Logo

1. Hukuk Dairesi2025/1142 E. 2025/1217 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi mirasa dayalı tapu iptali ve tescil davasında, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçip geçmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespitinin kesinleşme tarihi ile dava açılış tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/1875 E., 2024/2054 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Taşköprü Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/91 E., 2024/259 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; Kastamonu ili, Taşköprü ilçesi, ... köyü 103 ada 7, 173 ada 13, 174 ada 2, 178 ada 3, 13, 17, 179 ada 15, 27, 39, 43 ve 181 ada 4 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakan babası ...'dan kaldığı halde kadastro çalışmaları sırasında ölen kardeşi ...'nun oğulları olan davalılar adına tespit ve tescil edildiğini, oysa taşınmazlarda kendisinin de miras hakkı olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar; hak düşürücü sürenin geçtiğini ve iddiaların doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının kadastro öncesi miras yoluyla gelen hakka dayandığı, dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının kadastro tespitinden önceki sebebe dayandığı, çekişmeli taşınmazların kadastro tutanaklarının yasal askı ilan süresi sonunda 14.05.2009 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 29.03.2022 tarihinde açıldığı, davanın açılış tarihi ile kadastro tespitlerinin kesinleştiği tarih arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, İlk Derece Mahkemesince hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı ancak vekalet ücretinin hatalı belirlendiği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile hüküm ortadan kaldırılarak vekalet ücreti yönünden hükmün düzeltilmesi suretiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, muris muvazaası yönünden araştırma yapılması gerektiğini, mirasbırakan tarafından yapılan bağış işlemi resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğunu, mirasbırakanın mal kaçırma kastıyla hareket ettiğini, muris muvazaasında zamanaşımının söz konusu olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Kastamonu ili, Taşköprü ilçesi, ... köyü 103 ada 7, 173 ada 13, 174 ada 2, 178 ada 3, 13, 17, 179 ada 15, 27, 39, 43 ve 181 ada 4 parsel sayılı taşınmazların davalılar Şahin, Bilal ve ... adına olan kadastro tespitinin 14.05.2009 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 22.03.2022 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.