"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2024/563 E., 2024/126 K.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacıya ait Eskişehir ili, Odunpazarı ilçesi, ... Mahallesi 12991 ada 2 parsel sayılı taşınmazda bulunan 5 numaralı bağımsız bölümün satış suretiyle devri için davalı ...'in vekil tayin edildiğini, davalı vekilin davacının haberi olmadan ve davacıya herhangi bir bedel ödenmeden dava konusu bağımsız bölümü değerinin çok altında olan 65.000,00 TL bedelle diğer davalı ...'ya satış suretiyle devrettiğini böylece vekalet görevinin kötüye kullanıldığını ileri sürerek dava konusu 5 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini, bunun mümkün olmaması halinde 65.000,00 TL bedelin yasal faiziyle ödenmesini talep etmiş, yargılama sırasında alacak davası yönünden talebini 96.000,00 TL olarak ıslah etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacının aynı taşınmazla ilgili davalıya daha önce de dava açtığını, dosyanın istinaf aşamasında olduğunu bu nedenle derdestlik itirazları bulunduğunu, tapu iptali ve tescil ile alacak davasının farklı davalılara karşı ileri sürülmesi nedeniyle aynı davada terditli olarak dava açılmasının mümkün olmadığını, davalının iyi niyetli üçüncü kişi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı ... cevap dilekçesinde; emlak müşaviri olduğunu, iş takipçiliği yaptığını, tapuda vekil sıfatıyla işlem yaptığını, herhangi bir kusuru ve sorumluluğu bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 07.01.2021 tarihli ve 2019/412 Esas, 2021/21 Karar sayılı kararı ile; davalı ...’nın dava konusu taşınmazı yatırım amaçlı satın aldığı, davacı ile diğer davalı arasındaki hukuki ilişkiyi bilmediği ve bilmesinin de mümkün olmadığı, iyi niyetli olduğu, bu nedenle davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği, yine her ne kadar davacı taraf, davalı ...'nın dava dışı ... ile birlikte hareket ettiğini iddia ederek tazminat talebinde bulunmuş ise de tanık beyanları ve dosya kapsamına göre davalı ...'in emlak komisyonculuğu yaptığı, davacı ile dava dışı ... arasındaki sözleşme ilişkisini bilmediği, dava dışı ...'un kendisini vekil tayin etmesi sonucu vekil olarak işlem yaptığı, taşınmazın satışı sırasında davacı ve davalı ...’dan bedel almadığı, aksinin de davacı tarafça ispat edilemediği gerekçesiyle davalı ...'ya karşı açılan davanın sübut bulmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 12.10.2022 tarihli ve 2021/327 Esas, 2022/1856 Karar sayılı kararı ile; davacı tarafından 5 ve dava dışı 11 numaralı bağımsız bölüm için dava dışı ... ve davalı ile dava dışı Yasin aleyhine açılan davanın Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/241 Esas ve 2019/539 Karar sayılı kararıyla reddedildiği, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 2019/1809 Esas ve 2021/1993 Karar sayılı ilamıyla kararın kaldırılarak yeni hüküm kurulduğu ve davanın kabulüne karar verildiği, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2022/1383 Esas ve 2022/4601 Karar sayılı ilamıyla kararın bozulduğu ve ...'nın 5 numaralı bağımsız bölümün satışı için kötü niyetli olduğunun ispatının yapılamadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğine işaret edildiği, Yargıtay ilamının eldeki dava için tarafları farklı olduğundan güçlü delil olarak kabul edilmesi gerektiği, anılan Yargıtay ilamında dava dışı vekil ... tarafından davacıya 5 numaralı bağımsız bölüm de dahil edilerek satış bedeli karşılığı 300.000,00 TL bedelli senet verildiği, buna göre vekil ...'un vekalet veren davacının iradesine uygun davrandığı, davacının taşınmaz bedellerini tahsil edememesi nedeniyle dava açıldığı sonucuna varıldığı, eldeki davada vekil olan ...'in de dava dışı vekil kılınan ...'un talimatı ve yönlendirmesi ile hareket ettiği anlaşılmakla aynı sonuca ulaşılması gerektiği, davalı ...'nın kötü niyetli olmadığı aksinin davacı tarafça ispat edilemediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 19.02.2024 tarihli ve 2023/23 Esas, 2024/1277 Karar sayılı ilamıyla; Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/241 Esas sayılı dosyasında verilen ve 13.09.2023 tarihinde kesinleşen ret hükmünün davalı ... yönünden kesin hüküm teşkil ettiği, davalı ... yönünden davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerektiği, toplanan delillere göre tapu senedindeki 65.000,00 TL değerin davacıya ödenmediği, davalı vekil ...'in vekalet verenin haklı menfaatlerini gözeterek sadakat ve özenle davranmadığı, vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak eylem veya işlem içerisine girdiği, daha önce temyiz incelemesine konu olan Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi kararında o davada davalı olan ...'un davacıya 300.000,00 TL bedelli senet vermesi nedeniyle vekil ...'un davacının iradesine uygun davrandığı belirtilmişse de vekil ...'un anılan davaya konu 11 numaralı bağımsız bölümün satış işlemleri için vekil tayin edildiği, böylece ... tarafından verilen senedin temyize konu 5 numaralı bağımsız bölümün satış işlemlerini gerçekleştiren vekil ...'in müstakil olarak yetkili kılındığı vekalet sözleşmesinden doğan hesap verme yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı, bu nedenle davalı ... yönünden davacı ...'ın tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma gerekçesi doğrultusunda davacının davalı ...'ya yönelik tapu iptali ve tescil talebinin kesin hüküm ve dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... yönünden davanın kabulü ile 96.000,00 TL'nin devir tarihi olan 12.09.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'ten tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı ... temyiz dilekçesinde; davacı ve dava dışı ... arasındaki anlaşmayı bilmediğini, ...'un işlerini takip etmesi nedeniyle acil olarak verilen talimat üzerine satış işlemini yaptığını, kimseden para almadığını, benzer duruma ilişkin emsal 2016/392 Esaslı dosyada hakkındaki davanın reddedildiğini, davacıya ait iş yeri vasıflı taşınmazın da bizzat ... tarafından satıldığını, İstinaf Mahkemesi ilamında kendisi yönünden yer verilen gerekçenin dikkate alınması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davacı ... vekili temyiz dilekçesinde; 10.09.2014 tarihli vekaletnamenin iskan işlemleri için verilmiş olup davacının iradesine uygun olmadığını, hata ve hile sonucunda düzenlendiğini, davalı vekil ...'in davacı ile bilgisi ve iradesi içerisinde bir vekalet sözleşmesi yapmadığını beyan ettiğini, alıcı ...'nın dahi taşınmaz bedelini vekil ...’e değil ...'a ödediğini, bu usulsüzlüğün nedeninin açıklanamadığını, vekalet sözleşmesinin zedeli olup olmadığının HMK’nın 33. maddesi uyarınca değerlendirilmesi gerektiğini, dava dışı ...'un ağır ceza mahkemesinde yargılanmasının dahi buna delil olduğunu, suçun sabit görülmesi halinde yapılan hukuki işlemlerin sakatlanacağını, bu nedenle ağır ceza mahkemesi dosyasının incelenmesi ve gerekirse bekletici sorun haline getirilmesinin gerektiğini, taşınmazın dava tarihindeki değerinin 182.000,00 TL olarak hesaplandığını, rakam ve daktilo hatası bulunmakla birlikte ıslah dilekçesi verilerek harcın 182.000,00 TL üzerinden tamamlandığını ancak 96.000,00 TL üzerinden hüküm kurulduğunu, ayrıca denkleştirici adalet ilkesinin değerlendirilmediğini, 5 numaralı bağımsız bölüm yönünden vekil ...'in Eskişehir 3 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/241 Esaslı dosyasında taraf olmadığını, anılan dosyadaki delillere göre tapu iptali ve tescil talebinin reddi doğru olabilecekken eldeki davada ...'in de taraf olması nedeniyle toplanan delillerin yeniden tartışılması gerektiğini, kesin hüküm bozmasından dönülerek gerek sözü edilen dosyanın gerekse Ağır Ceza Mahkemesi dosyasının incelenmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali tescil, olmazsa bedel istemine ilişkindir.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dosyanın incelenmesinden; davacı ...'in 10.09.2014 tarihli vekaletname ile dava konusu 5 numaralı bağımsız bölümünün satışı ile sair yetkileri içerir şekilde davalı ...'yı vekil tayin ettiği, davacının maliki olduğu dava konusu 12991 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 5 numaralı bağımsız bölümün, davacı adına vekaleten davalı vekil ... tarafından 12.09.2014 tarihinde davalı ...'ya 65.000,00 TL bedelle satış suretiyle devredildiği, davacı ... tarafından daha önce açılan Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/241 Esas sayılı dosyasında da aynı taşınmazın devrine ilişkin davalı ...'ya husumet yöneltildiği ve neticeden davanın reddine dair verilen kararın kesinleştiği, eldeki davada davalı vekil ... yönünden tazminat talebinin de bulunduğu, davacı vekilince 22.11.2020 tarihli ıslah dilekçesiyle davaya konu taşınmazın işlem tarihindeki rayiç değeri olarak belirlenen 96.000,00 TL bedelin işlem tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalıdan tahsilinin talep edildiği, taşınmazın dava tarihindeki değeri olarak belirlenen 182.000,00 TL üzerinden harç yatırılmış ise de ıslah dilekçesinde bu tutara yönelik bir talebin bulunmadığı tespit edilmiştir.
Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekili ve davalı ...'nın yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 6.130,16 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Aşağıda yazılı fazla alınan 1.024,04 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.