Logo

1. Hukuk Dairesi2024/5785 E. 2025/1070 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, taşınmazının tamamını değil, bir kısmını satma iradesi varken hataya düşerek tamamını sattığını iddia ederek tapu iptali ve tescil talep etmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının satış sözleşmesi yaparken hataya düştüğü, davalının da bundan haberdar olduğu ve benzer yüzölçümlü taşınmazların karşılıklı devri konusunda anlaştıkları gözetilerek, davacının satış iradesi dışında kalan kısım için tapu iptali ve tescil talebinin kabulü yönünde Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/2159 E., 2024/2541 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Tokat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/114 E., 2022/619 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; paydaşı olduğu 127 ada 5 parsel sayılı taşınmazda adına kayıtlı payın yalnızca 855 m2’lik kısmını davalıya satma iradesinde iken hataya düşerek 3.883,21 m2’lik payının tamamını davalıya devrettiğini, işlemin hata ile gerçekleştiğini, davalının da bu durumu bildiğini ve ikrar ettiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın 855 m2’lik kısmı haricindeki tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı; iddiaların doğru olmadığını, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddinin gerektiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 22.12.2022 tarihli ve 2020/114 Esas, 2022/619 Karar sayılı kararıyla; taraflar arasında resmi senet ile devir işleminin yapıldığı, her ne kadar tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarında hatadan bahsedilse de resmi senedin aksinin tanık beyanlarıyla ispat edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 03.04.2023 tarihli ve 2023/709 Esas, 2023/911 Karar sayılı kararıyla; akit tarihinin 13.11.2018 olduğu, eldeki davanın ise 13.02.2020 tarihinde açıldığı, yargılama sırasında dinlenilen davacı tanıklarının beyanlarından davacı tarafından hatanın satışın yapıldığı gün ve/veya en geç satış işleminden 10-15 gün sonra öğrenildiğinin beyan edildiği, bu durumda yasal 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra davanın açıldığı gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulması üzerine Dairemizin 21.05.2024 tarihli 2023/2477 Esas, 2024/3664 Karar sayılı kararıyla; somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince hak düşürücü süre geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de davacı tanığı ...'ın beyanı ile davacının hataya düştüğünü öğrendikten 10-15 gün sonra sözleşmeden dönme iradesini davalı tarafa bildirdiği anlaşıldığından hak düşürücü sürenin geçmediği, bir başka anlatımla davanın süresinde açıldığının kabulünün gerektiği, işin esası bakımından ise dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamıyla, davacı ve davalının akraba oldukları, tarafların benzer yüz ölçümdeki taşınmazlarını karşılıklı olarak birbirlerine devretme konusunda anlaştıkları, bu doğrultuda davalının dava dışı 835 m2'lik taşınmazını davacıya devrettiği, buna karşılık davacının da dava konusu 127 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 855 m2'lik kısmını davalıya devretme iradesinde olduğu halde taşınmazdaki 3.882,21 m2'lik payının tamamını davalıya devrettiği, bu itibarla davacının sözleşmenin kurulması sırasında hataya düştüğü, davacının hataya düşmese idi payının tamamını satmayacağı, iddianın ispatlandığı anlaşılmakla davacının satış iradesi bulunan kısım dışında kalan pay yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğuna değinilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma kararındaki gerekçe benimsenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarında çeşitli şekillerde hatadan bahsedilse de dava konusu işlemin resmi senet ile yapıldığını, bunun aksinin tanık ve mahalli bilirkişi beyanıyla ispat edilemeyeceğini, tapu iptali ve tescil davasında ispat mükellefiyetinin davacının üzerinde olduğu, davacının, davalının gerçek hak durumuna dayanmaksızın taşınmazın maliki gözüktüğünü ve bu tescilin yolsuz olduğunu ispatlaması gerektiğini, tapu iptal ve tescil davasının temelde resmi senet, kesin hüküm, yemine dayanılarak ispatlanması gerektiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, tüm bunların yanı sıra davacı duruşmaya katılmayıp mazeret talebi de reddedilmişken davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtip kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, hata hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının dava konusu 127 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki 3049/20160 payını (3.882,21 m2) davalıya 13.11.2018 tarihinde satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır.

Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye 14.229,65 TL onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.