Logo

1. Hukuk Dairesi2025/151 E. 2025/2258 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacıların, vekalet verdikleri davalının, kendilerine ait diğer taşınmazları da usulsüz olarak devrettiği iddiasıyla açtıkları tapu iptali ve tescil davasında, davalıların iyiniyetli üçüncü kişi olup olmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıların tapu kayıtlarına güvenerek taşınmazları devraldıkları ve bedellerini ödedikleri iddialarının, davacıların iradesi dışında gerçekleşen tapu devrinin yolsuz tescil niteliğinde olduğu ve davalıların bu husustaki kötüniyetlerinin ispatlandığı gözetilerek reddedilmiş ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2961 E., 2023/268 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/22 E., 2022/202 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili, davalı ... vekili tarafından duruşma istekli süresinde, davalı ... vekili tarafından katılma yoluyla adli yardım istekli, fer'i müdahil ... A.Ş. vekili tarafından katılma yoluyla temyiz edilmekle; süre, temyiz şartları ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 26.11.2024 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden davalı ... vekili Avukat ..., davalı ... vekili Avukat ..., fer'i müdahil T. ... A.Ş. vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacılar ... vd. vekili Avukat ... geldiler. Davetiye tebliğine rağmen davalı ... vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; davacıların müşterek maliki oldukları dava dışı 2287 parsel sayılı taşınmazın satımı için dava dışı ... isimli kişi ile anlaştıklarını, 2287 parselin satışında, alıcı ...'ın vekili sıfatıyla hareket eden ve aynı zamanda davacıların da sadece iş takibi ile sınırlı vekaletleri ile tapudaki işlerini takip eden davalı ... ile birlikte 17.11.2015 günü Küçükçekmece Tapu Müdürlüğüne imza için gittiklerinde işlemi yapan tapu memuru dava dışı ... ...'in kendilerine sadece 2287 nolu parseldeki taşınmazın satışının yapıldığına dair verdiği bilgiler doğrultusunda ve Devletin memuruna güvenerek sadece 2287 parselin satışının yapıldığı inancıyla resmi akit tablosunu incelemeden imzaladıklarını, daha sonra 2287 parselin satışı ile hiç ilgisi olmayan davacıların müşterek mülkiyetlerindeki 508, 511, 518 ve 1472 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına tescilinin yapıldığını öğrendiklerini, davacıların 508, 511, 518 ve 1472 parsel sayılı taşınmazlarını davalı ...'ye satmak gibi bir iradelerinin asla olmadığını, bu arsalarını satmak için maddi ve manevi hiçbir nedenlerinin bulunmadığını, davalı ...'nin de taşınmazları alacak maddi gücünün olmadığını, gerçekten satış konusu olsaydı taşınmazların satış bedellerinin banka aracılığıyla davacılara ödenmiş olacağını, ancak ödemede bulunulmadığını, davalı ... ve işlemi yapan tapu memuru dava dışı ... ... hakkında 15.01.2016 tarihinde Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, soruşturmanın halen devam ettiğini, dava konusu taşınmazlardan 518 parsel sayılı taşınmazın davalı ...'a, 508, 511 ve 1472 parsel sayılı taşınmazların ise diğer davalı ...'e devrinin yapıldığını öğrendiklerini ileri sürerek taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına 1/2'şer oranda tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ...; davaya süresinde cevap vermemiş, aşamada davanın reddini savunmuştur.

2. Davalılar ... ve ...; taşınmazları tapu siciline güvenerek satın aldıklarını, iyiniyetli 3. kişi konumunda bulunduklarını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.

3. Fer'i müdahil ... A.Ş. vekili; iyiniyetli ipotek alacaklısı olduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla

; son kayıt maliki olan davalılar ..., ... ile tapu müdürü olan dava dışı ... ...'in nitelikli dolandırıcılık, rüşvet almak-vermek ve resmi belgede sahtecilik suçlarından beraatlerine karar verildiği, davalı ...'nin vaki satış işleminde kötü niyetinden bahsedilemeyeceği bu sebeple davalı ... tarafından davalı ...'a yapılan devirler de dahil olmak üzere davalı ... ve dava dışı kamu görevlileri hakkında varsa suç sayılan eylemlerin ispatı halinde zarar iddialarının bu kişiler aleyhine hukuk yollarına müracaatla temini yoluna gidilebileceği, eldeki davada davacıların bu davalılar açısından iddialarına itibar edilemeyeceğinden ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı ...'nin tapu işlemlerinde iş takipçiliği yaptığı, davacıların bu kabilden işlerini 4-5 yıldan beridir takip ettiği, davacıların 17.11.2015 tarihinde dava dışı 2287 parselin dava dışı ...'a devri işlemi ve başkaca çok sayıda taşınmazların devri ve trampa işlemleri için tapu memurluğuna gittikleri, 17.11.2015 tarihli, 40036 yevmiye nolu satış işlemi için başlangıçta dava dışı 2287 parsel sayılı taşınmaz yönünden tescil talep başvurusu yapıldığı, başvurunun kabulü sonrasında tescil talep belgesine davalı ... tarafından dava dışı tapu memurunun yardımı ile dava konusu 4 adet taşınmazın eklendiği, davacılar tarafından 2287 parselin dava dışı ...'a devri işleminde davalı ...'nin alıcıya vekâleten, dava konusu 508, 511, 518 ve 1472 parsel sayılı taşınmazlar için bizzat alıcı sıfatıyla satış işleminde yer aldığı, davacılara çevreden arsalarını sattıkları ile ilgili sorular sorulması üzerine yaptıkları araştırma sonucu taşınmazların davalı ...'ye iradeleri dışında devredilmiş olduğunu gördükleri, bu işlemin ... tarafından tapu memurunun yardımı ile olay tarihinde 80 ve 82 yaşlarında olan davacıların yaşlılığı ve aynı tarihte çok sayıda tapu işlemi yapacak olmalarından kaynaklı yoğunluktan faydalanarak bilgileri dışında gerçekleştirildiğinin davalının ikrarı, idari soruşturma raporu ve dosya kapsamı ile sabit olduğu, taşınmazların hukuken geçerli bir neden olmaksızın davalı ... adına tescil edildiği, bu şekilde oluşan kaydın yolsuz olduğu, davalılar ... ve ...'nin edinimlerinin iyiniyetli olmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile taşınmazların tapu kayıtlarının iptaliyle 1/2'şer paylarla davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Davalılar ... ve ... vekilleri temyiz dilekçelerinde; davalıların tapu kaydına güvenerek taşınmazları devraldıklarını, bedellerini de ödediklerini, iyiniyetli 3. kişi konumunda olduklarını, usul ve yasaya aykırı karar verildiğini belirtip kararın bozulmasını istemişlerdir.

2. Davalı ... vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde; eksik araştırma ile usul ve yasaya aykırı karar verildiğini, ceza yargılamasının kesinleşmesinin beklenmediğini, iddiaların gerçeği yansıtmadığını, mahkeme dosyaları ve müfettiş raporları yeterince incelenmeden karar verildiğini, davalı ...'nin kolluktaki ifadesinin baskı altında alındığını, satışların gerçek olduğunu, davalıların önceye dayalı olarak birbirlerini tanımadıklarını belirtip kararın bozulmasını istemiştir.

3. Fer'i müdahil ... A.Ş. vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde; davaya ilişkin harcın eksik ödendiğini, dava konusu 1472 parsel sayılı taşınmaza ipoteğin tesis tarihi itibarıyla tapu kaydında herhangi bir şerh bulunmadığını, tapuya güven ilkesine istinaden işlem yapıldığını, davalının iyiniyetinin korunmasını teminen ipoteğin devamının gerektiğini belirtip kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacılar Yücel ve Yüksel'in dava dışı 2287 parsel sayılı taşınmazdaki paylarını 17.11.2015 tarihinde dava dışı ...'a satış suretiyle temlik ettikleri, davacıların yarı yarıya paydaşı oldukları dava konusu 508, 511, 518 ve 1472 parsel sayılı taşınmazların da aynı akitle davalı ...'ye satış yoluyla temlik edildiği, davalı ...'nin kendi adına asaleten, dava dışı Muharrem adına vekaleten işlem yaptığı, davacıların ise işleme bizzat katıldıkları, davalı ...'nin 518 parsel sayılı taşınmazı 11.01.2016 tarihinde diğer davalı ...'ye; 508 ve 1472 parsel sayılı taşınmazları 11.01.2016 tarihinde, 511 parsel sayılı taşınmazı ise 09.12.2015 tarihinde öteki davalı ...'a devrettiği, 14.01.2016 tarihinde fer'i müdahil ... A.Ş. lehine 1472 parsel üzerine 1. dereceden 3.500.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiği; davacılar tarafından eldeki davada ileri sürülen iddialar ile Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunulması sonucu davalılar ve dava dışı tapu memuru ... ... hakkında ceza yargılamasının yapıldığı Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 23.09.2022 tarihli ve 2019/432 Esas, 2022/467 Karar sayılı kararıyla sanıklar ... ve ... ...'in dolandırıcılık suçundan mahkumiyetlerine, sanıklar ... ve ...'nin nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediklerine dair yeterli, şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatlerine karar verildiği, kararın katılanlar ile sanıklar ... ve ... tarafından istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesinin 13.03.2024 tarihli ve 2022/3429 Esas, 2024/839 Karar sayılı kararıyla, katılanların sanık ... hakkındaki istinaf başvurularının esastan reddine karar verildiği, kararın 13.03.2024 tarihinde kesinleştiği, sanık ... hakkındaki istinaf başvurularının kabulü ile sanığın suç eşyasını bilerek satın almak veya kabul etmek suçunu işlediğinin sabit olduğu, bu nedenle beraat kararının yerinde olmadığı gerekçesiyle hükmün sanık ... bakımından bozulduğu, sanıklar ... ve ... yönünden ise istinaf başvurusunun kabulü ile sanıkların eylemlerinin resmi belgede sahtecilik suçunu da oluşturduğu gerekçesi ile hükmün bozulduğu, dosyanın Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2024/258 Esasına kaydedildiği, davalı tarafından eldeki dosyaya temyiz aşamasında ibraz edilen son duruşma zaptından Ağır Ceza Mahkemesince 26.02.2025 tarihinde sanık ... hakkında zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verildiği, sanıklar ... ve ...'ın ise Bölge Adliye Mahkemesi kararı doğrultusunda mahkumiyetlerine karar verildiği, kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ... vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Davalı ... vekili ile fer'i müdahil ... A.Ş. vekilinin temyiz taleplerinin incelenmesinde; adı geçenler katılma yoluyla temyiz isteminde bulunmuş olup 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 366. maddesi atfıyla aynı Kanun'un 348/1 hükmü gereğince, karşı (aleyhine temyiz olunan) taraf hükmü süresinde temyiz etmemiş olsa bile, temyiz dilekçesinin kendisine tebliğinden itibaren 2 hafta içinde vereceği cevap dilekçesinde hükme ilişkin itirazlarını bildirerek temyiz isteğinde de bulunabilir. Buna katılma yolu ile temyiz denilmektedir. Eldeki dosyada, Bölge Adliye Mahkemesince davacıların davası kabul edilmiş olup hüküm, davalılar ... ve ... vekilleri tarafından davacılar aleyhine temyiz edilmiştir. Davalılar ... ve ...'nin temyiz dilekçeleri karşı taraf olan davacılara tebliğ edilmiş ancak yine davalı konumunda olan ...'ye ve davalı yanında davaya fer'i müdahil olarak katılan ...Ş.'ye tebliğ edilmediği halde davalı ... vekili ile fer'i müdahil ... A.Ş. vekili, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren işleyen yasal temyiz süreleri geçtikten sonra davacılar lehine verilen kararın hatalı olduğunu ileri sürerek ve temyiz eden diğer davalıların temyizlerine katılmak suretiyle hükmü temyiz etmişlerdir.

Ne var ki; somut uyuşmazlıkta, ... ve ... A.Ş. ile ... ve ...

"davalı" konumunda olup birbirleri aleyhine temyiz talepleri olmadığına, bir başka ifade ile birbirlerine göre "karşı taraf" konumunda bulunmadıklarına göre, davalı ... ile davalı yanında davaya katılan fer'i müdahil ... A.Ş.'nin diğer davalılar ... ve ...'nin temyizlerine cevap ve dolayısıyla katılma yoluyla temyiz hakları bulunmadığından, davalı ... vekili ile fer'i müdahil ... A.Ş. vekilinin katılma yoluyla temyiz dilekçeleri reddedilmiştir.

Öte yandan; her ne kadar davacılar vekili 29.04.2024 tarihli beyan dilekçesi ile, dava dilekçesinde yer almayan Maliye Hazinesini 24.02.2016 tarihli dilekçeleri ile taraf olarak davaya dahil ettiklerini ancak bu husus göz ardı edilerek Hazinenin gerekçeli karar başlığında davalı olarak yer almamasının hatalı olduğunu ileri sürerek Hazinenin gerekçeli karara davalı sıfatı ile eklenmesini talep etmiş ise de eldeki davada Hazine aleyhine usulünce açılmış bir dava bulunmadığı, dahili dava yoluyla taraf sıfatı verilemeyeceği gözetilerek davacılar vekilinin yerinde görülmeyen talebi reddedilmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... ile fer'i müdahil ... A.Ş.'nin katılma yoluyla temyiz dilekçelerinin reddine, istek halinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,

Davalı ... vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 376.225,27 TL bakiye onama harcının davalı ...'ten, 124.803,16 TL onama harcının davalı ...'dan alınmasına,

03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz edilen davacılar vekili için 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.