Logo

10. Hukuk Dairesi2024/7463 E. 2024/7285 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının 2012 yılı Haziran ayı ile 30.10.2015 tarihleri arasında davalı işyerinde sigortalı olarak çalıştığına dair hizmet tespiti istemi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının sosyal güvenlik destek primine tabi çalışmaya hakkı olduğu ve mahkemenin bozma kararına uygun olarak yaptığı ek inceleme sonucunda hizmet tespitine karar vermesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2021/220 E., 2024/114 K.

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki hizmet tespiti davasında İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne dair karara karşı süresi içinde davalı vekili ve fer'i müdahil Kurum vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması ve Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi üzerine davalı vekili ve fer'i müdahil Kurum vekilinin temyiz istemleri hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili ve fer'i müdahil Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin 2016 yılında tür değişikliği yaparak limited şirketten anonim şirkete dönüştüğünü, davacının geçmişte uzun süre davalı şirkete ait ... Mağazasında çalıştığını, daha sonra işten çıkarılarak bir süre çalışmasına ara verdikten sonra 2012 yılının Haziran ayında yeniden davalı şirketin ... Mağazasında müşteri ilişkileri temsilcisi/şimdiki adıyla alacak takip büro elemanı olarak çalışmaya başladığını, 30.10.2015 tarihinde iş akdine davalı şirket tarafından son verildiğini, davacının davalı şirkete ait işyerindeki çalışmaları ile ilgili olarak işe giriş bildirgesinin Kuruma verilmediğini, sigorta girişinin yapılmadığını, verilmesi gereken aylık bildirgelerin verilmediğini, davacı işçinin çalışma süresinin tamamının davalı şirketin ... Şubesinde geçtiğini, davacının 2012 yılı Haziran ayı ile 30.10.2015 tarihleri arasında davalı şirket nezdindeki hizmetinin ve sigortalılığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; davacının iddia ettiği gibi müvekkili şirkete ait ... Şubesinde çalışmadığını, müvekkili şirket ile davacı arasında sigortalılık ilişkisini kurabilecek bir çalışma ilişkisi olmadığını, davacının emekli olduktan sonra işyerinde çalışma iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının haksız çıkar elde etmek için iş bu davayı açtığını, davacının davasını ispatla yükümlü olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.

2.Fer'i müdahil Kurum vekili cevap dilekçesinde; davacının ilk işe giriş tarihinin 14.06.1978 olduğunu, ayrıca davacıya tahsis talebine istinaden Kurumca 01.08.2003 tarihinden itibaren 2103411459 tahsis no’su ile yaşlılık aylığı bağlandığını, bu nedenle davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, işyeri tescil kayıtlarının incelenmesinde diğer davalı ... Züccaciye ve Dayanıklı Tüketim Malları Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye ait ev eşyaları ticareti mahiyetli işyerinin ... Cad. No:795/A Karabağlar/İzmir adresinde bulunduğunu, 1157323.035 sicil sayılı dosyada işlem gördüğünü, 05.01.2000 tarihinde 506 sayılı Kanun kapsamına alındığını ve halen faal olduğunu, davacının iddiasını yazılı delillerle kanıtlanması gerektiğini, dinlenecek tanıkların bordrolarda adı geçen kişilerden olması gerektiğini beyanla davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 31.05.2018 tarihli ve 2017/51 Esas, 2018/279 Karar sayılı kararı ile davanın kabulü ile ... TC Kimlik, 3501008965250 sigorta sicil numaralı ...’ın Kurumda 1157323 035 sicil sayılı dosyada işlem gören ... Züccaciye ve Dayanıklı Tüketim Malları Sanayi ve Ticaret A.Ş. işyerinde 18.06.2012 – 30.10.2015 tarihleri arasında hizmet akdine istinaden asgari ücretle toplamda 1213 gün çalıştığı, bu çalışmasının tümünün Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediğinin tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ve fer'i müdahil Kurum vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 06.05.2020 tarihli ve 2018/1614 Esas, 2020/695 Karar sayılı kararıyla; İzmir 1. İş Mahkemesinden verilen 31.05.018 tarih, 2017/51 Esas ve 2018/279 Karar sayılı kararına yönelik davalı şirket vekili ve fer'i müdahil Kurum vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ve fer'i müdahil Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairenin 03.06.2021 tarihli 2020/7733 Esas, 20212/7574 Karar sayılı kararında; "...somut davada tespiti talep edilen dönemde, davacının sosyal güvenlik destek primine tabi çalışma hakkı bulunduğu sabittir. Ancak davacı vekili tarafından dosyaya ibraz olunan 14/06/2017 tarihli dilekçesindeki talebi ile daha sonra dosyaya sunulan 26/02/2021 tarihli temyize cevap dilekçesindeki beyanları arasında çelişki bulunduğu anlaşılmakla; mahkemece öncelikle davacının davalı kurumda bulunan tahsis dosyası celp edilerek dava ile ilgili talebi net bir şekilde açıklattırılmalı, isteminin, 506 sayılı Yasa’nın 63/A maddesi kapsamında yaşlılık aylığı kesilerek tüm sigorta kollarına tabi çalışma tespiti mi, yoksa, 63/B kapsamında Sosyal Güvenlik Destek Primine tabi çalışmanın tespiti mi olduğu hususu aydınlatılmalıdır. Mahkemece yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri uyarınca yapılacak değerlendirme sonucu hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

2-6100 sayılı HMK 119/1-e maddesi gereğince davacının, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini bildirmek, 194. maddesi gereğince de taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırma yükümlülüğü vardır. Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur.

Bir davada soyut veya genel hatlarıyla bir iddiayı ortaya koymak yeterli değildir. Aynı zamanda bu iddiaların, ispata elverişli hale getirilerek zaman, mekân ve içerik olarak somutlaştırılması gerekir. En azından iddianın araştırılabilmesine yönelik somut bilgi ve açıklamaların sunulması gerekir. İddia somutlaştırıldıktan sonra hâkim ve karşı taraf, bunun üzerinden savunma ve yargılama yapabilecektir. Soyut iddialar ve vakıalar üzerinden değerlendirme yapılması mümkün değildir.

Somutlaştırma yükü, genel anlamda tarafların açıklama ödevinin bir parçası ve layihalar teatisi aşamasındaki tezahür şeklidir. Somutlaştırma yükü, basit yargılama ve kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda da geçerlidir.

HMK 31 maddesi gereğince, hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. Davaya konu talebin somutlaştırılmaması halinde önce hâkim, HMK 31. maddesi ve 119/1-e maddesi gereğince davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği, somut olmayan hususların belirlenmesini davacıdan istemeli, gerekirse tarafa açıklattırma yaptırmalı, bu eksiklik giderildikten sonra yargılamaya devam etmelidir.

Yukarıdaki yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığı altında; talep ve kabul edilen süre gözetilerek, davacıya, davasını somutlaştırması adına, mahkemece öncelikle tam olarak talebi açıklattırılmalı, çalışmasının niteliği, süresi ile çalışmanın geçtiği yer davacıya sorularak açıklığa kavuşturulmalı, davacının kim tarafından işe alındığı, çalışırken kimden emir ve talimat aldığı, iş yerinde hangi işlerde çalıştığı, çalışma arkadaşlarının kimler olduğu, ücretini nasıl aldığı, çalışma şeklinin nasıl olduğu hususlarında beyanı alınarak ve eksik hususlar davacıya açıklattırılarak dava konusu somutlaştırılmalı, çalışmasının şekli eksiksiz bir şekilde açıklığa kavuşturulacak şekilde davacıya açıklattırılarak talebi somutlaştırılmalıdır.

Bunun yanında, dava konusu dönemde davalı şirketin kurum ve vergi kayıtları ile ticari faaliyetleri araştırılmalı, işyerinin kapasitesi ve iş yoğunluğu belirlenmeli, ayrıca davacının çalışmasının bulunduğunu iddia ettiği ... Şubesi adına gönderilen dönem bordrolarında ihtilaflı dönemin tamamında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak, davacının görevi, işyerinin ve ilgili şubenin kapasitesi, yoğunluğu ile davacıyla aynı şubede aynı görevi yapan başka personellerin de olup olmadığı hususlarında bilgilerine başvurulmalı, tanık beyanları arasında çelişki oluşması halinde bu çelişki giderilmeli, davalı işyerinin yoğunluğu ve kapasitesi nazara alınmak suretiyle davalı şirkete ait her bir şubede geciken tahsilatlarla ilgili ne kadar süre ile kaç sigortalı çalıştırılması gerektiği de araştırılmak suretiyle uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.

3-Yargılama aşamasında alınan taraf ve tanık beyanlarına göre davacının geciken tahsilatlarla ilgili alacak takip işlerinde çalıştığının bildirildiği anlaşılmakla, davalı şirket alacaklarının tahsili ile görevli şirket avukatlarının ve diğer tahsil elemanlarının tespit olunarak, beyanlarının alınmasından sonra varılacak sonuca göre ve yukarıdaki eksiklikler tamamlandıktan sonra fiili çalışma olgusunun varlığı hakkında bir karar verilmelidir.

Mahkemece, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yapılarak, elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. " gerekçeleriyle karar bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulü ile davacı ...’ın, fer'i müdahil Kurumda 1157323 035 sicil sayılı dosyada işlem gören davalı ... Züccaciye ve Dayanıklı Tüketim Malları Sanayi ve Ticaret A.Ş. iş yerinde 18.06.2012 – 30.10.2015 tarihleri arasında, hizmet akdi ile sosyal güvenlik destek primine tabi olarak, asgari ücretle toplamda 1213 gün çalıştığının tespiti ile bu çalışmasının tümünün Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediğinin tespitine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ve fer'i müdahil Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı şirket vekili temyizi; kararın soyut ve husumetli tanık beyanları üzerine kurulduğunu, ayrıca tanıkların işyeri ile davacının çalıştığı işyerinin farklı olduğunu, tanık ifadelerinin yetersiz olduğunu, hiçbir tanığın davacının 18.06.2012 tarihinde işe girdiğini ve 30.10.2015 tarihinde işten çıktığını ifade etmemesine rağmen tamamen davacı iddiasına dayalı olarak çalışma süresi tespitinin kabul edilemeyeceğini, davacının yaşlılık aylığı almasına rağmen tekrar sigortalı olarak çalışma iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacı Haziran 2012 tarihinden itibaren talepte bulunmuş ise de Mahkemece 18/06’dan itibaren hüküm kurulduğundan kısmen kabul kararına göre vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin hatalı hesaplandığını beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.

Fer'i müdahil Kurum vekili temyizi; yetersiz bilirkişi raporu ve tanık anlatımlarına dayalı olarak verilen kabul kararının hatalı olduğunu, çalışma olgusunun hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmediğini beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının 2012 yılı Haziran ayı ile 30.10.2015 tarihleri arasında davalı işyerinde geçen çalışmalarına ilişkin hizmet tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 5510 sayılı Kanun'un ilgili maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin ve fer'i müdahil Kurum vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

27.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.