Logo

10. Hukuk Dairesi2024/10243 E. 2024/12142 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının boşandığı eşiyle birlikte yaşadığının tespit edilmesi nedeniyle yetim aylığının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptali istemi.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemesi gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1889 E., 2024/1725 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Muğla İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/98 E., 2023/202 K.

Taraflar arasındaki Kurum işleminin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, davacının boşandığı eşiyle birlikte yaşadığının tespit edildiği gerekçesiyle aylığının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptalini, aylığının kesildiği tarih itibariyle yeniden bağlanmasını talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Kurum vekili, Kurumlarına yapılan ihbar ile davacının, eski eşi ... ile boşanmış olmalarına rağmen fiilen birlikte yaşamakta olduğu ve babası ... 'dan yetim aylığı almakta olduğunun belirtilmesi üzerine denetmenlerce yapılan araştırma ve inceleme neticesinde davacının eski eşi ile beraber yaşadığının tespit edildiğini, söz konusu rapor neticesinde davacıya 02.09.2017 tarihinde bağlanan yetim aylığı, başlama tarihinden itibaren durdurularak yersiz ödenen aylıkların borç kaydedildiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili, davacının 2006 yılında boşandığını, davacının babasının ise 11 yıl sonra vefat ettiğini, davacının eski eşinin sürekli alkol alarak davacıyı darp ettiğini, davacının bu nedenle boşandığını, davacının ve eski eşinin cep telefonlarının baz istasyonlarının bilgilerinden ayrı yaşadıklarının ortaya çıkacağını beyanla İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; davacı vekilinin istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.1 inci maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B.Temyiz Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesi ile birebir aynı sebeplerle eksik incelemeye dayalı kararın bozulmasını istemişlerdir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının boşandığı eşiyle birlikte yaşadığının tespit edildiği gerekçesiyle aylığının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptali, aylığının kesildiği tarih itibariyle yeniden bağlanması istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 5510 sayılı Kanun'un 56 ncı maddeleridir.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, dosyada yer alan tüm bilgi ve belgelerin incelenmesinde davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Temyiz yoluna başvurma harcı ve aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden ilgiliden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

Üye ...'ın muhalefetine karşı; Başkan ... ile Üyeler ..., ... ve ...'ün oyları ve oyçokluğuyla

02.12.2024 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY GEREKÇESİ

1. Somut uyuşmazlıkta, davacı kadın eşinden 2006 yılında şiddetli geçimsizlik nedeni ile Bulgaristan uyruklu eşinden boşanmıştır. Davacı kadının hak sahibi sıfatını taşıdığı babası 2017 yılında ölmüş, davacı kadına 2017 yılında aylık bağlanması başvurusu üzerine aylık bağlınmış, anneden dolayı bağlanan aylığı da 2016 yılında kendi sigortalılığı üzerinden aylık bağlanması için başvuruda bulunması üzerine kesilmiştir. Anneden dolayı bağlanan ölüm aylığı 2017 yılında yapılan denetim sonrası eşi ile birlikte yaşadığı gerekçesi ile 2017-2021 yılları için 5510 sayılı Kanun'un 56. maddesi uyarınca ödenen aylıkların yersiz ödendiği gerekçesi ile borç çıkarılmıştır.

2. Dairemizin 07.10.2021 tarih ve 2021/7072 Esas, 2021/11762 Karar sayılı ilamında yazılan karşı oy gerekçelerimde belirttiğim gibi davacı boşandığında 506 sayılı kanun yürürlüktedir. 5510 sayılı Kanun'un 5754 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değişik geçici 1. maddesi uyarınca kesilmede 506 sayılı kanun uygulanmalıdır. Anılan kanunda ise boşanılan eş ile birlikte yaşama olgusu bir kesilme nedeni olarak düzenlenmemiştir. 5510 sayılı Kanun'un 01.10.2008 tarihinden önce gerçekleşen boşanma olgusuna uygulanması olanağı, önceye etki yasağı nedeni ile olanaklı değildir.

3. Çoğunluğun önceye etki yasağı ilkesine aykırı olarak, lafzi yorum ve sigortalı aleyhine yorumu benimseyerek, sonradan gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılarak salt birlikte yaşama ve boşanan eşin desteğini alma koşulunu yeterli kabul etmesi, Kanunun ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararının gerekçelerine aykırıdır. Kaldı ki davacının babası boşanmadan 11 yıl sonra ölmüş olup davacı da bu ölümden sonra aylık isteminde bulunmuştur. Burada davacının salt aylık almak için boşandığından, dolayısı ile aylık bağlanması için bu hakkını kötüye kullandığından söz edilemez.

4. Açıklanan bu gerekçelerle Mahkeme kararının bu gerekçe ile bozulması gerekirken, onanması görüşüne katılınmamıştır.