Logo

1. Hukuk Dairesi2024/809 E. 2025/289 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı belediyeye 775 sayılı Gecekondu Kanunu uyarınca devredilen taşınmazların bir kısmının kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı iddiasıyla Hazine adına tescilinin talep edilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazların bir kısmının kıyı kenar çizgisi içinde kaldığının bilirkişi raporlarıyla tespit edilmesi, ancak kıyı kenar çizgisi içinde kalan kısımların Hazine adına tescili yerine tapudan terkin edilmesi gerektiği gözetilerek, mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/216 E., 2021/533 K.

Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine vekili; dava konusu 80 parça taşınmazın 775 sayılı Kanun'a göre konut alanı olarak kullanılmak üzere davalı Belediyeye devredildiğini, ancak amacına uygun kullanılmadığını, Hazineye iadesi gerektiğini, tapu kayıtlarının beyanlar hanesinde eski eser şerhi olduğunu, tarihi ve turistik bölge olarak belirlenen alan içinde kaldığını, zeminin ise deniz kıyısında bulunduğunu, hakemde açtıkları davanın genel mahkemede görülmesi gerektiği gerekçesiyle reddedildiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile Hazine adına tescili isteminde bulunmuştur.

II. CEVAP

Davalı; davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Mahkemece; davaya hakem sıfatıyla bakılması gerektiği gerekçesiyle verilen görevsizlik kararı Dairece; ihtilafın taşınmazın aynına yönelik olduğu gözetilerek işin esası yönünden hükme yeterli araştırma yapılarak bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece bozmaya uyularak mülkiyetin geri verilmesine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, verilen kararın davacı Hazine vekili tarafından temyizi üzerine Dairece; dava konusu taşınmazların mülkiyetinin davalı Belediyeye devrinin gerektiği öngörüldüğünden ilgili yasal düzenlemeler gereği ve amaca aykırı olarak kullanılmadığı belirlenerek anılan istek yönünden davanın reddine karar verilmesinin doğru olduğuna değinilerek dava konusu taşınmazların bir kısmının kıyı-kenar çizgisi içerisinde kaldığının da ileri sürüldüğü, anılan istek yönünden hükme yeterli uygulama yapılmadığı gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulü ile kıyı-kenar çizgisi içerisinde kalan 219 ada 31 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi raporu ve ekli krokisinde (A) harfi ile gösterilen 1.116,50 m2'lik, 250 ada 23 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi raporu ve ekli krokisinde (B) harfi ile gösterilen 29,08 m2'lik ve 254 ada 19 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi raporu ve ekli krokisinde (C) harfi ile gösterilen 665,09 m2'lik kısımların tapusunun iptali ile bu kısmın taşınmazdan ifraz edilerek Hazine adına tesciline karar verilmiştir. Karara karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

Yargıtay 8. Dairesinin 16.12.2019 tarihli ve 2018/11446 Esas, 2019/11340 Karar sayılı kararı ile; hükme esas alınan bilirkişi heyet raporunda gözlem çukuru açılmadığı ve aynı raporda ''sınırın tam olarak belirlenmesi için kıyı-kenar çizgisi sınırları boyunca sondajlar yapılarak kesinleştirilmesi mümkündür'' şeklinde tespitlere yer verildiği, fenni bilirkişi raporuna atıf yapılmakla yetinildiği, yöntemince kıyı-kenar çizgisinin tespit edilmediği, tespit edilen kıyı-kenar çizgisinin kroki üzerinde gösterilmediği, eksik inceleme ve araştırmaya dayalı, hükme esas alınmaya elverişli bulunmayan bilirkişi heyet raporuna göre hüküm tesis edildiğine değinilerek yöntemine uygun olarak kıyı-kenar çizgisinin belirlenmesi, bilirkişi kurulunca belirlenen kıyı-kenar çizgisi ile İdarece oluşturulan kıyı-kenar çizgisinin örtüşüp örtüşmediği, örtüşmemekte ise kıyı-kenar çizgisinin parselin neresinden geçtiği, idarece oluşturulan kıyı-kenar çizgisi ile bilirkişiler tarafından tespit edilen kıyı-kenar çizgisi arasındaki çelişkinin nedenleri hakkında bilirkişi kurulundan bilimsel gerçeklere ve maddi bulgulara dayalı, denetime açık rapor alınması, yapılacak bu araştırmalarla dava konusu taşınmazın kıyı-kenar çizgisinin hangi tarafında kaldığı, kıyı-kenar çizgisi içerisinde kalması durumunda ise ne kadarlık bölümünün kıyı-kenar çizgisi içinde kaldığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlendikten sonra oluşacak durum, dosya içeriği, iddia ve savunma doğrultusunda toplanan diğer tüm deliller birlikte tartışılıp değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemenin 06.10.2021 tarihli ve 2020/216 Esas, 2021/533 Karar sayılı kararıyla; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, bilirkişi heyeti tarafından belirlenen kıyı-kenar çizgisi içerisinde kalan 219 ada 31 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi raporu ve ekli krokisinde (A) harfi ile gösterilen 1.574,61 m2 ve (B) harfi ile gösterilen 14,79 m2; 250 ada 23 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi raporu ve ekli krokisinde (A) harfi ile gösterilen 166,94 m2 ve (B) harfi ile gösterilen 28,26 m2; 254 ada 19 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi raporu ve ekli krokisinde (A) harfi ile gösterilen 1.446,88 m2'lik kısımların tapusunun iptali ile bu kısımların taşınmazdan ifraz edilerek Hazine adına tesciline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın esas ve usul açısından yasaya aykırı olduğunu, 775 sayılı Kanun'un 11. maddesine göre Belediye'nin kanunda yazılı amaçlara tahsis edilmek üzere devredilen taşınmazları bu amaçlar dışında tasarruf edemeyeceğini, davalı ... Belediyesinin ise Kanun'un özüne aykırı biçimde hareket ettiğinden, taşınmazların bedelsiz olarak Hazine'ye iadesi gerektiğini, davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; 775 sayılı Kanun gereği Belediyeye devredilen yerlerin amacında kullanılmadığı savıyla geri istenemeyeceğini, davanın dayanağı bulunmadığını, devredilen yerlerin kıyı-kenar çizgisi içinde yer alıp almadığının bu davada inceleme konusu yapılamayacağını, kabul kararı verilen taşınmazların imar planında park ve günübirlik rekreasyon alanı olarak ayrılmış olup halen toplumun yararlanmasına açık olarak belirtilen amaçlarda kullanıldığını, bilirkişi raporunun kıyı-kenar çizgisinin sağlıklı olarak belirlenebileceği sayı, konum ve nitelikte sondaja dayanmadığını, dava konusu taşınmazların bulunduğu kıyıların doğal yapısının girintili çıkıntılı olduğu gözetilirse sık aralıklarla sondaj yapılması gerekirken kıyı boyunca 8 noktada yapılan sondajlarla sonuca gidilemeyeceğini, raporun yeterli teknik ve bilimsel incelemeyi içermediğini, onaylı kıyı-kenar çizgisi ile mevcut durumun örtüşmeme nedenlerinin açıklanamadığını, bilirkişi raporlarına itirazları karşılayacak yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılmadığını, Kıyı Kanunu'na uygun olarak Kıyı Revizyon İmar Planları yapılan ve buna uygun olarak kullanılan taşınmazlar için dava açılmasında hukuksal yarar bulunmadığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava; çekişmeli taşınmazın kıyı-kenar çizgisine göre kıyıda kaldığı iddiasına dayalı tapu iptal-terkin istemine ilişkindir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; Muğla ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde bulunan dava konusu taşınmazların bir kısmının düzenlenen bilirkişi raporlarına göre kıyı-kenar çizgisi içerisinde kaldığı anlaşılmaktadır.

Hemen belirtmek gerekir ki; temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ancak; Mahkemece, kıyı-kenar çizgisi kapsamında kalan taşınmazlar yönünden tapu kaydının iptali ile kıyı olarak tapudan terkinine karar verilmesi gerekirken, bu kısımların davacı Hazine adına tesciline hükmedilmiş olması doğru değil ise de bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/7. maddesi uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddine,

2. Taraf vekillerinin temyizi üzerine ve re'sen yapılan inceleme sonucu Mahkeme kararının; hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinin ikinci ve üçüncü paragraflarında yer alan "... tapusunun İPTALİ ile" ibarelerinden sonra gelen "bu kısımların taşınmazdan ifraz edilerek maliye hazinesi adına tapuya kayıt ve teciline," cümlelerinin, dördüncü paragrafında yer alan "... tapusunun İPTALİ ile" ibaresinden sonra gelen "bu kısımın taşınmazdan ifraz edilerek MALİYE HAZİNESİ ADINA TAPUYA KAYIT VE TECİLİNE," cümlesinin çıkartılarak yerlerine "kıyı olarak tapudan terkinine" ibarelerinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Temyiz eden davacı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, istek hâlinde peşin alınan temyiz harcının temyiz eden davalıya iadesine,

Dosyanın ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

03.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.