Logo

1. Hukuk Dairesi2024/685 E. 2024/2062 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında çocuklarına yaptığı temliklerin muvazaalı olup olmadığı, tapu iptali ve tesciline veya tazminata hükmedilip hükmedilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, mirasbırakanın temlikleri muvazaalı olarak kabul edilmiş, ancak taşınmazların bir kısmının davadan sonra devredilmesi nedeniyle davacıların yeni bir dava açıp açmayacakları hususunda seçimlik hakları hatırlatılmak suretiyle davalıların değişmesi ve sonradan açılan davanın mevcut davayla birleştirilmesi neticesinde, birleştirilen davada tapu iptali ve tesciline karar verilmesi gerekirken, hatalı bir şekilde asıl davada tazminata hükmedilmesi ve davayla ilgisi olmayan kişinin hüküm başlığında davalı olarak gösterilmesi doğru görülmeyerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/298 E., 2021/315 K.

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali tescil, tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; asıl davada davalılar ... ve ... yönünden davanın reddine, 5831 parsel sayılı taşınmaz yönünden her bir davacı için 5.325,71'er TL tazminatın davalılar ... ve ...’den tahsiline, 5829 parsel sayılı taşınmaz yönünden her bir davacı için ayrı ayrı 1.401,42'şer TL tazminatın davalı ...’den tahsiline, birleştirilen davanın usulden reddine karar verilmiş; karar asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; 03.10.2023 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalılar ... vd.vekili Avukat ... geldiler. Davetiye tebliğine rağmen diğer davalılar gelmedi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulü ile önceki geri çevirme kararı ile getirtilen evraklarla birlikte ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Asıl davada davacılar; mirasbırakanları ...’ın maliki olduğu 6742 parsel sayılı taşınmazını davalı oğlu ...'a, 5831 ve 5829 parsel sayılı taşınmazlarını da davalı oğullarından ...'e satış suretiyle temlik ettiğini, ...'in ise çekişmeli 5831 parsel sayılı taşınmazı mirasbırakanın diğer davalı oğlu ...'e satış yoluyla devrettiğini, yapılan işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu iptali ve tescile, olmadığı takdirde tazminata karar verilmesini istemişlerdir.

2. Birleştirilen davada davacılar; çekişme konusu 5829 parsel sayılı taşınmazın ... tarafından ...’ye, 5831 parsel sayılı taşınmazın ise ... tarafından davalı kızı ... ’a satış suretiyle devredildiğini, yapılan temliklerin muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu iptali ve tescile, olmadığı takdirde tazminata karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

1.Asıl davada davalılar ... ve ..., satışın gerçek olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlar; davalı ... ise davaya cevap vermemiş ve duruşmalara da katılmamıştır.

2. Asıl davada dahili davalı ...; taşınmazı 10.000,00 TL bedelle ...’dan satın aldığını, satış bedelini elden ...’e ödediğini, bir süre sonra da taşınmazı diğer dahili davalı ...’ye sattığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

3. Asıl davada dahili davalı; birleştirilen davada davalı ...; taşınmazı ...’tan 19.000 TL bedelle satın aldığını, iyi niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

4. Birleştirilen davada davalı ... ...; babası ...’in taşınmazı ...’a sattığını duyunca üzüldüğünü, taşınmazın ata yadigarı olduğu için ...’tan almak istediğini, ...'la satış hususunda anlaştıklarını, kredi kullanarak taşınmazı ...’tan satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Elmadağ Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.07.2007 tarihli ve 2006/122 Esas, 2007/198 Karar sayılı kararıyla; 6742 parsel sayılı taşınmaz yönünden iptal-tescil isteğinin kabulüne, 5829 parsel sayılı taşınmaz yönünden husumet yokluğu nedeniyle, 5831 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise davanın esastan reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacılar vekili ve davalı ... Kurmaz vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 16.03.2011 tarihli ve 2010/14158 Esas, 2011/2976 Karar sayılı kararıyla; çekişme konusu 6742 parsel sayılı taşınmazla ilgili hükmün onanmasına karar verilmiş, diğer taşınmazlarla ilgili ise; “mirasbırakan ... tarafından, çekişme konusu 5831 parsel sayılı taşınmazın davalı oğlu ...'e yapılan temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu sabittir. Esasen bu olgu Mahkemenin de kabulündedir. Kendisine temlik yapılan davalı ... ilk el konumundadır. Davalı ...’in bu taşınmazı davalı ...’e satış suretiyle devrettiği kayden sabit olup her ikisi de mirasbırakanın çocuklarıdır. O halde, son kayıt maliki olan mirasbırakanın oğlu ...'in, muvazaalı işlemi bilen veya bilmesi gereken kişi konumunda bulunduğu, bu nedenle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1023 üncü maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı açıktır. Öyleyse, çekişmeli 5831 sayılı parsel bakımından da davanın kabulü gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Diğer taraftan; Mahkemece, 5829 parsel sayılı taşınmazın, davanın açıldığı 26.4.2006 tarihinden önce el değiştirdiği gerekçesiyle bu taşınmaz yönünden davanın husumet yönünden reddi cihetine gidilmiştir. Oysa, kayıtların tetkikinden, davanın açıldığı 26.4.2006 tarihinde yani aynı günde çekişme konusu 5829 parsel sayılı taşınmazın ahara temlik edildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar, taşınmazın devrine ilişkin akit tablosundan işlem saati belli ise de, davanın açılış saatinin ne olduğu belli değildir. Bu durumda, davanın açıldığı 26.4.2006 tarihinde, hangi saatte açıldığının tespit edilmesi, yapılan tespit sonucunda, taşınmazın temlikinin davanın açıldığı saatten sonra gerçekleştirildiği belirlenir ise HUMK'nın 186 ncı maddesi hükmünün uygulanması gerekeceği tartışmasızdır... O halde, mahkemece, bu hususlar üzerinde durulmamış olması da doğru değildir.’’ gerekçeleriyle bozulmuştur.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Elmadağ Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.05.2013 tarihli ve 2012/58 Esas, 2013/235 Karar sayılı kararıyla; 5831 parsel sayılı taşınmaz yönünden iptal-tesil isteğinin kabulüne, 5829 sayılı parsel sayılı taşınmaz yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 23.05.2019 tarihli ve 2016/9676 Esas, 2019/3299 Karar sayılı kararıyla; “hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda, mirasbırakan Mehmet tarafından çekişmeli 5831 parsel sayılı taşınmazın davalı oğlu ...'e temlikinin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı bulunduğu saptanıp söz konusu taşınmazın son kayıt maliki davalı ...'in ise mirasbırakanın oğlu olduğu gözetilerek muvazaayı bilen ya da bilmesi gereken kişi konumunda bulunduğundan Türk Medeni Kanunu’nun 1023 üncü maddesinin korumasından yararlanamayacağı belirlenmek suretiyle bu taşınmazla ilgili davanın kabulüne karar verilmesinde; çekişmeli 5829 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın açıldığı saatin tespit edilemediği göz önüne alınıp davadan önce üçüncü kişiye temlik edildiği benimsenerek anılan taşınmaz bakımından tapu iptali ve tescil isteğinin reddedilmesinde kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı ...'in tüm, davacıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde bulunmadığından reddine. Ancak davacılar, tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğiyle eldeki davayı açtıkları halde çekişmeli 5829 parsel sayılı taşınmaz bakımından tapu iptali ve tescile yönelik ilk istemin reddedilmesi karşısında davacıların terditli talepleri olan tazminat isteği üzerinde durulmaması ve bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru değildir. Öte yandan, 5831 parsel yönünden tescile dayanak teşkil edecek veraset ilamının esas ve karar numarasına açıkça atıf yapılarak tüm mirasçılar adına miras payları oranında tescil hükmü kurulması gerekirken hükme esas alınan veraset ilamının hangisi olduğu belirtilmeksizin infazda tereddüte yol açacak şekilde karar verilmiş olması da isabetsizdir.” gerekçeleriyle karar bozulmuştur.

D.Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar

1.Bozma ilamından sonra, 5829 parsel sayılı taşınmazın davalı ... tarafından ...’ye, 5831 parsel sayılı taşınmazın ise davalı ... tarafından davalı kızı ... ...’a satış suretiyle devredilmesi nedeniyle, davacılar tarafından Elmadağ Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/180 Esas sayılı dosyası ile yapılan temliklerin muvazaalı olduğu ileri sürülerek yeni kayıt maliklerine karşı iptal-tescil, olmadığı takdirde bedel istekli dava açılmış, anılan dava eldeki dava ile birleştirilmiştir.

2. Elmadağ Asliye Hukuk Mahkemesinin 01.06.2021 tarihli ve 2019/298 Esas, 2021/315 Karar sayılı kararıyla; asıl dava yönünden davalılar ... ve ... yönünden açılan davanın reddine, 5831 parsel sayılı taşınmaz yönünden her bir davacı için 5.325,71’er TL tazminatın davalılar ... ve ...’den tahsiline, 5829 parsel sayılı taşınmaz yönünden her bir davacı için ayrı ayrı 1.401,42'şer TL tazminatın davalı ...’den tahsiline, birleştirilen dava yönünden 5829 parsel sayılı taşınmaz hakkında derdestlik nedeniyle, 5831 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili temyiz dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı ...’ın yargılama sırasında ölmesine rağmen Mahkemece mirasçılarının davaya dahil edilmediğini, taraf teşkili sağlanmadan yargılamanın sürdürüldüğünü, birleştirilen dava yönünden derdestlik ve hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, asıl davada kabul kararı verilen 5831 parsel sayılı taşınmaz yönünden yargılama aşamasında, hukuka aykırı bir şekilde taşınmaz üzerindeki ihtiyati tedbirin kaldırılması nedeniyle taşınmazın kayıt maliki ... tarafından muvazaalı olarak kızı ...’ye devredildiğini, ...’ye yapılan bu temlik nedeniyle ...’ye karşı iptal – tescil isteği ile dava açıldığını ve her iki davanın birleştirildiğini, bu nedenle Mahkemece birleştirilen dava yönünden verilen kararın doğru olmadığını, asıl davada taleplerin tazminat isteği olarak ıslah edilmediğini, Mahkemece asıl davada hükmedilen tazminat bedellerinin bir geçerliliği olmadığını, hükmedilen tazminatın güncel rayiç değerinin çok altında olup talep edilmediği halde verildiğini, muvazaa yönünden davanın ispat edildiği halde Mahkemece tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Asıl ve birleştirilen dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı; 4721sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci; 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’ın 03.02.1983 tarihinde öldüğü, geriye mirasçıları olarak davacı kızları ..., .. ve ... ile davalı oğulları ..., ..., ... ve dava dışı 2018 yılında ölen oğlu ...’nin eşi ... ve çocukları ..., ... ve ...’in kaldığı; ...’ın 28.05.2012 tarihinde ölümü ile geriye mirasçıları olarak eşi ... ile çocukları ..., ... ve ...’nın kaldığı; ...’in yargılama sırasında 24.05.2021 tarihinde ölümü ile geriye mirasçıları olarak eşi İmmühan ile çocukları Ufuk,... ve Semiha ile 2022 yılında ölen kızı ...’den olma torunu ...’nun kaldığı; mirasbırakan ...’ın dava konusu 6742 parsel sayılı taşınmazını 12.12.1980 tarihinde davalı oğlu ...’a, 5829 (yeni 2144 ada 8) parsel ve 5831 (yeni 2144 ada 6) parsel sayılı taşınmazlarını 08.05.1981 tarihinde davalı oğlu ...’e satış suretiyle devrettiği, ...’in de 5831 (yeni 2144 ada 6) parsel sayılı taşınmazı 14.07.2003 tarihinde mirasbırakanın oğlu olan davalı ...’e satış suretiyle devrettiği, ...’in de taşınmazı 08.08.2011 tarihinde dava dışı ...’a, ...’un da 08.12.2014 tarihinde ...’in kızı olan birleştirilen davada davalı ... ...’a satış suretiyle devrettiği, 5829 (yeni 2144 ada 8) parsel sayılı taşınmazın davalı ... tarafından dava tarihi olan 26.04.2006 tarihi saat 11.10 da dahili davalı ...’a, devredildiği, ...’nin de taşınmazı 26.11.2007 tarihinde satış suretiyle asıl davada dahili davalı ve birleştirilen davada davalı ...’ye devrettiği anlaşılmaktadır.

2. Mahkemece ilk hükümde davalı ... adına kayıtlı 6742 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulüne, 5829 ve 5831 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise davanın reddine karar verilmiş, kararın davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyizi üzerine, Dairece; 6742 parsel sayılı taşınmaz yönünden karar onanmış, 5831 parsel sayılı taşınmazın ...’e yapılan temlikinin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun sabit olduğu, ...’in de bu taşınmazı davalı ...’e satış suretiyle devrettiği, her ikisinin de mirasbırakanın çocukları olduğu, bu nedenle son kayıt maliki ...’in TMK’nin 1023 üncü maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı, bu taşınmaz yönünde davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, 5829 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise davanın açıldığı 26.04.2006 tarihinde çekişme konusu taşınmazın üçüncü kişiye temlik edildiği, her ne kadar taşınmazın devrine ilişkin akit tablosundan işlem saati belli ise de davanın açılış saatinin belli olmadığı, bu durumda davanın açıldığı 26.4.2006 tarihinde hangi saatte açıldığının tespit edilmesi, yapılan tespit sonucunda taşınmazın temlikinin dava açıldığı saatten sonra gerçekleştiği belirlenir ise HUMK’un 186 ncı maddesi hükmünün uygulanması ve sonucuna göre işlem yapılması gereğine değinilerek bozulmuştur. Mahkemece, bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda 5831 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulüne, 5829 parsel sayılı taşımaz yönünden ise dava tarihinden önce üçüncü kişiye devredildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyizi üzerine, bu kez Dairece; 5831 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde, 5829 parsel sayılı taşınmaz yönünden de davanın açıldığı saatin tespit edilemediği göz önüne göz önüne alınıp davadan önce üçüncü kişiye temlik edildiği benimsenerek bu taşınmaz bakımından tapu iptali ve tescil isteğinin reddedilmesinde kural olarak bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak davacılarca, tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğiyle eldeki davanın açıldığı, çekişmeli 5829 parsel sayılı taşınmaz bakımından tapu iptali ve tescile yönelik ilk istemin reddedildiği göz ardı edilerek davacıların terditli talepleri olan tazminat isteği üzerinde durulmaması ve bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin doğru olmadığı belirtilerek karar bozulmuştur. Ne var ki, karar tarihinden sonra dava konusu 5831 parsel sayılı taşınmazın 08.08.2011 tarihinde kayıt maliki davalı ... tarafından dava dışı ...’a devredilmesi, ...’un da taşınmazı 08.12.2014 tarihinde davalı ...’in kızı olan ...’ye devretmesi üzerine Mahkemece, HMK'nın 125 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince davacı tarafa seçimlik hakkı hatırlatılarak dava konusu taşınmaz yönünden davayı ne şekilde sürdüreceği sorulmuş, bunun üzerine davacılarca Elmadağ Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/180 Esas sayılı dosyası ile 5829 parselin son kayıt maliki ... ve 5831 parsel sayılı taşınmazın son kayıt maliki ... aleyhine tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istekli dava açılmış, dosya eldeki dava ile birleştirilmiş ve yapılan yargılama sonucunda Mahkemece, asıl davada davalılar ... ve ... yönünden açılan davanın reddine, 5831 parsel sayılı taşınmaz yönünden her bir davacı için 5.325,71'er TL tazminatın davalılar ... ve ...’den tahsiline, 5829 parsel sayılı taşınmaz yönünden her bir davacı için ayrı ayrı 1.401,42'şer TL tazminatın davalı ...’den tahsiline, birleştirilen davada 5829 parsel sayılı taşınmaz yönünden derdestlik nedeniyle davanın usulden reddine, 5831 parsel sayılı taşınmaz yönünden hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, kesinleşen 6742 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise dosya tefrik edilmiştir.

3. Hemen belirtmek gerekir ki; asıl davada 5829 parsel sayılı taşınmazın davalı ... tarafından dava tarihinden önce davalı ...’a devredildiği gözetilerek bu taşınmaz için iptal-tescil isteği reddedilerek davalı ... yönünden tazminata hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Asıl ve birleştirilen davada davacıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde bulunmadığından reddine.

Asıl ve birleştirilen davada davacıların diğer temyiz itirazlarına gelince; eldeki dava ile birleştirilen Elmadağ Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/180 Esas sayılı davanın, dava konusu 5831 parsel sayılı taşınmazın karar tarihinden sonra davalı ... tarafından dava dışı ...’a, ...’tan da ...’in kızı olan davalı ...’ye devredilmesi nedeniyle Mahkemece HMK'nın 125 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince davacı tarafa seçimlik hakkının hatırlatılması üzerine, son kayıt maliki ...’ye karşı iptal-tescil istekli olarak açıldığı gözetildiğinde, davacılarca bu davanın açılmasında hukuki yarar bulunduğu açıktır. Bununla birlikte, mirasbırakan ... tarafından çekişme konusu 5831 parsel sayılı taşınmazın davalı oğlu ...'e yapılan temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu saptanmıştır. Kendisine temlik yapılan davalı ... ilk el konumundadır. Davalı ...'in, bu taşınmazı davalı ...'e, ...’in de davanın kabulünden sonra dava dışı ...’a, ...’un da ...’ye satış suretiyle devrettiği kayden sabit olup, dava dışı ...’ın taşınmaz üzerindeki tedbir kararı kaldırıldıktan kısa bir süre sonra taşınmazı ...’den devraldığı, üç yıl boyunca taşınmazı uhdesinde tuttuğu, ancak kullandığına dair bir olgunun dosyaya yansımadığı ve taşınmazı davalı ...’in kızı olan diğer davalı ...’ye temlik ettiği hususları birlikte değerlendirildiğinde dava dışı ...’ın emanetçi sıfatıyla taşınmazı devraldığı sonucuna varılmaktadır. Diğer taraftan, davalılar ... ve ...’in mirasbırakanın çocukları, davalı ...'nün ise ...’in kızı olduğu gözetildiğinde, davalı ... ile son kayıt maliki olan davalı ...’nün muvazaalı işlemi bilen veya bilmesi gereken kişi konumunda bulunduğu, bu nedenle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1023 üncü maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı açıktır.

Hâl böyle olunca, yukarıda belirtilen hususlar göz önüne alınarak birleştirilen davada 5831 (yeni 2144 ada 6) parsel sayılı taşınmaz yönünden iptal-tescil isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, bu taşınmaz yönünden asıl davada tazminata hükmedilmesi doğru değildir.

Kabule göre de, dava ile ilgisi olmayan ...’ın hüküm başlığında davalı olarak gösterilmesi de doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekilinin değinilen yönden yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine,

21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz eden asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili için 17.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin Mete Akpınar ve ... dışındaki davalılardan alınmasına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,12.03.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.