Logo

10. Hukuk Dairesi2024/10120 E. 2024/12675 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının talebi üzerine başlatılan maluliyet aylığı bağlanması işlemlerine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yargılama aşamasında yürürlüğe giren yeni mevzuat hükümleri ve Adli Tıp Kurumu raporları da gözetilerek, davacının belirli bir süre için malul sayılmasına ve bu süreye karşılık gelen maluliyet aylığının bağlanmasına, sonrasında ise maluliyet şartlarını kaybettiği gerekçesiyle aylığın kesilmesine ilişkin yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/508 E., 2024/243 K.

KARAR : Kısmen Kabul

Taraflar arasındaki aksi Kurum işleminin iptali ile maluliyet aylığı bağlanması ve ödenmeyen aylıkların yasal faizi ile tahsili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı SGK Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, trafik-iş kazası geçirdiğini, 2008 yılında SGK’ya verdiği dilekçe ile maluliyet derecesinin arttığını ve yeniden muayene edilerek maluliyet maaşı bağlanmasını talep ettiğini, Kurum sevki ile gittiği Bursa Çekirge Devlet Hastanesi raporu ile “çalışamaz” olduğunun açıkça belirtildiğini, çeşitli sağlık birimlerine sevk edilerek muayenesinin yapıldığını, gerek tüzük gerekse yönetmelik hükümlerine göre çalışma gücünü yitirmiş sigortalının malul sayılacağının hükme bağlandığını, Ankara 8. İş Mahkemesinin 2008/891 E. sayılı davasında maluliyet başlangıcının kaza tarihi olduğu ve 30.10.1999 tarihinden itibaren sürekli iş göremezlik maaşına hak kazandığını ileri sürerek, Bursa Çekirge Devlet Hastanesinin 14.10.2008 tarih ve 1284 sayılı Sağlık Kurulu Raporuna istinaden rapor tarihinden geçerli olmak üzere iş gücünün en az üçte ikisini kaybettiğinin tespit edilmesi ve maluliyet maaşının o tarihten başlatılarak geriye dönük alacaklarının yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini, 14.06.2017 tarihli dilekçesi ile de malulen emeklilik için Kuruma başvurulan 24.06.2008 tarihini takip eden aybaşı olan 01.07.2008’den itibaren ödenmeyen malulen emeklilik maaşlarının yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II.CEVAP

Davalı SGK Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 24.12.1998 tarihinde uğradığı iş kazasına bağlı maluliyet oranının Bursa Devlet Hastanesinin 16.11.2000 tarihli raporu ile sigortalının iş kazası maluliyet oranının %0, SSK Ankara Hastanesinin 23.03.2005 tarihli raporu çerçevesinde davacının maluliyet oranının 23.03.2005 tarihi itibariyle artma kaydı ile %46, SSK Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 13.10.2006 tarihli raporu ile azalma kaydıyla %44, Bursa Devlet Hastanesinin 06.06.2009 tarihli raporu ile özürlülük ölçütüne göre %52 oranının öngörüldüğünü, 01.10.2010 tarihli Kurum yazısında da davacının maluliyet şartlarını taşımadığının ifade edildiğini, Kurum işleminde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.

III.İLK DERECE MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 14.12.2012 tarih ve 2016/19 - 2017/762 E.K. sayılı kararıyla davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV.İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı SGK Başkanlığı vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili, Kurumun itirazlarının yerinde olmadığını, Mahkeme kararında 5510 sayılı Kanun'un 27 nci maddesinin yanlış uygulandığını, bu meyanda hatanın giderilmesini, maluliyet aylığı başlangıç tarihinin yazılı istek tarihine göre 01.07.2008 olarak kararın düzeltilmesine karar verilmesi yönünden, kararı istinaf etmiştir.

2.Davalı SGK Başkanlığı vekili, Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, konunun yasal dayanağını oluşturan 1479 sayılı Kanun'un 28 ve 29 uncu maddesindeki 2/3 maluliyet koşulların oluşmadığını, 5510 sayılı Kanun'un 25.maddesindeki meslekte kazanma gücünün en az % 60’ını kaybetmediğini, 506 sayılı Kanun'un 109 uncu maddesi gereğince Kurum kararına karşı Yüksek Sağlık Kuruluna başvurulması gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 25.09.2018 tarih ve 2018/626 - 2018/1505 E.K. sayılı kararı ile dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi üzerine davacı vekili ve davalı SGK Başkanlığı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

Daire kararında; .. somut olayda, davacının 24.06.2008 tarihli talebine göre 01.07.2008 tarihinden itibaren maluliyet aylığı tahsisi isteminde bulunduğu anlaşılmakta olup, davacı hakkında aldırılan raporlarda, 5510 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihi öncesinde uygulanmakta olan Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü çerçevesinde irdeleme yapıldığı anlaşılmakta olup, yukarıda anılan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde ve yürürlüğe girdiği tarihler dikkate alınarak bir değerlendirme yapılması ile davacının maluliyet oranının en az %60 oranında olup olmadığı ve var ise oranının kaç olduğu ile başlangıç tarihinin ne olduğu hususunda Adli Tıp Genel Kurulundan yeniden alınacak rapordan sonra bir karar verilmesi gerekirken, meslekte kazanma gücü kaybına esas oran bakımından eski mevzuat, tahsis koşulları bakımından yeni mevzuat hükümlerinin esas alınması suretiyle, karar tesisinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile kurulan hüküm bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 21.10.2021 tarih ve 2020/45 - 2021/611 E.K. sayılı kararı ile Yargıtay bozma kararına uyularak Adli Tıp Üst Kurulundan alınan raporlar ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, davacının 11.11.2013 tarihi itibariyle en az on yıldan beri sigortalı bulunduğu, toplam olarak 1805 gün yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirildiği, meslekte kazanma gücünün 11.11.2013 tarihinden 01.07.2020 tarihine kadar %63 olduğu, bu sebeple bu tarihler arasında maluliyet aylığına hak kazandığı, 01.07.2020 tarihinden itibaren çalışma gücünün en az %60 (yüzdealtmış)'ını kaybetmemiş olduğu, bu tarihten itibaren maluliyet aylığı talep edemeyeceği kabul edilerek, davanın kısmen kabulü ile davacının 11.11.2013 tarihinden 01.07.2020 tarihine kadar malul sayılmasına ve takip eden aybaşı olan 01.12.2013 tarihinden itibaren 01.07.2020 tarihine kadar malullük aylığına hak kazandığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir.

C. Bozma Kararı

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı SGK Başkanlığı vekili tarafından temyiz isteminde bulunması üzerine Dairemizin 05.04.2022 tarih ve 2022/1570 - 2022/4921 E.K. sayılı karar ile bozma sonrası aldırılan Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun 24.08.2020 ve Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. Üst Kurulunun 17.06.2021 tarihli raporları esas alınarak Mahkemece, davacının 11.11.2013 tarihinden 01.07.2020 tarihine kadar malul sayılmasına ve takip eden aybaşı olan 01.12.2013 tarihinden itibaren 01.07.2020 tarihine kadar malullük aylığına hak kazandığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş ise de yargılama safhasında 28.09.2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanıp aynı tarihte yürürlüğe giren Maluliyet ve Çalışma Gücü Kaybı Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ile 03.08.2013 tarihli ve 28727 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğinin yürürlükten kaldırıldığı, yargılama safhasında yürürlüğe giren söz konusu mevzuat kapsamında da değerlendirme yapılması gerektiğinden, Mahkemece davacı hakkında belirtilen yönetmeliklerin yürürlük tarihleri dikkate alınarak; 01.10.2008-31.08.2013 tarihleri arası için Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde; 01.09.2013-28.09.2021 tarihleri arası için Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği çerçevesinde ve 28.09.2021 tarihinden sonra Maluliyet ve Çalışma Gücü Kaybı Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde irdelemenin yapıldığı, Adli Tıp 3. İhtisas Kurulundan ve raporlar arasında çelişki bulunması halinde, Adli Tıp Genel Kurulundan (veya üst kuruldan) rapor alınıp, davacının en az %60 oranında çalışma gücünü kaybedip kaybetmediği ile malul sayılıp sayılmayacağı, bu oranın varlığı halinde maluliyet başlangıç tarihinin tespit edilmesi ve sonucuna göre, 28.09.2021 tarihli yönetmelik hükümlerine göre yapılan irdeleme ile malul sayılması gerektiğinin tespiti halinde, bu yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden aybaşından itibaren maluliyet aylığının bağlanması gerekeceği dikkate alınmak suretiyle infazı mümkün kılacak şekilde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek, hüküm bozulmuştur.

D. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 30.04.2024 tarih ve 2022/508 - 2024/243 E.K. sayılı kararı ile Yargıtay bozma kararına uyularak Adli Tıp Üst Kurulundan alınan raporlar ve tüm dosya kapsamı nazarında, davacının 11.11.2013 tarihi itibariyle en az on yıldan beri sigortalı bulunduğu, toplam olarak 1805 gün yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirildiği, meslekte kazanma gücünün 11.11.2013 tarihinden 01.07.2020 tarihine kadar %63 olduğu, bu sebeple bu tarihler arasında maluliyet aylığına hak kazandığı, 01.07.2020 tarihinden itibaren çalışma gücünün en az %60 (yüzdealtmış)'ını kaybetmemiş olduğu, bu tarihten itibaren maluliyet aylığı talep edemeyeceği kabul edilerek, davanın kısmen kabulüne; davacıya 11.11.2013 tarihinden 01.07.2020 tarihine kadar maluliyet aylığı bağlanmasına ve takip eden aybaşı olan 01.12.2013 tarihinden itibaren 01.07.2020 tarihine kadar malullük aylığına hak kazandığının tespitine, 01.07.2020 tarihinde maluliyet aylığının kesilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı SGK Başkanlığı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili; maluliyete esas kaza üzerinden 26 yıl, talep tarihi üzerinden 16 yıl, dava tarihi üzerinden 14 yıl geçmesine rağmen davacıya maluliyet hakkının teslim edilmediğini, talep tarihinden sonra davacı aleyhine değişen mevzuatın uygulanmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, bozma kararından sonra dava tarihi itibariyle değerlendirme yapılması gerekirken 01.07.2020 tarihli değerlendirme yapılmasının bozma sınırını aştığını, Adli Tıp Kurumunun sadece tablolara bakarak değerlendirme yaptığını, hukuki ve fiili durumu göz önünde bulundurmadığını, davacı hakkında verilen raporların tutarsız olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

2.Davalı SGK Başkanlığı vekili; hak düşürücü süre ve derdestlik itirazlarının değerlendirilmediğini, davanın reddi gerekirken kabulünün hatalı olduğunu belirterek, kararın temyiz incelemesi sonucu bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, aksi Kurum işlemlerinin iptali ile 01.07.2008’den itibaren maluliyet aylığı bağlanması ve ödenmeyen aylıkların yasal faizi ile Kurumdan tahsiline ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 5510 sayılı Kanun’un 25 inci ve 26 ncı maddeleri ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 95 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekili ve davalı SGK Başkanlığı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

10.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.