"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/719 E., 2024/126 K.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde özetle; muris annesi ... ...’nın 29.09.2006 tarihinde torunu olan dava dışı ...’a verdiği vekaletname kullanılmak suretiyle murise ait 1562 parselde kayıtlı 9 numaralı bağımsız bölümün davalılar ... ve ... çiftine satış suretiyle temlik edildiğini, ne var ki vekaletname tarihinde murisin fiil ehliyetini haiz olmadığını, ayrıca temlikte mal kaçırma amacı da güdüldüğünü ileri sürerek dava konusu bağımsız bölümün tapu kaydının miras payı oranında iptali ile adına tescilini, cevaba cevap dilekçesinde ise dava konusu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile terekeye döndürülmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar ... ve ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul etmediklerini, müvekkillerinin karı-koca olarak çalışıp birikim yaparak 03.11.2006 tarihinde dava konusu bağımsız bölümü murise vekaleten torunu ...'dan satın aldıklarını, iyi niyetli üçüncü kişiler olduklarını, müvekkillerinin o tarihten bu yana taşınmazı mesken olarak kullandıklarını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Fer'i Müdahil ... vekili 21.09.2016 tarihli beyan dilekçesinde özetle; davacının, 3. kişilere karşı terekeye ait olan hakka ilişkin kendi hissesine hasren dava açamayacağını, bu nedenle davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, derdestlik ve kesin hüküm itirazında bulunduklarını, müvekkilinin noter olarak kanunların kendisine tanıdığı yetkiler çerçevesinde usulüne uygun olarak gerekli işlemleri yaptığını, davanın kaybedilmesi halinde müvekkilinin de haklarının etkilenecek olması nedeniyle davaya davalılar tarafında fer'i müdahil olarak kabulüne ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı ...'a dava dilekçesi tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Samsun 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.04.2016 tarihli ve 2019/191 Esas, 2019/145 Karar sayılı kararıyla; aynı davacı tarafından aynı taşınmazla ilgili olarak vekaletname tarihi ve tasarruf tarihi itibariyle murisin fiil ehliyetine sahip olmadığı gerekçesi ile taşınmaz değerinden miras payına isabet eden kısmın tahsili istemiyle noter ... ve vekil ... aleyhine Mahkemelerinin 2011/474 Esasında açılan davanın özetle “iştirak halinde mülkiyette paya hasren dava açılamayacağı, sadece iştirak halinde malikler arasında hisseye hasren dava açılabileceği, somut olayda davalıların mirasçı olmamaları nedeniyle iştirak payına hasren açılan bu davanın dinlenemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilerek bu kararın derecaattan da geçmek suretiyle kesinleştiği, bu kez davacının ehliyetsizlik ve muvazaa nedenine dayalı olarak tapu iptali ve tescil istemiyle eldeki davayı açtığı, murisin diğer mirasçısı olan ve bu davada davalı olarak gösterilen ... ... ...'ın davaya konu edilen tasarrufta doğrudan yer almaması ve taşınmazın adına da kayıtlı olmaması nedeniyle sıfatının bulunmadığı, öte yandan diğer davalılar ... ve ...'e karşı ise önceki davadaki gerekçe gibi mirasçı olmamaları nedeni ile davacının iştirak hissesine dayalı olarak dava açamayacağı, bu durumda sadece davacının muvazaa iddiasının dinlenebileceği, dinlenilen tanık anlatımları ve toplanan delillerden davalılar ... ve ...'in muris ya da vekil ... ... ile önceden muvazaalı olarak bir taşınmazı kaçıracak derecede bir tanışıklıkları ve yakınlıklarının bulunmadığı, satışın mal kaçırma amacıyla değil davalıların samimi konut ihtiyacı nedeniyle yapılmış gerçek bir devir olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 27.11.2019 tarih ve 2019/2118 Esas, 2019/2511 Karar sayılı kararıyla; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları delillere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin dosyadaki delillerle çelişmeyen tespit ve değerlendirmesine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve re'sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 21.09.2021 tarihli ve 2020/703 Esas, 2021/4406 Karar sayılı kararıyla; muris ... ...’nın, Samsun 4. Noterliğinin 29.09.2006 tarih ve 20795 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile taşınmaz satış yetkisini de içerecek şekilde torunu olan dava dışı ...’ı vekil tayin ettiği, vekil ...’ın murise ait dava konusu 1562 sayılı parseldeki 9 numaralı bağımsız bölümün tamamını 03.11.2006 tarihinde davalılar ... ... ve ... ...’e satış yoluyla temlik ettiği, 1927 doğumlu murisin 29.03.2008 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak davacı kızı ... ile davalı ... ...’ı bıraktığı, diğer davalıların mirasçı olmadıklarının anlaşıldığı, murise ait dava dışı 1562 sayılı parseldeki 1 ve 6 numaralı bağımsız bölümlerin de aynı vekaletname kullanılarak vekil ... tarafından annesi ... ... ve babası ... ...’ye devredildiği, bu devre ilişkin davacı ... tarafından ehliyetsizliğe dayalı dava açıldığı, Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.12.2010 tarihli ve 2008/335 Esas, 2010/495 Karar sayılı kararı ile; vekaletname ve temlik tarihlerinde murisin ehliyetsiz olduğunun saptandığı gerekçesiyle davanın kabul edildiği, temyiz incelemesinden geçmeksizin hükmün kesinleştiğinin tespit edildiği, Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/335 Esas sayılı davasında alınan Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesinin 19.07.2010 tarih ve 2494 karar sayılı raporunda; "... ... ...’nın vekaletname düzenleme tarihi olan 29.09.2006 tarihinde ve dava konusu taşınmazların satış tarihi olan 21.09.2007 ile 24.09.2007 tarihlerinde fiil ehliyetini haiz olmadığı..." yönünde mütalaada bulunulduğu; öte yandan, davacının dava dilekçesinde diğer mirasçı ... ...’ı davalı göstererek tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescil isteğinde bulunduğu, ancak cevaba cevap dilekçesinde isteğini terekeye iade şeklinde yenilediğine göre 6100 sayılı HMK’nın 141/1. maddesindeki düzenleme gözetildiğinde, taraf teşkilinin sağlandığı ve ehliyetsizlik iddiasının dinlenebilir olduğu anlaşıldığından Mahkemenin bu yöndeki ret gerekçesinin yerinde olmadığı, 4721 sayılı TMK'nın 15. maddesinde de ifade edildiği üzere, ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağından, karşı tarafın iyi niyetli olmasının o işlemi geçerli kılmayacağı, bu ilkenin 11.06.1941 tarih 4/21 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da aynen benimsendiği, eldeki davada dava konusu 9 numaralı bağımsız bölümün davalılara devrinde kullanılan vekaletnamenin ehliyetsizlik nedeniyle geçersiz olduğu, ilk el konumundaki davalıların iyi niyetli olup olmadıklarına bakılmaksızın adlarına oluşan tescilin yolsuz hale geldiğinin açık olduğu, hal böyle olunca, ehliyetsizlik yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı; kabule göre de, çekişmeli devirde ehliyetsizlik sabit olup taraf teşkili açısından bu hukuksal neden dinlenmemiş ise de böyle bir durumda ikinci hukuksal neden olan muris muvazaasına geçilip esastan inceleme yapılmasının da doğru olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1. maddesi uyarınca Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 371/1-a maddesi uyarınca bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Samsun 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.02.2024 tarihli ve 2021/719 Esas, 2024/126 Karar sayılı kararıyla; muris ... ...’nın Samsun 4. Noterliğinin 29.09.2006 tarih ve 20795 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile taşınmaz satış yetkisini de içerecek şekilde torunu olan dava dışı ...’ı vekil tayin ettiği, vekil ... ...’ın mirasbırakanın tam hisse ile malik olduğu dava konusu Samsun ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 1562 parselde kayıtlı ve mesken vasıflı 9 numaralı bağımsız bölümü 03.11.2006 tarihli 12926 yevmiye numaralı sözleşme ile 1/2 hisse oranında davalılar ... ... ve ... ...’e satış yoluyla temlik ettiği, 1927 doğumlu murisin 29.03.2008 tarihinde, eşi ... Muratlı'nın da 07.03.2011 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak davacı kızı ... ve davalı kızı ...'yı bıraktığı, Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği gibi, eldeki davaya konu 1562 sayılı parselde bulunan ve mirasbırakana ait dava dışı 1 ve 6 numaralı bağımsız bölümlerin de aynı vekaletname kullanılarak vekil ... ... tarafından annesi ... ... ve babası ... ...'ye devredildiği, bu devirler hakkında davacı ... tarafından ehliyetsizliğe dayalı olarak Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/335 Esas sayılı dosyasında açılan davanın yapılan yargılaması sonucunda Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesinden temin edilen 19.07.2010 tarihli raporda; ... ...'nın vekaletname düzenleme tarihi olan 29.09.2006 tarihinde ve söz konusu davaya konu taşınmazların satış tarihi olan 21.09.2007 ve 24.09.2007 tarihlerinde fiil ehliyetini haiz olmadığı yönünde mütalaada bulunulduğu ve Mahkemenin 2010/495 sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiği, temyiz incelemesinden geçmeksizin hükmün kesinleştiği, 4721 sayılı TMK'nın 15. maddesinde de ifade edildiği üzere, ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağından, karşı tarafın iyi niyetli olmasının o işlemi geçerli kılmayacağı, bu ilkenin 11.06.1941 tarih 4/21 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da aynen benimsendiği, dava konusu 9 numaralı bağımsız bölümün davalılara devrinde kullanılan vekaletnamenin ehliyetsizlik nedeniyle geçersiz olduğu ve ilk el konumundaki davalıların iyi niyetli olmasının da işlemi geçerli hale getirmeyeceği, adlarına oluşan tescilin yolsuz olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalılar ... ve ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; cevap dilekçelerinin usul yönünden itirazlar kısmında davacının fiil ehliyeti olmadığı yönünde itirazda bulunulmuşsa da Mahkemece bu hususun araştırılmadığını, nitekim davacı ...'in, Samsun 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/665 Esas sayılı dosyasında verilen karar ile TMK'nın 405. maddesi uyarınca vesayet altına alındığı, davayı açma ve takip etme fiil ehliyetine sahip olmadığı ve önceki kararı temyiz ederken Yargıtay incelemesi sırasında da fiil ehliyeti bulunmadığından uyulan bozma kararının yok hükmünde olduğu, dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken Yargıtay bozma kararına uyularak davanın kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, dava açma ehliyeti olmayan davacının dava dilekçesinde kendisine ait olduğunu iddia ettiği ½ hissenin iptalini talep ettiği, taleple bağlılık ilkesi gereği 6100 sayılı HMK'nın 26. maddesine aykırı şekilde taşınmazın tamamının tapu kaydının iptaline karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, murisin diğer mirasçısı olan davalı ... mirastan kendisine isabet eden ½ hisse ile ilgili olarak 02.06.2022 tarihli celsede zapta geçen dilekçelerinde; tapu kaydının iptaline karar verilmesi halinde terekeye girecek olan taşınmazdaki kanuni miras hakkından müvekkilleri ... ve ... lehine feragat ettiğini beyan etmesine rağmen iptale karar verilen taşınmazın diğer ½ hissesinin yine bu davalı adına tesciline karar verilmesinin 6100 sayılı HMK'nın 309. maddesine aykırı olduğunu, murisin tasarruf tarihinde fiil ehliyeti olmadığı kabul edilerek hüküm verilmişse de bu husustaki itirazlarının gereği gibi araştırılmadığı ve taraf olmadıkları bir davada alınan yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak karar verildiğini, dinlenen tüm tanıkların murisin vekalet tarihinde ve sonrasında akli melekelerinin yerinde olduğunu açıkça beyan ettiklerini, müvekkillerinin tapu kaydına ve Noterlikçe düzenlenen vekaletnameye güvenerek taşınmazın bedelini ödeyerek satın aldıklarının dosya kapsamı ile sabit olduğu, bu nedenlerle sırf ehliyetsizlik nedenine dayalı olarak karar verilmesinin TMK'nın 2 ve 3. maddelerine aykırı olup hukuk düzeninin hakkı koruması gerektiğini, Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesine göre vekille işlem yapan müvekkillerin iyi niyetli iktisabının korunması gerekirken aksine düşüncelerle bozma kararı uyarınca davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar ... ve ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 30.903,44 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına,
Dosyanın Samsun 2. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
27.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.