"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/935 E., 2024/66 K.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili ile asıl ve birleştirilen davada dahili davalılar ..., ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Asıl davada davacılardan ...; mirasbırakanları ...'den intikal eden taşınmazların intikal işlemlerinin yapılması amacıyla davalı ...'i vekil tayin ettiğini, bu olaydan sonra yurt dışına çıktığını ve 2007 yılında tekrar geldiğinde 947 ada 2 nolu parseldeki murislerinden intikal eden paylarının vekil tarafından bir kısım davalılar murisi ...'ye satıldığını öğrendiğini, taşınmazın değerinin çok altında gerçekleştirilen bu satışın talimat ve bilgisi dışında olup satış bedelinin de ödenmediğini, vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını, davalılar murisi ve vekilin el ve işbirliği içerisinde olduklarını, ayrıca kendisi tarafından diğer davacı ...'a velayeten işlem yapıldığından Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre kayyım vasıtası ile işlem yapılmadığından yasal şekil şartının da yerine getirilmediğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat isteminde bulunmuş, birleştirilen davasında da aynı taleplerini kayıt maliki davalı ... Şirketine de yöneltmiştir.
2. Birleştirilen İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/556 Esas sayılı dosyasında davacılardan ...; aynı iddiaları tekrarla vekil ...’in 2 parsel sayılı taşınmazdaki mirasbırakanın payının tamamını 15.12.2000 tarihinde intikalin ardından mirasbırakanın kardeşi olan ...’na, Mehmet’in de 25.07.2002 tarihinde ... Tekstil A.Ş.’ye temlik ettiğini, yine mirasbırakanın çekişme konusu 65 parsel sayılı taşınmazda bulunan 1, 2, 3, 4 ve 5 numaraları bağımsız bölümlerdeki paylarının tamamının da vekil ... tarafından 10.11.2000 tarihinde intikalin ardından ... Pazarlama Ltd. Şirketine temlik edildiğini, gerçekleştirilen temliklerin talimatı ve bilgisi dışında olduğunu, satış bedelinin de ödenmediğini, ... ile davalı vekilin el ve işbirliği içerisinde olduklarını ileri sürerek taşınmazların satış bedellerinin tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
Asıl ve birleştirilen davada davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Çerkezköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 16.03.2011 tarihli ve 2007/1091 Esas, 2011/191 Karar sayılı 2 nolu parsel bakımından görülen davada davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 14.02.2012 tarihli ve 2011/11853 Esas, 2012/1431 Karar sayılı kararıyla; ''Bilindiği üzere, vekil ... tarafından kendisine temlik yapılan ... ilk el, ondan edinen davalı ... Şirketi ise ikinci el konumunda olup anılan Şirketin ediniminde iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde TMK'nın 1023. koruyuculuğundan yararlanacağı kuşkusuzdur. Gerçekten de, Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma neticesinde kayıt maliki olan ... Şirketinin vekalet görevinin kötüye kullanıldığını bilen ve bilmesi gereken konumda ve ayrıca el ve işbirliği içerisinde olmadığı tespit edilmek suretiyle tapu iptali ve tescil isteğinin reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. O halde, bu yöne değinen davacıların temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak davacılar tapu iptali ve tescil isteğinin yanında taşınmazın bedelinden kaynaklanan tazminat isteğinde de bulunmuş ve satış bedeli adı altında bir bedelin de kendisine ödenmediğini ileri sürmüşlerdir. Hemen belirtilmelidir ki, gerçekten de satış bedelinin ödenmediğinin anlaşılması halinde vekilin bu bedel nedeniyle sorumluluğu cihetine gidileceğinde kuşku yoktur. Ne var ki, Mahkemece bu konuda taraf delilleri toplanılarak gerekli değerlendirme yapıldıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken, davada iradeyi ifsat edici hukuki sebeplere dayanılmadığı, başka bir ifade ile bu yolda bir iddia bulunmadığı halde bu istek bakımından iradenin fesada uğradığının kanıtlanmadığı gerekçesiyle bu isteğin de reddine karar verilmesi isabetsizdir. Diğer taraftan, Pendik 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde aynı taşınmazın bedelinin ödenmediğinden bahisle açılan tazminat (alacak) davasının 2007/556 Esas sayılı dava dosyası ile derdest olduğu da görülmektedir. Öyle ise, 6100 Sayılı HMK'nın 166. maddesi (1086 Sayılı HUMK'un 45. maddesi) hükmü uyarınca her iki dava arasında fiili ve hukuki irtibat bağı bulunduğundan davaların birleştirilmesi ve ondan sonra bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece bu hususların göz ardı edilmiş olması da isabetsizdir.'' gerekçeleriyle karar bozulmuş, davalılar ..., ..., ... ve ... vekilinin karar düzeltme isteği ise reddedilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemece, bozmaya uyularak asıl dava dosyası İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/556 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmiş, yapılan yargılama sonucunda, İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.03.2016 tarihli ve 2007/556 Esas, 2016/80 Karar sayılı kararıyla asıl ve birleştirilen dava yönünden yetkisizlik kararı verilmiş, anılan kararın Dairece onanarak kesinleşmesi üzerine yargılamaya Mahkemenin 2019/935 Esas sayılı dosyası üzerinden devam edilmiştir.
Çerkezköy 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.01.2024 tarihli ve 2019/935 Esas, 2024/66 Karar sayılı kararıyla, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili ile asıl ve birleştirilen davada dahili davalılar ..., ..., ... ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
1. Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalılardan vekil ... mirasçılarının İstanbul Anadolu 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/539 Esas sayılı dosyası ile görülen mirasın reddi davası nedeniyle mirasçı sıfatını kaybettiklerini, Mahkemece belirtilen bu dosyanın bekletici mesele yapılmasına rağmen, sonuçlanmasının beklenilmediğini, bu dosyanın sonucunun beklenerek davalılar yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken feragat nedeniyle reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu durumda davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin de mümkün olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
2. Asıl ve birleştirilen davada dahili davalılar ..., ..., ... ve ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olduğunu, ancak taraflarca sunulan sulh protokolü gereğince karşılıklı olarak vekalet ücreti takdir edilmemesinin hatalı olduğunu, söz konusu feragat ve protokolün davacı ile davalılar ..., ..., ... ve ... arasında yapıldığını ve davalıları bağlayacağını, oysa davacı ile davalılar arasında herhangi bir protokol olmadığını, davadan feragatin tek taraflı ve davayı sonlandıran bir işlem olup asıl ve birleşen dava için davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Asıl ve birleştirilen dava; vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tazminat isteğine ilişkindir.
Mahkemenin 31.01.2024 tarihli 2019/935 Esas, 2024/66 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili ile asıl ve birleştirilen davada dahili davalılar ..., ..., ... ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuş, Mahkemece hükmü temyiz eden asıl ve birleştirilen davada bir kısım dahili davalılar vekiline eksik temyiz harç ve masraflarının tamamlanması yönünde muhtıra çıkarılmış ve verilen 1 haftalık kesin süre içerisinde muhtıra gereğinin yerine getirilmediği takdirde temyiz isteminden vazgeçmiş sayılacağı ihtar edilmiş, anılan muhtıranın dahili davalılar vekili Av. ...’a 31.07.2024 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen muhtıra gereğinin yerine getirilmediği gerekçesiyle 15.01.2025 tarihli ek karar ile bir kısım dahili davalılar ..., ..., ... ve ... vekilinin temyiz talebinin reddine karar verilmiş anılan ek karar temyiz edilmediğinden, temyiz incelemesi sadece asıl ve birleştirilen davada davacılar vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılmıştır.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacıların miras bırakanı ...'ye ait 947 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 1/5 payın ölümü ile mirasçıları davacılara intikalinden sonra davalı vekil ... tarafından 15.12.2000 tarihli akitle davalı ...'ye satış yoluyla devredildiği, ...'nin de anılan bu payı birleştirilen dosya davalısı şirkete 25.07.2002 tarihinde satış suretiyle temlik ettiği, 947 ada 1 ve 2 nolu parsellerin tevhit edilerek 947 ada 7 nolu parselin oluştuğu ve anılan bu parselin davalı şirket adına kayıtlı olduğu, yine davacıların miras bırakanı ...’nin 65 parsel sayılı taşınmazda bulunan 1, 2, 3, 4 ve 5 nolu dükkanlardaki 1/2’şer paylarının tamamının vekil ... tarafından 10.11.2000 tarihli 10148 yevmiye nolu akitle mirasçıları davacılara intikal ve ... Pazarlama Ltd. Şirketine satış suretiyle temlik edildiği, vekaletnamesinde davadan ve kanun yollarından feragat yetkisi bulunan asıl ve birleştirilen davada davacılar vekilinin UYAP sistemi üzerinden gönderdiği 31.01.2024 tarihli dilekçeyle müvekkillerinin davadan feragat ettiğini bildirdiği anlaşılmaktadır.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’un geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, hükmüne uyulan bozma kararına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden asıl ve birleştirilen davada davacılardan alınmasına,
Dosyanın Çerkezköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
24.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.