"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/426 E., 2022/571 K.
Kararın davalı ... vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 26.11.2024 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen davacı vekili ve diğer davalılar gelmediler. Yokluklarında duruşmaya başlandı. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; murisi ...'nun davaya konu taşınmazlarını mirastan mal kaçırmak amacıyla oğulları olan davalılara satış suretiyle temlik ettiğini ileri sürerek miras payı oranında tapu iptali ve tescile, mümkün olmazsa tenkise karar verilmesini istemiş; aşamada tapu iptali ve tescil isteğini tazminata dönüştürmüş ve bir kısım davalılar ve taşınmazlar bakımından davadan feragat etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar; temliklerde muvazaanın bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 29.7.2011 tarihli ve 2011/3 Esas, 2011/275 Karar sayılı kararı ile, davanın aynı hukuki sebebe ve olaylara dayalı olarak açılan Mahkemenin 2010/122 Esas sayılı davası ile birleştirilmesine ve yargılamanın 2010/122 Esas sayılı dosyası üzerinden devamına karar verilmiş; Mahkemenin 15.01.2015 tarihli ve 2010/122 Esas, 2015/9 Karar sayılı kararı ile, taşınmazların temliklerinin muvazaalı olduğu, ancak tapu iptali-tescile hükmedilemeyeceği gerekçesiyle kısmen tazminata karar verilmiş, haklarındaki davadan feragat edilen davalılar yönünden ise dava reddedilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... ve ... tarafından temyiz isteminde bulunulması üzerine Dairemizin 19.09.2017 tarihli ve 2016/4668 Esas, 2017/4405 Karar sayılı kararı ile; muris Kıyasettin'in davaya konu taşınmazlarını mirastan mal kaçırmak amacıyla altı oğluna temlik ettiği anlaşıldığından, muvazaa iddiası sabit görülerek tazminata karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik bulunmadığı, haklarındaki davadan feragat edilen davalılar yönünden davanın reddedilmesinin de doğru olduğu, ne var ki hükmü temyiz eden davalılar ... ve ...'a muris tarafından hangi taşınmazların temlik edildiğinin açıklığa kavuşturulması ve bu temlikler bakımından davacıların payları oranında ayrı ayrı tazminata hükmedilmesi; bunun yanında, hükmedilen tazminat miktarları üzerinden adı geçen davalılara ayrı ayrı harç, yargılama masrafı ve vekalet ücreti yükletilmesi gerekirken tazminat, harç, yargılama masrafı ve vekalet ücretinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesinin doğru olmadığı, öte yandan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 297/2. maddesi dikkate alınarak hükmü temyiz etmeyen davalılar yönünden hangisi hakkında ne kadar tazminata hükmedildiğinin ayrı ayrı belirtilmesi ve belirtilen miktarlar üzerinden herbirine ayrı ayrı harç, yargılama masrafı ve vekalet ücreti yükletilmesi gerektiğinin göz ardı edilmesinin de doğru olmadığı hususlarına değinilerek karar bozulmuştur.
Bozmadan sonra dava, Mahkemenin 2018/24 Esas sayılı dosyasına kaydedilmiş, 16.11.2018 tarihli celsede davacı ...'nun davası tefrikle eldeki esası almış, Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bir kısım davalılar ve taşınmazlar bakımından davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, diğer davalılar ve taşınmazlar bakımından muvazaa iddiasının sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; 29.06.2022 tarihli tashih şerhi ile HMK'nın 304. maddesi uyarınca hükümdeki açık hataların düzeltilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili; bozma öncesi yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporlarına göre kurulan hükmün davacı ... tarafından temyiz edilmediğini, hükmün davalı tarafından temyizi üzerine Yargıtayca davalı lehine bozulduğunu, bu nedenle hükmedilen tazminat miktarı bakımından davalı ... lehine usulü kazanılmış hak oluştuğunu, ancak Mahkemece bu husus göz ardı edilerek bozmadan sonra yeniden yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporlarına göre tazminata hükmedildiğini, usulü kazanılmış hak ilkesi gereğince bozmadan sonra hükmedilen tazminatın bozma öncesinde hükmedilen tazminat miktarını aşamayacağını, kaldı ki hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazın bedelinin belirlenmesinde yapılan araştırma ve incelemenin eksik olduğunu, raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığını belirtip kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı miras payı oranında tazminat, mümkün olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; Dairemizin 26.11.2024 tarihli geri çevirme kararı ile getirtilen kayıtlardan; muris Kiyasettin Koyuncuoğlu'nun 16.12.2009 tarihinde öldüğü, geride mirasçıları olarak eşi, altı oğlu ve sekiz kızının kaldığı; murisin altı oğlundan biri olan ...'un da muristen sonra öldüğü ve iki çocuğunun kaldığı görülmektedir. Murisin temyize konu edilen dava konusu 11 ada 3 parsel sayılı taşınmazını 09.03.1998 tarihinde oğlu davalı ...'a satış suretiyle temlik ettiği, davalı ...'un da taşınmazı 14.05.1999 tarihinde dava dışı şirkete devrettiği, taşınmazın ifrazı sonucu 416 ada 9, 418 ada 1 ve 2, 419 ada 1, 420 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazların oluştuğu, davalının bu taşınmazlarda paydaş kılındığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, mahkemece verilen kararı, davanın taraflarından yalnızca biri temyiz ederse Yargıtay, temyiz edilen hükmü temyiz eden tarafın aleyhine kural olarak bozamaz. Buna aleyhe bozma yasağı denir.
Taraflardan yalnız birinin temyizi halinde, Yargıtayın verdiği bozma kararına uyan mahkeme de artık temyiz eden tarafın, önceki karara nazaran daha aleyhine olan bir hüküm veremez. Buna da aleyhe hüküm verme yasağı denir.
Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. "Usulü kazanılmış hak" olarak tanımlayacağımız bu müessese, mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir. (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı). Usulü kazanılmış hak, usul hukukunun vazgeçilmez temellerinden birisi olup kamu düzeni ile ilgilidir.
Tefrik ve bozma öncesi Mahkemece, "Taşınmazların toplam bedeli 3.584.958,00 TL'nin davacıların mirasçılık belgesindeki hisseleri gözetilerek paylarına düşen miktarların murisin ölüm tarihi olan 26.12.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacılara verilmesine," şeklinde hüküm kurulmuş, kararın davalılar ... ve ... tarafından temyizi üzerine Dairemizce, muvazaa iddiası sabit görülerek tazminata karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik bulunmadığına değinilerek hükmü temyiz eden davalılar ... ve ...'a muris tarafından hangi taşınmazların temlik edildiğinin açıklığa kavuşturulması ve bu temlikler bakımından davacıların payları oranında ayrı ayrı tazminata hükmedilmesi; bunun yanında, hükmedilen tazminat miktarları üzerinden adı geçen davalılara ayrı ayrı harç, yargılama masrafı ve vekalet ücreti yükletilmesi için karar bozulmuş, bozmadan sonra davacılardan ...'nin davası tefrikle eldeki esası almış, Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda temyiz eden davalı ... aleyhine 200.475,00 TL tazminata hükmedilmiştir.
Dava 04.01.2011 tarihinde açılmış olup bozmadan önce yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporu ile, davalı ...'un 416 ada 9, 418 ada 1 ve 2, 419 ada 1, 420 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarının dava tarihindeki değerleri toplamının 569.900,00 TL olduğunun belirlendiği, bu değer üzerinden davacı ...'nin payına (66/1232) 30.530,36 TL isabet ettiği görülmektedir.
Ne var ki; Mahkemece, bozmadan sonra yeniden keşif yapılmış, bilirkişilerce dava tarihi olarak "22.01.2018" tarihi esas alınıp davalı ...'un dava konusu altı parça taşınmazdaki paylarının bu tarihteki değerleri toplamı 3.742.200,00 TL olarak saptanmış, Mahkemece usulü kazanılmış hak ilkesi görmezden gelinerek davalı ... aleyhine, anılan değer üzerinden davacı ...'nin payına isabet eden 200.475,00 TL tazminata hükmedilmiş, harç ve vekalet ücreti hesabında da bu miktar esas alınmıştır.
Mahkemece usulü kazanılmış hak ilkesi gözetilmeksizin, davalı ... aleyhine yazılı şekilde tazminata, harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirir.
VI.KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'na iadesine,
03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz eden davalı ... vekili için 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınmasına,
Dosyanın Sarıkamış 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
24.02.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.