Logo

1. Hukuk Dairesi2024/56 E. 2025/316 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile devredilen taşınmazlar hakkında açılan tapu iptali ve tescil davasında, mahkeme kararının eksik hüküm içermesi ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde metrekare üzerinden hüküm kurulması uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiği bazı taşınmazlar hakkında karar verilmemesi ve bir taşınmaz için de pay üzerinden değil de metrekare üzerinden iptal-tescile karar verilerek HMK’nın 297/2 hükmüne aykırı ve infazda tereddüt oluşturacak bir karar verilmesi gözetilerek, İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2622 E., 2023/3005 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çarşamba 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/294 E., 2023/153 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; mirasbırakan annesi ...’nin 1107 ada 1, 1108 ada 2, 1116 ada 10 ve 5, 229 ada 15 parsel sayılı taşınmazlardaki payını Çarşamba 2. Noterliğinin 19.02.2016 tarihli ve 1819 yevmiye numaralı ölünceye kadar bakma akdi ile davalı oğlu ...’a temlik ettiğini, taşınmazların tescilinin 11.03.2016 tarihinde yapıldığını, aynı ölünceye kadar bakma akdi ile başka taşınmazların da devredildiğini ancak anılan taşınmazların üçüncü kişilere temlik edildiğini, murisin mal varlığının tamamına yakınını devrettiğini, fiil ehliyetini haiz olmadığını, 06.11.2018 tarihinde murise davalının vasi tayin edildiğini, yapılan sözleşme ile mirasçılardan mal kaçırmanın amaçlanıldığını, makul sınırın aşıldığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile payları oranında adına tesciline, olmazsa tenkisine karar verilmesini istemiş; davacı vekili 22.01.2021 tarihli dilekçe ile, dava dilekçesinde belirtilen ölünceye kadar bakma sözleşmesine konu 1108 ada 2 parsel sayılı taşınmaza ihtiyati tedbir konulmuşsa da bu parsel yönünden herhangi bir talepleri olmadığını, bu parselin muris hayatta iken anlaşılıp kat karşılığı müteahhide verildiğini bildirmiş; 03.11.2021 tarihli celsede davacı tarafa tapu iptal ve tescil talep ettiği taşınmazları bildirmesi için süre verilmesi üzerine davacı vekili 09.11.2021 tarihli dilekçe ile, dava dilekçesinde de belirttiği üzere davaya konu ölünceye kadar bakma sözleşmesinde yer alan parseller olan 1107 ada 1, 1116 ada 10 ve 5, 229 ada 15 parsel sayılı taşınmazlar yönünden tapu iptali ve tescil taleplerinin devam ettiğini bildirmiştir.

II. CEVAP

Davalı; ölünceye kadar bakma akdi yapıldığı tarihte murisin fiil ehliyetini haiz olduğunu, sözleşmeden iki yıl sonra kısıtlandığını, kendisinin uzun süre murisin ihtiyaçlarını karşıladığını, dava konusu 15 parsel sayılı taşınmazda annesi, babası ve ailesi ile birlikte yaşadıklarını, anne ve babasının bir geçim kaynağı olmadığını, yardım da almadıklarını, sadece kendisinin baktığını, babası öldükten sonra annesi ile birlikte dava konusu 2 parsel sayılı taşınmazdaki daireye taşındıklarını, murisin son zamanlarında yatalak olduğunu, 2 parsel sayılı taşınmazda annesinden ölünceye kadar bakma akdi ile gelen fazla payı olmasına rağmen 2018 yılında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile diğer mirasçılarla eşit pay aldığını, mal kaçırma kastı olan kişinin bu şekilde davranmayacağını, ivazlı sözleşmelerde tenkisin olmayacağını, tenkisin kabul edilmesi halinde de 2 parsel sayılı taşınmazın tenkise tabi tutulmasını istediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile; murisin devir tarihlerinde fiil ehliyetini haiz olduğunun ATK raporu ile sabit olduğu, murisin ekonomik durumunun iyi olduğu ve devir tarihinde özel bir bakıma muhtaç olmadığı, davalıya ÖKBA ile devredilen taşınmazların değerinin murisin tüm mamelekine oranının makul karşılanabilecek sınırı aştığı, murisin tüm mirasçılarını kapsar ve kabul edilebilir ölçüde mal paylaşımı yapmadığı, ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri ve olayların olağan akışı da nazara alınarak murisin mal kaçırma kastıyla hareket ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle:

a. Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçe göstermeden başvurularını reddettiğini,

b. 1008 ada 2 parsel sayılı taşınmaz yönünden hüküm kurulmadığını,

c. Kararın eksik ve yanlış değerlendirme ile verildiğini, kararda hem murisin parası olmadığının ve yatalak olduğunun, hem de murisin ekonomik durumunun iyi olduğunun ve özel bakıma ihtiyacı olmadığının belirtildiğini, çelişki oluşturulduğunu,

d. 93 yaşındaki murisin özel bakıma ihtiyacı olduğunu,

e. Mal kaçırma kastının somut delillerle ispat edilemediğini,

f. Makul oran olmamasının tek başına yeterli olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis istemine ilişkindir.

Dosya içeriğinden; muris ...’nin Çarşamba 2. Noterliğinin 19.02.2016 tarihli ve 1819 yevmiye numaralı ölünceye kadar bakma akdi ile içerisinde dava konusu 1107 ada 1, 1108 ada 2, 1116 ada 5 ve 10 ile 229 ada 15 parsel sayılı taşınmazların bulunduğu taşınmazlardaki paylarının davalı oğlu ...’a verilmesini kararlaştırdığı, ...’ın 10.03.2016 tarihinde dava konusu taşınmazlardaki muris paylarını adına tescil ettirdiği, murisin 09.05.2020 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak çocukları ..., ... ve ... ile kendisinden sonra ölen kızı ...’in eşi ... ile çocukları Nesrin, ... ve ...’in kaldıkları, Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu’nun murisin 11.03.2016 ve 19.02.2016 tarihlerinde fiil ehliyetini haiz olduğunu bildirdiği görülmüştür.

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davanın kabul edilmiş olması kural olarak doğrudur. Davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.

Hemen belirtilmelidir ki, HMK'nın 297/2 hükmünde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Yasa maddesinin bu açık hükmüne göre mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.

Somut olayda, davacı tarafın dava dilekçesinde 1108 ada 2 parsel sayılı taşınmazı dava konusu olarak göstermesine, 22.01.2021 tarihli dilekçe ile davacı vekilinin dava dilekçesinde belirtilen ölünceye kadar bakma sözleşmesine konu 1108 ada 2 parsel sayılı taşınmaza ihtiyati tedbir konulmuşsa da bu parsel yönünden herhangi bir talepleri olmadığını, bu parselin muris hayatta iken anlaşılıp kat karşılığı müteahhide verildiğini bildirmesine ve 03.11.2021 tarihli celsede davacı tarafa tapu iptal ve tescil talep ettiği taşınmazları bildirmesi için süre verilmesi üzerine 09.11.2021 tarihli dilekçe ile davacı vekilinin dava dilekçesinde de 1107 ada 1, 1116 ada 10 ve 5, 229 ada 15 parsel sayılı taşınmazlar yönünden tapu iptali ve tescil taleplerinin devam ettiğini bildirmesine rağmen dava konusu olan 1108 ada 2 parsel sayılı taşınmaz yönünden olumlu olumsuz bir hüküm kurulmamış olması ile 1107 ada 1 parsel sayılı taşınmaz için de pay üzerinden iptal ve tescil hükmü kurulması gerekirken infazda tereddüt oluşturacak biçimde ve HMK’nın 297/2 hükmüne aykırı olacak şekilde metrekare üzerinden iptal-tescile karar verilmiş olması doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yön itibariyle kabulü ile; temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek hâlinde temyiz eden davalıya iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.