"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2024/192 E., 2024/239 K.
Burdur 3. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine vekili Sulh Hukuk Mahkemesine sunmuş olduğu dava dilekçesinde; tapulama çalışmaları sonucunda Burdur ili Çeltikçi ilçesi 419 parsel sayılı taşınmazın davalı adına tespit ve tescil edildiğini, taşınmazın Hazinenin 1334 tarih 10 numaralı tapusu içerisinde yer aldığını, kazandırıcı zamanaşımı ile iktisabının mümkün olmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... ... yargılama sırasında; dava konusu taşınmazla ilgili tapu kaydının bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Burdur Sulh Hukuk Mahkemesinin 11.11.1988 tarihli ve 1988/326 Esas, 1988/1109 Karar sayılı kararıyla; davacı Hazinenin dayanağı olan tapu kaydının çekişmeli taşınmazı kapsadığı, taşınmazın davalı tarafından satın alınmadığı, tapulu taşınmazın zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacı ... ... tarafından temyiz başvurusunda bulunulması üzerine Dairenin 21.11.2023 tarihli ve 2023/4357 Esas, 2023/6621 Karar sayılı kararıyla; mahallinde keşif yapılarak dava konusu taşınmazın değerinin belirlenmesi ve davacının dayanağı tapu kaydının ifrazlarından sonra tapuda Hazine uhdesinde halen yer kalıp kalmadığı, eğer kalmış ise çekişmeli taşınmazın Hazine uhdesinde kalan tapu kaydı kapsamında bulunup bulunmadığının belirlenmesi, Hazinenin aynı tapu kaydına dayalı olarak açtığı başka davalar var ise bu dosyaların ve akıbetlerinin de incelenmesi gerektiği belirtilerek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
1.Burdur Sulh Hukuk Mahkemesinin 04.06.2024 tarihli ve 2024/477 Esas, 2024/996 Karar sayılı kararıyla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca Burdur Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu belirtilmek suretiyle Mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, tarafların temyiz etmemesi üzerine karar 21.10.2024 tarihinde kesinleşmiştir.
2. Burdur Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; eldeki davanın HMK'nın yürürlük tarihinden önce 01.04.1988 tarihinde açıldığı ve bu tarihte yürürlükte olan 1086 sayılı HUMK'un 8. maddesi uyarınca dava değerinin sulh hukuk mahkemesinin görev sınırında kalması nedeniyle görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle Mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın bulunduğu Çeltikçi ilçesinin yargı sınırlarının Bucak Adliyesi'nin yetki alanı içerisinde kaldığını, kesin yetki olması nedeniyle Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
1. Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. Eldeki davada, Sulh Hukuk Mahkemesinde 01.04.1988 tarihinde açılan ve Mahkemenin kabul kararı sonrası Dairenin 21.11.2023 tarihli kararıyla esasa ilişkin yapılan temyiz incelemesi sonrasında önce Burdur Sulh Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verilmesinden sonra Burdur Asliye Hukuk Mahkemesince de karşı görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle görev uyuşmazlığı çıktığı anlaşılmıştır.
3. Usul hukukumuzda mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 1). Mahkemenin görevli olması aynı zamanda dava şartıdır (HMK m. 11/1-c). Bu nedenle taraflarca yargılamanın her aşamasında görev itirazında bulunabileceği gibi taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemenin de yargılamanın her aşamasında görevli olup olmadığını re'sen gözetmesi ve görevsiz olduğu kanısına varırsa kendiliğinden görevsizlik kararı vermesi gerekir (HMK m.115). Davaya bakan hüküm mahkemesi gibi kanun yolu incelemesini yapan üst mahkemelerin de görev hususunu re'sen gözetip hükmü veren mahkemenin görevli olup olmadığını incelemesi gerekir. Hatta bunun için tarafların hükme karşı görevsizlik nedeniyle kanun yoluna başvurmuş olmalarına dahi gerek yoktur.
4. Bu nedenle, dava açılırken dayanılan hukuki ve maddi olguların göreve etkili olduğu durumda öncelikle hukuki niteleme yapılmalı ve sonucuna göre mahkemenin görevsiz olduğu kanısına varılırsa görevsizlik kararı verilmelidir. Görevsizlik kararında görevli mahkemenin hangi mahkeme olduğu belirtilmeli ve dava dosyasının bu görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmelidir (HMK m.20).
5. Konusu taşınır veya taşınmaz mal olan davalarda görevli mahkeme yürürlükte bulunan HMK'nın 2/1 maddesi gereğince asliye hukuk mahkemeleridir. Ancak HMK'nın geçici 1/1 maddesi "Bu Kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmaz" şeklinde düzenlenmiştir.
6. Somut olayda, dava 01.04.1988 tarihinde açılmış bulunduğundan görevli mahkemenin 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre belirlenmesi gerekmektedir. HUMK'un 1/2 ve 2/2 hükümlerine göre görevli mahkeme dava edilen şeyin dava tarihindeki değerine göre belirlenir.
7. Görevli mahkeme, dava tarihi itibariyle HUMK hükümlerine göre belirleneceğinden taşınmaz başında icra edilecek keşif sonucu alınacak bilirkişi raporu doğrultusunda dava değeri tespit edilerek görevli mahkemenin tayini gerekirken Mahkemece dava değeri belirlenmeden görevsizlik kararı verilmesi isabetsizdir.
8. Ne var ki, davacı Hazinenin, taşınmazın bulunduğu ilçenin yargı yetkisinin değiştiğinden bahisle Bucak Adliyesinin yetkili olduğuna ilişkin yetki itirazında bulunduğu da anlaşılmıştır.
9. Yetki kuralları (HMK m. 5-19) kural olarak kamu düzenine ilişkin değildir. Sadece istisnai olarak bazı yetki kuralları kamu düzenine ilişkindir. Yetkinin kesin olduğu hallerde, mahkemenin yetkili bulunması dava şartıdır (HMK m. 114/1-ç). Yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını dava sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır; taraflar da mahkemenin yetkisiz olduğunu her zaman ileri sürebilir (HMK m. 19/1).
10. Taşınmazın aynına ilişkin davalarda HMK'nın 12. maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir. Değinilen kesin yetki kuralı kamu düzeniyle ilgili olup davanın her aşamasında mahkemece re'sen gözetilmesi zorunludur.
11. Eldeki dava, taşınmazın aynına ilişkin olup davaya konu taşınmazın Burdur ili Çeltikçi ilçesinde bulunduğu, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun Adli Yargı Rehberi'nden yapılan kontrolde Çeltikçi ilçesinin Bucak Adliyesi'ne bağlı olduğu anlaşılmıştır.
12. Hal böyle olunca, Burdur 3. Asliye Hukuk Mahkemesince öncelikle Bucak Asliye Hukuk Mahkemelerinin yetkili olduğu gözetilerek yetkisizlik kararı verilmeli, akabinde Bucak Asliye Hukuk Mahkemesince dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değeri keşfen belirlenerek HUMK'un 1/2 ve 2/2 hükümlerine göre görevli mahkeme belirlenmelidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
Temyiz eden Hazine 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13/j maddesi uyarınca harçtan muaf olduğundan, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-3. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
11.02.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.