"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/782 E., 2022/1764 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sakarya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/320 E., 2022/44 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı ... vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 30.04.2024 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, temyiz eden davalı ... ve diğer davalı vekilleri Avukat ... ile temyiz edilen davacı vekili Avukat ... geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; dava konusu 2231 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (... Çiftliğinin) sahibi olduğunu, davalı ağabeyi ...’nin kredi çekmek için taşınmazın kendisine devredilmesini istediğini ve taşınmazı sonrasında geri vereceğini söylediğini, güvendiği için inançlı işlem ile taşınmazı devrettiğini, davalı ...’nin taşınmazı kendisine devretmesi gerekirken diğer ağabeyi olan davalı ...’e muvazaalı olarak devrettiğini, aile içerisinde bu konuda sorunlar çıkması üzerine davalı ...’in taşımazın üzerinde emanet olduğunu ve kendisine geri vereceğini yazılı belge ile ikrar ettiğini ancak taşınmazı devretmekten kaçındığını ileri sürerek tapu kaydının 1/2 payının iptali ile adına tesciline, olmazsa rayiç değerin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçelerinde; 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, 2001 yılı öncesinde taşınmazın babaları tarafından satın alındığını, o dönemde imar bakımından yeşil alan görünen atıl bir yer olduğunu, diğer davalı ...’in ipoteğe ihtiyacı olduğunu ve davacı ile görüştüğünü, davacının banka, faiz, tapu gibi resmi işlemlerle ilgilenmek istememesi nedeniyle taşınmazı davalı ...’ye devrettiğini, aralarında yazılı veya sözlü inanç sözleşmesi olmadığını, taşınmaz ...’ye devredilince davalı ...’in kredilerine teminat gösterildiğini, davalı ...’in ticari ilişkilerinin yoğun olmasından dolayı yaklaşık 1,5 yıl sonra gayrimenkulü ona devrettiğini, aralarında hile ya da mal kaçırma olmadığını, ...’in de bedel almadan bir taşınmazını ...’ye devrettiğini, davacının değersiz olan taşınmazı devrederken bedel istemediğini ve geri verme sözü de almadığını, taşınmazın imar durumunun değişmesi ile değerinin arttığını, davacının bu nedenle dava açtığını, iyi niyetli olduklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalılar ... ve ...'ın kredi temini amacıyla dava konusu taşınmazı devraldığı, kredi temininden sonra taşınmazın iade edileceğinin kararlaştırıldığının iddia edildiği ve bu hususun 05.06.2010 tarihli "...Ben ..." ve "...Ben ..." şeklinde başlayan iki ayrı yazılı sözleşmelerle belirlenip dinlenen tanık beyanları ile teyit edildiği, kredi temininin yerine getirdiğine ve kullanılan kredinin ödendiğine ilişkin dosya arasında herhangi bir belgenin bulunmadığı, bu nedenle zamanaşımının geçmediği, dava konusu taşınmazın davalı ... adına kayıtlı olmadığı gerekçeleriyle davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, davalı ... yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın 05.06.2010 tarihli belgelerde yazılı taşınmaz olduğu hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığı, bu belge ile davacı ve davalı tapu maliki arasında bir inanç akdinin kurulduğu, 24.11.2006 tarihli Halk Bank lehine düzenlenen ipoteğin halen kayıtlı bulunduğu, davalı ... tarafından imzalanan 05.06.2010 tarihli belgede belirtilen ipoteğin kaldırılması şartının davalı tarafından yerine getirilmediği ve zamanaşımının geçmediği, davacı vekilinin mazereti bulunmasına rağmen, bu hususta karar verilmeyerek davanın esasının karara bağlanmasının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülmüş ise de anılan duruşmaya davacı vekilinin katılmadığı ancak davalı vekilinin imzasıyla teyit ettiği beyanında davayı takip edeceklerini belirttiği ve sözlü yargılama için duruşmanın ertelenmesini talep etmediklerini beyan ettiği, davacı tanıklarından bir kısmının dinlenmediği ve bir kısım delillerin toplanmadığına yönelik istinaf itirazlarının incelenmesinde ise davacının tanıkların dinlenmediğine dair davacı yanın bir istinaf itirazının bulunmadığı ve ayrıca bu tanıkların dinlenmesi ve diğer delillerin toplanmasının, dosya kapsamında toplanan deliller karşısında yargılamaya bir yenilik katmayacağı sonucuna varıldığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle;
Eski beyanlarını tekrarladıklarını, eksik araştırma ile karar verildiğini; taraflar arasında yazılı veya sözlü inanç sözleşmesi olmadığını, zamanaşımının geçtiğini; davacının isteyerek taşınmazı ...'ye temlik ettiğini; 03.12.2015 tarihinde düzenlenmiş adi bir belge daha bulunduğunu ve bu belgede ... başına herhangi bir şey geldiğinde taşınmazın tüm kardeşlere ortak olarak pay edileceğini belirttiğini; davacının taşınmazın değerlenmesi nedeniyle eldeki davayı açtığını; Bölge Adliye Mahkemesi kararının harç yönünden de bozulması gerektiğini, karar harcı dışında istinaf incelemesinde de aynı harcın alınmasının doğru olmadığını, istinaf ret harcının maktu olması gerektiğini, taşınmazı iyi niyetli olarak edindiğini, temlikin gerçek bir satış olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, inançlı işlem hukuksal nedene dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel istemine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dosya içeriğinden; davacının, kayden maliki olduğu dava konusu 2231 ada 1 (eski 585 ada 232) parsel sayılı taşınmazı 07.05.2004 tarihinde davalı ...’ye temlik ettiği, ...’nin de taşınmazı 19.07.2005 tarihinde davalı ...’e devrettiği, 05.06.2010 tarihli "...Ben ..." ve "...Ben ..." şeklinde başlayan iki ayrı yazılı sözleşme bulunduğu ve anılan sözleşmelerde dava konusu taşınmazın Besihane (... Çiftliği) olarak geçtiği görülmüştür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup özellikle ara malik ... yönünden davanın husumetten reddine karar verilmesi doğru değil ise de bu hususun istinaf edilmediği gözetilerek davalı ... vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 539.971,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Duruşma 30.04.2024 tarihinde yapıldığından, 21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacı vekili için 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davalı ...’den alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.