"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/407 E., 2024/1190 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/425 E., 2023/492 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacının Kayseri ili, Talas ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 138 ada 62 parsel sayılı taşınmazı 20.04.2003 tarihinde satın aldığını ancak kadastro çalışmaları sırasında davacının taşınmazının davalı adına, davalının taşınmazının ise davacı adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapusunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; hak düşürücü sürenin geçtiğini, dava konusu edilen taşınmaz davalıya ait olduğundan kadastro çalışması sonucu davalı adına tespit ve tescil edildiğini, davacı tarafından ileri sürülen iddianın gerçeği yansıtmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinde usul ve kanuna aykırılık görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; davacının dava konusu taşınmazı 20.04.2003 tarihinde ...'dan satın aldığını, taraflar arasında Gayrimenkul Satış Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin yapıldığı tarihte taşınmazın herhangi bir tapu kaydı ve kadastro işleminin bulunmadığını, henüz tapu kütüğüne kaydedilmemiş olan taşınmaza ilişkin gerçekleştirilen muhtar satışının geçerli olduğunu, davacının satış sözleşmesinin yapılmasından bu yana taşınmazı malik olarak kullandığını, kadastro işlemi sırasında taşınmazın davalı adına kaydedildiğini, davalının ise kendi taşınmazını davacının adına kaydettirdiğini, taşınmazın devredileceği konusunda davacının davalı tarafından sürekli oyalandığını, tüm bu hususların tanık beyanları ile ispatlandığını, hukuka aykırı karar verildiğini belirtip kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3402 sayılı Kadastro Kanunu′nun 12/3. maddesinde; kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilmiştir.
Dava konusu Kayseri ili, Talas ilçesi, ... Mahallesi 138 ada 62 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sonucunda davalı ... adına tespit edildiği, tespite ait tutanağın 29.01.2008 tarihinde kesinleştiği, bu tarih ile davanın açıldığı 02.12.2022 tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde belirlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği açıktır. Hak düşürücü süre dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 187,80 TL
bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.