Logo

1. Hukuk Dairesi2024/5709 E. 2025/368 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı vasisi tarafından, davacının akıl zayıflığı ve kötü yaşam tarzı nedeniyle davalılara devrettiği taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ve davacı adına tescili istemiyle açılan davada, davalıların hile yaptığı iddiasının ispat edilip edilmediği ve hak düşürücü sürenin geçip geçmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının iradesinin hile ile fesada uğratılarak taşınmazlarını devrettiği, hak düşürücü sürenin ise geçmediği gözetilerek, yerel mahkeme kararının hatalı kısımları düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/753 E., 2023/1488 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sakarya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/331 E., 2023/69 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 04.06.2024 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden davalılar vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vasisi; davacının şeker hastası olduğunu, bir süre önce trafik kazası geçirdiğini, uzun süre yoğun bakımda kaldığını, o tarihten itibaren analiz etme ve sağlıklı sonuca varma yeteneğinin azaldığını, akıl zayıflığı ve kötü yaşam tarzı yüzünden mal varlığını akılcı biçimde yönetemediğini, kendisine yapılan telkinlere direnemeyerek sahip olduğu taşınır ve taşınmaz mal varlığını davalılara devrettiğini, dava konusu on iki adet taşınmazın davalılara devri için hiçbir neden bulunmadığını, davacının Sakarya 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 07.07.2015 tarihli 2014/942 Esas, 2015/873 Karar sayılı kararı ile kısıtlandığını, Adapazarı’nın sayılı müteahhitlerinden olup durumunu iş çevresi ve etrafının bildiğini, davalıların da bu irade zayıflığını bilerek hareket ettiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili; taşınmazların farklı tarihlerde devredildiğini, bedellerinin banka kanalıyla ödendiğini, davacının başkalarına da taşımaz sattığını, akıl sağlığının da halen yerinde olduğunu, kısıtlanmasının mallarının kötü yönetimi ve kendi isteğiyle olduğunu, temliklerden uzun zaman sonra kısıtlandığını, bir kısım devirlerin vekaletname ile yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Sakarya 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.06.2019 tarih 2016/156 Esas, 2019/208 Karar sayılı kararı ile; işlem tarihinde davacının ehliyetli olduğu, hile iddiasının ispat edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalılar vekilinin istinaf başvurusunda bulunması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; dava konusu 131 ada 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin alınan bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmediği, davacının adli yardım talebinin reddi ile dava değeri üzerinden eksik harcın ikmal edilmesi gerektiği belirtilerek dosya Mahkemesine gönderilmiş, Sakarya 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.02.2023 tarih 2019/331 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile; edimler arasında aşırı oransızlık olduğu, tanık beyanlarından davacının kandırılmaya müsait olduğu, taşınmazlarını hiçbir gereksinimi olmadan davalılara düşük bedelle satılmasının hayatın olağan akışına aykırı bulunduğu ve savurganlık nedeniyle vesayet altına alınmış olmasının da davacının hiffet nedeniyle temlik yapmaya müsait olduğunu göstereceği gözetildiğinde gabinin tüm unsurlarının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 25.10.2023 tarih 2023/753 Esas, 2023/1488 Karar sayılı kararı ile; davacının iradesinin inşaat işi yaparak yeniden eski günlere kavuşacağına yönelik olduğu ve devirlerin bu ilişki çerçevesinde gerçekleştirildiği, gerçekten de bir kimsenin bu sayıda ve değeri satış tarihinde yaklaşık 1.250.000,00 TL’ye varan taşınmazlarını devir tarihinde hiçbir bedel almadan veya çok az bir bedel alarak adi yazılı belgedeki miktarlarda ve vadelerde devretmesinin hayatın olağan akışında beklenemeyeceği, söz konusu devirlerin, davalı ...'ün davacıya yaptığı telkinlerden ve birlikte oldukları zamanda oluşturduğu güvenden kaynaklandığı, zira davacı ile davalı ... arasında borç para vb. ilişkinin banka kayıtlarına göre vesayet dosyası sırasında dahi devam ettiği, sonrasında taraflar arasındaki ilişkinin kesildiği, temliklerin davacının iradesinin hileyle fesada uğratılması ile gerçekleştirildiği gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/(1).b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde; davalıların taşınmazları bedelini ödeyerek satın aldıklarını, davacının akli dengesinin yerinde olduğuna ilişkin rapor alındığını ve kendi isteği ile kısıtlandığını, davanın ehliyetsizlik nedeniyle açıldığını, ıslah ile hileye de dayanıldığını, gabin nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olmadığını, Bölge Adliye Mahkemesince de hile nedeniyle davanın kabulünün doğru olduğunun belirtildiğini, akit tarihinden sonraki olayların iradeyi sakat hale getirmeyeceğini, davanın hak düşürücü sürede açılmadığını, sürenin ıslah tarihine göre belirlenmesi gerektiğini, her davalı yönünden ayrı ayrı sürenin tespit edileceğini, satış sözleşmeleri ile belirlenen miktarların ödendiğini, öğrenme tarihinin hatalı olarak belirlendiğini, herhalükarda vesayet davasının açıldığı tarihte hilenin öğrenilmiş kabul edilmesi gerektiğini, davacının borçlarını ödemek için taşınmazlarını sattığını vesayet davasında belirttiğini, taşınmazlardaki kısıtlamalar nedeniyle temlikte az bedel alınıp büyük kısmının vadeye yayıldığını, hükme esas alınan tanık beyanlarının çelişkili olduğunu, şikayete konu soruşturmada takipsizlik kararı verildiğini, iddianın ispat edilemediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, ehliyetsizlik ve hile hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Dosya içeriğinden ve geri çevirme kararlarıyla dosyaya getirtilen belgelerden; davacı 1938 doğumlu ...’ın Sakarya 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 07.07.2015 tarihli 2014/942 Esas, 2015/873 Karar sayılı dosyasında dava konusu temliklerden de bahisle eşi ... tarafından kısıtlanmasının talep edildiği, Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 21.08.2014 tarih ve 3549 sayılı sağlık kurulu raporu ile vasi tayini gerekmediğinin bildirildiği, davacının yargılama sırasında önce kısıtlanmak istemediğini beyan ettiği, 07.07.2015 tarihli duruşmada ise kısıtlanmak istediğini bildirdiği, mal varlığını bilinçsiz ve amaçsızca tükettiği, alım-satım ilişkilerinde yarar dengesini gözetmediği, savurganlık ve suihal içerisinde ve eğiliminde olduğu, başkaları tarafından kandırılarak mal varlığında eksilmeler yaşandığı, ayrıca kısıtlanmak istediği gerekçesiyle Türk Medeni Kanunu’nun 408. ve 409. maddeleri gereğince kısıtlanmasına, eşi ...’nin vasi olarak atanmasına karar verildiği, kararın 07.08.2024 tarihinde kesinleştiği, 28.09.2015 tarihli ek karar ile vasiye tapu iptali ve tescil davası açmak için yetki verildiği, 01.02.2019 ve 04.09.2024 tarihli ek kararlar ile ...’nin vasiliğinin devamına karar verildiği; dava konusu Sakarya ili ... ilçesi 11991 parsel sayılı taşınmazda bulunan 24 ve 25 nolu büro nitelikli bağımsız bölümlerin ... adına kayıtlı iken Sakarya 1. Noterliğinin 18.11.2013 tarih 22187 yevmiye numaralı vekaletname ile vekil ... ... tarafından 20.11.2013 tarih 6368 yevmiyeli işlemle üzerinde Sakarya 6. İcra Müdürlüğünün 2012/3349 Esas sayılı dosya ile 111.178,01 TL bedelli alacaklısı ... ... olan icra-i haciz ve Finans Katılım Bankası lehine 1.250.000,00 TL bedelli 01.08.2008 tarihli ipotekle birlikte toplam 146.000,00 TL bedelle davalı ...’e (vekaleten babası ... ... ...) devredildiği, Sakarya ili Adapazarı ilçesinde bulunan 159 ada 40 parsel sayılı 195 m2 miktarlı arsanın ½ payı, 973 ada 929 parsel sayılı 80 m2 miktarlı arsa, 973 ada 1079 parsel sayılı 290,97 m2 miktarlı arsanın 1183/3233 ve 2050/3233 payı ile 3391 ada 29 parsel sayılı taşınmazda bulunan büro nitelikli 4,5,6,9 ve 14 nolu bağımsız bölümlerin ... adına kayıtlı iken vekil ... ... tarafından aynı gün 17452 yevmiyeli işlemle her taşınmazda yukarıda bahsi geçen haciz ve 973 ada 1079 parsel sayılı taşınmazda Halk Bankası lehine 100.000,00 TL bedelli 29.01.2010 tarihli ipotek ile birlikte toplam 133.500,00 TL bedelle davalı ...’e (vekaleten ... ... ...) temlik edildiği; dava konusu Kocaeli ile Kandıra ilçesinde bulunan 131 ada 18 parsel sayılı 1.055,06 m2 miktarlı tarla nitelikli taşınmazın ... tarafından 24.04.2014 tarihinde 2.000,00 TL bedelle davalı ...’e, 131 ada 17 parsel sayılı 901,07 m2 miktarlı bahçe nitelikli taşınmazın 77507/90107 payının ... tarafından 30.04.2014 tarihinde davalı Şirket’e (temsilen ...) 150.000,00 TL bedelle devredildiği; 131 ada 17 parsel sayılı taşınmazın 12600/90107 payının ise Maliye Hazinesi adına kayıtlı iken 6292 sayılı Kanun gereği satış (2B) işlemi ile 20.06.2014 tarihinde davalı ... adına tescil edildiği, bu işleme ilişkin davacının, akdi halefi olarak davalı ...’e Kandıra Noterliğinin 20.05.2014 tarih 3802 yevmiyeli işlemle muvafakat ettiğini bildirdiği anlaşılmaktadır.

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre yazılı şekilde karar verilmesinde kural olarak isabetsizlik bulunmadığı, özellikle davacı vasisinin dava dilekçesindeki beyanlarından davanın ehliyetsizlik ve hile hukuksal nedenine dayalı olarak açıldığı, davacı ...’ın Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesinin 15.06.2016 tarihli raporu ile işlem tarihlerinde fiil ehliyetini haiz olduğunun tespit edildiği, hile iddiasının ise her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılmasının hiçbir şekle bağlı olmadığı, aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabileceği, eldeki davada davacı ve davalılar arasındaki ilişkinin banka kayıtları, vesayet dosyası kapsamı ve tanık beyanlarından 2015 yılına kadar devam ettiği gözetildiğinde 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçmediği, iddianın da ispat edildiği anlaşılmakla davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine karar verilmesi gerekmiştir.

Ancak, İlk Derece Mahkemesinin 12.06.2019 tarihli 2016/156 Esas, 2019/208 Karar sayılı kararında kabul kapsamına alınan taşınmazlar yönünden dava konusu 131 ada 17 parsel sayılı taşınmazın yalnızca davacı tarafından davalı Şirket’e devredilen 77507/90107 payı yönünden hüküm kurulduğu, bu kararın davalılar vekilince istinaf edildiği, davacı tarafından istinaf edilmediği, dolayısıyla davalılar lehine usûli kazanılmış hak oluştuğu gözetilerek sadece bu pay yönünden iptal-tescil hükmü kurulması gerekirken, davalı ...’in Hazineden 2B kapsamında satın aldığı pay yönünden de iptal-tescil hükmü kurulması isabetsiz olduğu gibi, dava konusu 973 ada 929 ve 1079 parsel sayılı taşınmazların 19.01.2023 tarihli yenileme işlemi ile 6181 ada 10 ve 6183 ada 12 parsel sayılı taşınmaz olduğu halde infazda tereddüt yaratacak şekilde kapanan kayıt üzerinden hüküm kurulması da doğru değildir.

Ne var ki anılan hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine,

Kamu düzeni yönünden yapılan temyiz incelemesi sonunda, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının, hüküm fıkrasının (1-b) numaralı bendinde yer alan “ve 12600/90107 oranındaki ... adlarına olan hisselerinin iptali” ibaresinin hükümden çıkarılmasına yerine “adına olan hissenin iptali” ibaresinin ve hükmün (1-a) bendinde yer alan “973 ada 929 parsel ve 973 ada 1079 parsel” ibaresinin hükümden çıkarılmasına yerine “6181 ada 10 (eski 973 ada 929) parsel ve 6183 ada 12 (eski 973 ada 1079) parsel” ibaresinin yazılması suretiyle hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine,

21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz eden davalılar vekili için 17.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin temyiz edilen davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.