Logo

1. Hukuk Dairesi2024/850 E. 2025/812 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan tapusuz taşınmazın davacı tarafından imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı yoluyla zilyetliğine dayalı olarak tescil talebine karşılık Hazine'nin de aynı taşınmaz üzerinde hak iddia etmesi nedeniyle oluşan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı iddialarını destekleyecek yeterli delil sunamaması ve hava fotoğrafları ile bilirkişi raporlarının davacının zilyetliğini kanıtlayamaması gözetilerek yerel mahkemenin davayı reddeden ve taşınmazın Hazine adına tesciline karar veren hükmü onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/263 E., 2023/528 K.

Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar davacı vekili tarafından adli yardım istekli temyiz edilmekle; adli yardım talebinin kabulüne karar verilerek kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Şırnak ili, İdil ilçesi, ... köyündeki kadastro çalışması sonucunda tescil harici bırakılan, doğusu ve batısı şahıslar zilyetliğinde ev ve arsa, kuzeyi Midyat-İdil Eski Karayolu, güneyi eski harman yerleri ile çevrili yaklaşık 4.500 metrekare yüz ölçümlü tapusuz taşınmazın 35 yıldan fazladır davacının nizasız, fazılasız ve malik sıfatıyla zilyetliğinde olduğunu ileri sürerek davacı adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı Hazine vekili; davanın reddini, dava konusu tapusuz taşınmazın Hazine adına tescilini istemiştir.

2.Davalı Köy Tüzel Kişiliği temsilcisi 10.12.2012 tarihli keşifteki beyanında; dava konusu yerdeki evin davacıya ait olduğunu, davacı tarafından evin arkasında son birkaç yıldır ekilen bahçenin köy yolu olduğunu, davacının köy yolunu kapattığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

1.İdil Sulh Hukuk Mahkemesinin 28.01.2013 tarihli ve 2010/238 Esas, 2013/19 Karar sayılı kararı ile dava değeri bakımından Sulh Hukuk Mahkemesinin görevsizliğine, talep halinde dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, kararın kesinleşmesi üzerine dosya İdil Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir.

2.İdil Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.10.2014 tarihli kararıyla; kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA KARARI VE SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A.Birinci Bozma Kararı

Mahkemenin 23.10.2014 tarihli kararının süresi içinde davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 08.06.2017 tarihli ve 2015/8791 Esas, 2017/4301 Karar sayılı kararıyla; davacının imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hukuki nedenlerine dayalı tescil isteminde bulunduğu, dava tarihinden geriye 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı zamanda çekilmiş (1988, 1993 ve 1998 yılları) stereoskopik hava fotoğraflarının jeodezi ve fotogrametri uzmanı fen bilirkişilerince incelenmesi gerektiği hâlde Mahkemece açıklandığı şekilde inceleme ve değerlendirme yapılmadığı, bilirkişi ve tanık sözlerinin hava fotoğrafları ve komşu taşınmaz kayıtlarıyla denetlenmediği, hâl böyle olunca hava fotoğraflarının dosya arasına konulması, taşınmazın tescil harici bırakılma sebebinin kadastro müdürlüğünden sorulması, 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu, jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak bilirkişi heyeti ile yapılacak keşifte taşınmazın şimdiki ve önceki niteliğinini, imar ihyaya en erken ne zaman başlanıp tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlandığının belirlenmesi, 3 kişilik ziraat bilirkişileri kurulundan taşınmazın öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı, hangi tarihte imar-ihyaya başlanıp tamamlandığı ve hangi tasarruflarla sürdürüldüğü hususlarında, üzerindeki ağaçların yaşlarını da gösterir rapor alınması, bundan sonra taşınmazın üzerine ev yapılmış olmasının tek başına imar-ihya olduğunu göstermeyeceği de dikkate alınarak toplanan tüm delillerle birlikte karar verilmesi gerektiği belirtilerek Mahkemenin 23.10.2014 tarihli kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 20.04.2021 tarihli kararıyla; davacının uzun süreden beri dava konusu taşınmazın zilyedi olduğu, belgesizden aynı çalışma alanında edindiği taşınmaz bulunmadığı, TMK 713/4. maddesindeki gerekli ilânların yapıldığı, taşınmazın davacı tarafından uzun süredir ekilip biçildiği, hava fotoğraflarında taşınmazın davacının zilyetliğinde bulunduğu, tapulama harici bırakılma nedeninin tespit edilemediği, davacı lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

Mahkemenin 20.04.2021 tarihli kararının süresi içinde davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 13.01.2022 tarihli ve 2021/8821 Esas, 2022/231 Karar sayılı kararıyla; bozma kararı gereklerinin yerine getirilmediği, taşınmazın 1988, 1993 ve 1998 tarihli hava fotoğraflarının getirilmediği, 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu, jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisi katılımıyla keşif icra edilmesi gerektiği belirtildiği hâlde tek ziraat mühendisi katılımıyla keşif yapılıp rapor düzenlendiği, imar-ihyanın ne zaman başladığının ve tamamlandığının tespit edilmediği gerekçesiyle Mahkemenin 20.04.2021 tarihli kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Ç. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 1984, 2002 ve 2008 tarihli hava fotoğraflarında dava konusu (A) harfli alan içinde bulunan (B),(C),(D),(E) harfli yapılar ile (F) harfli alanın içindeki (F1) ve (F2) harfli kısımlarda yalnızca 2002 ve 2008 yıllarında (F1) harfli kısımda tarımsal faaliyet görüldüğü, farklı tarihlerde (C),(D),(E) harfli alanlarda yapı olduğu belirtilmiş ise de taşınmaz üzerine ev yapılmış olmasının tek başına imar-ihya olgusunu göstermeyeceği, ziraat bilirkişileri heyet raporunda taşınmazdaki en eski ağaçların keşif tarihi (2023) itibariyle 25-30 yıllık olduğunun belirtildiği, ağaçların dava tarihi olan 2010 yılından 20 yıl önce mevcut olmadığı, tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarının imar ihya ve zilyetlik hususunda tam örtüşmediği gerekçesiyle davanın reddine, TMK'nın 713/6 ve 715. maddeleri uyarınca fen bilirkişi raporu ve ekli krokisinde sınırları mavi kalemle çizili (A) ve sınırları kırmızı kalemle çizili (F) harfli toplam 3.385,90 metrekare yüz ölçümlü taşınmazın davalı Hazine adına tesciline karar verilmiştir.

V.TEMYİZ

A.Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davacının dava konusu taşınmaz üzerinde 50 yıldan uzun süredir ikamet ettiğini, ekim-dikim yaptığını, 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin dava tarihine göre değil, karar tarihine göre değerlendirilmesi gerektiğini, tamamı olmadığı taktirde (F1) harfli kısım yönünden davanın kabulü gerektiğini belirterek hükmün bozulmasını istemiştir.

B.Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro sırasında tescil harici bırakılan tapusuz taşınmazın imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hukuki nedenlerine dayalı tescili istemine ilişkindir.

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Dosya kapsamından; Şırnak ili, İdil ilçesi, ... köyünde 1966 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında dava konusu taşınmaz bölümlerinin Mülga 766 sayılı Tapulama Kanunu'nun 2. maddesi uyarınca tapulama harici bırakıldığı, davacı tarafından imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenlerine dayalı olarak tescil istemiyle açılan davaya karşı, davalı Hazine vekilinin TMK'nın 713/6. maddesi uyarınca Hazine adına tescil istediği anlaşılmaktadır.

3.Temyizen incelenen kararın bozma ilâmına uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davacı kararı adli yardım talepli temyiz ettiğinden ve adli yardım talebi kabul edildiğinden; başlangıçta alınmayan 3.033,70 TL temyiz başvuru harcı ile 615,40 TL onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın kararı veren İdil 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'nun 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

20.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.