Logo

1. Hukuk Dairesi2024/5930 E. 2025/1784 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle açılan tapu iptal ve tescil davasının kesinleşmesinden sonra, aynı davaya konu işlemlere dayalı olarak yargılamanın iadesi talep edilip edilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Yargılamanın iadesi nedenlerinin 6100 sayılı HMK'nın 375. maddesinde sınırlı olarak sayıldığı ve davacı tarafından ileri sürülen sebeplerin bu nedenler arasında yer almadığı, ayrıca aynı iddiaların daha önce açılan başka bir davada ileri sürülerek reddine karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/2476 E., 2024/2336 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/543 E., 2024/259 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; dava konusu 3516 ada 19 ve 20 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına kayıtlı iken ...'ın taşınmazı vekaleten...’ye, bu kişinin de ... ...’a, ... ...'un ...’a, ...’un ...’e, anılan kişinin de davacının murisi ...’ye temlik ettiğini, devir tarihinden sonra ... tarafından vekalet görevinin kötüye kullanılması nedenine dayalı olarak tapu iptali ve tescil davası açıldığını, davanın kabul edilerek kesinleştiğini ancak anılan dosyada yapılan yargılamada ara maliklerinin davaya dahil edilmediğini, taraf teşkili sağlanmadan karar verildiğini, yalan beyanda bulunan tanığın beyanlarına göre hüküm tesis edildiğini ve ölü kişiye karşı dava açıldığını, davalı ...’nın taşınmazları muvazaalı olarak diğer davalıya temlik ettiğini ileri sürerek yargılamanın ve tapunun eski hale iadesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili; davalının dava konusu taşınmazları 13.09.2010 tarihinde diğer davalıdan satın aldığını, davacının yargılamanın iadesini talep ettiği Konya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/1093 Esas 2006/53 Karar sayılı kararının 21.02.2006 tarihinde kesinleştiğini, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, davalıya husumet yöneltilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.

Davalı ... vekili; yargılamanın iadesi şartlarının oluşmadığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini, kararın kesinleştiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; kesin hüküm bulunduğu ve davanın 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuş, Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 375. maddesinde yargılamanın iadesi nedenlerinin sınırlı olarak sayıldığı, eldeki davada ileri sürülen sebebin ise sınırlı olarak sayılan sebepler arasında bulunmadığı, ayrıca yargılamanın iadesi nedenine ilişkin ileri sürülen bir kısım iddianın Konya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/647 Esas (bozma sonrası yeni 2013/370 Esas ve 2014/635 Karar sayılı) dosyasında da ileri sürüldüğü ve davanın reddine ilişkin kararın onanarak kesinleştiği gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın 5 ayrı devir işleminde alıcı gözüken kişilerin tamamına karşı açılması gerektiğini, sadece son alıcı ve son malik olan davacının murisi ...'ye karşı açılan dava ile yetinilmesinin doğru olmadığını, yalan beyanda bulunan tanığın ifadesine itibar edilerek taşınmaz satış yetkisini içerir noter vekaletnamesi görmezden gelinerek ve dava dışı diğer 4 alıcının ve davacının murisi ...'nin ...'ın cezaevinde tutuklu olduğunu ve satışın ...'ın iradesi dışında yapıldığını bildikleri, böylece satın alanların hepsinin vekil ... gibi kötüniyetli oldukları kabul edilerek karar verilmesinin, dava dilekçesinde yazan değere itibar edilerek karar düzeltme taleplerinin de değerden reddedilmesinin isabetsiz olduğunu, ...’ın hükmen elde ettiği taşınmazları davalı ... (Yıldırım)'a muvazaalı olarak devrettiğini, hak düşürücü sürenin geçmediğini, aksi durumda İlk Derece Mahkemesince davanın sadece hak düşürücü süreden reddine karar verilmesi gerekirken esastan reddine karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava yargılamanın iadesi istemine ilişkin olup eldeki davada davalı ... tarafından Konya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/1093 Esas sayılı dosyasında vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil davası açıldığı, Mahkemenin 2006/53 Karar sayılı kararı ile davanın Tapu Müdürlüğü yönünden pasif husumet yokluğundan reddine, muris ... mirasçıları yönünden kabulüne ve dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile ... adına tesciline karar verildiği, kararın muris ... mirasçıları tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 2006/4533 Esas, 2006/6530 Karar sayılı kararı ile 08.07.1997 tarihli temlikin vekalet görevi kötüye kullanılarak gerçekleştirildiği, devam eden devirler yönünden ise taşınmazı devralanların TMK’nın 1023. maddesinden yararlanamayacakları, tapu iptali ve tescil talebi yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı ancak davalı Tapu Müdürlüğü lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğu gerekçesi ile kararın bozulduğu, Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda 2006/519 Esas, 2007/78 Karar sayılı karar ile davanın Tapu Müdürlüğü yönünden pasif husumet yokluğundan reddine, muris ... mirasçıları yönünden kabulüne ve dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile ... adına tesciline karar verildiği, kararın temyiz edilmediğinden 23.05.2007 tarihinde kesinleştiği, ...’ın hükmen adına tescil edilen dava konusu taşınmazları 13.09.2010 tarihinde diğer davalı ...’e temlik ettiği anlaşılmaktadır.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.