Logo

1. Hukuk Dairesi2024/576 E. 2024/2120 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, kadastro çalışmaları sırasında kendi parseline dahil edildiğini iddia ettiği kısmın tapuya tescili istemiyle açtığı tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının aynı iddiayla daha önce açtığı davanın feragatle sonuçlanması nedeniyle kesin hüküm oluştuğu ve davacının temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı gözetilerek, istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1707 E., 2023/1449 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Balıkesir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/106 E., 2022/416 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I .DAVA

Davacı ... vekili, Kadastro Mahkemesine hitaben sunduğu dava dilekçesinde; Balıkesir ili, ... ilçesi, ... mahalllesinde 3402 sayılı K.K'nın Ek-1 nci maddesine göre yapılan kadastro sayısallaştırma çalışmalarının tamamlandığını, aynı çalışma alanında bulunan 105 ada 23 ve 24 parsellerin maliki olduğunu, adına kayıtlı taşınmazların devamı olan yaklaşık 4-5 dönüm civarındaki yerinin 105 ada 40 parsel sayılı taşınmaza dahil edildiğini, kadastrodan önce ve sonra zeminde adına kayıtlı taşınmazlar ile davalı taşınmazın sınırlarının aynı olduğunu, değişmediğini, evvelden beri 40 parsel içinde yer alan ve dilekçe ekinde krokide (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünü kullandığını, davalı 105 ada 40 parsel içinde kalan ve zeminde, uydu fotoğraflarında sınırları belli olan kısmın 40 parselden ayrılarak kendi parseline dahil edilmesini veya ayrı bir parsel numarası altında adına tapuya tescil edilmesini talep ve dava etmiştir. Kadastro Mahkemesi ile Sulh Hukuk Mahkemesi arasında doğan görev uyuşmazlığı üzerine merci tayini suretiyle Asliye Hukuk Mahkemesi davaya bakmakla görevli tayin edilmiş, bu suretle dosya yukarıda yazılı esasa kaydedilmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili; davaya konu taşınmazların evveliyatları olan 105 ada 24 parsel sayılı taşınmazın 21.09.1988 tarihinde, 105 ada 23 parselin ise 21.09.1988 tarihinde davacı adına tespit ve tescil edildiği, çekişmeli 105 ada 40 parselin ise 23.09.1988 tarihinde tesis kadastrosu ile tahsis edildiğini, ardından 105 ada 24 parselin 22.11.1991 tarihinde satış suretiyle devredildiğini, taşınmazlara ait kadastro işleminin 25.05.1989 tarihinde kesinleştiğini, bu kesinleşme ardından 2020 tarihinde taşınmazlara ait kadastro haritalarının sayısallaştırılması işlemi yapıldığını, bu işlem kapsamında yapılacak çalışmalarda mülkiyet, vasıf değişikliği, intikal, harici taksim ve ifrazlar vb. çalışmaların yapılamayacağını, davacının tapulama işlemi yapıldıktan sonra taşınmazı çapa dayalı olarak edinmesi nedeniyle dava açma ehliyetinin mevcut olmadığını, taraf ehliyeti yoksunluğundan davanın reddedilmesi gerektiğini, öte yandan taşınmazın kadastro işlemi kesinleştikten sonra taşınmaz hakkında ileri sürülecek iddiaların kesinleşme işleminden itibaren 10 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğunu, bu nedenle davanın zamanaşımı ve davacının taraf ehliyeti yoksunluğu nedeniyle reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; aynı iddia ile davacı tarafça daha evvel açılan davanın feragat nedeniyle reddedildiği, hal böyle olunca dava konusunun daha önce feragat nedeniyle kesin hükümle karara bağlandığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin tapu kayıtlarına göre Balıkesir ili, .. ilçesi, ... Mahallesi 105 ada 23 ve 24 parselde bulunan taşınmazların maliki olduğunu, davaya konu 105 ada 40 parselde bulunan taşınmazın doğu yönünden davacıya ait taşınmazlara komşu olduğunu, davacının malik olarak evvelden beri kullandığı yerin ise 105 ada 40 parselin içerisinde kalan teknik bilirkişi raporunda (A) ile gösterilen alan olduğunu, kadastro çalışmalarının öncesinde ve sonrasında zeminde kullanım sınırlarının aynı olduğu ve bu sınırların hiç değişmediğini, ... Mahallesinde ilk tesis kadastro çalışmalarının 1988-1989 yılında yapıldığını, kadastro çalışmaları sırasında yanlış tespit sonucu davalı parsel içerisinde kalan yaklaşık 5 dönümlük alanın davalı parsele dahil edildiğini; ancak bu kısmın davacıya ait olduğunu, kesin hükmü düzenleyen Yasa'nın 303 üncü maddesi uyarınca bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerektiğini, şu halde kesin hüküm nedeniyle davanın reddi için iki davanın taraflarının, konusunun ve dava sebeplerinin aynı olması şartının arandığı, ne var ki somut olayda kesin hükmüm şartlarının oluşmadığını belirterek hükmün kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın kesin hüküm nedeniyle reddinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davacının kesin hükme konu dava dosyasında sunduğu feragat beyanının aslında gerçeği yansıtmadığı, bahsi geçen davada davacı asılın adliye personelinin yanlış yönlendirmesi nedeniyle feragat dilekçesi sunduğu, personelin davacıyı yanlış mahkemede dava açmak zorunda bıraktığı, bu nedenle yanlış mercide açılan dava dosyasında yatırılan gider avansı ve diğer masrafların geri alınması için feragat dilekçesi verilmesi gerektiğine dair telkin üzerine davacının feragat dilekçesi ibraz ettiği, hal böyle iken davacının feragat dilekçesinin onun gerçek iradesini yansıtmadığını, somut olayda kesin hükmün şatlarının da oluşmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114 üncü, 115 inci, 303 üncü, 307 nci, 309 uncu ve 311 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, özellikle istinaf edilemeyen hususların temyiz konusu da yapılamayacağı davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 14.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.