Logo

1. Hukuk Dairesi2025/1134 E. 2025/1303 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespiti sonrası tapu iptali ve tescil davasının açılma süresine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin aşıldığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/1419 E., 2024/1722 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Aybastı Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/171 E., 2022/59 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; Ordu ili Aybastı ilçesi ... Mahallesinde 171 ada 5, 169 ada 11, 170 ada 9, 138 ada 74 ve 188 ada 10 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespit çalışmaları geçmeden önce yargılama safahatı sırasında dosyaya sunacakları eski tapu kayıtlarında 188 ada 10 nolu parsel olarak ... diye bilinen tapuda kayıtlı taşınmaz olduğunu, bir kısmının da tapusuz olarak kök murise ait olduğunu, görüleceği üzere taşınmazların davacı ile davalıların kök murisi ...'e ait olduğunu, kadastro tespit çalışmaları geçmeden evvel dava konusu parsellerin kök muris ... tarafından .... Noterliğinin 04 06.2004 tarih ... nolu vasiyetnamesi ile kendisine vasiyet edildiğini, murisin 16.11.2005 tarihinde ölümünden sonra vasiyetnamenin Aybastı Sulh Hukuk Mahkemesinde açıldığını, vasiyetnameye bir kısım davalılar tarafından itiraz edildiğini, Mahkemece itirazlarının reddedildiğini, ancak bu dava süreçleri esnasında dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde 23.11.2009 tarihinde kadastro tespitlerinin yapıldığını ve çekişmeli taşınmazların davalılar tarafından haksız bir şekilde kök murislerinden geldiği belirtilmek suretiyle adlarına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ...; davanın süresinde açılmadığını, kadastro tespitleri sonrası 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmayan davanın dava şartı noksanlığı sebebiyle reddi gerektiğini, dava konu taşınmazlarda karşı tarafın herhangi bir hakkının bulunmadığını, dava konusu bir çok taşınmazı güvene dayalı olarak diğer hissedarlardan satın aldığını, vasiyetnameyi ve talepleri kabul anlamına gelmemek kaydıyla kök murisin dava konusu taşınmazlarda tam bir tasarruf hakkı bulunmadığını, ilgili vasiyetnamenin geçersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla

; mirasçılık hakkına dayanılan kök muris ...'in 16.11.2005 tarihinde vefat ettiği, dava konusu taşınmazlara ilişkin kadastro tutanaklarının 23.11.2009 günü kesinleştiği, eldeki davanın ise 25.09.2020 günü açıldığı, bu kapsamda 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesi hükmünün uygulanma mecburiyeti bulunduğu gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacının çekişmeli taşınmazların murisine ait olduğu ve kök murisin kendisine vasiyetname ile taşınmazlarını bıraktığı iddiasıyla kadastro tutanakları kesinleşme tarihi olan 2009 tarihinden sonra Kadastro Kanunu'nun 12. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 2020 yılında kadastro öncesi nedene dayalı olarak dava açmış olmasına göre Mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesi ile; gerek Yerel Mahkemece, gerekse istinaf incelemesi sırasında delillerin değerlendirilmesinde isabetsiz davranıldığını, dosya kapsamı bir bütün olarak incelendiğinde dava konusu taşınmazların muris ...'den intikalen gelen taşınmazlar olduğunu, bu konuda ... Noterliğinin 04.06.2004 tarih ve ... yevmiye numaralı vasiyetnamesi ile murisin sahibi bulunduğu menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının tamamını ...'e bırakmayı vasiyet ettiğini, vasiyetnamenin iptali için açılan davanın Aybastı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/292 Esas, 2018/72 Karar sayılı kararı ile reddedildiğini ve söz konusu kararın 09.10.2018 tarihinde kesinleştiğini, bu arada geçen kadastro tespiti sırasında vasiyetname dikkate alınmadan kadastro tespiti yapıldığını, Mahkemece her ne kadar 10 yıllık yasal hak düşürücü süre içerisinde dava açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de vasiyetnamenin reddine ilişkin açılan davanın kesinleşme tarihinin 2018 olduğunu, bu haliyle 10 yıllık hak düşürücü süreden davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, İstinaf Mahkemesinin eksik inceleme neticesinde karar verdiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Dosya içeriğinden; Ordu ili, Aybastı ilçesi, ... Mahallesinde yer alan 188 ada 10, 170 ada 9, 171 ada 5, 169 ada 11 ve 138 ada 74 parsel sayılı taşınmazların 2009 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında davacı ile davalılar adlarına paylı olarak tespit edildiği, söz konusu tespitlerin 23.11.2009 tarihinde kesinleştiği, davanın ise Kadastro Kanunu'nun 12/3 hükmünde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 25.09.2020 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.