Logo

1. Hukuk Dairesi2025/421 E. 2025/1206 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Murisin taşınmazını davalıya satış yoluyla yaptığı temlikin muvazaalı olduğu ve mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, yerel mahkemenin verdiği hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay'ın bozma kararına rağmen yerel mahkemenin aynı kararı vermesi üzerine oluşan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay’ın daha önceki bozma ilamında davanın kabulünün kural olarak isabetli olduğu ancak davalı lehine kazanılmış hak oluştuğu gerekçesiyle yerel mahkeme kararını bozmuş, fakat kazanılmış hakkın davalı lehine değil davacı lehine oluştuğu tespit edilerek son bozma kararında yerel mahkemenin davanın kabulü yönündeki kararında bir isabetsizlik olmadığı belirtilmiş ve bu husus gözetilerek yerel mahkemenin verdiği hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/580 E., 2023/413 K.

Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalı ile ortak mirasbırakanları ...’in 188 ada 5 parsel sayılı taşınmazını satış suretiyle davalı kızı ...’ya devrettiğini, işlemin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile mirasçılar adına tesciline, aksi halde bedele karar verilmesini istemiş, aşamada diğer mirasçılar davaya dahil olmuşlardır.

II. CEVAP

Davalı, zamanaşımı def'inde bulunarak ve kesin hüküm bulunduğunu belirtip davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 02.01.2013 tarih, 2011/58 Esas, 2013/18 Karar sayılı kararı ile; muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil isteği bakımından Gülnar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/109 Esas sayılı kararının kesin hüküm oluşturduğu, tazminat isteği bakımından ise Gülnar Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/121 Esas sayılı kararının davacı ... bakımından kesin hüküm, diğer dahili davacılar bakımından ise kesin delil teşkil ettiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararının süresi içinde davacı ve dahili davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 24.06.2013 tarih, 2013/8032 Esas, 2013/10451 Karar sayılı kararı ile; davacıların tazminat isteğine dayanak olarak gösterdikleri 27.07.2002 tarihli belge ile 23.11.2004 tarihli belgenin davalı ...'ı hukuken bağlayan bir yönünün bulunmadığı hususunun Gülnar Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/121 Esas, 188 Karar sayılı kararının onanmasına ilişkin Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2005/ 7774 Esas, 2005/ 8156 Karar sayılı kararında açıkça belirtilmiş olmasına göre bu istek bakımından yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak davacı ...'in çekişmeli 188 ada 5 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan ... tarafından davalı ...'a satış biçimindeki temlikinin aslında bağış niteliğinde olduğu ileri sürülerek taşınmazın mirasçılar adına tescili isteğiyle eldeki davanın açıldığı, Gülnar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/109 Esas, 2007/28 Karar sayılı kararında muris muvazaası bakımından herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmadığı, bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği, aynı şekilde Gülnar Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/121 esas sayılı dosyasında da muris muvazaasına dayanılmadığı gibi bu yönden bir araştırma da yapılmadığı, eldeki davada muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil isteği bakımından kesin hükmün varlığından söz edilemeyeceği gerekçesi ile karar bozulmuştur.

Mahkemenin28.05.2014 tarih, 2014/1 Esas, 2014/84 Karar sayılı kararı ile; iddianın kanıtlandığı gerekçesi ile davanın kabulüne, taşınmazın tapu kaydının (değirmen yeri dışında kalan kısmının) iptaliyle tüm mirasçılar adına payları oranında tesciline karar verilmiştir.

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 20.12.2016 tarih, 2014/16120 Esas, 2016/11282 Karar sayılı kararı ile; eldeki davada dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, davada "taraf muvazaası" hukuksal nedenine dayanıldığı, murisin, taşınmazının tamamını kızı ...'ya devrederken aslında belli bir kısmını devretmek iradesini taşıdığı, kalan kısmının tüm mirasçlarına ait olması gerektiğinin ileri sürüldüğü, murisin bu isteğini de 09.05.2000 tarihli "Anlaşma Sözleşmesi" başlıklı harici belgede ortaya koyduğu; böylece, şekle bağlı olmayan yazılı delille ispat koşulunun gerçekleştiği, davanın kabul edilmesinde kural olarak bir isabetsizlik bulunmadığı ancak yasal düzenlemeler bakımından taşınmazın ifrazının mümkün olup olmadığı üzerinde durulmadığı, davaya konu taşınmazın 09.05.2000 tarihli "Anlaşma Sözleşmesi" başlıklı harici belgede ortaya konulan iradeye uygun olarak ifrazının yapılıp yapılamayacağının araştırılması ve ondan sonra bir karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile karar bozulmuştur.

Mahkemenin 15.11.2017 tarih, 2017/128 Esas, 2017/397Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazın ifraz işlemine tabi tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararının süresi içinde davacı ve dahili davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 16.03.2020 tarih, 2018/171 Esas, 2020/1899 Karar sayılı kararı ile; davanın kabulünün kural olarak doğru olduğunu benimseyen 20.12.2016 tarihli bozma ilamı uyarınca davalı lehine kazanılmış hak (usuli müktesep hak) oluştuğu, ilgili yerler ile yapılan yazışmalar sonucunda dava konusu taşınmazın ifrazının mümkün olmadığının anlaşıldığı, o halde Mahkemece tapu kaydının iptali ile mirasbırakan ...’e ait Gülnar Sulh Hukuk Mahkemesince düzenlenen 22.08.2000 tarih ve 2000/177 Esas, 2000/161 Karar sayılı veraset ilamı uyarınca mirasçıları adına payları oranında iptal tescil hükmü kurulması gerekirken, bozmaya yanlış anlam yüklenerek davanın reddine karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğugerekçesi ile karar bozulmuş,kararın düzeltilmesi süresi içinde davacı ve dahili davacılar vekili tarafından istenmesi üzerine Dairenin 18.01.2021 tarih, 2020/3905 Esas, 2021/216 Karar sayılı kararı ile Mahkemece davanın kabulü yönünde tesis edilen 28.05.2014 tarih ve 2014/1 Esas, 2014/84 Karar sayılı kararda kural olarak bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece, tapu kaydının iptali ile mirasbırakan ...’e ait Gülnar Sulh Hukuk Mahkemesince düzenlenen 22.08.2000 tarih ve 2000/177 Esas, 2000/161 Karar sayılı veraset ilamı uyarınca mirasçıları adına payları oranında iptal tescil hükmü kurulması gerekirken, bozmaya yanlış anlam yüklenerek davanın reddine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı yönündeki bozma kararında bir isabetsizlik bulunmadığı ancak 20.12.2016 tarihli bozma ilamında açıklandığı üzere Mahkemece davanın kabulü yönünde tesis edilen 28.05.2014 tarih ve 2014/1 Esas, 2014/84 Karar sayılı kararda kural olarak bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilmekle 20.12.2016 tarihli bozma ilamı ile davacı lehine kazanılmış hak oluşmasına rağmen maddi hata ile davalı lehine kazanılmış hak oluştuğu yönündeki açıklamanın yerinde olmadığı gerekçesi ile karar düzeltme isteğinin kabulüne, Dairenin 16.03.2020 tarih ve 2018/171 E. ve 2020/1899 K. sayılı bozma kararının ortadan kaldırılmasına ve 15.11.2017 tarih ve 2017/128 E ve 2017/397 K sayılı kararının yukarıda açıklanan gerekçe ile bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemenin 26.05.2021 tarihli ve 2021/93 Esas, 2021/180 Karar sayılı kararıyla; davacı ile davalının kardeş oldukları ve ortak murise mirasçı oldukları, davalının kendi beyanlarından da anlaşılacağı üzere davalının işyeri sahibi ile sorun yaşaması nedeni ile kiraladıkları işyerinden çıkmak durumunda oldukları, değirmeni işletmek için işyerine ihtiyaç duydukları anlaşıldığından davacının davasını ispatladığı, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 20.12.2016 tarihli ve 2014/16120 Esas, 2016/11282 Karar sayılı bozma ilamında açıklandığı üzere mahkemenin davanın kabulü yönünde tesis edilen 28.05.2014 tarihli ve 2014/1 Esas, 2014/84 Karar sayılı kararda kural olarak bir isabetsizlik bulunmadığı belirtildiği ve bu kapsamda 20.12.2016 tarihli bozma ilamı ile davacı lehine kazanılmış hak oluştuğu anlaşılmakla, davacı vekilinin 27.07.2012 tarihli talebi ile bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 04.04.2022 tarih, 2022/166 Esas, 2022/2761 Karar sayılı kararı ile; davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik olmadığı, taşınmazın tamamı üzerinden davacıların veraset ilamındaki payları oranında iptal ve tescile karar verilmesi gerekirken Harita Mühendisi bilirkişinin 12.07.2012 tarihli raporunda sarı renkli kısmın iptal tescil harici bırakılarak kalan kısım için davalılar lehine iptal tescil hükmü kurulmuş olmasının isedoğru olmadığı ancakbu hususun davacılar tarafından temyiz edilmediği ve davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşturduğu, ne var ki hükmün infazının mümkün olmadığı, bilirkişiden ek rapor almak suretiyle dava konusu 5 no.lu parselin sarı renkle boyalı kısmının parselin tamamına karşılık gelen payı belirlendikten sonra kalan payın mirasbırakan ...’e ait Gülnar Sulh Hukuk Mahkemesince düzenlenen 22.08.2000 tarihli 2000/177 Esas, 2000/161 Karar sayılı veraset ilamı uyarınca mirasçıları adına payları oranında tesciline karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile ifrazı mümkün olmayan kısmın (sarı renkle boyalı) ifrazına sebep olacak şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gerekçesi ile karar bozulmuştur.

Mahkemenin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; bozma kararındaki gerekçe benimsenerek davanın kabulüne, 188 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile taşınmazın tamamı 77.748 pay kabul edilerek 11.291 payının davacı ... adına, 11.291 payının dahili davacı ... adına, 11.291 payının dahili davacı ... adına, 11.291 payının dahili davacı ... adına, 2823 payının dahili davacı ... adına, 2823 payının dahili davacı ... adına, 2823 payının dahili davacı ... adına, 2823 payının dahili davacı ... adına, 21.291 payının davalı ... adına tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz ile ilgili iki tane kesin hüküm bulunduğunu Yargıtay kararında"27.07.2002 Tarihli Bağış ve Miras Taksim Sözleşmesi ile 23.11.2004 tarihli kati satış Sözleşmesinin Davalı ...'yı bağlayan bir yönünün olmadığı"hususunun belirtildiğini, 17.07.2012 tarihli dilekçede "27.07.2002 tarihli Bağış ve Miras Taksim Sözleşmesinde belirtildiği şekliyle 2005 yılında tek tek intikal ettirilmiştir" denilmekte olup bu tarihe kadar herkesin payına razı olduğunun anlaşıldığını, değerler arasında fark bulunmadığını, murisin taşınmazı davalıya sattığını, tanıkların davacı tarafın davalı murise baktığı için bu devri kabullendiklerini ifade ettiği, fen raporları arasında çelişki olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; muris ...’in 19.07.2000 tarihinde öldüğü, geride davacı eşi ... davacı çocukları İbrahim, ..., ..., ... ve 2002 yılında ölen oğlu ...’ten olma torunları davacılar ..., ..., ... ve ... ile davalı kızı ...’nın mirasçı olarak kaldığı, murisin 188 ada 5 parsel sayılı taşınmazını 09.05.2000 tarihinde davalıya satış suretiyle temlik ettiği, aşamada murisin eşi olan davacı ...’nin öldüğü, geride dosyanın tarafları dışında mirasçısının bulunmadığı anlaşılmaktadır.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Eldeki davada Mahkemece, dava konusu taşınmazın çekişmeli bölümüne karşılık gelen pay oranında tapu kaydının iptali ile iptal edilen payın davacılar adına tesciline, kalan payın davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken edinme nedenini değiştirecek şekilde davalı payı yönünden yeniden tescil hükmü kurulması isabetsizdir.

Ne var ki anılan husus yemden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HMK'nın geçici 3. maddesinin 2. fıkrasının yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438. maddesinin 7. fıkrası uyarınca mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı vekilinin temyiz itirazının değinilen yönden kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinin hüküm yerinden çıkartılmasına, yerine (1) numaralı bent olarak "Dava konusu Gülnar ilçesi ... Köyü Köyiçi Mevkiinde kain 188 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile, taşınmazın tamamı 77.748 pay kabul edilerek 11.291 payın davacı ..., 11.291 payının dahili davacı ..., 11.291 payın dahili davacı ..., 11.291 payın dahili davacı ..., 2823 payın dahili davacı ..., 2823 payın dahili davacı ..., 2823 payın dahili davacı ... ve 2823 payın dahili davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, bakiye 21.291 payın davalı ... uhdesinde bırakılmasına" cümlesinin yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,

Dosyanın Gülnar Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

10.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.