da doğru değildir.

Ne var ki anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HMK'nın geçici 3. maddesinin ikinci fıkrasının yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Bir kısım davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ...'nın diğer temyiz itirazlarının reddine,

Bir kısım davalıların temyiz itirazının değinilen yönlerden kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan "2-Dava konusu Kayseri İli İncesu İlçesi ... Köyü 239 ada 10 parsel sayılı taşınmazın 01/10/2015 hakim havaleli fen bilirkişi raporunda (B) ile gösterilen mavi kalem ile boyanmış 7.301,74 m2 yüz ölçümlü kısmının davacı adına tapuya kayıt ve tesciline," cümlesinin çıkartılarak yerine "2-Dava konusu Kayseri ili, İncesu ilçesi, ... köyü 1526 ada 10 parsel sayılı taşınmazın 01/10/2015 hakim havaleli fen bilirkişi raporunda (B) ile gösterilen mavi kalem ile boyanmış 7.301,74 m2 yüz ölçümlü kısmının tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline," cümlelerinin yazılmasına, hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7. maddesi uyarınca bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine,

Dosyanın İncesu Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

13.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi