"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ: İstanbul 33. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/350 E., 2024/105 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ... ve davalı ... vekili tarafından, ek kararı davacı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin annesi davalı ...'ün 80 yaşının çok üstünde bir kişi olduğunu, dava dışı oğlu ...'ün telkini ve menfaat düşüncesi ile maliki bulunduğu 482 ada 50 parselde kayıtlı 2 kargir blok taşınmazını diğer davalıya 200.000,00 TL bedelle sattığını, satış bedelinin fazla vergi ve harç vermemek amacıyla çok düşük gösterildiğini, yetkili Tapu Sicil Müdürlüğü satış sırasında davalının çok yaşlı olduğunu görmesine rağmen satışı yapan kişi hakkında rapor isteme yerine, o gün tapuda başka işlem yapmakta olan ve kesinlikle satışı yapan davalıyı hiç tanımayan iki kişinin ifadesini almakla yetinerek satışı gerçekleştirdiğini, davalılardan Tapu Sicil Müdürlüğünün bu davranışı ile hizmet kusuru yaptığını, satış işleminin iptalinin gerektiği kanaatinde olduğunu belirterek taşınmaz satışının iptaline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin hayatta iken davacıların dava açamayacağını, müvekkilinin tapu maliki olmadığını, davanın pasif ehliyet yokluğu nedeni ile reddi gerektiğini, miras hukukundan doğacak bir hakkın şimdi kullanılamayacağını, davacıların aktif dava ehliyeti olmadığını, müvekkilinin ayırt etme gücüne sahip olduğunu, tapu memuru önünde yapılan işlemlerin yasaya uygun olduğunu, tapu memurunun müvekkili ile yaptığı diyalog sonucu ehil olduğuna kanaat getirerek işlem yaptığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin taşınmazın maliki olmadığını, husumet yokluğu nedeni ile davanın reddi gerektiğini, diğer davalının hayatta iken davacıların dava açamayacağını, diğer davalı hakkında kısıtlama kararı olmadığını, ehil olduğunu, işlemin tapu memuru huzurunda diğer davalının ehil olduğuna kanaat getirilerek yasaya uygun şekilde yapıldığını, davacıların iddiasının yazılı delil ile ispatlaması gerektiğini, kötüniyetle dava açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; tapu memuru önünde yapılan işlemin usul ve yasaya uygun olduğunu, satıcı davalı ...'ün ehil olduğuna kanaat getirilerek işlem yapıldığını, müvekkili İdarenin hizmet kusurundan bahsedilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla
; taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacıların hayatta olan ortak annelerinin yaptığı işlemden kaynaklı açılan tapu iptali ve tescil talebine ilişkin olduğu, davacıların ortak annesi olan davalı ... ile diğer davalı ... arasında 28.02.2022 tarihinde tapuda resmi şekil şartına uygun surette yapılan taşınmaz satışının iptali istemli iş bu davanın açıldığı, dava tarihinin 07.04.2022 olduğu, Mahkemece 13.04.2022 tarihli gerekçeli ara karar ile birlikte teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verildiği, teminatın davacı tarafça depo edilmediği, tapu kayıt bilgilerinin incelenmesinde ise 15.04.2022 tarihi itibariyle dava konusu edilen taşınmazın dava dışı üçüncü kişi ...'a satış ve tescil işlemlerinin yapıldığı, yine davalı- davacıların anneleri olan ...'e, Büyükçekmece 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 31.10.2023 tarihli gerekçeli kararı ile vasi atandığı, dava ve tapuda davalılar arasındaki işlem tarihi olan 28.02.2022 tarihi itibariyle davalı ...'ün hukuki fiil ehliyetinin kısıtlanmadığı, dava konusu edilen taşınmazın dava dışı üçüncü kişilere satış ve tescilinin yapıldığı, davacıların, hayatta olan davalı anneleri ve annelerinden dava konusu edilen taşınmazı satın alan diğer davalı ...'e veya Tapu Sicil Müdürlüğü aleyhine iş bu davayı açmakta hukuki yararlarının olmadığı sonucuna varılmakla, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacıların davalı ...'nin işlem tarihinde yaşı itibari ile rapor alınmadan ehliyetsiz bir şekilde satış işleminin yapıldığından bahisle işlemin iptalini talep ettiği, satış işleminin tarafı olan davalı önceki malikin henüz hayatta olduğu, iş bu dava açıldıktan sonra kısıtlanarak kendisine vasi atandığı, atanan vasinin davacılar dışında bir kişi olduğu, davanın açıldığı tarih itibari ile davacıların aktif dava ehliyetinin olmadığı, davanın vasi atandıktan sonra vasinin Mahkemeden izin alması ile onun tarafından açılabileceği, davacıların dava tarihi itibari ile dava açamayacakları, ancak aktif dava ehliyeti yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken Mahkemece hukuki yarar yokluğundan davanın reddi doğru olmadığından istinaf başvurusunun kamu düzeni yönünden kabulü gerektiği gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve davanın davacıların aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, söz konusu kararın davacı ... ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 05.11.2024 tarihli ek kararı ile; davacı ...'ün temyiz başvurusunun süresinde olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı ... ek kararı temyiz dilekçesi ile; İlk Derece Mahkemesinde hukuk danışmanları olan Avukat ...'ın 85 yaşında olduğunu, yaşlılığa bağlı sağlık sorunları bulunduğunu, bu nedenle istinaf ve temyiz başvurularının ve takiplerinin Avukat ... tarafından değil, davacı asıl olarak kendisi tarafından yapıldığını, temyize konu ilk başvurularının reddine ilişkin kararın 23.10.2024 tarihinde öğrenilerek 31.10.2024 tarihinde temyiz başvurusunda bulunduğunu, 14.10.2024 tarihinde Avukat ...'a tebliğ edildiği ve süre geçirildiği gerekçesi ile ret kararı verildiğinin ise 14.11.2024 tarihinde dosyayı incelemek için gittiği Mahkeme kaleminde sözlü olarak kendisine bildirildiğini ve karar çıktısı alındığını, henüz yasal tebligatın yapılmadığını, aynı gün Avukat ...'a yapıldığı belirtilen posta alındısını talep ettiğinde kendilerinde değil İlk Derece Mahkemesinde olduğunun beyan edildiğini, ancak İlk Derece Mahkemesinin de aynı cevabı vererek kendilerinde değil Bölge Adliye Mahkemesinde olduğunu söylediklerini ve posta alındısının günümüze kadar ibraz edilemediğini, ayrıca UYAP'ta da kaydının bulunmadığını, ayrıca fiili yetkinliği olmayan öz annelerinin mirasçısı olmaları karşısında dava ehliyetinin ve dava açma yararlarının bulunduğu konusunda tereddüt olmaması gerektiğini, dava konusu ile ilgili tüm işlemlerin ve davranışlar silsilesinin görev ihmali/kötüniyetli organize eylemler olduğu iddiasını ve dosyadaki tüm iddialarını yinelediğini, Noterlik Kanunu'nun 91. maddesi ve Tapu Sicil Tüzüğü'nün 19. maddesinin göz ardı edildiğini, dava konusu başvuruları olan usulsüz satış ile annelerinin taşınmazına el koyma eyleminde ve fiili yetkinlik ve vasilik davası açılışı konusunda kronolojik irdeleme ile ilgili hassas bir inceleme yapılmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalı ... vekili; asıl kararı temyiz dilekçesi ile; İstinaf Mahkemesince davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddine karar verildiğini, kararın hüküm kısmının B fıkrasının 3. numaralı bendinde kamu kurumu olan müvekkili aleyhine istinaf başvuru harcı ve yargılama gideri yükletildiğini, genel bütçeli idarelerin Harçlar Kanunu'nun 13/j maddesi gereğince harçtan muaf olduğunu, müvekkili aleyhine harç yüklenmesinin Kanun'a aykırı olduğunu, ayrıca bu tip davalarda müvekkilinin yasal hasım konumunda olduğunu, aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesinin hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın yargılama giderleri ve harç yönünden bozulmasını ve düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, ehliyetsizlik hukuki nedenine dayalı dava konusu taşınmazın satış işleminin iptali istemine ilişkindir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu 482 ada 50 parsel sayılı taşınmazdaki 3 nolu bağımsız bölümün davalı ... adına kayıtlı iken 28.02.2022 tarihli satış işlemi ile davalı ...'e devredildiği, onun tarafından ise 15.04.2022 tarihli satış işlemi ile dava dışı ...'a temlik edildiği, davacılar ... ve ...'ün, anneleri olan davalı ... tarafından yapılan satış işleminin ehliyetsizlik nedeni ile iptali istemli olarak ve davalı ... Müdürlüğünü de hasım göstermek suretiyle eldeki temyize konu davayı 07.04.2022 tarihinde açtıkları, yargılama aşamasında Büyükçekmece 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 31.10.2023 tarihli ve 2022/1219 Esas, 2023/2845 Karar sayılı kararı ile davalı ...'ün kısıtlanmasına ve kendisine ... isimli oğlunun vasi olarak atanmasına karar verildiği, söz konusu kararın 06.11.2023 tarihinde kesinleştiği ve 04.12.2023 tarihli ek karar ile de vasi ...'e kısıtlı adına dava açma, davaya katılma-yürütme, muhtemel ikame edilecek davalar, icra takipleri yapma, bu hususta vasi tarafından karşılanması suretiyle avukat tutma, vekaletname verme hususlarında yetki ve izin verildiği, aşamada vasi olarak ... tarafından davalı vekiline vekalet verildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bölge adliye mahkemesince verilen kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilir. Temyiz dilekçesinin süresinden sonra verilmesi hâlinde anılan Kanun’un 366. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Hemen belirtmek gerekir ki; Bölge Adliye Mahkemesince verilen asıl kararın davacılar vekili olarak Avukat ...'a 14.10.2024 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, davacılardan ... tarafından ise 31.10.2024 tarihinde, süresinden sonra temyiz dilekçesi sunulduğu, bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesince verilen 05.11.2024 tarihli davacı ...'ün temyiz dilekçesinin reddine ilişkin ek kararın yerinde olduğu anlaşılmakla ve özellikle ek kararın ... vasisi tarafından temyiz edilmediği gözetilerek davacı ...'ün ek karara yönelik temyiz itirazlarının reddi ile ek kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan; Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen asıl karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı ...'in ek karara yönelik temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesinin 05.11.2024 tarihli ek kararının ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacı ...'den alınmasına,
Davalı ... vekilinin 11.09.2024 tarihli asıl karara yönelik temyiz itirazlarının reddiyle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin "j" bendi gereğince temyiz eden davalı ... Müdürlüğünden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.