Logo

1. Hukuk Dairesi2025/590 E. 2025/591 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Murisin, davalılara yaptığı temlikler, satış vaadi sözleşmesi ve başlatılan icra takibinin mirastan mal kaçırma amacıyla yapılıp yapılmadığı ve davacıların tapu iptali ve tescil ile tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararının, hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında isabetsizlik bulunmadığı, ancak harç hususunda kamu düzenine aykırılık bulunduğu gözetilerek, mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/310 E., 2023/391 K.

Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar asıl ve birleştirilen davada davalı ... vekili ve birleştirilen davada davalı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Asıl davada davacılar vekili dava dilekçesinde; davacılar murisi ...'nın İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 21170 parsel sayılı taşınmazdaki 7/60 payından 1/15 payını 18.07.2008 tarihinde intifa hakkını üzerinde bırakarak birlikte yaşadığı davalı ... adına satış suretiyle temlik ettiğini, murisin diğer yandan 12.08.2009 tanzim, 15.10.2010 vade tarihli bir bonoyla davalı ...'a 50.000,00 TL borçlu gibi gösterildiğini, bu bonoyla davalı tarafından Büyükçekmece 3. İcra Müdürlüğünün 2010/1451 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, daha sonra 2012/681 Esas sayılı dosya ile yenilendiğini, bu takip dosyası kapsamında murisin, maliki olduğu 21170 parsel sayılı taşınmazdaki 1/20 payına haciz işlemi uygulandığını, ayrıca murisin yine adına kayıtlı Tekirdağ ili, Şarköy ilçesindeki 376 ada 50 parsel sayılı taşınmazdaki 16 numaralı bağımsız bölümü davalı ...'a gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle satmayı vaat ettiğini, bu sözleşmenin 12.02.2010 tarihinde tapuya şerh edildiğini, taraflar arasında yapılan tüm işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek 21170 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaliyle miras payları oranında davacılar adına tesciline, mirasbırakan ile davalı arasında akdedilmiş taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin iptali ile tapuya verilmiş şerhin terkinine, Büyükçekmece 3. İcra Müdürlüğünün 2012/681 Esas sayılı dosyasında icra takibine konu olan ve mirasbırakan tarafından davalıya verilmiş 50.000,00 TL tutarındaki bononun ve bu bonoya dayalı icra takibinin iptali ile haczin fekkine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Birleştirilen davada ise davacılar vekili dava dilekçesinde; muris ...'nın adına kayıtlı 21170 parsel sayılı taşınmazdaki 1/90 payını 21.05.2008 tarihinde; 1/15 payının intifa hakkını kendi üzerinde tutarak çıplak mülkiyetini 18.07.2008 tarihinde satış yolu ile devrettiğini, 13.07.2009 tarihinde intifa hakkının terkin edildiğini, davalı ...’nin her iki temlikten edindiği 7/90 payını 14.07.2009 tarihinde davalı oğlu ... ... ...'e satış suretiyle temlik ettiği, adı geçen davalının da taşınmazdaki 7/90 payı 21.10.2009 tarihinde diğer davalı ... ...’na satış göstermek sureti ile devrettiğini, yapılan tüm işlemlerin mirastan mal kaçırma amacı ile muvazaalı şekilde yapıldığını ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde şimdilik 60.000,00 TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 31.07.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile tazminat talebini 120.000,00 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

1. Asıl ve birleştirilen davada davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu işlemlerin tümünün hukuka uygun olduğunu, mirasbırakanın geride daha birçok malvarlığını davacılara bıraktığını, mirasbırakana 50.000,00 TL borç para verdiğini, karşılığında ise davaya konu bononun tanzim edildiğini, borcun süresinde ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlatıldığını, takip dosyasında mirasbırakana ait 21170 parsel sayılı taşınmazdaki payına haciz işlemi uygulandığını, öte yandan satış vaadi sözleşmesinin tamamen murisin iradesine uygun şekilde yapıldığını ve hukuka uygun olduğunu, murisin sağlığında ailesinden ayrı yaşadığını maaşının bir bölümünü nafaka olarak ödediğini bu nedenle ekonomik olarak zor duruma düşüp bankalardan kredi almak zorunda kaldığını, murisin çektiği krediye davalının kefil olması nedeniyle ödemelerin davalı tarafından yapıldığını, yapılan işlemlerin muvazaalı olmadığını belirterek asıl ve birleştirilen davanın reddini savunmuştur.

2. Birleştirilen davada davalı ... ..., dava konusu taşınmazı emlakçı aracılığı ile bedelini ödemek sureti ile ve iyi niyetli olarak satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

3. Birleştirilen davada davalı ..., usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 09.10.2015 tarihli ve 2012/417 Esas, 2015/317 Karar sayılı kararı ile davaya konu işlemlerin muris tarafından mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla yapıldığı belirtilerek davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacılar adına tesciline, satış vaadi sözleşmesinin ve icra takibinin iptaline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 09.10.2015 tarihli ve 2012/417 Esas, 2015/317 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz isteminde bulunulması üzerine, Dairenin 19.02.2019 tarihli ve 2015/17913 Esas, 2019/1084 Karar sayılı kararı ile; mirasbırakan tarafından davalı ... adına yapılan temliki işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu saptanarak davalı ... yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, dinlenen tanık beyanlarından ve dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerden, davalı ...’un çekişme konusu 21170 parsel sayılı taşınmazdaki payı edinmesi sırasında kötüniyetli olduğu hususunun davacılar tarafından kanıtlanamadığı, davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmesi ve toplanan tüm deliller dikkate alınarak davacıların tazminat isteği değerlendirilerek bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

2. Dairenin kararına karşı davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından yapılan karar düzeltme başvurusu Dairenin 23.10.2019 tarihli ve 2019/2634 Esas, 2019/5443 Karar sayılı kararıyla reddedilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 03.07.2020 tarihli ve 2019/653 Esas, 2020/234 Karar sayılı kararıyla; davalı ... ...'nun iyi niyetli üçüncü kişi olduğu, bu sebeple bu davalı yönünden birleştirilen davanın tapu iptali ve tescil talebi ile ilgili olarak reddine karar verilmesi gerektiği, diğer davalılar ile muris arasındaki temliklerin ise muvazaalı olduğu, bu sebeple davacıların tazminat taleplerinin yerinde olduğu, ayrıca satış vaadi sözleşmesi ve icra takibinin de davacılardan mal kaçırmak amacı ile muvazaalı olduğu belirtilerek murisin bu davalılara yaptığı pay devirlerinin, satış vaadi sözleşmesinin ve icra takibinin iptaline karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

Mahkemenin 03.07.2020 tarihli ve 2019/653 Esas, 2020/234 Karar sayılı kararına karşı davalı ... ve davalı ... tarafından temyiz başvurusunda bulunulması üzerine Dairenin 31.03.2021 tarihli ve 2020/3264 Esas, 2021/1937 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen asıl ve birleştirilen davalarda ayrı ayrı hüküm kurulup yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretlerinin her bir dava için ayrı ayrı hesaplanmadığı gibi davalılar ... ve ...’ın 21170 parselde davalı ... ...'na devrettikleri 7/90 pay dışında başkaca payları olmadığı halde, bu davalılar hakkında tapu iptali ve tescil hükmü kurulmasının da isabetsiz olduğu belirtilerek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Ç. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 03.11.2021 tarihli ve 2021/349 Esas, 2021/480 Karar sayılı kararıyla, asıl dava bakımından davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ve davacılar adına tescili yönündeki talebin pasif husumet yokluğu sebebi ile reddine, satış vaadi sözleşmesinin ve icra takibinin iptaline; birleştirilen dava açısından ise tapu iptal ve tescil talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, tapu iptali ve tescil isteminin pasif husumet yokluğu sebebi ile reddine ve tazminat isteminin kabulü ile 120.000,00 TL tazminatın davalılar ... ve ...'den tahsiline karar verilmiştir.

D. Üçüncü Bozma Kararı

Mahkemenin 03.11.2021 tarihli ve 2021/349 Esas, 2021/480 Karar sayılı kararının davalı ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairenin 16.03.2023 tarihli ve 2023/850 Esas, 2023/1619 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece temyize konu kısa kararda davalılar ... ve ... aleyhine 60.000,00 TL tazminata hükmedildiği halde gerekçeli kararın 6. bendinde 120.000,00 TL üzerinden tazminat talebinin hüküm altına alındığı, bu kapsamda gerekçeli karar ile hüküm arasında çelişki oluştuğu gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

E. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 19.10.2023 tarihli ve 2023/310 Esas, 2023/391 Karar sayılı kararıyla; asıl davada davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ve davacılar adına tescili yönündeki talebin pasif husumet yokluğu sebebi ile reddine, muris ile davalı ... arasında düzenlenen satış vaadi sözleşmesinin ve muris aleyhine başlatılan icra takibinin iptaline; birleştirilen davada davalı ... ... yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davalılar ... ve ... yönünden tapu kaydının iptali ve tescili talebinin pasif husumet yokluğu sebebi ile reddine ve terditli tazminat talebinin kabulü ile 120.000,00 TL tazminatın birleştirilen dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılar ... ve ...'den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara miras payları oranında verilmesine karar verilmiştir.

V.TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Asıl ve birleştirilen davada davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; satış vaadi sözleşmesinin tarafların iradesini yansıttığını, bu sözleşmenin tapuya da şerh edildiğini, öte yandan muris tarafından ödenmeyen senedin de icra takibine konu edilmesinin hukuka uygun olduğunu ileri sürerek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

2. Birleştirilen davada davalı ... temyiz dilekçesinde; 21170 parsel sayılı taşınmazdaki payları murisin talimatı doğrultusunda kendi üzerine aldıktan sonra yine murisin talimatı ile temlik ettiğini, bu temliklerden herhangi bir kazancının olmadığını zira satış bedelinin murise teslim edildiğini, bu satıştan gelen para ile satış vaadi sözleşmesine konu olan taşınmazın bir kısmı kredili olacak şekilde satın alındığını, murisin vefatı sonrasında evin kredi borcunun ... tarafından ödendiğini, kredi ödemeleri nazara alınmadan davacıların tazminat talebinin kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel; muris tarafından davalı emrine düzenlenen senedin, icra takibinin ve satış vaadi sözleşmesinin iptali isteklerine ilişkindir.

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1942 doğumlu muris ...’nın 14.09.2012 tarihinde ölümüyle geriye mirasçı olarak davacı eşi ... ile davacı çocukları ... ve ...’in kaldıkları, murisin, adına kayıtlı 21170 parsel sayılı taşınmazdaki 115/900 payından 1/90 payını 21.05.2008 tarihinde, geriye kalan 7/60 payından 1/15 payını 18.07.2008 tarihinde birlikte yaşadığı davalı ...’ye satış yolu temlik ettiği, davalı ...’nin de bu temliklerden edindiği çekişme konusu taşınmazdaki 7/90 payını 14.07.2009 tarihinde oğlu olan davalı ...’a satış yoluyla temlik ettiği, davalı ... tarafından ise söz konusu payın 21.10.2009 tarihinde diğer davalı ... ...’na satış yolu ile temlik edildiği, yine murisin, adına kayıtlı 376 ada 50 parsel sayılı taşınmazdaki 16 numaralı bağımsız bölümü 23.11.2009 tarihli gayrimenkul satış vaaadi sözleşmesi ile davalı ...’a satmayı vadettiği, belirtilen bağımsız bölümün tapu kaydına 12.02.2010 tarihinde satış vaadi sözleşmesinin şerh edildiği, öte yandan Büyükçekmece 3. İcra Müdürlüğünün 2012/681 Esas sayılı dosyası ile davalı ... tarafından borçlu muris ... ... aleyhine 12.08.2009 keşide ve 15.10.2009 vade tarihli 50.000,00 TL tutarındaki senet nedeni ile takip başlatıldığı anlaşılmaktadır.

2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşıldığından davalı ... vekilinin ve davalı ...'ün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Öte yandan; kural olarak tapu iptali ve tescil davaları tapu sicilinde adına tescil işlemi gerçekleştirilmiş kişi ya da kişiler aleyhine açılır. Bu durum, tapunun iptaline karar verilmesi halinde kararın infazının gerçekleştirilebilmesi bakımından zorunlu olmakla birlikte duruma göre ilgili köy, belediye veya orman yönetimi ya da Hazineye husumet yöneltilmesi de gerekebilir. Dolayısıyla, bir tapu iptali ve tescil davasında hasım ya da hasımların kim olacağı somut olayın özelliğine ve iddianın ileri sürülüş şekline göre değerlendirilmelidir.

5. Somut olaya gelince; birleştirilen davada davacılar, davalı ...'a yapılan temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını, onun da dava konusu taşınmazı muvazaalı şekilde oğlu ...'e temlik ettiğini, son el malik olan ...'nun da bu durumu bildiğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil talep etmişlerdir. Bu kapsamda eldeki davada, davacı davasını dava konusu taşınmazı muvazaalı şekilde temlik alan ilk el ... ve ikinci el ... ile durumu bildiğinden ve iyi niyetli olmadığından bahisle son kayıt maliki ...'na yöneltmiş olup davacının iddiasını ispat edebilmesi açısından davasını dava konusu taşınmazın kayıt malikinin yanı sıra ara maliklere yöneltmesi de mümkündür. Bu durum, talebin özünden ... biçimsel bir zorunluluktan kaynaklanmaktadır. Zira, davalılar arasındaki el ve iş birliğinin belirlenmesi ve davalı kayıt maliki ya da kayıt maliki olmuş ara malikler arasındaki ilişkinin gerçek mahiyetinin açıklığa kavuşturulması açısından ara maliklere de husumet yöneltilmesi olayın daha iyi aydınlatılması ve ispatı ile yargılama giderlerinden sorumluluk bakımından gereklidir. Bu itibarla, Mahkemece muvazaalı işlemin tarafı olan ... ve ikinci el ... yönünden tapu kayıt maliki olmadıkları gerekçesiyle pasif husumet yokluğu nedeniyle ret kararı verilerek davacılar aleyhine maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olması yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde isabetsizdir. Ancak, bahsedilen hususlar temyiz nedeni yapılmadığından eleştirilmekle yetinilmiştir.

6. Diğer taraftan; harç hususu kamu düzenine ilişkin olup re'sen gözetilmesi gerekir. Mahkemece asıl davada satış vaadi sözleşmesinin iptali ile icra takibinin iptaline karar verilmesi karşısında bu taleplerin değeri üzerinden nispi karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekirken maktu harca hükmedilmiş olması da isabetsizdir. Ne var ki, anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HMK'nın geçici 3. maddesinin 2. fıkrasının yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438. maddesinin 7. fıkrası uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Asıl ve birleştirilen davada davalı ... vekili ve birleştirilen davada davalı ...'ün yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,

Kamu düzeni gereğince re'sen nazara alınan sebeplerle; Küçükçekmece 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.10.2023 tarihli ve 2023/310 Esas, 2023/391 Karar sayılı kararının (7) numaralı bendinin hüküm yerinden çıkartılarak yerine (7) numaralı bent olarak "Harçlar Kanunu uyarınca tahsili gereken 7.206,74 TL harçtan davacılar tarafından yatırılan 2.524,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.682,24 TL harcın asıl dosya davalısı ...'dan tahsili ile Hazineye irat kaydına" cümlesinin yazılmasına, hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek hâlinde temyiz eden birleştirilen davada davalı ...'e iadesine; asıl ve birleştirilen davada davalı ... adli yardımdan yararlandığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın Küçükçekmece 5. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

13.02.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.