"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2024/34 E., 2024/222 K.
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen iş kazası olduğunun tespiti istemli davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin 25.09.2014 tarihinde kendisine ait tarlada traktör ile çalışırken römorktan düşerek hastaneye kaldırıldığını, hastanede " bir seviyeden düşme " tanısı ile kaydının yapıldığını, İlçe Devlet Hastanesince verilen raporda %24 oranında iş göremez şeklinde rapor düzenlendiğini ancak ilk hastaneye yatışta herhangi bir rapor düzenlenmemiş olması nedeniyle iş kazası talebinin reddedildiğini belirterek, dava konusu 25.09.2014 tarihindeki kazanın iş kazası olduğunun tespitini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 07.07.2021 tarihli ve 2019/260 Esas, 2021/180 Karar sayılı kararıyla tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacının 25.09.2014 tarihinde meydana gelen kazadan sonra gittiği, Polatlı Duatepe Devlet Hastanesinde tarım işi yaparken düştüğü konusunda herhangi bir beyanda bulunmadığı, denetim sırasında ve Mahkemede dinlenen babası ... ve köylüsü ... 'ın beyanları dışında söz konusu kazanın tarımsal faaliyet nedeniyle oluştuğu konusunda kesin ve inandırıcı delil sunmadığı anlaşılmakla, davacının davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 16.02.2023 tarihli ve 2021/1604 E., 2023/324 K. sayılı kararıyla; somut olayda, davacının kendi nam ve hesabına çalıştığı tespit edilememiş olup, sadece soyut tanık beyanı dışında herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığından, Mahkemenin davanın reddine dair kararı yerinde olmuştur. Bu nedenlerle dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairece, 28.09.2023 gün ve 2023/7581 Esas 2023/8895 Karar sayılı ilamı ile "Eldeki davada; davacının 25.09.2014 tarihinde kendisine ait tarlada traktör ile çalışırken römorktan düşerek yaralandığı, davacının olay tarihini de kapsar şekilde 27.08.2014 ile 301.11.2014 tarihleri arasında 2926 sayılı Kanun kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğu, 25.09.2014 tarihinde saat 21:58 sırasında hastanenin acil servisine müracaat edildiği, "bir seviyeden düşme" tanısıyla ilk kaydının yapıldığı, 02.10.2014 tarihinde taburcu edildiği anlaşılmakla, Mahkemece davacıyı hastaneye götüren kardeşinin ve olay tarihinde köyde muhtar ve azalık yapanlar ile olaya ilişkin görgü ve bilgisi olan şahısların tespit edilerek dinlenilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir. " belirtilerek karar bozulmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesince, tüm dosya kapsamı itibariyle; davacının 27.08.2014-30.11.2014 tarihleri arasında 2926 sayılı Kanun kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğu, tarım işi ile uğraştığı 25.09.2014 tarihinde tarlada çalışırken hasat ettiği fasulyeleri römorka yerleştirdiği sırada römorktan düşerek yaralandığı, saat 21.58 sırasında Polatlı Duatepe Devlet Hastanesinin acil servisine müracaat edildiği, bir seviyeden düşme tanısıyla kaydının yapıldığı, 02.10.2014 tarihinde taburcu edildiği, davacının geçirdiği kazanın iş kazası olduğu, kamu tanıkları ... Dinçer, Atilla Kiraz, Suat Koç ve ... Kılınç'ın beyanları ve tüm dosya kapsamından anlaşılmakla davacının davasının kabulü ile davacının 25.09.2014 tarihinde geçirmiş olduğu kazanın iş kazası olduğunun tespitine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Kurum vekili temyiz dilekçesinde, kararın eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, iş kazası tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte bulunan ve davanın yasal dayanaklarından biri 5510 sayılı Kanun'un 13 üncü maddesine göre iş kazası;
"Madde 13- İş kazası;
a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
b)(Değişik bend:17.04.2008-5754 S.K./8.mad) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, .... meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özüre uğratan olaydır." şeklinde tanımlanmıştır.
Olayın, iş kazası olarak kabul edilebilmesi için; olaya, maruz kalan kişinin 5510 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi anlamında sigortalı olması, olayın, 5510 sayılı Kanun'un 13 üncü maddesinde sayılı ve sınırlı olarak belirtilen hal ve durumlardan birinde meydana gelmesi koşuldur.
Bu bakımdan 13 üncü madde teknik yönden tanımlayıcı bir hukuk kuralıdır. Bunun uygulamaya ilişkin sonucu ise, bir olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağının anılan maddenin tanımı ve öngördüğü unsurlar çerçevesinde belirlenebileceğidir. Kanun'un açık hükümleri bir yana bırakılarak, iş kazası kavramının unsurlarının belirlenmesine olanak yoktur. Bir olayın iş kazası sayılabilmesi için, sigortalıyı bedence ve ruhça zarara uğratan olayın, maddenin belirlediği “hal ve durumlardan” birinde meydana gelmiş bulunması gerekli ve yeterlidir. Bu sınırlı durumlar dışında meydana gelen ve sigortalıyı ruh ve bedence zarara uğratan olayların iş kazası olarak kabulüne olanak bulunmamaktadır.
Belirtilmelidir ki, kanunun, iş kazasını sigortalıyı zarara uğratan olay biçiminde nitelendirmiş olması, illiyet (nedensellik) bağını iş kazasının bir unsuru olarak ele almayı gerektirmiştir. Ne var ki, burada aranan “uygun illiyet (nedensellik) bağı” olup, bu da kanunun aradığı hal ve durumlardan herhangi birinde gerçekleşme olgusu ile sonucun birbiriyle örtüşmesi olarak anlaşılmalı, Kanunda olmadığı halde, herhangi başka kısıtlayıcı bir koşulun varlığı aranmamalıdır.
Kısacası; anılan yasal düzenleme, sosyal güvenlik hukuku ilkeleri içinde değerlendirilmeli; maddede yer alan herhangi bir ... uygunluk varsa zararlandırıcı sigorta olayının kaynağının sigortalı olup olmaması ya da ortaya çıkmasındaki diğer etkenlerin değerlendirilmesinde dar bir yoruma gidilmemelidir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.10.2009 tarih, 2009/21-400 Esas, 2009/432 Karar sayılı ilamı)
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı Kurum vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı SGK vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
21.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.