"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/212 E., 2022/289 K.
Batman 1. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davacı vekili, davalı Hazine vekili, dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; kadastro çalışmaları sonucu taşlık olması nedeniyle tescil harici bırakılan taşınmazların 25 yılı aşkın süredir davacının zilyetliğinde olduğunu, davacının dava konusu taşınmazları imar-ihya ettiğini ileri sürerek Batman ili, Kesmeköprü köyü, Urganlı mezrasında tescil harici bırakılan taşınmazların davacı adına tescilini talep etmiş, yargılama sırasında dava konusu edilen ve dava dilekçesi ekindeki krokide 4 numarası ile gösterilen taşınmaz hakkındaki davasından vazgeçmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, Türk Medeni Kanunu'nun 713/6 hükmü uyarınca taşınmazların Hazine adına tescil edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Dahili davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu edilen tescil harici bırakılan taşınmazların kamulaştırma planında Devlet yolu olarak yer aldığını, dava konusu taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 05.11.2014 tarihli ve 2011/868 Esas, 2014/559 Karar sayılı kararıyla; davacı lehine Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddeleri uyarınca zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle fen bilirkişi raporunda 11 numaralı taşınmazda (B) harfi ile gösterilen 2.966,31 metrekare yüz ölçümlü, 10 numaralı taşınmazda (B) harfi ile gösterilen 6.537,54 metrekare yüz ölçümlü ve 18 numaralı taşınmazdaki 7.965,11 metrekare yüz ölçümlü bölümlerin davacı adına tesciline, 4 numaralı taşınmazla ilgili vazgeçme nedeniyle davanın reddine, diğer taşınmaz bölümleri yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulması üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 27.10.2020 tarihli ve 2017/5219 Esas, 2020/4868 Karar sayılı kararıyla; çifte tapunun önlenmesi amacıyla dava konusu taşınmazların tapuda kayıtlı yerlerden olup olmadığının araştırılması, hava fotoğrafları üzerinden araştırma yapılması, mahalli bilirkişiler ve 1 fen, 1 jeodezi ve fotogrametri uzmanı, 3 ziraat mühendisi ve 1 jeoloji mühendisinden oluşacak bilirkişi kurulunun katılımıyla yeniden keşfe gidilmesi ve yasal ilanların yapılması gerektiği belirtilerek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı lehine Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddeleri uyarınca zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle fen bilirkişi raporunda 12(A) ile gösterilen 4.418,93 m²'lik, 11(B) harfiyle gösterilen 2.966,31 m²'lik ve 18(A) harfiyle gösterilen 7.965,11 m²'lik taşınmazların davalılar adına tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, fen bilirkişi raporunda 11(A), 11(C), 10(A, B, C), 8(A) harfleriyle gösterilen taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1. Dahili davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, kamulaştırma planının mahallinde uygulanmasını, İdare aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
2. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu edilen bazı kısımlardan yol geçmesi nedeniyle sırf yol olduğu gerekçesiyle bilirkişilerce inceleme yapılmadığını, taşınmazların 40-50 yıldır davacı tarafından kullanıldığını, reddedilen kısım yönünden davalı Hazine lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu ileri sürerek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
3. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; kabulüne karar verilen taşınmaz bölümlerinde davacının zilyetliğinin tespit edilemediğini, kamulaştırılan yerlerle ilgili tespit hükmü kurulması gerekirken tescil hükmü kurulduğunu, diğer yandan reddine karar verilen taşınmazlar yönünden TMK'nın 713/6 hükmü uyarınca adlarına tescil talebi olduğu halde bu taleplerinin değerlendirilmediğini belirterek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
1. Davacı ..., imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak Batman ili, Merkez Kesmeköprü köyü çalışma alanında bulunan ve 1957 tarihinde kesinleşen kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazların adına tescili istemiyle dava açmıştır.
2. Mahkemece, bozma kararı sonrası yapılan yargılama sonucunda davacı lehine zilyetlikle mülk edinme koşulları oluştuğu gerekçesiyle ve fen bilirkişi raporunda 12(A) ile gösterilen 4.418,93 m²'lik, 11(B) harfiyle gösterilen 2.966,31 m²'lik ve 18(A) harfiyle gösterilen 7.965,11 m²'lik taşınmazların davalılar adına tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, fen bilirkişi raporunda 11(A), 11(C), 10(A, B, C), 8(A) harfleriyle gösterilen taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmişse de hükmün dosya kapsamına uygun düştüğünü söyleyebilme imkanı yoktur.
3. Fen bilirkişi raporunda 18(A) harfiyle gösterilen taşınmaza ilişkin jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden alınan raporda 1984 yılına ait hava fotoğrafında herhangi bir kullanım görülmediği, 2002 yılına ait hava fotoğrafında kullanım olduğu tespit edilmişse de tescil davasının 12.12.2011 tarihinde açıldığı gözetildiğinde davacı lehine zilyetlikle kazanım için gerekli sürenin dolmadığı, diğer yandan bozma öncesi dava konusu taşınmaza ilişkin fotoğrafta taşınmazın oldukça taşlı olduğu da anlaşıldığından Mahkemece, fen bilirkişi raporunda 18(A) harfiyle gösterilen taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
4. Fen bilirkişi raporunda 12(A) ve 11(B) harfiyle gösterilen taşınmazların bozma kararı öncesi döneme ait fotoğraflarda oldukça taşlık olduğu, bozma kararı sonrası alınan 13.07.2021 tarihli jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi raporunda da fotoğraflar numaralandırılmamışsa da hemen hemen hepsinin oldukça taşlı olduğunun görüldüğü, 25.01.2022 tarihli 3 kişilik ziraat bilirkişi heyeti raporunda 12(A) harfiyle gösterilen taşınmazda 3-4 yaşlarında fıstık ağaçları bulunduğu belirtilmesine rağmen dosya kapsamından bunun tespit edilemediği, böylece taşınmazların fotoğraflarındaki taşlılık durumu ile ziraat bilirkişi heyeti ve jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişinin raporundaki taşınmazlarda kullanım olduğuna dair tespitlerin çelişkili olduğu anlaşılmıştır.
5. Hal böyle olunca, Mahkemece öncelikle mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, aynı köyde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek 3 kişilik mahalli bilirkişi kurulu, daha önceki heyetten farklı kişilerden oluşan 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi heyeti, jeodezi-fotogrametri mühendisi bilirkişi ve fen bilirkişisi huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır.
6. Yapılacak keşifte, mahalli bilirkişilerden dava konusu taşınmazlar tek tek sorulup bu şekilde tutanağa geçirilmek suretiyle taşınmazların öncesinin ne olduğu, taşınmazın kim tarafından ne zamandan beri kullanıldığı, taşınmazın imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise imar-ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalıdır.
7. Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan dava konusu taşınmazların toprak yapısını, eğimini ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, bitki örtüsünü, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını açıklayan ve ekinde taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş ve numaralandırılmış fotoğrafları ile desteklenmiş, önceki ziraatçi bilirkişi kurulu raporlarını da irdeler şekilde ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalıdır.
8. Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden dava konusu taşınmazların niteliğini, imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını belirten rapor düzenlemesi istenilmelidir.
9. Fen bilirkişisinden ise keşfi ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlenmesi istenilmeli ve mahalli bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmelidir.
10. Kabule göre de, dava konusu taşınmazlar tescil harici bırakıldığı halde davanın kabulüne karar verildiği takdirde taşınmazların davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken davalılara ait tapu kaydının iptaline karar verilmesi de hatalıdır.
11. Bunun yanında, fen bilirkişi raporunda 11(A), 11(C), 10(A, B, C), 8(A) harfleriyle gösterilen taşınmazlar yönünden davanın reddi doğru olmakla birlikte TMK'nın 713/6. maddesi uyarınca davalı Hazine dava konusu taşınmazların adına tescilini talep etmiş olup Mahkemece bu taşınmaz bölümlerine ilişkin dava reddedildiğine göre davalı Hazinenin bu talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması da isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Tarafların temyiz itirazlarının değinilen yönlerden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine,
Temyiz eden davalı Hazine ve dahili davalı ... harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Batman 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
04.02.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.