Logo

1. Hukuk Dairesi2025/1334 E. 2025/1601 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Muris muvazaası iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davalıların iyiniyetli üçüncü kişi olup olmadığı ve mirasbırakandan yapılan temliklerin muvazaalı olup olmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakan tarafından yapılan temliklerin muvazaalı olduğu ve davalıların bu muvazaadan haberdar olup iyiniyetli olmadıkları, ayrıca mahkemenin, davalıya geçen pay oranını ve imar uygulaması sonucu oluşan yeni parsellerdeki payları tespit etmeden eksik inceleme ile hüküm kurduğu gözetilerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/858 E., 2024/131 K.

Mahkeme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; mirasbırakanları ...'nın ölümünden kısa bir süre önce 23.09.1982 tarihinde maliki olduğu taşınmazların bir bölümünü ...'ye mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak satış suretiyle devrettiğini, ...’nin de 5281 ada 32 parsel, 467 parsel, 21597 ada 3 parsel, 21598 ada 2 parsel sayılı taşınmazları muvazaalı olarak davalı ...’ya, 16728 ada 34 parsel sayılı taşınmazı davalı ...’ye temlik ettiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazların davalılar ... ve ... adına kayıtlı olan paylarının iptali ile miras payları oranında adlarına tapuya tesciline karar verilmesini istemişler, davacılar vekili aşamada 21597 ada 3 ve 21598 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davadan feragat edildiğini bildirmiştir.

II. CEVAP

Davalı ...; dava konusu taşınmazları muristen devir almadığını ve ... mirasçısı olmadığını, iyi niyetli üçüncü kişi konumunda bulunduğunu, taşınmazları rayiç bedellerini ödeyerek iktisap ettiğini, yaptıkları araştırmaya göre murisin ikinci eşi Sanem’den mal kaçırmak amacıyla oğulları ... ve ...’e geçirmek üzere onların yakınları ... ve ...’a temlikler yaptığını, bu işlemlerle bir ilgisinin bulunmadığını, ayrıca dava konusu 21597 ada 3 ve 21598 ada 2 sayılı parsellerin muristen geçmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Diğer davalılar; davaya cevap vermemiş, duruşmalara da katılmamışlardır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 16.10.2014 tarihli ve 2007/249 Esas, 2014/645 Karar sayılı kararı ile; 10.06.2014 tarihli celsede dava konusu taşınmazlar hakkında sağlıklı ve infazı kabil bir karar verebilmek için bilirkişi raporu alınmasına ve bu nedenle gider avansı yatırmak üzere davacı tarafa kesin süre verilmesine rağmen ara kararı gereğinin yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Mahkeme kararının davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 07.12.2017 tarihli ve 2015/4271 Esas, 2017/7204 Karar sayılı kararı ile; "...Somut olayda, çekişmeli taşınmazların temlikinin muris muvazaası ile illetli olup olmadığı hususu hakim tarafından değerlendirilebilecek bir konu olup buna yönelik bilirkişiden rapor istenmesi ve davacılara da bilirkişi ücretini yatırmaları için kesin süre verilmesi usul hukukuna aykırıdır. Hal böyle olunca, yukarıdaki açıklamalar dikkate alınarak işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken usule aykırı kesin süre verilerek ve kesin süreye uyulmadığı gerekçesi ile davanın reddedilmesi doğru değildir..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Mahkemenin 03.05.2018 tarihli ve 2018/114 Esas, 2018/293 Karar sayılı kararı ile; önceki gerekçe yanında, muris muvazaası nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemli davalarda doğru karar verilebilmesi için dava konusu taşınmazlar ile tüm tereke değerinin bilirkişi marifetiyle saptanması gerektiği, bunların yapılabilmesi içinde davacı tarafın keşif ve bilirkişi giderlerini verilen sürede yatırması gerektiği, sonuçları hatırlatılarak verilen kesin süreye rağmen davacı tarafın yargılama giderlerini yatırmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.06.2022 tarihli ve 2019/1-9 Esas 2022/889 Karar sayılı kararıyla; "...dava konusu temliklerin muris muvazaası ile illetli olup olmadığı, bir başka ifadeyle 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanmasının gerekip gerekmediği hususunun hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi gereken bir konu olduğu muhakkaktır. Ne var ki yukarıda yer verilen ara kararlar ile mahkeme, içerisinde hukukçu bilirkişinin de yer aldığı bilirkişi kurulundan çekişmeli temliklerin muris muvazaası nedeniyle geçersiz olup olmadığı noktasında rapor alma yoluna gitmiştir. Yukarıda değinildiği gibi bu husus hâkim tarafından çözümlenmesi gerektiğinden, bilirkişiye başvurulması doğru olmayıp, davacı tarafa bilirkişi ücretini yatırması için verilen süre ve buna bağlanan sonuç da usul hukukuna aykırıdır. Mahkemece işin esasının incelenmesi gerekirken usule aykırı verilen kesin süreye uyulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır...” gerekçesiyle direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazlar hakkında daha önceden dava dışı mirasçı ... tarafından Konya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/510 Esas, 1995/6 Karar sayılı dosyası ile açılan davada temliklerin muvazaalı olduğunun belirlendiği ve kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, bu kararın eldeki dava için güçlü delil teşkil ettiği, dolayısıyla mirasbırakan tarafından yapılan temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu, 1982 yılından beri muhtelif davalara konu edilen taşınmazlara ilişkin olayların son kayıt malikleri davalılar ... ve ... tarafından da bilinmemesinin mümkün olmadığı ve edinimlerinde iyiniyetli sayılamayacakları gerekçesiyle kök 467, 1864 ve 89 ada 1 parsel sayılı taşınmazların gitti parselleri olan 34198 ada 1 ve 2, 34200 ada 1 ve 3, 5281 ada 32 ve 16728 ada 40 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkemece, 16.04.2024 tarihli ek karar ile de dava konusu 21597 ada 3 ve 21598 ada 2 sayılı parseller yönünden feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, ek karar taraflarca temyiz edilmemiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkemece muhtelif zamanlarda dava konusu taşınmazlar hakkında açılan davalar nedeniyle davalı ...'nın olayları bildiği, iyiniyetli olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de dava konusu taşınmazları bedelini ödeyerek satın aldığını, mirasbırakanın ikinci eşi ... tarafından dava konusu taşınmazlar hakkında muris muvazaasına dayalı olarak önceden açılan davalarda davaların kabul edilerek ...'in miras payının adına tescil edilmesinden sonra taşınmazlarda ...'in paylarını da bedelini ödeyerek satın aldığını, tanık beyanlarında muvazaaya yönelik hiçbir beyanın bulunmadığını, dosyaya sundukları delillerin ve protokollerin değerlendirilmediğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...'nın 27.09.1982 tarihinde ölümü ile geride, ölen oğlu ...'nın mirasçıları olan davacılar ... (gelini) ve torunları ..., ..., ..., ... ile ölen oğlu ... 'nın mirasçıları dava dışı ..., ..., ... ve ... ile dava dışı ikinci eşi ...'in mirasçı olarak kaldıkları, mirasbırakanın 23.09.1982 tarihli aynı akitle kök 467 ve kök 1864 parsellerin tamamını oğlu ... 'nın kayınvalidesi olan ...'ye, yine kök 89 ada 1 parsel sayılı taşınmazını da 1/2'şer payla ... ve oğlu ...'in kayınbiraderi olan ...'a satış suretiyle temlik ettiği, mirasbırakanın ikinci eşi mirasçı ... tarafından dava konusu taşınmazların da içerisinde bulunduğu bir kısım taşınmaz hakkında muris muvazaasına dayalı olarak açılan Konya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/510 Esas, 1995/6 Karar sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sonucunda dava konusu 467, 1864 ve 89 ada 1 parsel sayılı taşınmazlarda mirasbırakanın yaptığı temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu saptanarak ...'in 1/4 miras payı oranında davanın kabulüne karar verildiği ve kararın Dairece onanarak 02.10.1995 tarihinde kesinleştiği, kesinleşen bu kararın infazı sonucunda dava konusu 89 ada 1, 467 ve 1864 parsel sayılı taşınmazların 1/4 payının mirasçı ikinci eş ... adına hükmen tescil edildiği, 467 parsel sayılı taşınmazın 1/4 payı ..., 3/4 payı ise ... adına kayıtlı iken, ...'nin ölümü ile mirasçıları arasında yapılan intikal-taksim işlemleri sonucunda 3/4 payın 16.11.1999 tarihinde davalı ... adına tescil edildiği, 01.02.2000 tarihli aynı akitle ...'in taşınmazdaki 1/4 payını, davalı ...'nin de taşınmazdaki 3/4 payının tamamını davalı ...'ya satış suretiyle temlik ettikleri, yine kök 1864 parsel sayılı taşınmazın da 21.08.1998 tarihinde yeniden kadastroya tabi tutularak dava konusu 5281 ada 32 parsel numarasını aldığı ve anılan hükmen tescil kararından bahisle taşınmazın 1/4 payının ... adına, 3/4 payının ... adına tescil edildiği, ...'in taşınmazdaki 1/4 payını 09.03.1999 tarihinde dava dışı ... kızı ...'ya satış suretiyle devrettiği, ...'nin ölümü ile mirasçıları arasında yapılan intikal-taksim işlemleri sonucunda 3/4 payın 16.11.1999 tarihinde davalı ... adına tescil edildiği, 01.02.2000 tarihli aynı akitle dava dışı ... kızı ...'nın taşınmazdaki 1/4 payını, davalı ...'nin de taşınmazdaki 3/4 payının tamamını davalı ... kızı ...'ya satış suretiyle temlik ettikleri, diğer dava konusu kök 89 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ise imar uygulamasına tabi tutulup dava konusu 16728 ada 34 (gittisi 16728 ada 40) parsel sayılı taşınmaza gittiği ve 24/2400 payının davalı ... adına kayıtlı olduğu, kök 467 parsel sayılı taşınmazın imar uygulamasına tabi tutularak 34198 ada 1, 2 ve 34200 ada 2, 3 parsel sayılı taşınmazların oluştuğu anlaşılmaktadır.

Mahkemece, davalı ... adına kayıtlı kök 467 parselden imar sonucu oluşan 34198 ada 1, 2, 34200 ada 2, 3 parseller ve 5281 ada 32 parsel (kök 1864) sayılı taşınmazlar ile diğer davalı ... adına kayıtlı 16728 ada 40 parsel (kök 89 ada 1) sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm yalnızca davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Hemen belirtilmelidir ki; dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre mirasbırakan tarafından yapılan temliklerin muvazaalı olduğu, son kayıt maliki davalılar ... ve ...'nin edinimlerinde iyiniyetli olmadıkları, TMK'nın 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanamayacakları gözetilerek yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması kural olarak doğrudur. Davalı ... vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.

Davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;

HMK'nın 297/2. maddesinde; “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.”; HMK'nın 26. maddesinde; "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir." hükümleri düzenlenmiştir.

Somut olayda; davalı ... adına kayıtlı kök 467 ve 5281 ada 32 (kök 1864) parsel sayılı taşınmazlarda yalnızca ...'den temliken geçen 3/4 pay yönünden kabul kararı verilmesi gerekirken taşınmazlarda dava dışı mirasçı ... 'nın hükmen edinip davalıya temliken geçen 1/4 payın da kabul kapsamına alınması doğru olmadığı gibi, kök 467 parsel sayılı taşınmazda kabul kararı verilmesi gereken 3/4 payın imar uygulaması sonucunda oluşan dava konusu 34198 ada 1, 2 ve 34200 ada 2, 3 parsel sayılı taşınmazlara yansıyan miktarının ne olduğu, gerekirse bilirkişi raporu alınmak suretiyle tespit edilerek bu pay üzerinden davacıların miras payı oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesi gerekirken bu husus da göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir.

Hâl böyle olunca, dava konusu 5281 ada 32 parsel sayılı taşınmazda davalıya temliken geçen 3/4 pay üzerinden, yine kök 467 parsel sayılı taşınmazda da davalıya temliken geçen 3/4 payın imar sonucu oluşan 34198 ada 1, 2 ve 34200 ada 2, 3 parsellerine yansıyan paylar hesap edilmek suretiyle bu paylar üzerinden davacıların miras payı oranında davanın kabulüne karar verilmesi için hüküm bozulmalıdır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yönlerden kabulü ile hükmün, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

24.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.