"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/80 E., 2023/552 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; çekişme konusu 133 ada 11 parsel sayılı taşınmazın üzerine, dava dışı ...’den aldığı krediye teminat için ipotek koyma amacı ile davalılardan ...’e vekalet verdiğini, ...’la aralarındaki anlaşma gereği taksitleri öderken, verdiği vekaletnamenin kullanılarak taşınmazın önce davalılardan ...’e, ondan da diğer davalı ...’e satış suretiyle devredildiğini öğrendiğini, iradesinin fesada uğratılarak geçersiz vekaletname ile el ve işbirliği içinde hareket eden davalılar tarafından taşınmazının elinden alındığını ileri sürerek tapu iptali ile taşınmazın adına tesciline, mümkün olmadığı takdirde taşınmazın gerçek bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ...; taşınmazı bedelini ödemek suretiyle satın aldığını, daha sonra köyden bir başka taşınmaz alabilmek için, tefeci olduğunu sonradan öğrendiği şahsa bedeli mukabilinde devrettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...; olayla hiçbir ilgisinin olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...; 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, dava konusu taşınmazı iyi niyetli 3. kişi olarak satın aldığını, diğer davalılar arasındaki ilişkiyi davanın açılması ile öğrendiğini, taşınmazı arsa olarak ve yatırım amaçlı aldığını, arsa üzerinde taşınmaz bulunduğunu sonradan öğrendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuş, Dairenin 17.11.2005 tarihli ve 2015/13534 Esas, 2015/13250 Karar sayılı kararı ile; " ...Ne var ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden, davada hile hukuksal nedenine değil, vekâletnamenin hile ile alındığı iddiasına dayanıldığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere vekâletnamenin hile ile alındığı iddiası, vekâlet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasını da içermektedir. Hâl böyle olunca; vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayanan davaların herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye bağlı olmadığı gözetilerek, işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir." gerekçesi ile karar bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde Mahkemenin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesi ile; Yerel Mahkemece verilen hükümde gerekçe bulunmadığını, kararın gerekçe kısmında önce tanık beyanlarına yer verildiğini, ardından bilirkişi raporuna atıf yapıldığını ve davanın kabulü yönünde karar verildiğini, kararların gerekçeli olmasının adil yargılanma hakkının temel unsurlarından birisi olup hukuk devletinin ve hukuki güvenlik ilkesinin de bir gereği olduğunu, dava konusu taşınmazı müvekkilinin iyi niyetli üçüncü kişi olarak diğer davalı ...'ten bedelini ödemek suretiyle ve yatırım amacıyla satın aldığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, vekâletnamenin hile ile alındığı ve vekâlet görevinin kötüye kullanıldığı iddialarına dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu 133 ada 11 parsel sayılı taşınmaz davacı ... adına kayıtlı iken, davacının Beyoğlu 22. Noterliğinin 22.07.2005 tarihli ve 17483 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile vekil olarak tayin ettiği davalı ... tarafından davacıya vekaleten 20.10.2005 tarihli satış işlemi ile davalı ...'a, ondan da 05.09.2006 tarihli satış işlemi ile diğer davalı ...' e devredildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; Anayasa'nın 141/3. maddesi hükmü gereği bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması zorunludur. Tarafların tüm delilleri toplanıp, tetkik edildikten ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 186. maddesine göre son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin, aynı Yasa'nın 297. maddesi uyarınca kararını gerekçesi ile birlikte (tam olarak) yazması ve hüküm sonucunu 294. maddede öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır.
Yine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesinde hükmün kapsamının hangi hususları içereceği düzenlenmiş olup aynı maddenin (c) fıkrasında ''Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerini'' içermesi gerektiği belirtilmiştir. Yargıtay denetiminin yapılması bakımından da yerel mahkemenin, kararında gerekçelerini açıkça göstermesi zorunludur.
Somut olayda, Mahkemece kurulan hükmün Anayasa ve Usul Yasası'nın yukarıda değinilen hükümlerine uygun olmadığı, kararın gerekçe içermediği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, 6100 sayılı HMK’nın 297/1-c maddesine uygun biçimde delillerin karar yerinde tartışılması, kabul ve ret nedenlerinin gösterilmesi ve bu nedenlerin dayandığı yasa maddelerinin veya gerektiğinde yerleşmiş içtihatları ile Daire ilkelerine yer verilerek kararın gerekçelendirilmesi gerekirken değinilen yasal düzenlemeler göz ardı edilerek gerekçesiz olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yönler itibariyle kabulü ile 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre işin esasına yönelik sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan harcın istek hâlinde temyiz eden davalıya iadesine,
Dosyanın Gaziosmanpaşa 3. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere
25.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.