"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1796 E., 2024/2296 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/637 E., 2021/521 K.
Bölge Adliye Mahkemesince bozma kararına uyularak verilen karar davalı ... vekili tarafından duruşma istekli ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; duruşma isteğinin değerden reddine karar verilip; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; karı-koca olan davacılar ... ve ...'nın paydaşı oldukları dava konusu 2802 ada 2 parsel üzerindeki tek katlı evde yaşadıklarını, davacı ...'in ilk eşinden olma oğlu davalı ...'un hile ve baskılarıyla davacı ...'nın taşınmazdaki payını davalı ...'a, davacı ...'in ise payını davalı ...'un eşi olan diğer davalı ...'a satış suretiyle devrettiğini, devirden sonra davalıların kendilerini İzmir/Dikili’deki evlerine götürdüklerini, ancak bir zaman sonra kendilerini istemeyip darp ederek İstanbul'a geri bıraktıklarını, yaşlı ve bakıma muhtaç olup davalılar tarafından bakılacakları inancıyla taşınmazlarını devrettiklerini, ancak ceza dosyasına konu olaylardan sonra davalıların hile, şiddet ve korkutmasıyla taşınmazın adlarına tescilini sağladığını anlayıp eldeki davayı açtıklarını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adlarına tescilini istemişler, davacılardan ...'nın yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davacı vekiline vekaletname vermek suretiyle davayı sürdürmüştür.
II. CEVAP
Davalılar ... ve İlknur; iddiaların doğru olmadığını, uzun yıllardır Hollanda'da yaşayan davalı ...'un Türkiye’ye geldiğinde davacı annesinin tüm ihtiyaçlarıyla ilgilendiğini, çekişmeli taşınmaz üzerinde davacıların oturdukları evi davalı ...'un tadilat ettirmesi üzerine davacı ...'nın “...oğlum sen bu eve çok masraf ettin, bize senden başkası bakmıyor, payımı sana devredeyim...” teklifi üzerine ...'nın payını bedeli karşılığında satın aldığını, 2015-2016 yıllarında davacı annesi ...’in protez kalça ameliyatını yaptırdığını, o dönemde ve sonrasında ücretini ödeyerek bakıcı tuttuğunu, ancak bakıcının iyi bakmaması üzerine Türkiye'ye döndüğü dönemde diğer davalı ... ile tanışıp evlendiklerini, davalı ...'un ise taşınmazdaki davacı ...'in payını evlenmeden önce 45.000,00 TL bedelle satın aldığını, davacılarla birlikte yaşamak için Dikili'ye geldiklerini, dava konusu evin ise davacıların ihtiyaçları için kiraya verildiğini, hile ve şiddetin söz konusu olmadığını, davacılara en iyi şekilde baktıkları halde davacıların evlilik birliklerini sarsmaya yönelik hareketlerde bulunduklarını, davacıların isteği üzerine İstanbul'a geri getirdiklerini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Gaziosmanpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.07.2021 tarihli ve 2018/637 Esas, 2021/521 Karar sayılı kararıyla; davanın hile ve korkutmaya dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğu, davacıların paylarını farklı tarihlerde devrettikleri, devir tarihleri arasında 6 yılı aşkın bir süre olduğu, iddia olunan baskı ve hileli davranışların varlığı kabul edilse dahi aradan geçen zaman diliminde davacıların hareketsiz kaldığı, ceza dosyasındaki eylemin devirlerden sonraki bir dönemde gerçekleşmesi sebebiyle temlik tarihinde iradeyi sakatlamasının mümkün olmadığı, iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin 14.07.2021 tarihli kararına karşı süresi içinde davacılar vekilinin istinaf başvurusunda bulunması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 15.11.2022 tarihli kararı ile; davanın hile ve korkutma nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğu, davacı ...'in 2018 yılında şikayeti üzerine davalıların sanık olarak yargılandıkları ceza dosyası içeriği ve anlatımlara göre eldeki davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı, tüm dosya kapsamıyla davacıların hile ve korkutmaya maruz kaldıklarına ve sözleşmeyi bu etki ile yaptıklarına dair iddianın ispatlanamadığı, davanın taraflar arasında ailevi geçimsizlik sebebiyle yaşanan olaylar etkisiyle açıldığı, ceza yargılamasına konu olayın temliklerden sonra yaşandığı, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı ancak vekalet ücreti yönünden hükmün düzeltilmesi gerektiği, ayrıca davacı ... miraçılarından ...'nun karar başlığında gösterilmemesinin de hatalı olduğu gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle hüküm ortadan kaldırılarak vekalet ücreti yönünden hükmün düzeltilmesi suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A.Bozma Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin 15.11.2022 tarihli kararının süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin, 09.01.2024 tarihli ve 2022/8566 Esas, 2024/91 Karar sayılı kararı ile; ''Somut olayda, taraflar arasında görülen ceza yargılamasına konu dava dosyası, dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından; yaşlı ve bakıma muhtaç olan davacıların bundan sonraki yaşantılarında oğlu ve gelinleri olan davalılar tarafından bakılacakları inancıyla taşınmazlarını devrettikleri, davalıların ise davacılarla ilgilenip onlara yardım ederek bu yönde güven telkin ettikleri, ne var ki tapuda son devir sağlandıktan sonra davalıların davacılara karşı olumlu davranışlarının değiştiği, ceza dosyasından da anlaşıldığı üzere davranışların artık şiddete dönüştüğü, ceza yargılamasına konu 2018 yılının Mayıs ayında gerçekleşen şiddet ve korkutma eyleminden sonra davacıların bakılmayacaklarını ve kandırıldıklarını anlayarak süresi içerisinde eldeki davayı açtıkları, davacıların akit anında bakılmayacaklarını bilseler idi zaten yaşadıkları tek evlerini temlik etmeyeceklerinin kuşkusuz olduğu, davalılar tarafından bakılıp gözetileceklerine inandırılıp bu yönde davacıların iradesi yanıltılarak hile ile temliklerin yapılmasının sağlandığı anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir...” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilamındaki gerekçeler benimsenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A.Temyiz Sebepleri
Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalılar vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
1.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, taraflar arasında tapu devir tarihleri itibari ile herhangi bir husumet olmadığını ve davacıların tamamen kendi özgür iradeleri ve arzuları doğrultusunda davaya konu temlikleri yaptıklarının açık olduğunu, yargılama sonucu bu hususun ispat edildiğini, davalı ...’ün davacılardan ...’in ilk eşinden olan oğlu olduğunu, ...’un annesinin tüm ihtiyaçları ile ilgilendiğini ve dava konusu taşınmaz üzerindeki eve tadilatlar yaptırdığını, tüm bu nedenlerle de merhum ...’nın taşınmazdaki payını davalı ...’a devrettiğini, yine de ...’un davacı ...’ya satış bedeli ödediğini, davalı ...’un ise taşınmazdaki ...’e ait payı bedelini ödeyerek satın aldığını, davalıların davacıların tüm ihtiyaçları ile bizzat yakından ilgilendiklerini, davacı tanık iddialarının soyut ve yönlendirmeye dayalı olup gerçekleri yansıtmadığını, davacı tarafça iddianın ispat edilemediğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; davalının ne üvey babası ...’ya, ne de annesine bakma karşılığı olarak taşınmazı devralmadığını, davalının taşınmaz bedelini ...’e ödediğini, o dönemde davacıların maddi durumlarının kötü olup paraya ihtiyaçları olduğunu ve davalılardan da bir çok maddi yardım aldıklarını, davalıya yapılan temlikin rızai bir satış olduğunu, bununla birlikte davalının annesi ve üvey babası ...’nın tüm bakımlarını üstendiğini ve İzmir’e yanına götürdüğünü, davacıların davalılar tarafından tehdit edildiğine ilişkin hiçbir delilin mevcut olmadığını, davacı tarafça iddianın ispatlanamadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, hile ve korkutma hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
1. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 1927 doğumlu davacı ... ile 1934 doğumlu davacı ...'in karı-koca oldukları, davalı ...'un ise davacı ...'in ilk eşinden olma oğlu olduğu, dava konusu 2802 ada 2 parsel sayılı taşınmazda davacı ...'nın 1/6 payının tamamını 11.11.2010 tarihinde davalı ...'a, davacı ...'in ise 139/600 payının tamamını 27.02.2017 tarihinde davalı ...'un eşi olan diğer davalı ...'a satış suretiyle devrettiği, dava konusu taşınmaz üzerinde davacıların yaşadıkları tek katlı evin bulunduğu, 2018 yılının Mayıs ayında davalı ...'un davacı annesi ...'i yumruk atmak suretiyle yaralaması üzerine Dikili 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/469 Esas, 2020/181 Karar sayılı dosyası üzerinden görülen ceza davasında sanık olarak yargılanan ... hakkında kasten yaralama suçundan mahkumiyet kararı verildiği anlaşılmaktadır.
2.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 19.926,01 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ...’den; 10.120,15 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ...’den alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.