Logo

1. Hukuk Dairesi2025/909 E. 2025/985 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Muris muvazaası iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davalı vekilinin temyiz başvurusunun miktar yönünden reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi ek kararına karşı yapılan temyiz başvurusunun değerlendirilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, dava konusu taşınmazın gerçek değerinin tespiti için yeterli araştırma yapılmadığı, bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaz ile emsal alınan taşınmaz arasında değer ve nitelik farklılıkları bulunduğu, tarafların bu husustaki itirazlarının dikkate alınmadığı ve davalının savunma hakkının kısıtlandığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz başvurusunun miktar yönünden reddine dair ek kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1178 E., 2024/2178 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/648 E., 2023/81 K.

Taraflar arasında birleştirilerek görülen muris muvazaası hukuki nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince 02.01.2025 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiştir.

Ek karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartları ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl ve birleştirilen davalarda davacı vekilleri benzer mahiyetteki dava dilekçelerinde özetle; taşınmaz satmaya ihtiyacı olmayan murisin mirastan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olarak Antalya ili, Murtapaşa ilçesi, ... mahallesinde kain A blok bodrum kat 1 nolu ve zemin kat 3 nolu mesken niteliğindeki bağımsız bölümlerini 18.07.2017 tarihinde davalı oğluna 200.000'er TL bedelle sattığını, satışın gerçekte bedelsiz olduğunu, tapudaki bedellerin satış tarihindeki belediye rayiç bedeli ve gerçek değerinden oldukça düşük olduğunu ileri sürerek dava konusu A blok 1 ve 3 nolu mesken niteliğindeki bağımsız bölümlerde davalı adın kayıtlı tapu kaydının davacıların miras payları oranında iptalini ve davacılar adına tescilini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; satış bedelini murise banka havalesiyle ödediğini, satış tarihindeki gerçek değer ile tapu bedelleri arasında kayda değer fark olmadığını, bedel farkı olsa bile tek başına muvazaayı göstermediğini, murisin aynı dönemde kendisine ait Konya ili, Tuzlukçu ilçesi, ... köüynde kain 169, 170, 184, 217, 218 ve 216 parsel sayılı taşınmazlarını da davadışı kişilere sattığını, davalının alım gücü olduğunu, davacıların satışı bildiğini, dava konusu taşınmazların terekedeki değerinin incelenmesi gerektiğini belirterek asıl ve birleştirilen davaların reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu 1 nolu bağımsız bölümün keşfen devir tarihindeki rayiç bedelinin 280.000,00 TL, dava tarihindeki değerinin 423.833,36 TL olarak, 3 nolu bağımsız bölümün keşfen devir tarihindeki rayiç bedelinin 850.000,00 TL, dava tarihindeki değerinin 1.286.636,99 TL olarak tespit edildiği, tarafların itirazı üzerine alınan ek raporda bilirkişinin kök raporunu tekrar ettiği, murisin dava konusu devir tarihinde ekonomik zorluğu olmadığı, borcu bulunmadığı, satışı gerektirir dosyaya yansıyan sebebinin olmadığı, taşınmazların satış tarihindeki gerçek değeri olan toplam 1.130.000 TL ile tapu satış bedeli olan 400.000,00 TL arasında nispetsizlik bulunduğu, murisin mirastan mal kaçırma iradesiyle hareket ettiği gerekeçesiyle asıl ve birleştirilen davaların kabulüne, dava konusu 5365 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 1 ve 3 nolu bağımsız bölümlerde davalının tapu kaydının asıl ve birleşen davacıların miras payları oranında iptali ile asıl ve birleştirilen davacılar adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davalarda davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; muris adına kayıtlı 9 bağımsız bölüm daha bulunduğu, murisin ölümüyle geriye 14 mirasçısının kaldığı, murisin önemli sağlık sorunu olmadığı, taşınmaz satmasını gerektirir durum olmadığı, her ne kadar murisin başka değerli taşınmazları bulunsa da, bu taşınmazları davalıya devredecekken devretmemesi nedeniyle muvazaa kastı olmadığı düşünülebilirse de, dinlenen tanıklardan özellikle ... 'ın beyanı dikkate alındığında murisin davalı ile irade birliği içerisinde mirasçılardan mal kaçırmak için hareket ettiği, akit tarihinde davalının alım gücünün bulunmadığı, murisin banka hesaplarındaki mevduatı ve taşınmaz malvarlığı itibariyle mal satmasını gerektirir nedeni olmadığı, resmi akitteki bedel ile taşınmazların gerçek değeri arasında fark bulunduğu, murisin mal kaçırmak kastıyla hareket ettiği gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. EK KARAR

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekilinin temyiz istemi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 02.01.2025 tarihli ek kararı ile; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili karar ve ek kararı temyiz dilekçelerinde özetle; cevap dilekçesindeki beyanlarına ek olarak Mahkemece gerekli araştırma yapılmadığını, iddianın ispatlanamadığını, dava değerinin temyize tabi olduğunu, bilirkişi ve ek bilirkişi raporlarının eksik inceleme ve değerlendirme neticesinde hatalı olarak düzenlendiğini, hükme elverişli olmadığını, değer tespiti yapan bilirkişi tarafından re'sen seçilen emsalin dava konusu taşınmaza kıyasla düşük kalitede olduğunu, emsal taşınmazda yüzme havuzu olmadığını, yüz ölçümleri ve konumlarının farklı olduğunu, "Parasal Değerleri Güncelleme Aracı" isimli programla yapılan hesabın gerçek değeri yansıtmadığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen ek karar ve kararının ortadan kaldırılmasını, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

B.Değerlendime ve Gerekçe

Asıl ve birleştirilen davalar; muris muvazaası hukuki nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil istemine iişkin olup uyuşmazlık temyiz dilekçesinin değerden reddine dair ek karara ilişkindir.

1.Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgili olup miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Kanun'un 362/2.maddesi uyarınca temyiz edilemez.

2.Dava konusu taşınmazla ilgili verilecek nihai kararın istinaf veya temyiz yollarına tabi olup olmayacağı hususunun da uzman bilirkişi tarafından tespit edilen dava değerine göre belirleneceği kuşkusuzdur.

3.Dosyadaki 15.12.2021 tarihli bilirkişi raporunda Antalya ili, Muratpaşa ilçesi, ... Mahallesinde kain 5365 ada 1 parseldeki 86 metrekare yüz ölçümlü bodrum kat A/1 nolu mesken, 172 m2 yüz ölçümlü zemin kat A/3 nolu mesken niteliğindeki bağımsız bölümlerin keşfen saptanan dava tarihindeki toplam değerinin 1.710.470,35 TL olarak tespit edildiği, bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaz değerinin farklı mahalle ve konumda, farklı sosyal donatı ve imkânlara sahip Antalya ili, Muratpaşa ilçesi, Alan mahallesindeki 5891 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 150 m2 yüz ölçümlü çatı katı A/22 nolu mesken niteliğindeki bağımsız bölümün re'sen emsal seçilerek saptandığı, raporda emsal taşınmazın devir ve dava tarihinden önce gerçekleşen satış olması, site içinde ve belediye hizmetlerinden yararlanması sebebiyle emsal alındığının ve emsal taşınmazın yüzme havuzuna sahip olmadığının, dava konusu taşınmazların bulunduğu site kalitesine sahip olmadığının belirtildiği, taraf vekillerinin itirazı üzerine alınan ek bilirkişi raporunda da kök rapordaki kanaatin bildirildiği, ek raporun tarafların itirazını karşılar nitelikte olmadığı anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmazın gerçek değerinin hesaplanması yönünden Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli olduğu söylenemez.

4. Muhakeme sırasında başlangıçta dava değerinin belirlenmesinde inisiyatif davacıda ise de, 6100 sayılı HMK'nın 26.maddesinde düzenlenen “taleple bağlılık” ilkesi sadece davacının değil, davalının da taleplerinin nazara alınmasını emrettiğinden, kanun yoluna başvurulması hâlinde davacının talepleri yanında davalının taleplerinin de Mahkemece değerlendirmeye alınması gerekir. Aksi kabul edilerek; davacının belirlediği değeri aşan veya değer tespitine dair bilirkişi raporlarına karşı davalının talep ve itirazlarının dikkate alınmaması hâlinde, verilen kararın davalı tarafından kanun yoluna götürülmesi ve denetlenmesi engellenmiş olacaktır. Bu durum, davalının davada kendisini savunmasına ve adil yargılanmasına engel olacak nitelikte bulunduğundan, istinaf ve temyiz hakkının dava değerine veya hüküm altına alınan değerine göre belirlenmesi sırasında Kanun'un 341/3-4. ile 362/2. maddeleri uyarınca istinaf ve temyiz sınırı belirlenirken davalı tarafın ileri sürdüğü taleplerin de nazara alınması kanuna, hukuka ve hakkaniyete uygun bir değerlendirme olacaktır.(Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin 13.12.2023 tarihli ve 2022/6314 E., 2023/6193 K. Sayılı kararı)

5.Üstelik somut olaydaki gibi her iki tarafın da uzman bilirkişi tarafından re'sen emsal alınan taşınmazın farklı mahallede ve konumda oluşu, metrekarelerinin, fiziki özellik ve sosyal donatılarının farklı olması sebebiyle dava konusu taşınmazdan değersiz olduğu doğrultusundaki itirazlarının yanı sıra, her iki tarafın bilirkişi raporuna itiraz etmediği durumlar da söz konusu olabilir. Böyle bir durumda da, karar vermeye elverişli olmayan bir rapora taraflarca itiraz edilmemiş olması hâkimin vereceği hüküm sonucunu bağlar şekilde bir usuli kazanılmış hak doğurmaz. Bilirkişi raporu hükme esas alınmaya uygun değilse, hâkimin davayı hatalı bu rapora göre çözümlendirmek zorunda olduğunu kabul etmek, açık yasal düzenlenmeler ve usul hukukunun ... ilkeleri yanında Hâkimin maddi gerçeğe ulaşma amacıyla da bağdaşmaz. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 15.03.2023 tarihli ve 2022/508 E., 2023/226 K. tarihli kararı)

6.Hâl böyle olunca; mahallinde yeniden keşif yapılarak davalı vekilinin itirazlarını giderecek şekilde, konusunda uzman3 kişilik gayrimenkul değerleme uzmanı bilirkişi heyetinden yeniden rapor alınarak taşınmazın dava tarihi itibarıyla gerçek değerinin belirlenmesi gerekirken tarafların itirazlarını karşılamayan bilirkişi raporu ile tespit edilen değer üzerinden Bölge Adliye Mahkemesince verilen davalı vekilinin temyiz başvurusunun miktar yönünden usulden reddine dair verilen ek karar usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen 02.01.2025 tarihli ek kararın ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek hâlinde temyiz eden davalıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.