Logo

10. Hukuk Dairesi2024/6711 E. 2024/9655 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İş kazasından dolayı destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin yargılamada, mahkeme kararının davalı şirket unvanının hatalı yazılması nedeniyle düzeltilmesi gerekliliği.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararında davalı şirket unvanının, icraya konulması aşamasında tereddüte yol açacak şekilde hatalı yazıldığı ve bu durumun 6100 sayılı HMK’nın 297/1-b maddesine aykırı olduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının davalı şirket unvanı düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2378 E., 2022/1666 K.

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İpsala Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

SAYISI : 2016/7 E., 2021/161 K.

Taraflar arasında iş kazasından sigortalının vefatı nedeniyle destekten yoksunluk nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemi davasından dolayı yapılan yargılama neticesinde İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının davacılar ve davalılar vekillerinin istinafı üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 31.Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine dair karar verilmiştir.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 31.Hukuk Dairesince verilen karar davacılar ve davalılar vekilleri tarafından süresi içerisinde temyiz edildiği, davacılar ve davalılardan ... Teknik Yapı İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekillerinin temyiz incelemesini duruşmalı yapılmasını talep ettiği, murafaa yapılmak üzere tayin olunan 07.11.2023 Salı günü için yapılan tebligatlar üzerine murafaalı temyiz eden davacılar adına Av. ... ile murafaalı temyiz eden davalı ... Teknik Yapı İnş. San. ve Tic.Ltd.Şti. adına Av. ... ve davalı ... İnş. Gıda Turz. Tic. A.Ş. adına Av. ... ve davalı ... Çelik İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. adına Av. ... Sakin geldiler. Davalı Gülermak Ağır San. İnş. ve Taah. A.Ş. vekilinin mazeret dilekçesi gönderdiği görüldü ve adına gelen olmadığı, davalı ... İnşaat Turz. San. ve Tic. A.Ş. adına gelen olmadığı görüldükten ve gelenlerin yüzlerine karşı murafaaya başlanarak, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra murafaaya son verilerek aynı gün yapılan incelemede dosyada tespit edilen noksanlar yönünden dosya mahalline geri çevrildikten, geri çevirme sonrası noksanların ikmali ile Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacının, müvekkillerinin eşi ve babası olan ...'ın davalı şirketler tarafından yürütülen Edirne - İpsala - Hamzadere - Koyuntepe Baraj Sulaması işi kapsamında Edirne ili, İpsala ilçesi, Yapıldak köyü sınırlarında H1 Ana Kanalı Betonarme Sifon İnşaatı işinde çalışmakta iken 22.05.2015 yılında iş kazası geçirerek hayatını kaybettiğini, müteveffanın Orned'in sigortalı işçisi olduğu, inşaat demir ustası olarak çalıştığı, işin ana yüklenicilerinin davalılardan ... - - Gülermak ortaklığında olduğunu, işin ana yüklenicileri ile davalı ... Çelik İnşaat Şirketi arasında taşeron ilişkisi olduğunu, diğer davalı ... Teknik Şirketinin de işyerinin taşeron iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarını yürüttüğünü, İpsala Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmada ... Çelik Şirketi inşaatın asli kusurlu, ... Teknik Şirketi'nin de tali kusurlu olduğu sonucuna varıldığını, müvekkillerinin eşi ve babasını kaybetmesi ile maddi ve manevi olarak sıkıntılar yaşadığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalması kaydıyla müvekkili ... için destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat, müvekkili ... ... için destekten yoksun kalma tazminatı ve maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... Teknik Yapı İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; İpsala Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/420 soruşturma sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, böylece müvekkil şirketin kusurunun bulunup bulunmadığının tespit edileceğini, müvekkil şirketin davalılardan ... Çelik İnş...Şti.'nin taşeron olarak demir, kalıp ve beton işini üstlendiklerini, müvekkil şirketin iş alanında kazı yapma, malzeme yükleme - boşaltma veya hafriyat atma gibi işlemlerini yapmadığını, hiçbir iş makinesini kullanmadıklarını, olayın gerçekleşmesinde asıl kusurlunun DSİ olduğunu, müvekkil şirketin maddi ve manevi olarak müteveffanın ailesinin yanında olduklarını ve destek gösterdiklerini, bu nedenlerle davanın müvekkil şirket yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalılar ... İnşaat Şirketi, ... İnşaat Şirketi, Gülermak Ağır Sanayi İnşaat Şirketi ve ... Çelik İnşaat Şirketi ortak vekili cevap dilekçesinde özetle; Hamzadere Barajı işi için 19.08.2013 tarihli sözleşme ile ... - - Gülermak ortaklığının ihaleye girdiğini, ortaklığın bir kısmını alt yüklenici olarak DSİ onayı ile ... Çelik İnşaata verildiğini, müvekkil ... Çelik İnşaat Şirketi etüd raporlarında ve projelerde su probleminin yer almamasına rağmen gerekli tedbirleri aldığını, bu çalışma ile suların depo arkasında birikmesini önlediğini, yüklenici firmaların DSİ tarafından kendilerine gösterilen coğrafi alanda ve DSİ tarafından yapılan proje dahilinde çalışma yapmak zorunda olduklarını, meydana gelen kazanın toprak kayması nedeniyle meydana geldiğini, zemin etütleri ve jeolojik raporlarının DSİ tarafından hazırlandığını, çalışmaların bu raporlar doğrultusunda yürütüldüğünü, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

3.Davalı ... İnşaat Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı ve husumet itirazlarının olduğunu, müteveffanın ... firmasının sigortalı çalışanı olduğunu, kaza ile ilgili İpsala Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/420 sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, dava konusu kaza ile müvekkil şirket faaliyetleri arasında illiyet bağı bulunmadığını, davacı tarafın talep ettikleri tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, ayrıca maddi ve manevi tazminat talep edebilmesinin şartlarının oluşmadığını, manevi tazminatın zenginleşme aracı olarak kullanılamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

4.Davalı ... İnşaat Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; İpsala Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/420 sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacının ekonomik durumunun araştırılarak zenginleşme boyutuna varacak bir manevi tazminat miktarına hükmedilmemesini, meydana gelen olayda müteveffanın kusuru olup olmadığının tespitini, SGK'nın davacı eşe bağladığı maaşın peşin sermaye değerinin hükmedilecek maddi tazminattan düşülmesi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

5.Davalı Gülermak Ağır Sanayi İnşaat Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; husumet itirazlarının olduğunu, dava konusu kaza ile ilgili olarak İpsala Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmada ... Çelik inşaatın asli kusurlu, ... Şirketinin de tali kusurlu olduğu sonucuna varıldığını, SGK'nın davacı eşe peşin sermaye değerli maaş bağlanmış ise hükmedilecek maddi tazminattan düşülmesini, talep edilen manevi tazminat fahiş olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararda özetle; "Hamzadere Sulama Birliği kanal çalışmalarını yürütmekle sorumlu firmanın ...--Gülermak ortaklığı olduğu, bu hususta ortaklık ile asıl işveren DSİ'nin 2012/196895 İKN'de kayıtlı 19.08.2013 tarihli sözleşme imzalandığı, sözleşmenin incelenmesinde işin Hamzadere Barajının sulamasına ilişkin olduğu, 15 inci maddede ihale konusu işin alt yükleniciye verilebileceği ancak işin tamamının devredilemeyeceği, devredilen kısım üzerinden asıl yüklenicinin sorumluktan kurtulamayacağı, işin ana yüklenicileri olan ...--Gülermak ortaklığının davalılardan ... Çelik İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile Ankara 54. Noterliğinin 21.10.2013 tarih ve 42951 yevmiye nolu taşeron sözleşmesini imzaladığı, sözleşmenin üçüncü maddesinde sözleşme konusunun "Hamzadere Barajı Sulaması İnşaatı Yapım işinde müteahhidin isteyeceği her cins ve miktardaki altyapı ile üstyapı işleri bu işlerin gerektirdiği diğer inşaat, mekanik ve elektrik, harita ve diğer raporlama işlerinin müteahhidin yapım işi sözleşmesi ve ekleri, özel ve teknik şartnameleri ile fen ve sanat kurallarına uygun olarak" yapılmasına ilişkin olduğu, 10 ve 21 inci maddeler uyarınca teknik personel, ekip, ekipman, teçhizat, malzeme gibi gereklerin temini ve nakli ile bu ekip ve ekipmanların denetim ve gözetiminin; 24 ve 25 inci maddeler uyarınca işçilerin çalışma şartları, sağlıkları ve iş güvenliği bakımından sorumluluğun; 27 nci madde uyarınca iş kazaları neticesinde ödenmesi gereken tazminatların; 31 inci madde uyarınca toprak kayması yaşanması halinde sorumluluğun taşeron firmaya ait olduğu belirtilmiştir. Alt yüklenici ... Çelik İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile davalılardan ... Teknik Yapı İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti'nin 12.03.2015 tarihli sözleşme ile bila tarihli İSG Uygulamaları Ek Sözleşmesi imzaladığı, sözleşme konusunun Hamzadere Barajı Sulama İnşaatı kapsamındaki kanal kaplama, beton sifon yapıları ile sulama kanalı tahliyeler üzerindeki sanat yapıları, P5 ve P5A pompa binaları yapım işlerine ilişkin olduğu, 16 ncı maddenin 17 numaralı bendi uyarınca taşeronun işlerin yapılmasını etkileyecek herhangi bir hususu önceden göz önüne almamış olmasının taşeronu sorumluluktan kurtarmayacağı, 12 nci maddesinde taşeronun personelinden sorumlu olduğu, 16 ncı maddesinin 2, 4, 7 ve 15. bentlerinde işçi sağlığı, iş güvenliği ve iş kazası ile bu sebeple açılacak her türlü tazminat talepli davada taşeronun sorumlu olacağı, yine iş sağlığı ve güvenliği uygulamaları ek sözleşmesinde taşeronun yapılan işlerde iş kazasının yaşanması durumunda işçilere karşı doğrudan doğruya işveren durumunda olduğu, risk değerlendirmesi yapması gerektiği, risklerden kaçınmak ve kaçınılması olanaksız olan riskleri analiz etmesi gerektiği, işyeri dışındaki uzman kişi ve kuruluşlardan hizmet alınmasının taşeronu sorumluluktan kurtarmayacağı anlaşılmıştır. ... işçi ...'ın hizmet döküm cetveli, işe giriş bildirgeleri, şahsi sicil dosyası ile tedavi evrakları dosya arasına alınmış, "Hamzadere Barajı Sulama" işine ilişkin evraklar DSİ'den temin edilmiş, emsal ücret araştırması yapılmış, işçinin davalılardan ... Teknik Yapı Şirketi'nin sigortalı işçisi olduğu, 22.05.2015 tarihinde meydana gelen iş kazasında vefat ettiği anlaşılmıştır. Öte yandan davacılar hakkında kolluk marifetiyle sosyal ve ekonomik durum araştırması yapılmıştır. Edirne 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/397 E. 2017/376 K. sayılı dosyası UYAP sistemi üzerinden dosyamız arasına alınmış, kararın incelenmesi neticesinde hazırlık aşamasında alınan 19.06.2016 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alınarak ... Çelik İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.'nin, dolayısıyla şirket yetkilisi ...'in asli kusurlu, ... Teknik Yapı firmasının kazı ve hafriyat işleri ile ilgili görev ve sorumluluğu bulunmadığından kusursuz olduğu kanaatiyle ... Çelik İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. yetkilisinin cezalandırılmasına, ... yetkilisinin beraatine karar verildiği, kararın bu haliyle kesinleştiği anlaşılmıştır. Ancak belirtmek gerekir ki ceza mahkemesince verilen beraat kararı hukuk hakimini bağlamaz ise de, hukuk hakiminin bu bağımsızlığı sınırsız olmayıp ceza mahkemesinin maddi vakıaların belirlenmesine ilişkin mahkumiyet kararı hukuk hakimi yönünden bağlayıcı olup taraflar yönünden kesin delil niteliği taşıyacaktır. Bu açıklamalar ışığında Mahkememizce tarafların kusur oranlarının tespiti amacıyla dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, 18.07.2017 tarihli bilirkişi raporuna göre yaşanan kazanın iş kazası olduğu, meydana gelmesinde kaçınılmazlık ve kötü tesadüf faktörünün bulunmadığı, ...--Gülermak ortaklığının %40, ... Çelik Ltd. Şti.'nin %30, ... Ltd. Şti'nin %30 kusurlu olduğu, müteveffanın kusursuz olduğu yönünde görüş bildirilmiştir. Olayın oluş şekli, kazanın davalıların sahasında çalışırken meydana gelmesi, müteveffanın ...'in sigortalı işçisi olması, yukarıda maddeler halinde ayrı ayrı belirtilen davalıların sorumluluğunu ve yaşanması muhtemel iş kazaları neticesinde sorumluluğun nasıl paylaştırılacağı yönündeki düzenlemeleri içeren ve tarafların (dosyamız davalılarının) karşılıklı serbest iradeleri ile imzalanan ihale evrakları ve sözleşmeleri, Savcılık aşamasında alınan ilk kusur raporu, Mahkememizce alınan 18.07.2017 tarihli kusur raporu birlikte değerlendirildiğinde ölen işçinin kazanın meydana gelmesinde hiçbir kusurunun olmadığı da gözetilerek davalıların oluşan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları değerlendirilmiştir. SGK'ya müzekkere yazılmış, ... işçinin hak sahiplerine bağlanan gelirlerin ilk peşin sermaye değerlerine ilişkin belgeleri dosya arasına alınmıştır. Bu bağlamda dosya hesap bilirkişisine tevdi edilmiş, 06.05.2019 tarihli bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, tüm tarafların itirazı üzerine dosya yeni bir hesap bilirkişisine tevdi edilmiş, 08.06.2020 tarihli bilirkişi raporunda SGK dökümlerine göre ve yevmiye usulü günlük 90,00TL üzerinden çalışmış olmasına göre iki alternatif üzerinden davacıların destekten yoksun kalma tazminatları hesaplanmıştır. Tarafların itirazları üzerine dosya aynı bilirkişiye ek rapor tanzimi için tekrar tevdi olunmuş ise de 19.10.2020 tarihli hesap ek raporunun evlilik tenzili bakımından yapılan itirazları karşılamadığı ve karar tarihine en yakın olan güncel asgari ücretin esas alınmadığı anlaşıldığından 28.01.2021 tarihli bilirkişi ek raporu alınmıştır. Tüm dosya kapsamına göre 28.01.2021 tarihli raporun olayın oluş şekline göre usul ve yasaya uygun olduğu, tarafların itirazlarını kapsadığı, her bir itiraz bakımından bilimsel verilere dayalı alternatifli hesaplama içerdiği anlaşıldığından hükme esas alınmıştır. Davacılar vekili bedel arttırım dilekçesini ve 28.01.2021 tarihli ek raporun 3. seçeneği üzerinden ıslah harcını yatırmak suretiyle ıslah dilekçesini ibraz etmiş, bedel arttırım ve ıslah dilekçesi taraf vekillerine tebliğ edilmiştir. Dinlenen davacılar tanığının (aynı zamanda göçükten sağ kurtulan işçi) olay, zaman ve mekan örgüsüne dayalı ve tutarlı ayrıntılı beyanı ile müteveffanın günlük 90,00 TL üzerinden çalıştığı anlaşılmış ise de taleple bağlılık ilkesi gereğince davacılar vekilinin davasını 3. seçenek üzerinden ıslah ettiği gözetilerek değerlendirme yapılmıştır. Kaza tarihi itibarı ile davacı anne ve çocuğu ile ... ...'ın yaşı, sosyal ve ekonomik durumu ve paranın alım gücü birlikte değerlendirildiğinde davalılar vekillerinin rapora ve ıslah dilekçesine karşı itirazlarına itibar edilmemiş, netice itibariyle ıslah dilekçesi doğrultusunda talebin kabulüne karar verilmiştir. Bu açıklamalar sonrasında eldeki davada müteveffanın ölümü ile geriye kalan davacı eş ...'nın kaza tarihinde 25 yaşında, çocuk ... ...'in ise 1,5 yaşında olması, dolayısıyla söz konusu olay nedeniyle duydukları manevi ızdırap, ruhsal sıkıntılar, davalıların kusur durumları, ... işçinin kusurunun olmaması, olayın oluş şekli, olay tarihinden bu yana işleyecek faiz oranları ve tarafların ekonomik durumları dikkate alındığında davacılar lehine uygun miktarda manevi tazminata karar vermek gerekmiştir. Davalılar vekillerinden bir kısmı ıslah edilen kısma ıslah harç tarihinden itibaren faiz uygulanması gerektiği yönünde beyan ve itirazlarda bulunmuş ise de, iş kazası nedeniyle tazminat alacağı haksız fiile dayalı olup, faiz başlangıcı tazminatı doğuran zararlandırıcı olay tarihidir (Yargıtay 21. HD 07.11.2017 tarih 2016/7421- 2017/8929 E.-K). Eldeki davada, iş kazasının 22.05.2015 tarihinde meydana geldiği, dava dilekçesinde ve ıslah dilekçesinde maddi ve manevi tazminat istemlerinin tamamı için olay tarihinden itibaren faiz işletilmesi yönünde talepte bulunulduğu anlaşıldığından, taleple bağlılık ilkesi uyarınca maddi ve manevi tazminat taleplerinin tamamına olay tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir." gerekçeleriyle "1-626.799,14TL maddi tazminatın olay tarihi olan 22.05.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ... 'a verilmesine,

2-141.856,84TL maddi tazminatın olay tarihi olan 22.05.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ...'a verilmesine,

3-75.000,00TL manevi tazminatın olay tarihi olan 22.05.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ... 'a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,

4-55.000,00TL manevi tazminatın olay tarihi olan 22.05.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ...'a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, " şeklinde karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmedilen manevi tazminat miktarlarının müteveffanın desteğinden yoksun kalan müvekkillerini bir kez daha yıkıma uğrattığını, söz konusu kaza sebebiyle aldırılan hiç bir raporda müteveffaya kusur atfedilmediği, aksine gerek mahkemece aldırılan kusur raporunda gerekse davalıların sunmuş olduğu kusur raporlarında belirtildiği üzere davalıların müşterek müteselsil ve tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini, Kaza tarihinde henüz 30 yaşında olan ... ...'ın müvekkillerden ... ’ın eşi, diğer müvekkili ...'ın ise babası olduğu, müvekkili ...'nın kaza tarihinde 25, ...'ın ise kaza tarihinde henüz 1 yaşında olduğu, müvekkillerinin yaşları itibariyle uzun süre müteveffanın desteğine muhtaç olmalarına rağmen bundan sonraki yaşamlarına onun desteğinden yoksun olarak devam etmek zorunda olduklarını, asgari ücretin kamu düzeninden olup asgari üceretin artması halinde hüküm tarihine en yakın veriler dikkate alınarak yeniden rapor alınması gerektiğini, asgari ücrette meydana gelen değişikliğin usuli kazanılmış hakkın istisnası olduğu dikkate alındığında söz konusu kaza nedeniyle müvekkillerinin hali hazırda maddi zararının belirsizliğini korumakta olduğu, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde müvekkilleri açısından yaşanan hak kaybının önlenmesi için gerekirse güncel veriler dikkate alınarak yeniden hesap raporu aldırılmasını ve istinaf talepleri doğrultusunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep zorunluluğu hasıl olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2.Davalı ... Teknik Yapı İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirket yetkilisi ... Köse’nin yargılandığı Edirne 1. Ağır Ceza Mahkemesi 2016/397 E., 2017/376 K. sayılı dosyasına esas olarak soruşturma aşamasında ve kovuşturma aşamasında alınan raporlar sonucunda meydana gelen iş kazasında müvekkili şirketin hiçbir sorumluluğu olmadığının anlaşıldığı ve müvekkili şirket yetkilisi hakkında beraat kararı verildiğinin dikkate alınmadan tazminat alacağından sorumlu tutulduğunu, kusur raporuna karşı yasal süresinde itirazda bulunmalarına rağmen itirazları dikkate alınmaksızın ve yeni bir bilirkişi heyetinden rapor dahi alınmaksızın hüküm kurulduğunu, ceza yargılaması esnasında keşif yapıldığı akabinde üç kez bilirkişi heyetlerinden rapor alındığını, Ankara 44. İş Mahkemesi'nin 2016/1127 E. sayılı dosyasından aldırılan 11.07.2018 tarihli bilirkişi heyet raporu ile, müvekkili ... Teknik Yapı şirketinin üzerine düşen görevleri yapması ve sahada sadece beton, demir ve kalıp işçiliğini yüklenmeleri sebebiyle ayrıca iş sağlığı ve güvenliği açısından gerekli önlemlerin alınması için bir OSGB ile de anlaşılmış olması nedeniyle kusursuz olduğunun tespit edildiği, bu hususa ilişkin bilirkişi raporlarını dava dosyasına ibraz ettiklerini, Ceza dava dosyasında iş kazasının mağdurlarından ...’in jandarmaya ve polise vermiş olduğu ifadelerinde toprak kaymasının bir anda meydana geldiğini öncesinde bir belirtinin olmadığını, müvekkilinin iş sağlığı ve güvenliği kapsamında her türlü önlemi aldığını, Kazanın sebeplerinin, harfiyatın kanalın kuzey ve güney cephelerine yığılmış olması ve kanalın kenarından uzaklaştırılmamış olması, zeminin yapı itibariyle kendini tutmayan yeraltı su seviyesi yakın olan aşırı yağışlar nedeniyle suya doymuş olması nedeniyle iksa ve tahkimatının yeterince yapılmaması, birkaç kademeli kazı yapılmayarak ani göçüğün önüne geçilmemiş olması olduğu, söz konusu kazaya sebep olan yapılan/yapılmayan işlemlerin müvekkili ... Teknik Şirketinin yaptığı/yapacağı işlerden olmadığı ve görev alanına girmediği, kazanın sebebi olarak gösterilen işlemlerin kazı ile ilgili olduğu, müvekkilinin betonarme sifon inşaatına ilişkin demir, kalıp ve beton işini davalılardan ... Çelik İnşaat San ve Tic. Ltd. Şti.’nin taşeronu olarak üstlendiği, müvekkili tarafından kazı yapma, malzeme yükleme-boşaltma veya harfiyat atma gibi hiçbir işlem yapmadığı, müvekkili tarafından hiçbir iş makinası kullanılmadığı gibi zemine de müdahale edilmediği, müvekkili şirketin tüm işçilerin SGK girişlerini yaptığı, iş güvenliğine ilişkin eğitimlerini verdiği, gerekli ekipmanları tedarik ederek işçilerine verdiği, üzerine düşen özen yükümlülüğünün müvekkili tarafından eksiksiz yerine getirildiği, İlk Derece Mahkemesinin vermiş olduğu kararda müvekkili şirketin kazanın meydana gelmesinde hangi nedenlerle kusurlu olduğu ve davacının maddi ve manevi zararlarından hangi sebeplerle müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğuna gerekçeli kararda hiçbir şekilde değinmediği, bu hususun dahi müvekkili şirket aleyhine verilen kararın gerekçesinin kararda yer almaması sebebiyle hükmün kaldırılmasını gerektirdiği İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda müvekkili şirket aleyhine ihtiyati haciz kararı vermiş olup mevcut durumda müvekkili şirket aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesinin şartları mevcut olmadığından, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı ihtiyati haciz yönünden de istinaf başvurusunda bulunduklarını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

3.Davalı Gülermak Ağır Sanayi İnşaat ve Taahhüt A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu yaptığı haklarının varlığı kabul edilse bile dava zamanaşımına uğradığından işbu davanın öncelikle zamanaşımı yönünden reddi gerektiği, ... ... tarafından dava dilekçesinde de belirtildiği üzere müvekkili şirket bünyesinde çalışmadığı, SGK sorgulamasında diğer davalı ... Teknik Yapı İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. ... Teknik Yapı İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. firmasının sigortalı çalışanı olduğunun anlaşıldığı, ihtiyati haciz kararının usul ve yasaya aykırı olduğu,"tedbirde ölçülülük" ilkesine aykırı olarak ihtiyati haciz talebinin kabulü kararının kaldırılması gerektiği, Müvekkili şirketin ortağı olduğu ...--Gülermak Ortaklığı ile ... Çelik İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan Taşeron Sözleşmesi’nin “Denetim ve Gözetim” başlıklı 21 inci maddesi ve 27 nci maddesi uyarınca işçilerin iş kazasına maruz kalması durumunda taşeron ... Çelik İnş. San. ve Tic. Ltd. Şirketi, işçinin maruz kaldığı iş kazası sonucu meydana gelen zararlardan ya da her ne ad altında olursa olsun ödenmesi gereken tüm tazminatlardan birinci derecede sorumlu olacağı, işbu madde metinlerinden de açıkça görüleceği üzere dava konusu kaza sebebiyle talep olunan tazminatlardan müvekkili şirketin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı, dava konusu kazanın iş sahasında davacının da kabulünde olduğu üzere toprak kayması nedeniyle meydana geldiği, olayda kaçınılmazlık unsurunun ağır bastığı, haricen edindikleri bilgilere göre müteveffanın işçisi olduğu, diğer davalı ... Teknik Yapı Şirketi tarafından işyerinde tüm işçilere İş Sağlığı ve Güvenliği ile ilgili gerekli her türlü eğitim verildiği ve bu kapsamda gerekli her türlü malzemenin işçilerin kullanımına noksansız olarak sunulduğu, haricen edindikleri bilgilere göre diğer davalılar ... Teknik Yapı ile ... Çelik İnşaat firmalarının yetkilileri işin yapımı sırasında denetleme yükümlülüğünü yerine getirdiği ve işin gözetimi açısından çalışma sahasında daimi olarak bulundukları, bu itibarla İş Güvenliği Mevzuatı ve teknolojinin öngördüğü her türlü önlem alınmış olsa da, dava konusu iş kazasının gerçekleşmesinin önlenemez nitelikte olduğu, Yerleşik Yargıtay kararlarında da ifade edildiği üzere işçiyi gözetme borcunu yerine getiren işverenin iş kazasından dolayı sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı, raporlar arasındaki çelişki giderilmeksizin ve müvekkili şirketin sorumlu olduğuna dair bilirkişi raporlarına itiraz ve beyanları dikkate alınmaksızın kurulan hükmün usul ve yasaya aykırı olduğu, davalı ... firmasının kusur tespitinin eksik inceleme doğrultusunda yapılmış olup; yine DSİ'nin ve OSGB'nin kusurlarının araştırılmadığını, mahkemece davacının yevmiye usulü günlük 90,00 TL üzerinden çalıştığı kabul edilerek davacılar murisinin ücret tespitinin hatalı yapıldığını, Mahkemece hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

4.Davalı ... İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirket açısından davanın husumet nedeniyle reddi gerektiği, her ne kadar davacı tarafın işbu davayı işveren sıfatıyla müvekkili şirkete açsa da müvekkili şirketin davacının işvereni olmadığı, davacının, iş kazasının meydana geldiği tarihte diğer davalı ... firmasının sigortalı işçisi olduğu, bu sebeple meydana gelen kaza ve oluşan zararlardan işveren ... firmasının sorumlu olduğu, müvekkili şirketin ... firması ile birlikte müteselsil sorumluluğunu gerektiren aralarında bir alt- üst işveren ilişkisi gibi bir durum olmadığı, bu nedenle müvekkili şirket, davacının işvereni olmadığından müvekkili şirket yönünden haksız ve mesnetsiz davanın öncelikle husumetten reddi gerektiği, dava konusu kazanın meydana geldiği işin, müvekkili şirketin de içinde yer aldığı ortaklık tarafından anahtar teslimi usulü ile ihale edildiği, bu durumda müvekkili şirketin meydana gelen iş kazasında üst işveren olarak nitelendirilemeyeceği ve iş kazasından dolayı sorumlu tutulamayacağının açık olduğu, her ne kadar, İş Kanunu uyarınca iş kazaları ile ilgili alt işveren ile üst işverenin birlikte ve müteselsilen sorumlu olacağının düzenleme altına alınmışsa da müvekkili şirketin dava konusu kazada üst işveren statüsünde bulunmadığı, arz edilen yasal ve fiili durumun Yargıtay kararlarına da konu edilmiş olup, Yargıtay'ın bu durumla ilgili olarak tartışmasız bir içtihat birliği oluşturdukları, müvekkili şirketinde içinde yer aldığı ortaklığın söz konusu işi, anahtar teslimi usulü ile işi diğer davalı ... Çelik firmasına devrettiği, bu nedenle müvekkili firmanın diğer davalı ... Çelik ve ... arasında asıl işveren - alt işveren ilişkisi bulunmadığından müvekkili firmaya husumet yöneltilmesinin söz konusu olamayacağı, müvekkili şirketin olayda herhangi bir kusuru bulunmadığı gibi dava konusu kazanın meydana gelmesinde kötü tesadüf ve kaçınılmazlık faktörlerinin de etkili olduğu, davaya konu iş kazasında müvekkili şirketin herhangi bir kusuru bulunmadığı, iş anahtar tesliminin diğer davalı ... Çelik firmasına verilmiş olup tüm iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınmasından bu firmanın sorumlu olduğu, İş güvenliği mevzuatı ve teknolojinin öngördüğü her türlü önlem alınmış olsa da dava konusu iş kazasının gerçekleşmesinin önlenemez nitelikte olduğunun izahtan vareste olduğu, bu itibarla olayın meydana gelmesinde kaçınılmazlık faktörünün dikkate alınmamasının hatalı olduğu, tazminata esas ücretin hatalı olduğu, bilirkişi hesap raporunda kurum kayıtlarına göre, tanık beyanlarına göre ve davacı talebine göre ayrı ayrı alternatifli hesaplama yapıldığı ve mahkemece davacı talebine göre yapılan hesaplamaya itibar edilerek hüküm kurulduğunu, ücretin hatalı tespit edildiğini, buna rağmen Mahkeme tarafından talebin de aşılır şekilde davacıların bu alternatife yönelik ıslahı doğrultusunda karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, son nüfus aile kayıt tablosu getirtilerek davacının evlenip evlenmediği sorulmadan eksik inceleme ile karar verildiği, manevi tazminat isteminin şartları oluşmadığı gibi aksi düşünüldüğünde dahi talep edilen manevi tazminat taleplerinin fahiş olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

5.Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; İhtiyati haciz kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, Dava konusu olaya ilişkin kusur durumlarını belirleyen ve henüz kesinleşmeyen kusur oranlarını içeren birden fazla rapor bulunmakta olup; raporlar arasındaki çelişki giderilmeksizin ve müvekkili şirketin sorumlu olduğuna dair bilirkişi raporlarına itiraz ve beyanları dikkate alınmaksızın kurulan hükmün usul ve yasaya aykırı olduğu, kusur değerlendirmesinin hatalı olduğu, davalı ... firmasının kusur tespitinin eksik inceleme doğrultusunda yapılmış olup yine DSİ'nin ve OSGB'nin kusurlarının araştırılmadığı, bu yöndeki itirazlarının hiçbirinin değerlendirilmeksizin kurulan hükmün taraflarınca kabulünün mümkün olmadığı, Dava konusu aynı olaya ilişkin ekte sunulduğu ve kesinleşmiş olan; Ankara 44. İş Mahkemesi'nin 2016/1127 E. sayılı dosyasında Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı DSİ Genel Müdürlüğüne %20 oranında kusur atfedildiği; beyanlar ile dile getirilen bu hususun dikkate dahi alınmaksızın hüküm kurulduğu, üstlenilen işin bütün teknik çalışmasının, fizibilitesi, gerekli alt yapı çalışmaları, ölçümleri, jeolojik etütleri vs.nin DSİ tarafından yapıldığı ve ihale dosyası olarak hazırlanarak ihale edildiği, gerek yüklenicilerin gerekse alt yüklenicilerin ihale makamı ve denetleme makamı olan keza hakedişleri ödeyen DSİ Kurumuna ve DSİ tarafından hazırlanan teknik şartname ve ihale dokümanına aykırı hareket etmesinin mümkün olmadığı, Nitekim iş kazasının meydana geldiği; Hamzadere Barajı Sulama Sahası Sulama Anakanalı sifon imalatı km 3 + 900'de her türlü jeolojik etüt teknik çalışmasını DSİ'nin yaptığı, dosyaya sunulan uzman raporu ve diğer delillerden de anlaşılacağı üzere, dava konusu olayda müvekkili şirketin kusurunun bulunmayıp; olayın tamamen kaçınılmazlıktan kaynaklandığı, o nedenle normal şartlarda kusur oranları ile belirlenen işveren sorumluluğunun sınırını belirleyebilmenin mümkün olmadığı ve bu hususun defalarca dile getirildiği halde; mahkemece değerlendirilmediği, eksik incelemeye dayanan hükmün istinaf edilme zorunluluğu doğduğu, tazminat hesabının aktüer bilirkişi tarafından yapılması gerektiği, davacının ücretinin tespiti noktasında hata yapıldığını, ... ...'ın yapmış olduğu işin mevsimlik iş olup davacılar mürisinin sürekli çalışan bir işçi olmadığı, bu nedenle davacılar murisinin mevsim nedeni ile çalışmadığı Kasım, Aralık, Ocak, Şubat ve Mart aylarında asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması gerekirken asgari ücret aşılarak yapılan hesaplamaya itiraz ettikleri, manevi tazminatın zenginleşme aracı olamayacağını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

6.Davalı ... İnşaat Gıda Turizm Ticaret A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle 19.10.2020 tarihli raporda da müteveffanın ücretinin dosya kapsamında uygun olarak 1.400,00 TL olarak kabul edildiği, eldeki davanın bir kıdem ve ihbar tazminatı davası olmadığı için giydirilmiş ücret hesabına gidilmemesi gerektiği, giydirilmiş ücrete eklenebilecek olan barınma ve yemek yardımının 300,00 TL olduğu varsayımı ile aylık kazanç 1.400,00 TL'den 1.700,00 TL'ye çıkartılmaması gerektiği, ... işçinin şantiye ortamında çalışmakta olup kendisine nakdi olarak barınma ve yemek yardımı yapılmadığı, bu hali ile şantiye imkanları kapsamında barınmasının sağlanması ve yemek verilmesinin eldeki destekten yoksun kalma tazminatı davasında aylık ücrete eklenecek bir parametre olarak kabul edilemeyeceği, davacıya nakdi olarak yapılan ne bir barınma ödemesi ne de bir yemek ödemesi bulunmadığı, ... işçi ile barınma ve yemek dahil 1.400,00 TL üzerinden anlaşıldığının sabit olduğu, ... işçiye özel bir ev tutulması, özel yemek çıkarılmasının söz konusu olmadığı, şantiye ortamında sağlanan imkanlardan faydalanmasının söz konusu olduğu, hal böyle olunca sanki bordroya yansımış ya da elden ödenen nakdi bir kira yardımı / barınma desteği ya da yemek ücreti ödemesi varmış gibi aylık gelir belirlenmesinin hatalı olduğu, işin niteliği gereği şantiye ortamının kazanımlarının giydirilmiş ücrete bile dahil edilmesi tartışmalı olan kalemler olup eldeki davada ücrete eklenmesinin yasal hiç bir dayanağı olmadığı, 19.10.2020 tarihli raporu yazan sayın bilirkişinin 08.06.2020 tarihli raporunda belirlediği ve dosya kapsamına uygun olan asgari geçim indirimi hariç 1.400,00 TL aylık ücret üzerinden yapılan 1. hesaplamanın dikkate alınması gerekir iken bu hususun dikkate alınmamasının hatalı olduğu, hüküm edilen manevi tazminat miktarının da yüksek olup daha düşük bir miktara hüküm edilmesi gerektiği, kusur dağılımının da doğru bir şekilde yapılmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında özetle; davaya konu kazanın kazı alanındaki zemin ve kumtaşı-silttaşı-kiltaşı bantları arasından suyun sızması sonucunda, jeolojik birimlerin suya doygunluğunun artması, bantlar arasında kaymayı önleyen kuvvetlerin azalması, yaklaşık 9 derece ile kazı sahası içine eğimli kiltaşı, silttaşı ve kumtaşı bantlarının sifon kazısı nedeniyle kazı ortamının sürekliliğini kesintiye uğratarak, birim duyarlılığının azaldığı, kazıdan çıkan malzemenin şevin üstünden daha gerilere, geniş alana ya da güney yönüne depolanmayarak meydana getirilen ilave yükün sonucunda göçük olayının meydana geldiği şeklinde olup, SGK tarafından iş kazası sayılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; ...--Gülermak ortaklığının %40, ... Çelik Ltd. Şti'nin %30, ... Ltd. Şti'nin %30 kusurlu olduğu, müteveffanın kusursuz olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince hükme dayanak alınan kusur bilirkişi raporu olay tarihinde yürürlükte olan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun 4 üncü maddesinin öngördüğü koşulları gözönünde tutarak ve özellikle işyerinin niteliğine göre, işverenin, işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususları ayrıntılı bir biçimde incelemek suretiyle kusurun aidiyetini ve oranını hiç bir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptadığından kusur raporundaki değerlendirmelerin oluşa, dosya kapsamına ve iş güvenliği mevzuatına uygun olduğu kanaatine varılmış ve davalılar vekillerinin bu yöndeki istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir. Müteveffanın ücreti noktasında taraflar arasında çekişme bulunmakta ise de İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan aktüerya hesap uzmanından alınan bilirkişi raporundaki ücretin tespiti ile yapılan hesaplamanın denetime elverişli ve yerinde olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. belli bir miktar paranın verilmesi suretiyle zarar görenin tatmin edilmesini amaçlamıştır. Kazanın oluşumunda ki kusur oranı, sonucunda meydana gelen elem ve ızdırabın derecesi, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, paranın satın alma gücü, özellikle 26.06.1966 gün ve 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme kararının içeriği dikkate alındığında mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarında bir isabetsizlik yoktur. Bu noktaya kadar yapılan açıklamalar çerçevesinde taraf vekillerinin istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir. Taraflarca maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden istinaf edilen kararda, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belge ve delillere göre İlk Derece Mahkemesinin uyuşmazlık konusu hukuki ilişki ve hususları nitelemesi, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitleri, delilleri takdir ve değerlendirmesi, uyuşmazlığın çözümü için gereken hukuk kurallarını uygulaması, uyuşmazlık konusu hususları gerekçelendirmesi isabetli olup, kamu düzenine aykırı bir husus da tespit edilmediği" gerekçeleriyle "Tarafların yerinde bulunmayan istinaf itirazlarının 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b.1 ve 355 inci maddeleri uyarınca esastan reddine dair" hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Yargılamanın uzaması nedeniyle güncel asgari ücret değişikliklerinin hesaba yansıtılması gerektiğini, müvekkili sigortalının eşinin şuanda evlenme ihtimalinin düştüğünü yeniden gözetilmesi gerektiğini, müvekkili sigortalının eşinin şuanda evlenme ihtimalinin düştüğünü yeniden gözetilmesi gerektiğini beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... Çelik İnşaat Şirketi vekili temyiz dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz kararının tedbirde ölçülü olmadığını, kusur raporlarının aynı olayla ilgili diğer dosyalarda çelişkili olduğunu, DSİ Genel Müdürlüğüne kusur verilmesi gerektiğini, müvekkilinin işi anahtar teslim olarak ... Şirketine teslim ettiğinden husumetin müvekkiline yöneltilemeyeceğini, hesap raporunun aktüer uzmandan alınmasını, davacının dava dilekçesinde iddiada bulunmadığı yemek ve yol ücretinin 300 TL olarak hesaba eklenmesinin iddianın genişletilmesi yasağına tabi olacağını manevi tazminattan sorumlu tutulamayacağını beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Davalı ... İnşaat Şirketi vekili temyiz dilekçesinde özetle; hesapta giydirilmiş ücretin dikkate alınamyacağını, davanın kıdem tazminatı davası olmadığını, barınma ve yemek ücretinin nakdi olarak verilmediğinden 1.400 TL tutarındaki ücrete itibar edilemeyeceği 1. hesap seçeneğine itibar edilmesi gerektiğini, kusur dağılımının hatalı olduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.

4. Davalı ... İnşaat Şirketi ile Gülermak Ağır Sanayi Şirketi vekilleri temyiz dilekçelerinde benzer sebepleri getirmiş olmakla özetle; sigortalının müvekkilinin işçisi olmadığını, ... Teknik Yapı Şirketi işçisi olduğunu bu şirketle aralarında asıl alt işveren ilişkisi olmadığını, müvekkili şirketin işi anahtar teslim olarak ... Çelik Şirketine verdiğini, kusur tespitinin hatalı olduğunu, 23 günlük bordronun 30 güne çevrilerek hesap yapılmasının, ayrıca yemek ve yol ücretine itibar edilmesinin tazminattan indirim sebeplerinin gözetilmediğini, ıslah doğrultusunda karar verilmesinin hatalı olduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.

5. Davalı ... Teknik Yapı Şirketi vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin kusuru olmadığını, ceza dosyasında müvekkili şirket yetkilisinin kusuru bulunmadığından beraat ettiğini, müvekkilinin kazı çalışması kapsamında bir sorumluluğun olmadığını sözleşme kapsamında sadece sahada beton, demir ve kalıp işçiliğini yüklendiğini, hafriyatın konulacağı yer yağışın etkisiyle basınçta meydana gelen artıştan müvekkili şirketin sorumlu tutulamacağını, Ceza Mahkemesi tespitinin bağlayıcı olduğunu, d

Temyiz incelemesinin kapsamı" açısından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369, 370 ve 371 inci maddeleri, "Bilirkişi raporuna itiraza" ilişkin 281 inci maddesi, "Tazminat miktarının tayin ve tespiti" açısından 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 417 ve 114 maddeleri delaletiyle 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55 ve 56 ncı maddeleri, "Olayın iş kazası olarak tespiti ile SGK yönünden sonuçları" için 5510 sayılı Kanun'un 13, 16, 19, 20 ve 21 inci maddeleri, İş Sağlığı ve Güvenliğine ilişkin alınacak tedbirler bakımından işyerinin nitelik ve kapsamına göre 4857 sayılı İş Kanun'un 77 nci maddesi ile 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu maddeleri, "Usuli kazanılmış hak" yönünden 04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararıdır.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle; asıl, alt işveren ilişkisinin varlığına, kusur oran ve aidiyetinde; iş kazasının gerçekleşmesinde ... sigortalının kusurunun olmadığı açık olup, tazminattan müteselsil sorumluluğu bulunan davalılar ile kusuru olduğu iddia edilen üçüncü kişiler arasındaki kusur durumunun aralarında ileride açılması imkanı bulunan rücu davasında tartışılarak sonuca bağlanmasının mümkün olmasına, maddi tazminat hesabının dosya içeriği ile dairemizce benimsenen ilkelere uygun belirlenmesine göre, kanunun emredici hükmüne aykırılık teşkil ettiği re'sen tespit edilen aşağıdaki hususlar haricinde davacılar ve davalılar vekillerinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 6100 sayılı HMK’nın 297 nci maddesinde düzenlenen “Hükmün Kapsamı” içerisinde “1/b” bendinde “Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerinin” hükümde yer alması gerektiği belirtilmiştir.

3. Somut olayda, dava dikekçesinde davalı olarak gösterilen ve hakkında karar verilen davalı "..."nin Kocaeli Ticaret Sicil Müdürlüğünde tescilli unvanı bu olduğu halde, icraya konulacak İlk Derece Mahkemesi karar başlık ve içeriğinde infazda tereddüte mahal bırakacak ve bu şirketten başka bir şirket hakkında hüküm kurulduğu anlaşılabilecek şekilde "..." ve "... Teknik Yapı İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti." unvanın belirtilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur.

4. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

5. O halde, temyiz eden taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları gözetilerek HMK'nun 369 uncu maddesi kapsamında kanunun açık hükmüne aykırılıklar dikkate alınarak, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi hükmü bozulmalıdır.

6. Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinin düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, taraf vekillerinin temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının karar başlığında ve hüküm içeriğinde yer alan "..." ve "... Teknik Yapı İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti." unvanlarının silinerek yerlerine "..." ifadelerinin yazılmak suretiyle hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

2.İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının yatıran ilgililere iadesine,

3. Dairemizde icra edilen duruşmada davacılar kendilerini vekille, davalılardan ... Teknik Yapı İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti., ... İnş. Gıda Turz. Tic. A.Ş., ... Çelik İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. kendilerini vekille temsil ettirmiş olmaları nedeniyle karar tarihinde yürürlükte bulunan 2024-2025 yılı AAÜT gereğince 28.000 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacılara, 28.000 TL vekalet ücretinin de davacılardan tahsili ile kendisini vekille temsil ettirmiş olan iş bu davalılara verilmesine,

4.Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.