Logo

1. Hukuk Dairesi2024/745 E. 2024/1550 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yolsuz tescil iddiasıyla tapu iptali ve tescil davasında, son kayıt malikinin iyiniyetli olup olmadığı ve gerçek maliklerin davaya dahil edilip edilmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, gerçek maliklerin davaya dahil edilmeden ve son kayıt malikinin iyiniyetli olup olmadığı konusunda yeterli araştırma yapılmadan karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülerek hüküm bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/423 E., 2021/299 K.

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Dairece kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı Tapu Müdürlüğü vekili ve vekalet ücretine hasren davalı ... San. Tic. Ltd. Şti vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Tapu Müdürlüğü vekili; dava konusu konusu 128 parsel sayılı taşınmazın 30.08.1953 tarihli kadastro tespiti sırasında ... Ağa çocukları ..., ... ve ... adlarına tescil edildiğini, davalılar ... ve ...’nin taşınmazda paydaş olan ...'un kendi mirasbırakanları olduğu iddiasıyla ...'e ait payın adlarına intikalini sağladıklarını ancak taşınmazı üçüncü kişiye devretmek istedikleri sırada nüfus kayıtlarından davalıların mirasbırakanı ... ile kayıt maliki olan ...'in aynı kişiler olmadığının anlaşıldığını, kayıt maliki ...’in soy isminin "..." olmasına rağmen kadastro sırasında sehven yapılan hata ile "..." olarak yazıldığını, davalılar adına oluşan kaydın yolsuz tescil olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile çekişmeli payın gerçek malik "... oğlu ..." adına tescilini istemiş, yargılama sırasında taşınmazın el değiştirmesi üzerine davacı vekili HMK’nın 125. maddesi uyarınca davayı yeni malik ... San. Tic. Ltd. Şti'ye karşı devam ettirmiştir.

II. CEVAP

Davalılar ... ve ..., iddiaların doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

Davalı ..... San. ve Tic. Ltd. Şti.; taşınmazı dava dışı ... 'den 100.000,00 TL bedeli karşılığında satın aldığını, iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Çine Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.03.2015 tarihli ve 2014/460 E. 2015/235 K. sayılı kararıyla; davacı tapu müdürlüğünün kayıt maliki olmadığı, dava dışı şahıs hakkında hüküm tesisi istediği, davacının aktif dava ehliyeti olmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Tapu Müdürlüğü vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 03.10.2018 tarihli ve 2015/17125 E. 2018/13060 K. sayılı kararıyla; "...Bilindiği üzere; 17.08.2013 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Tapu Sicili Tüzüğü’nün 74/4.(1994 tarihli Tapu Sicili Tüzüğünün 85.) maddesi “Kütük, yevmiye defteri ve yardımcı sicillerde, belgelere aykırı tescil veya yazımın düzeltilebilmesi için ilgililerin yazılı olurunun alınması ve yevmiye defterine kaydedilmesi gerekir. ilgililerden birisinin yazılı oluru olmazsa, bu durum beyanlar sütununda belirtilerek, 26.09.2011 tarih ve 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre işlem yapılır." şeklinde yasal düzenleme içermektedir. Öte yandan; tapu sicillerinin doğru tutulmasını üstlenen devlet, ayni hakların yanlış tescili sonucu değişmesi ya da bu haklardan yoksun kalınması, dayanak ve belgelere aykırı kayıt oluşması sonucu doğan zararları ödemekle yükümlüdür. TMK'nın 1007. maddesinden kaynaklanan hazinenin kusursuz sorumluluğu kapsamında, davacı idarenin böylesi bir davayı açmasında da hukuki yararının bulunduğu kuşkusuzdur. Hal böyle olunca; davacının dava açmakta hukuki yararı olduğu gözetilerek, davanın esasına girilmesi, toplanan ve toplanacak delillerin değerlendirilmesi neticesinde varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın usulden reddine karar verilmiş olması doğru değildir..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, kadastro evraklarındaki bilgi ve belgeler ile nüfus kayıtlarının incelenmesinden dava konusu taşınmazın kayıt maliki gerçekte ... olduğu halde tapulama sırasında soy isminin yanlış yazılması sebebiyle kayıtlara ... olarak yazıldığı, kayıt maliki gözüken ... mirasçıları davalılar ... ve ...'nin gerçekte mirasbırakanlarına ait olmayan taşınmazdaki hissenin adlarına intikalini sağladıkları, dolayısıyla davalılar ... ve ... adına oluşan tescilin yolsuz olduğu, ancak HMK 125 gereği davaya dahil edilen son kayıt maliki davalı ...San. Tic. Ltd. Şti'nin ediniminde kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Tapu Müdürlüğü vekili ve vekalet ücretine hasren davalı ... San. Tic. Ltd. Şti vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı Tapu Müdürlüğü vekili, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, taşınmazın davalılar ... ve ... adına yolsuz olarak tescil edildiğini, taşınmaz üzerine Mahkemece tedbir kararı konmadığından anılan davalılar tarafından taşınmazın dava dışı ... e'ye, ...'in de davaya dahil edilen ... Hayvancılık şirketine devrettiğini, tescilin yolsuz olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

Davalı ... San. Tic. Ltd. Şti vekili; davanın reddine karar verildiği halde lehlerine vekalet ücretine hükmedilmediğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil steğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 705 inci, 1022 nci, 1023 üncü, 1024 üncü ve 1025 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 128 parsel sayılı taşınmazın 1/4'er payla ... evlatları ..., ..., ... ve ... adlarına 30.08.1953 tarihinde tapulama suretiyle tescil edildiği, çekişme konusu ...'a ait 1/4 payın 04.03.2013 tarihinde davalılar ... ve ...'e intikal ettiği, yargılama sırasında anılan davalıların taşınmazdaki paylarını 25.04.2017 tarihli aynı akitle dava dışı ... 'ye, ...'in de 09.10.2017 tarihinde dahili davalı ... San. Tic. Ltd. Şti'ye satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır.

Hemen belirtilmelidir ki, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 705 inci maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1 inci maddesinde; “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”, 1024/2 nci maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.”, 1025/1-2 maddesinde "Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir. İyiniyetli üçüncü kişilerin bu tescile dayanarak kazandıkları aynî haklar ve her türlü tazminat istemi saklıdır." düzenlemelerine yer verilmiştir.

Diğer yandan, hukukumuzda diğer çağdaş hukuk sistemlerinde olduğu gibi kişilerin huzur ve güven içerisinde alış verişte bulunmaları, satın aldıkları şeylerin ilerde kendilerinden alınabileceği endişelerini taşımamaları, dolayısıyla toplum düzenini sağlama düşüncesiyle, alan kişinin iyi niyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bu amaçla 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 2. maddesinin genel hükmü yanında menkul mallarda 988. ve 989. maddelerinin ve tapulu taşınmazların el değiştirmesinde ise 1023. maddesinin özel hükümleri getirilmiştir.

Tapulu taşınmazların intikallerinde, huzur ve güveni koruma, toplum düzenini sağlama uğruna tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden, iktisapta bulunan kişinin iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır. Gerçekten, bir yanda tapu sicilinin doğruluğuna inanarak iktisapta bulunduğunu ileri süren kimse, diğer yanda ise kendisi için maddi hatta bazı hallerde manevi büyük değer taşıyan ayni hakkını yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalan önceki malik bulunmaktadır. Bu nedenle yüzeysel ve şekilci bir araştırma ve yaklaşımın büyük mağduriyetlere yol açacağı, kişilerin Devlete ve adalete olan güven ve saygısını sarsacağı ve yasa koyucunun amacının ilk bakışta şeklen iyi niyetli gözükeni değil gerçekten iyi niyetli olan kişiyi korumak olduğu hususlarının daima göz önünde tutulması, bu yönde tüm delillerin toplanıp derinliğine irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir.

Nitekim bu görüşten hareketle, "kötü niyet iddiasının def'i değil itiraz olduğu, iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden (resen) nazara alınacağı'' ilkeleri 8.11.1991 tarih 1990/4 esas 1991/3 sayılı İnançları Birleştirme Kararında kabul edilmiş, bilimsel görüşler de aynı doğrultuda gelişmiştir.

Öte yandan, vakıa ve karinelerden, halin icaplarından kendisinden beklenen özeni sarfetmemiş olması itibariyle kanunen iyiniyet iddiasında bulunamayacağı belirmiş olan kimsenin TMK’nın 1023. maddesinden yararlanamayacağında bir tereddüt bulunmamaktadır.

Somut olaya gelince, Mahkemece, dava konusu taşınmazın gerçek malikinin ... olduğu, buna göre taşınmazın davalılar ... ve ... adlarına yapılan intikalinin yolsuz tescil niteliğinde bulunduğu saptanarak sonuca gidilmiş olması kural olarak doğrudur.

Ne var ki, davacı tapu müdürlüğü, dava konusu taşınmazın gerçek maliki ... adına tapu iptal- tescil isteğinde bulunulduğuna göre, işlemden etkilenecek olan ... mirasçılarının davada yer alması sağlanmadan karar verilmiş olması isabetsizdir.

Diğer yandan, son kayıt maliki ... Hayvancılık şirketinin ediniminde iyiniyetli olup olmadığı hususunda yapılan araştırma ve incelemenin de hüküm vermeye yeterli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur.

Hal böyle olunca; öncelikle ... mirasçılarına davanın ihbar edilmek suretiyle, davada yer almalarının sağlanması, bundan sonra son kayıt maliki ... Hayvancılık şirketi yönünden 8.ll.l99l tarih l990/4 esas l99l/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında (İBK) kabul edilen ilkeler doğrultusunda iyiniyet araştırması yapılarak, anılan davalının ediniminde iyiniyetli olup olmadığı, TMK'nın 1023 üncü maddesinin koruyuculuğundan yararlanıp yararlanmayacağı hususunun kuşkuya yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı Tapu Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yönden kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı ... San. Tic. Ltd. Şti vekilinin vekalet ücretine hasren temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Davacı Tapu Müdürlüğü Harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.