Logo

1. Hukuk Dairesi2024/586 E. 2024/2238 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayanarak tapu iptali ve tescil davasının açılmasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçip geçmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin 27.10.1992 tarihinde kesinleştiği ve davanın 01.03.2021 tarihinde açılmasıyla 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1220 E., 2023/1296 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/ Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Mustafakemalpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/108 E., 2022/89 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; ...ili, Mustafakemalpaşa ilçesi, ... mahallesinde bulunan 156 ada 9 parsel sayılı taşınmazın malikinin hatalı işlemler neticesinde ... olarak gözüktüğünü, oysa 156 ada 9 parsel sayılı arsa vasıflı taşınmazın 1964 yılında Maliye Hazinesinden Orman Genel Müdürlüğü adına satın alındığını, bu satın alma sonucunda 1263 yevmiye, 193 cilt, 41 sahife ve 105 sıra nolu 31.12.1964 tarihli tapu senedinin oluşturulduğunu, henüz kadastrosu tamamlanmamış yerlerde tapu kütüğü yerine tutulan tapu kayıt defterine taşınmazın kaydedildiğini, ancak taşınmazın gittisi bölümünün halen boş olduğunun görüldüğünü, taşınmazın üzerine Mustafakemalpaşa Orman İşletme Müdürlüğünce, orman muhafaza memurları için lojman ve toplu koruma merkezi olarak kullanılmak üzere üç bina inşa edildiğini, 1992 yılında ... Köyünde 3402 sayılı Kanun kapsamında kadastro çalışması yapıldığı, kadastro tutanağında tapu kaydının olmadığı, 156 ada 9 parsel nolu taşınmazın kadimden beri mera olarak kullanıldığı, beyanlar bölümünde 'bu taşınmaz üzerinde üç kargir lojman ve ahşap depo ...'ne aittir' şeklinde belirtme olduğunu, mülkiyetinin ise mera olarak yazıldığını, kadastro tespitinin 27.10.1992 tarihinde kesinleştiğini, 03.10.1996 tarihli Köy Yerleşme Alanı Tespit Komisyonu kararı gereğince taşınmazın mera vasfının kaldırıldığı ve arsa olduğunu, 25.02.1997 tarihli ve 589 yevmiye numarası ile ... Köy Tüzel Kişiliği adına arsa vasfıyla tescilinin yapıldığını, ... Köy Tüzel Kişiliğinin mülkiyetine geçen taşınmazın 6360 sayılı Kanun gereği tüzel kişiliğin ünvan değişikliği sebebi ile 12.05.2014 tarih ve 7903 yevmiye numarası ile Mustafakemalpaşa Belediyesine (Belediye) devir edildiğini ve şu an taşınmazın mülkiyetinin Belediyede olduğunu, dava konusu taşınmazın Orman Genel Müdürlüğü adına tescil edilmemesinin kadastro çalışması yapan görevlilerin tapu senedi ve tapu kayıtlarını dikkate almamasından kaynaklandığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile Orman Genel Müdürlüğü adına kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; öncelikle davanın zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini, yasal süresi içinde dava açılmadığını, dava konusu taşınmaza ait kadastro çalışmasının 27.10.1992 tarihinde kesinleştiğini, 03.10.1996 tarihli Köy Yerleşme Alanı Tespit Komisyonu kararı ile taşınmazın mera vasfının kaldırıldığını ve 25.12.1997 tarih ve 589 yevmiye numarası ile ... Köy Tüzel Kişiliği adına tescil edildiğini, son olarak da dava konusu taşınmazın 6360 sayılı Kanun ile müvekkili kuruma devredildiğini, açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 3402 sayılı Kadastro Kanununa göre yapılan arazi kadastrosunda 12.02.1992 tarihli kadastro tutanağı ile 156 ada 9 nolu parselin mera vasfı ile köy orta malı olarak tespit edildiği, askı ilanı sonrasında bu tespitin 27.10.1992 tarihinde kesinleştiği, itiraz süresi içerisinde davacı ... Genel Müdürlüğü tarafından herhangi bir itirazın yapılmadığı, 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinin mahkemelerce resen gözetilmesi gereken hak düşürücü sürelerden olduğu ve hak düşürücü sürenin başlangıç tarihinin 27.10.1992 tarihi olduğu, dava tarihi itibarıyla hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesinde belirtmiş oldukları gerekçelerin dikkate alınmadığını, aynı zamanda bilirkişi raporunda lehlerine belirtilen hususların dikkate alınmayarak eksik ve hatalı hüküm tesis edildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ... yönetiminin arsa vasıflı taşınmazı satın aldığını ve özel mülkiyete tâbi lojman ve koruma merkezi olarak kullandığını öne sürdüğü, bir başka deyişle davacının iddiasının taşınmazın kamu malı olduğu değil, özel mülkiyete tabi olduğu yönünde olduğu, bu haliyle hak düşürücü süreye tabi olduğuna dair kuşku bulunmadığı, çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin 27.10.1992 tarihinde kesinleştiği ve dava tarihi itibariyle 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinin anlaşıldığı, bilirkişi raporuyla dava konusu taşınmazın kesinleşmiş orman kadastro sınırları dışında kaldığının ve orman sayılmayan yerlerden olduğunun belirlendiği, buna göre davanın yazılı gerekçelerle reddine dair Mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir husus bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kadastro sonucu; ...ili, Mustafakemalpaşa ilçesi, ... mahallesi çalışma alanında bulunan dava konusu 156 ada 9 parsel sayılı taşınmazın tesis kadastrosu kesinleşme tarihinin 27.10.1992 olduğu, davanın ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 01.03.2021 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Temyiz eden davacı ... harçtan muaf olduğundan, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.